wiki

ASUR

ASUR; Alm. Aşuren, Fr. Assyrie, İng. Assyria.
M. Ö. 3000 yıllarından M. Ö. 612’ye kadar Dicle’nin
batı kıyısındaki Asur şehri merkez olarak kurulan
ve gittikçe genişleyen bir devlet. Bu devlet
zamanla Mezopotamya, Elâm, Sûriye ve Mısır’a
hâkim oldu. Asur Devleti istiklâlini kazanmadan
önce Sümer, Akkad, Subar, Kut ve üçüncü Ur hânedânı
hâkimiyeti altında kaldı. Sonradan gelen Sâmi
kavimleri yerli kabilelerle kaynaşarak Asurluları
meydana getirdiler.
Asur târihinde beş devlet kuruldu. Bunlar eski,
orta ve yeni Asur çağlarında hükümrân olmuşlardır.
Eski Asur çağı: Bu çağ M.Ö. 2100-1800 yılları
arasındadır. Kral İllusuma (M.Ö. 2000) Asurluları
müstakil bir devlete kavuşturdu. Kendinden
sonra da İrisum ve Ikunum bağımsızlığı sağlamlaştırarak
memleketi îmâr ettiler. Bunlardan
sonra Asurlu Birinci Sargon, devletin sınırlarım doğuya
doğru iyice genişletti ve Anadolu ile olan ticâreti
geliştirdi. Bu çağa âit târihî bilgiler ancak kazılarda
bulunan eserlerden öğrenilmektedir.
Orta Asur çağı: Asur’un siyâsî ve kültürel
bakımdan hayli değişik olan bir çağıdır. Asur Kralı Asur-Uballit, eski Asur çağının sonlarında Bâbil
ve Mitanni krallıklarının nüfûzu altında kalmış olan
devletini bunlardan kurtardı. Hititlerle birlik olup,
Mitanni Krallığını ortadan kaldırdı. Kendisinden
sonra hükümdâr olan Enlil-Narasis (M.Ö. 1340-
1326), Adadnararis (M.Ö. 1310-1281), Birinci Salamannasar
(M.Ö. 1280-1256), Birinci Tukulti Ninurta
(M.Ö. 1255-1218) zamanlarında Asur büyümeye,
yükselmeye devâm etti. Ancak bir müddet
sonra durgunluk devresine girdi. Bu devirde Bâbil’le
devamlı mücâdele hâlinde olan Asur, Bâbil’e vergi
verir duruma geldi. Ancak, Aşşur Reş-işi (M.Ö.
1149-1117) Tıglatpileser-I (M.Ö. 1117-1090) Asurluları
tekrar büyük devlet hâline getirdiler.
Orta Asur çağı uzun bir süre devâm etti. Hukuk,
kültür ve dil alanlarında daha çok Bâbil etkisinde
kalmıştır. Bu devrin en büyük özelliği,
gelenek hâlinde yürürlükte olan hukûkî esâsların,
M.Ö. 1100 yıllarında bir hukuk kitâbı hâlinde derlenmesidir.
Yeni Asur çağı: Bu çağda devleti idâre eden
hükümdârlar orta Asur çağından beri devâm eden
hânedânın s oyundandırlar. Bunlar kısa aralıklar
dışında imparatorluğu geliştirmişlerdir. Bu devir
devamlı toprak kazanma ve savaşların olduğu bir
devirdir. Bu zamânın ünlü kralı olan Asurbanipal
zamânında savaşlar devâm ederken kültür alanında
büyük gelişmeler görüldü. Bu hükümdârın eski
eserleri toplayarak meydana getirdiği kütüphâne,
bir çok eserin günümüze kadar gelmesini
sağladı. Ancak Asur’un bu ihtişamı kısa sürdü.
Ülke, Asurbanipal’in ölümünden sonra Med, Bâbil
ve diğer devletlerin hücûmuna uğradı (M.Ö.yenildi ve imparatorluk târihe karıştı.
Asurluların dilleri eski Sâmi dilinin bir koludur.
Kullandıkları çivi yazısını Sâmilerden önce
Irak’m güneyinde yerleşen Sümerlilerden öğrendiler.
Irak topraklarında bir yıldan fazla Sâmilerle
beraber bulunan Sümerlilerin Asur edebiyâtı
üzerinde büyük tesirleri olmuştur.
Asurlular devamlı münâsebette bulundukları
devletlerin sanatlarının tesiri altında kalmışlarsa da,
kendilerine has millî özellik gösteren bir karakterleri
vardır. Sanat, İmparatorluğun yükselmesine
bağlı olarak gelişmiştir. Asur’da belli başlı yapı tiplerinin önemlileri, özel evler, saraylar, tapınaklar
ve kalelerdir. Özel evler, ortada büyükçe bir
holün etrâfında yer alan büyük odalar şeklindedir.
Saraylar ise evler topluluğuydu. Asurlular puta
taptıklarından tapmaklara özellikle önem verirlerdi.
Kaleler çok kalın yapılır ve ayrıca takviye
edilirdi. İç ve dış kale olmak üzere iki kale bulunur
ve bunlara belli aralıklarla kule konurdu.
Bugüne kadar yapılan kazılardan ele geçen
eserlere göre Asurlular pekçok sanat kolunda ileri
gitmişlerdir. Boyalı çanak y e çömlekler, taş
kaplar, çeşit çeşit mühürler, âletler, eşyâlar, silahlar,
mâden sanat eserleri kazılarda bulunanlardan
bâzılarıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir