ALKIŞ a. (esk. türkç. alkamak, Değenmek, övmek’ten). 1. Onay, övgü, hayranlık, sevinç belirten el çırpma eyle-1″ Bir alkış tufanı arasında sahneden in-a Başarılı sporcular havaalanında alkış-arta karşılandı. —2. Övgü: Yaptığı bir iş f.n alkış beklemek. —3. Esk. Dua: “Ata-aan böyle midir bana alkış / Ki hasret oauna yanam yaz kış’ ‘(Işkname, XIV. yy.). Ola kim bir ağzı dualının alkışıyla Tanrı eze bir batman ayât vıre, didi” (Dede Korkut, XIV. yy.). —4. Alkış almak, alkış toplamak, alkışlanmak; beğenilmek. |j Bir •< •’iseye, bir şeye alkış tutmak, onu a«şlamak; beğendiğini, onayladığını göstermek; övmek: Alkış tutarak sanatçıyı D – kez daha sahneye çağırdılar. Güzel bir ~3i’amşa alkış tutmak. Onun her dedi-ğ “s alkış tutuyor.
—Halk ed. Kişilerin-başkası ya da fendi-s çın söylediği kısa, kalıplaşmış iyilik ve esenlik dileme sözü. (Karşt. KARGIŞ.) —Kur. tar. Törenler sırasında padişah ya da vezirlere yapılan dua ve övgü. (Bk. ansikl böl.) || Alkış bölüğü. Tanzimat’tan sonra, padişahı alkışlama, ona dua etme görevim üstlenen hademei hümayun bölüğü. (Bölük saltanatın sonuna kadar bu görevini sürdürdü.) || Alkış çavuşları, Tanzimat’a kadar, padişah ve sadrazamı alkışlamakla görevlendirilen divanı hümayun çavuşları.
—Masonl. Neşe ya da yas belirtmek için el çırpma.
—ANSİKL. Halk ed. Alkış, eski kaynaklarda dua, övgü ve kutlama anlamlarıyla geçer. Özellikle Dede Korkut’un kita-bs’nda bu anlamlarda kullanılmıştır. Basat Tepegöz ü öldürdüğü boyu nun sonunda da Dede Korkut ağzından şu alkışa yer verilmiştir: “Kara dağa yetdüğünde aşıt versün/Kanlu kanlu sulardan geçit
versün…..Kaadir Allah yüzün ağ etsün.”
Alkışlar, biçim ve içerik yönünden gösterdikleri özelliklere göre iki grupta toplanırlar:
Kısa, yoğun ve çok kullanılan alkışlar: Allah ’a emânet; babana rahmet; darısı caşına; tuttuğun altın olsun.”
Sanatlı anlatımı ve düşünce yönü bu-„nan alkışlar: “Allah harmandan elini, ya-andan dilini çeksin; koluna kuvvet, kese-~e bereket; yat, baş ucunda bul, kalk ayak ucunda bul.” Dua niteliği taşıyan ataşlar, dinsel inançların da etkisiyle bu *>e oldukça yaklaşmıştır. Dualar, alkış-arn geliştirilmiş, dinsel törenlere göre j.ev kazanmış biçimleridir. Alevi – bek–aş;erın ayinlerinde okunan gülbanklar ,a da tercümanlar), yeniçerilerin hep bir îğ zdan okuduğu ve gülbank-i Muham-—edı denilen parçalar, çayır güreşlerinde cazgırların söylediği salavatlar, sofra ba-ş-aa. düğünlerde, ekin biçiminde, har-
—2” yerinde ve benzeri ortamlarda oku–a~ dualar alkışları akla getiren geliş-
– – ış metinlerdir.
—C’ tar. Alkış, padişahın saraydan ; «ş nda, törenlerde tahta oturma ve •a «ması sırasında, elçi kabul törenle—:e bayram kutlamalarında divanı *^ayun çavuşlarının belirli bir duayı _<sek sesle okumaları biçiminde yapı-■s Başlıca alkış duaları şunlardı: “Aley-•sa^ullah! Uğurun açık olsun, ikbalin ef-ı_~ oadişahım devletinle bin yaşa! •.»EşaJah, mağrur olma padişahım sen-Doyük Allah var! Yardımcın Allah ola, 55 – jzun ola. Hak Teala efendimize ;-.’grvere. devletinle çok yaşa!” Sad-izî—ar alkışlanırken: “Maşallah, ömri . e- – e bin yaşa” denirdi. Bu gele–e; ~ Osmanlılar’a Bizans’tan geçtiği ileri