Marmara Bölgesi’nin Trakya kesiminde, Kırklareli iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzölçümü 652 km2 olan Babaeski ilçesi, kuzeyde Merkez ilçe, doğuda Lüleburgaz ilçesi, güneyde Tekirdağ ili, güneybatıda Pehlivanköy ilçesi, batıda da Edirne iliyle çevrilidir. İlçe topraklarının tümü Ergene Havzasında^) yer alır. Bir çöküntü alanı olan bu havzanın orta kesiminde yer alan ilçe toprakları hiçbir yerde 200 m’yi bulmaz. Ergene Irmağı(*) ilçenin güney kesiminde doğu
93 batı doğrultusunda akar, ilçe sınırları içinde ırmağa katılan başlıca kol, Babaeski Deresi olarak da adlandırılan Şeytan Deresidir. Türkiye’nin sosyoekonomik açıdan gelişkin sayılabilecek ilçeleri arasında yer alan Babaeski’deki önemli ekonomik etkinlik tarım ve tanma dayalı sanayidir. İlçenin gelişmesinde, tarıma elverişli, verimli ve kolay sulanabilir toprakların bolluğu yanında, Türkiye’nin ilk şeker fabrikası olarak 26 Kasım 1926’da üretime geçen Alpullu Şeker Fabrikası ile ilçe sınırları içinden geçen E-5 Karayolu önemli bir rol oynamıştır. Alpullu Şeker Fabrikasinın bu kadar erken bir dönemde kurulması ilçede şeker pancarı üretimi ile sığır besiciliğini özendirmiş ve geliştirmiştir. Gerek bitkisel, gerek hayvansal üretimin teknik düzeyi oldukça yüksektir. Bitkisel üretim çeşitlenmiştir; ticari ürünler ağırlık taşır. Başta şeker pancarı olmak üzere buğday, mısır, yulaf, ayçiçeği, erik, üzüm ve çeşitli sebzeler yetiştirilir. Besi sığırcılığının yanında, koyunculuk ve arıcılık da önem taşır. Belediyece kurulan mezbaha ve soğuk hava tesislerinden başka, özel kesime ait süt ürünleri ve yem tesisleri de hayvansal ürünler üretimini geliştirmiştir. Yapımı 19. yüzyılın ikinci yarısında tamamlanan Edirne-İstanbul Demiryolu, Ergene Irmağını izleyerek ilçenin güney kesiminden geçer. Alpullu’da şeker fabrikası yakınlanndaki bir höyükte yapılan kazılarda İlk Tunç Çağma ait bir yerleşmenin varlığı ortaya çıkanlmıştır. İÖ 1200’lerde Trakların yurdu olan bu topraklardaki başlıca yerleşme merkezi Burtizo’ydu. Roma döneminde önemli yollardan biri buradan geçiyordu ve kent bu tarihlerde önemli bir merkez durumundaydı. Bizans imparatoru I. Anastasios’un (hd 491-518) yaptırdığı ve Marmara’dan Karadeniz’e kadar uzanan Büyük Limes Suru, daha sonraları Bulgara phygon adıyla anılan kentin yanından geçmekteydi. I. İustinianos (hd 527-565) tarafından onartılmasına karşın, daha sonraki sürekli saldırılarla harap olarak günümüze ulaşamadı. Yöre, 1359’da Şehzade Murad (sonradan I. Murad) tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Halkının önemli bir bölümü Rumlar ile Bulgarlar- dan oluşan yöre 19. yüzyıl sonlarında Edirne vilayetinin Kırkkilise sancağına bağlı Baba-yı Atik kazasının sınırları içindeydi. Kurtuluş Savaşı sırasında yöre 23 Temmuz 1920’den 9 Kasım 1922’ye değin Yunan işgali altında kaldı. Ergene Irmağına katılan Şeytan Deresi vadisinde kurulmuş olan Babaeski kenti, E-5 Karayolu üzerinde yer aldığından, Avrupa’dan Türkiye’ye gelen ve giden yolcuların duraklama merkezidir. Kırklareli’ni Edirne-İstanbul Demiryoluna bağlayan şube hattı da kentten geçer. Sanayinin sürekli gelişmesi kent nüfusunun da artmasına neden olmuştur. Sanayi, özellikle gıda dalında yoğunlaşmıştır.
Babaeski,
16
Oca