‘Avrupa, Ukrayna’ya sahip çıkmadı ki Suriye’ye çıksın!’
Beşar Esad göçmen krizi ile yaptığı bir açıklamada ‘Batı Şam karşıtı propagandaya son vermediği sürece daha çok göçmen ağırlar’ dedi. Batı aynı açıklamasında diyaloğa açık olduğunu söylerken Batı’nın kendilerine karşı tutumunu da değiştirmesi gerektiğini vurguladı. Putin yaptığı son açıklamalarda da Esed’in erken seçime ve aklıselim muhalefetle temasa hazır ifadelerini kullandı.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Avrupa’dan da Esed karşıtı sesler yükselmeye devam ediyor. Fransa Başbakanı Manuel Valls yaptığı açıklamada Esed’in müzakere yapılabilecek biri olmadığını belirterek Esed’le ortak çalışma yapılmayacağına değindi.
Peki, tüm bu gelişmeler ışığında Batı ve Rusya’nın Esed tutumu bölgede neleri etkileyecek?
Avrupa – Rusya – Esed üçlüsünü AjansHaber’e değerlendiren Ortadoğu Uzmanı Mahir Nakip’e göre Esed Rejimi üzerinden Rusya ve İran desteği kalkmadığı sürece Esed’i göndermenin bir yolu yok. Özellikle Rusya’nın da Esed’ten vazgeçme gibi bir niyeti de yok.
“BAŞKA HİÇBİR DEVLET KAN DÖKMEDİ”
Batının Suriye’ye karşı tutumunu ise “Batı Rusya’ya karşı kendi parçası olan Ukrayna’ya ne yapabildi ki bugün Suriye’de yapabilsin? Ukrayna Avrupa Birliğine girebilmek için gereken her türlü adımı attı, fedakârlıkta bulundu, hatta kan döktü. Ukrayna’nın dışında Avrupa birliğine girmek için başka hiçbir devlet kan dökmedi. Toprak kaybetti. Kırım’ı kaybetti ve hala da torak kaybetme ihtimali var” şeklinde ifade eden Nakip, AjansHaber’e şu değerlendirmeyi yaptı:
“AVRUPA, UKRAYNA’YA SAHİP ÇIKTI MI Kİ SURİYE’YE SAHİP ÇIKSIN!”
Ben Batı – Rusya – Esed ilişkisini size daha etkili olması hasebiyle şu şekilde ifade edeyim. Batı Rusya’ya karşı kendi parçası olan Ukrayna’ya ne yapabildi ki bugün Suriye’de yapabilsin? Ukrayna Avrupa Birliğine girebilmek için gereken her türlü adımı attı, fedakârlıkta bulundu, hatta kan döktü. Ukrayna’nın dışında Avrupa birliğine girmek için başka hiçbir devlet kan dökmedi. Toprak kaybetti. Kırım’ı kaybetti ve hala da torak kaybetme ihtimali var.
“RUSYA’NIN POLİTİKASI AKDENİZ’DE KALMAKTIR”
Rusya hakikaten dış politikasında çok güçlü ve inatçı bir ülkedir. Hem güvenlik konseyinde üye olmasını kullanıyor, hem açık bir şekilde askeri gücünü gösteriyor hem de halkının ekonomik anlamda zor durumda kalmasını da çok fazla önemsemiyor. Rusya’nın şuanda Suriye’de olan politikası da Akdeniz’de kalabilmesidir. Akdeniz’de tek üssü Suriye kaldı. Daha önce Libya vardı o da kapatıldı. Bunlar göz önüne alınınca Rusya’nın Suriye’de tutunmak için mücadele etmesi kaçınılmaz olacaktır. Rusya Esed’in kara gözüne de aşık değil. Hatta Beşar Esed fikir olarak da babası gibi sosyalist bir adam bile değildir.
“SURİYE’DE İRAN VE RUSYA’NIN BAŞARISI HİSSEDİLİYOR”
Benim kanaatime göre Avrupa bu işin birazda zamanla rayına oturacağını düşünüyor. Ne Amerika Özgür Orduyu doğru düzgün örgütleyebildi. Ne de Türkiye söylediklerini dünyaya kabul ettirebildi. Ama İran’la Rusya’nın Suriye’de yürüttüğü başarılı siyaseti adım adım hissediliyor. Deniliyor ki IŞİD Suriye topraklarının yarısına yakınına hâkimdir. Bu doğru biri bilgi ama IŞİD’in hakim olduğu bölgelerde ekonomik bir güç bir kaynak yok ve en önemlisi nüfus yok. Nüfusun büyük bir bölümü hala Esed’in hakim olduğu bölgelerdedir. Aradan 3 sene geçmiş daha hiçbir gelişme kaydedilmedi…
“RUSYA BİR ŞEY DAHA YAPIYOR…”
Suriye’de böyle bir ortam varken Rusya bir şey daha yapıyor. Türk kamuoyu bunun farkında değil. Rusya’da muhalefet toplantısı düzenliyor. Kazakistan Almatı’da muhalefet toplantıları düzenliyor. Maksat iki yönlü bir politika takip etmektir. Bu iki yönlü politikada da olmazsa olmaz bir nokta var ki o da Suriye’de Esed’i tutmaktır.
“İRAN’LA RUSYA ARASINDAKİ EN ÖNEMLİ FARK…”
Rusya, Esed’in yerine bir alternatif geliştirme konusunda biraz daha yumuşak davranabilir ama İran asla bunu kabul etmiyor. İran’la Rusya arasındaki en önemli fark da bundan kaynaklanıyor. Rusya çözüm olsun seçimi Suriye halkına bırakacağız diyor çünkü kendisinden emin. Şam’da bulunan aydın tabaka Rusya’yı destekleyecektir ve orada rahat edecektir. Batı’da böyle bir durum söz konusu değil.
“CENEVRE 1 SONUÇLARINA DÖNÜLMELİ”
Benim kanaatim Birleşmiş Milletler çatısı altında Rusya’nın da tezini yabana atmayacak bir şekilde; Türkiye ve Amerika’da etkin rol alacağı bir yapı ile Cenevre’de konuşulan noktalar üzerinde uzlaşmaları lazım. Cenevre 1 toplantıları üzerine muhalefet lideri Halit Hoca bile bir açıklama yaptı. Biz bu noktalara sadığız bunları baz alıyoruz dedi. Rusya bütün bunları da elinin tersi ile itti çünkü siz hem orada müzakere yapılsın diyorsunuz hem de Esed Rejimi’ni kabul etmiyorsunuz dedi. Bu çelişkili durumu Rusya reddetti. Bence Cenevre 1 toplantı sonuçlarına dönülmeli, tekrar kalınan noktadan hareket edilmelidir.
“MÜCADELE HEP İSLAMİ GRUPLAR ARASINDA”
Birleşmiş Milletler temsilcilerinin bölgede yaptığı çalışmalar sonrası verdiği raporda Esed’e destek verir mahiyetteydi. Birleşmiş Milletler temsilcileri Esed’in Şam’daki gücünü gördü. Orduda olan kabiliyetini gördü. Silahlarını gördü. Daha Bir tane hava üssü ele geçiremedi muhalefet gücü. Şuanda Kuzey Suriye topraklarında ve Doğu Suriye topraklarında mücadele hep İslami gruplar arasındadır. Mücadele Esed’le yürümüyor. Bu böyle gittiği sürece iç muhalefetle Esed Rejimi yıkılamayacaktır. Amerika’nın da dışardan bir müdahalesi olmadığına göre, tek çözüm yolu budur. İpe un sermenin, zamanı uzatmanın dünyaya çok şey kaybettirdiğinin görülmesi lazım artık. Ama Bir komplo teorisyeni çıkar der ki burada tehlikeli silahlar kullanılıyor, denemeler yapılıyor, bunun nasıl bir sonuç doğuracağını bilemem. Bu bölgede Rusya’nın silah denemeleri de var Amerika’nın silah denemeleri de var. Ama dediğim gibi bu işin senaryo boyutu.
“‘ESED GİDECEK’ GÖRÜŞÜ MAALESEF MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR”
Sonuç olarak Dünyanın Avrupa’nın Amerika’nın hatta Türkiye’nin de Suriye politikası maalesef gerçekleşemeyecektir. Esed gidecek yerine halkı demokrasisi gelecek görüşü maalesef mümkün gözükmüyor. Orta yolu bulacak çözüm neyse onun üzerinde uzlaşılması gerekilmektedir çünkü ortada çok önemli İran ve Rusya faktörü vardır.
KAYNAK: AjansHaber