wiki

Atlı, Lem’î

Atlı, Lem’î . (d. 1869, İstanbul – ö. 25
Kasım 1945, İstanbul), Türk besteci. Hacı
Ârif Bey’in derin etkileri sezilen ürik şarkılanyla
20. yüzyılın en büyük şarkı bestecilerinden
sayılır.
Annesini ve babasını çok küçük yaşta
yitirdiğinden, müzik düşkünü ablası ve eniştesi
tarafından büyütüldü. Soğukçeşme Askeri
Rüştiyesi’ni bitirdi (1887). Bir süre
Mülkiye Mektebi’nde okudu. 1889’da Dahiüye
Nezareti Mektubi Kalemi’nde kâtip
ve Takvim-i VakayVde yazar olarak çahşmaya
başladı. 1894’te Zaptiye Nezareti
Lem’T Atlı
Ana Yayıncılık Arşivi
Mektubi Müdürlüğü’nde başkâtipüğe atandı.
Bu görevini ve Takvim-i Vakayı yazarlığını
1907’de kendi isteğiyle aynlıncaya değin
sürdürdü. Bundan sonra kendini tümüyle
müziğe verdi.
Sesinin olağanüstü güzelliği ve yeteneği
ortaya çıkınca, genç yaşta Hafız Yusuf
Efendi’den ders almaya başladı (1881).
Yusuf Efendi, Atlı’nın eniştesinin konağında
belli günlerde düzenlenen fasıllan yönetiyordu.
Atlı, bu fasıllara gelen birçok ünlü
müzikçiyle tanıştı ve onlardan yararlandı.
1883’te bestelediği ilk şarkısını dinleyip
beğenen Hacı Ârif Bey onu özendirdi ve
ölümüne değin ders verdi. Atlı 1890’da
hanende ve Hacı Ârif Bey’in izinden giden
parlak abir şarkı bestecisi olarak ünlendi.
Hacı Ârif Bey gibi o da hiçbir çalgıyla
ilgilenmemiş, nota öğrenmemiş ve müzik
aracı olarak sesiyle yetinmişti.
Bestelerinin yandan fazlası unutuldu. Günümüze
ulaşabilmiş 200 dolayında yapıtı
başkalan tarafından notaya alındı. Mahur
Sazsemaisi sayılmazsa, yalnızca şarkı formunda
beste yaptı. Atlı’nm her biri kendi
buluşu olan ezgilerden oluşan sağlam müzik
cümleleriyle kurduğu şarkılan, ölçülü duygululuklanyla
belirginleşir. Başlıca yapıtlan
arasında “Günler geçiyor gönlümün ezvakı
tükendi” (uşşak), “Neler çektin neler cânân
elinden” (uşşak), “Ey şuh-i sertab ey dürr-i
nâyaba” (kürdiühicazkâr), “Severim her
güzeü senden eserdir diyerek” (hicaz), “Sine-
i suzanıma âhım yeter” (hicaz), “Sorulmasın
bana ye’sim garik-i hicranım” (hicaz),
“Zaman olur ki anın hacle-i visalinde”
(hüseyni), “Son aşkımı canlandıran en tatlı
emelsin” (hicazkâr), “Yok mu cânâ âşıka
hiç şefkatin” (rast), “Nedir a sevdiğim söyle
bu halin” (nihavend), “Andıkça geçen günleri
hasretle derinden” (sultanîyegâh), “Dinlendi
başım dün gece bir parça dizinde” (ferahfeza),
“Varsın gönül aşkınla harab olsun efendim”
(nişabürek) sayılabilir. Anılan, Hatıralar
(1947) adıyla yayımlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir