Hadîs âlimlerinden. Adı, Âsim bin Ali bin Âsim bin Suhayb’dir. Karîbe binti Muhammed bin Ebî Bekr-i Sıddîk’ın azâdlı kölesidir. Künyesi Ebü’lHüseyin’dir. Vâsıt şehrinde doğdu. Uzun zaman Bağd’ad’da kaldı. 221 (m. 836) senesinde Vâsıt şehrinde vefât etti. Âsim bin Ali, birçok âlimin ilim meclisinde bulundu. Onlardan ilim alıp, hadîs-i şerif rivâyet etti. O, babasından, Leys bin Sa’d, Abdülazîz el-Mâcesûn, Âsim bin Muhammed, îkrime bin Ummâr, Şu’be bin Haccâc ve daha birçok âlimden rivâyette bulundu. Kendisinden de, başta Imâm-ı Buhârî, Ahmed bin Han bel, Nesâî, îbn-i Mâce, Dârimî ve daha pek çok hadîs âlimi ilim aldı ve hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundular. O, doğup büyüdüğü Vâsıt şehrinden Bağdâd’a gelmişti. Uzun zaman orada kaldı. Onun ilim meclisine yüzbinlerce kimse devam etti. Mescid-i Rasâfe’nin yanında bulunan geniş bir hurmalıkta toplanan binlerce kimseye hadîs-i şerîf öğretirdi. Hârun-ı Dîk ve Hârun-ı Mukhıle adındaki iki zât, ondan duyduklarını hemen yazarlardı. O, Resûlullah efendimizin sünnetini en iyi bilenlerdendi. Dâima hakkı, doğru olanı söylerdi. Amr bin Hafs şöyle anlatıyor: Bir gün Mescid-i Rasâfe yanındaki geniş hurmalıkta vermiş olduğu hadîs dersine zamanın devlet başkanı Mu’tasım da gelmişti. Âsim bin Ali, hafif yüksekçe bir yere oturmuş, insanlar da O’nun önünde geniş bir sahaya yayılmışlardı. Cidden çok büyük bir kalabalık vardı. O’nun, “Leys bin Sa’d, bize hadîs rivâyet etti” dediğini işittim. Fakat kalabalık onun sözünü işitemediği için tekrar etmesini istiyorlardı. O da tam ondört defa tekrar etti. Hâlâ insanlar işitmiyorlardı. Onun sözlerini yazan Hârun-ı Dîk, eğilmiş bir hurma ağacına çıkmış, anlattıklarım yazıyordu. Halife Mu’tasım, kalabalığın çokluğunu görünce, orada hazır bulunanların sayılmasını emretti. O kadar kalabalıktı ki, sayılarını tam tesbit edemediler. Onun ilimdeki üstünlüğünü birçok âlim haber verdi. îmâm-ı Buhârî’nin hadîs üstâdlanndandır. Ebû Hâtim, Sadûk (rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerde sağlam) bir râvi olduğunu bildirdi. Yahyâ bin Maîn, “Âsim bin Ali, müslümanların önde gelenlerinin büyüğü idi.” Ebû Bekr-i Mervezî diyor ki: Ahmed bin Hanbel’e, Âsim bin Ali hakkında; “Âsim’ m dünyâdaki herhangi bir işinde zayıflık var mıdır?” diye sordum. O da bana: “O’ nun hayırdan başka bir şey söylediğini bilmiyorum. O’nun hadîsi sahîh idi” ve Muhammed bin Sa’d da: “Âşım bin Ali, sika bir râvi idi. 221 (m. 885) senesinde 15 Recep P azartesi günü vefât etti” buyurdular. Iclî de: “Âsim bin Ali’nin ilim meclisini gördüm. Bu günde hazır bulunanların sayısı binlerce kişi idi. Onlardan birisi yazıyordu. Hadîste sika bir râvi idi.” Rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf şöyledir: “Kıyam et günü Rabbine müslüman olarak kavuşm ak isteyen beş vakit namazını kılsın. Zîrâ kıyam et günü bu beş vakit namaz ile çağrılacaktır. 99
Asım Bin Ali
23
Nis