İslam

BESİN MADDELERİ VE İLAÇLAR

BESİN MADDELERİ VE İLAÇLAR
Bileşik olmayan ilaçlar:
Bu hususda İmam Buhari, Sahih’inde özel bir bölüm
ayırmıştır.
Doktorlar diyorlar ki: Eğer bir ilaç vücuda gözle
görülecek şekilde tesir etmezse, buna birinci derece
derler. Tesir gösterir de zarar vermezse, buna ikinci
derece derler. Zarar verir de etkilemezse, üçüncü derece;
etkilerse, dördüncü derece derler ki, bunlar da
zehirli ilaçlardır. İlaçların güçleri tecrübe ve kıyas ile
bilinir.
İlaçların terkibi ya sun’i olur, tiryak gibi; yahut
tabii olur, süt gibi. Çünkü süt; su, peynir ve kaymaktan
mürekkeptir.
İlacm kokusu keskin ise, hararetinde; hiç kokusu
yoksa serinliğine delalet eder. Eğer kokusu normal ise,
ilaç da normaldir. Diğerlerini buna kıyas etmelidir.
Tatlılar, hararetli, tuzlular keskin, ekşiler serin,
yağlılar ise mutedildir.
İlaçlar ve gıda maddeleri:
Bunlan alfabetik sıraya dizdim. Cenab-ı Allah C.C.
şöyle buyuruyor:

«Ara (nasıl) yaydık, ona sağlam dağlar attık, onda
gönül açan her çiftten bitirdik. Bütün bunları Allah’a
yönelen her kulun, gönül gözünü açmak için ve
ona ibret vermek için (yaptık).» — Kaf: 7, 8.
Müfessir Katâde, Hasan-ı Basri’den şu açıklamayı
rivayet ediyor: Süleyman A.S. Mescid-i Aksayı yapınca
içeri girip namaza durdu. Baktı ki, önünde yeşil bir
ağaç. Namazı bitirince ağaç dedi ki: Ne olduğumu sormayacak
mısın? Süleyman A.S.: «Sen nesin?» dedi.
Ağaç: Ben şu ağacım ve şu dertlere devayım, dedi.
Süleyman A.S. ağacın kesilmesini emretti. Ertesi gün
aynı hâdise tekerrür etti. Artık mescide her girişinde
yeşil bir ağaç görüyor ve ağaçtan çeşitli bilgiler alıyordu.
Böylece ortaya bir tıp kitabı çıktı. Bir çok ilaçları
ondan yazdılar.
îbn-i Abbas R.A. merfu olarak şöyle bir hadis rivayet
ediyor:
«Süleyman A.S. namaza durduğu zaman önünde
bir ağaç görürdü. Ağaca: Adın nedir? derdi. Ağaç da,
adım söylerdi. Sen neye yararsın derdi? Eğer dikilecekse
dikerler, ilaç olacaksa yazarlardı.» — Ebu Nuaym.
TURUNÇ :
Peygamber S.A.V.’in turunca bakmayı sevdiği rivayet
edilir. Ve şöyle derlerdi«Mü’min turunca benzer; tadı da hoştur. Kokusu
da hoştur.» — Sahihi Buhari.
Ekşi turunçtan yapılan şurup mide yanmaları için
yararlıdır. Bu şurup kalbi takviye eder ve ferahlık
verir. İştahı açar, susuzluğu giderir. Safra, ishal ve
kuşağını keser. Çarpıntıyı önler, sıkıntıyı defeder. Ekşi,
kumaştan mürekkep lekesini çıkarır ve yüzdeki çilleri
izale eder. Ekşi, sinire zarar verir. Göğsü daraltır.
Turuncun kabuk altındaki beyaz, etsi kısmının ise
hazmı zordur, kulunç ağrısı yapar.
Turuncun çekirdeği, kabuğu, yaprağı ve çiçeği hararet
verir. Çekirdeğinde tiryak hassası vardır. 5 gr.
turunç çekirdeği döğülür de, akrebin soktuğu yerin
üzerine konursa acısını keser. Bundan iki miskal şurup
içilirse bütün zehirlenmelere iyi gelir. Turuncun sarı
kabuğundan da turunç macunu yapılır; kulunca faydası
vardır. Şehveti kuvvetlendirir, iştahı açar, şişkinliği
giderir. Çiçeği daha kuvvetli ve daha hoştur. Turuncun
kokusu veba salgınını önler, havayı temizler.
Mesruk şöyle bir hadise anlatıyor: Hz. Âişe’nin
yanma gittim, orada âmâ bir adam gördüm. Hz. Âişe
ona kesip kesip turunç veriyordu, turuncu bala batırıyordu.
Bu kim? dedim. Hakkında «Abese suresi» nâzil
olan Abdullah İbn Ümmü Mektûm, dedi.
Acı Ilgın: Bu iri bir ağaçtır. Meyvesi nohutu andırır.
Pelit gibi kuvvetlidir. Fakat zararı etkileyici değildir.
Kabız yapar, kanı keser. Kur’an-ı Kerim’de bir
yerde geçmektedir. — Sebe’ süresi: 16.Isfahan sürmesi: Göz sinirlerini kuvvetlendirir,
Peygamberimiz S.A.V. bunun hakkında şöyle buyur-*
muştur:
«Gözünüze çektiğiniz en iyi sürme, ismid (Isfahan)
sürmesidir. Göze parlaklık verir, kirpikleri uzatır.»:
— Ebu Davud.
Hadisin mânâsı şu demektir ki, bu sürme gözün
sağlığını koruyucudur. Tedavi edici değildir.
«Resululiah S.A.V.’in bir sürmeliği vardı. Geceleri
her gözüne üçer defa sürme çekerdi.» — Tirmizi.
İçerisine misk katılan sürme daha da rahatlatıcıdır.
Abdullatif diyor ki: İsmid (Isfahan sürmesi) kirpikleri
gürleştirir, göze güzellik, kalbe sevgi verir.
Erik: Mideyi aşağıya doğru sarkıtır. Kamı yumuşatır.
Yemekten önce yenmesi, sonra yenmesinden
daha faydalıdır. Erik şurubu safradan mütevellit sıtmaya
iyi gelir; yumuşaklık verir. Susuzluğu keser.
Müshil olarak kullanılan şurup vs. ye karıştırılır.
Mekke ayrığı: Gayet hoştur. İdran ve âdet kanım
sürer. Şişlikleri dağıtır. Peygamberimiz S.A.V. hadislerinde
ondan bahsetmiştir. (1)
(1) Bkz. Sa h ih -i M üslim : C. 2, S. 987-989. Hadis No: 1353, 1355
M ütercim .Pirinç: Buğdaydan sonra en besleyici gıda. İshali
durdurur. Sütle pişirilirse bu etkisi azalır. Şekerle alınırsa,
mideden daha kolay geçer; vücudu besler, meniyi
arttırır.
Pirinç yiyenler güzel rüyalar görürler. Keçi böbreği
ile pişirilmiş pirinç unu ishal yapan ilaçlar için
gayet faydalıdır. Bu, tıp ilminin bir sırrıdır. Yiyeceklerin
efendisi önce et, sonra pirinçtir. Hz. Ali de merfu
olarak:
«Pirinç, içinde hastalık unsuru bulunmayan tam
bir şifadır.» Hadisini rivayet etmiştir.
Misvak ağacı: imamı Âzam, en iyi cins misvakın
bu olduğunu söylemiştir. Zira, bunun misvaki kelama
güzellik verir, dili çözer, ağız kokusunu güzelleştirir,
iştahı açar ve beyni temizler. Misvak için en iyisi, gül
suyunda ıslatılarak kullanılmasıdır.
Ibn-i Abbas şöyle bir hadis rivayet ediyor.-
«Misvakte on bir haslet vardır: Ağzı temizler, diş
etlerini sertleştirir, balgamı söker, insanı horluktan
kurtarır, mideyi açar, sünnete uygundur. Allah’ı C.C.
razı eder, sevabı arttırır ve melekleri sevindirir.»
Hz. Huzeyfe R.A.:
«Resulullah S.A.V. gece namazına kalktığı zaman
dişlerini misvaklerdi.» demiştir. — Buharı.\^V^/V\’VWWWVWWWWWWWVWVWWWWWWWWWWW’W
«Misvak insanın güzel konuşmasını daha da arttırır.»
diye varid olmuştur. — Ebu Nuaym.
Misvakın fazileti hakkında çok ve meşhur hadisler
vardır.
Nar, reyhan:
«Peygamberimiz S.A.V. Nar ve reyhan çöpü ile
dişleri kurcalamayı menetmiştir.»
Hz. Ömer de, dişleri kamışla kurcalamayı menetmiştir.
Tavşan : Tavşan eti, Sevda yapar. En iyi tarafı sırt
ve but etleridir. Tavşanın hayız gördüğü söylenir.
Peygamberimiz S.A.V. Tavşan eti yemeyi bırakmıştır.
Hz. Enes şöyle diyor:
«Tavşan ürettik. Ebu Talha Peygamberimize S.A.V.
tavşanın but ve uyluklarını gönderdi, Peygamberimiz
de kabul etti.» — Buhari Müslim.
Ispanak: Boğaz ve göğüs kurumasına iyi gelir,
kamı yumuşatır.
Karabaş otu: Sevda ve balgam çıkmasını kolaylaştırır.
Beyin rahatsızlıklarına faydası vardır. Bundan
bir çeşit şurup yapılır.Mersin ağacı: İshali durdurur. Kokusu şiddetli
başağnsım geçirir. Döğülür de yara ve sivilce üzerine
konursa, iyi eder. Sağlam uzuvları da kuvvetlendirir.
Pişirilir de üzerine oturulursa, makat ve rahim çıkmasına
yarar sağlar. Yağı, saçı siyahlaştırır. Araplar mersin
ağacına reyhan (Kokulu bitki) derler. Peygamberimiz
S.A.V. şöyle buyurmuşlardır. «Birinize reyhan ikram edildiği zaman reddetmesin.
Çünkü o cennettendir.»
Ancak şu kadar var ki, reyhan çöpü ile diş kurcalanmaz.
Suyu yanıklara iyi gelir. Bunun da şurubu
yapılır. Şuruplar içinde öksürüğe faydası olan ve ishali
kesen biri varsa ayva şurubudur. Mersin tohumundan
bir çeşit macun yapılır. İbn-i Abbas şöyle
diyor:
«Gemiden indiği zaman Nuh A.S.’ın ilk diktiği
ağaç mersin ağacı idi.» Yine İbn-i Abbas’dan:
«Adem A.S. Cennetten üç şeyle indi: Mersin ağacı,
Buğday — ki dünya yiyeceklerinin efendisir — ve acve’dir
— ki dünyadaki meyvelerin efendisidir.» — Ebu
Nuaym.
Erişte: öksürüğe ve boğaz kurumasına iyi gelir.
Geç hazmolur. Hazmedilince de çok enerji sağlar.Kuyruk yağı: Mide için zararlıdır, sinirleri yatıştırır.
Hz. Enes şöyle diyor:
«Resulullah S.A.V. siyatik için, yaylım tavsiye
ederdi. Şöyle ki: Bir miktar kuyruk eritilir. Bu üçe
bölünür. Her gün aç karnına bir miktar içilir.» — îbn-i
Mâce.
Hz. Enes diyor ki: Resulullah S.A.V. bunu üç yüzden
çok hastaya tavsiye etti; hepsi de iyi oldular.
Çünkü kuyruk, kalça sinirlerini yumuşatır. Zira,
bu koyunlar yavşan ve pelin (Ayvadana) otlarını yayılır
ki kalça sinirleri için çok faydalıdır.
Kadm tuzluğu, sarı çalı: Safrayı söker, susuzluğu
giderir, karaciğeri takviye eder. Öz suyu cildi temizler.
Suda ıslatılarak ve hap yapılarak elde edilen ilaçlara
ve altın şurubuna karıştırılır. Çoban değneği: Şurubu kan keser, kendisi müshildir.
Tek özelliği budur.
Anason: îç ağrısını dindirir, gazı çıkarır; hayız kanını,
sütü ve meniyi çoğaltır; zehirlenmeleri önler. Suyu
göze sıkılırsa göze parlaklık verir. Bunun içindir ki,
bahar geldimi yılan, anason arar ve gözüne sürer. Çünkü
kışın yılanın gözü zayıflar. Anason; kaynatılarak
ve pişirilerek yapılan ilaçların terkibine katılır. îlk ön-ce çok yakar. Rutubetlidir. Gıda olarak ne iyi, ne kötü,
ortadır.
Papatya : Yumuşatıcıdır. Gaz yapar. Çözücü gücü
vardır, özelliği de budur. Suyu içilir veya lapasının
üzerine oturulursa idrarı ve âdet kanamasını söker.
Ana karnından bebeği ve eşi çıkarır. Merhemlere ve
sıcak lavman maddelerine konur.
Bakla: Çok gaz yapar, hazmı zordur. Tavuk, bakla
yeyince, yumurtadan kesilir. Pişirilir de çocuğun eteğine
vurulursa kıl bitmez. Haşlaması öksürük için iyidir.
Bakla yiyenler karışık rüya görürler. Bakla düşünme
kabiliyetini zayıflatır. Unutkanlık verir. Hipokrat,
baklanın iyi bir gıda olduğu ve sağlığı koruduğu
hususunda İsrar ediyor. Yemeğine kekit, zeytinyağı
ve tuz konursa zararı defedilmiş olur.
Patlıcan: Siyahı sevda yapar. Pişmiş patlıcan ezmesi
basur için yararlıdır. Yağda kızartmakla zararı
izale edilebilir. Beyazının kalitesi daha üstündür.
Hasırotu; Külü yara üzerine konursa, kanamayı
durdurur. Hasır otu çiğnemek soğan ve sarımsak kokusunu
alır. Külü, kanayan burna üflenirse kanamayı
durdurur. İbn-i Sina: Hasır otu, kanamayı durdurur,
yarayı iyi eder, demiştir.Buhari ile Müslim şöyle bir hadis rivayet ediyorlar:
«Peygamber S.A.V.’in azı dişleri kırıldığı zaman,
kızı Fatıma, bir parça hasır alıp yaktı. Külünü yaranın
üzerine koyunca kanaması durdu.»
Hasırda kurutucu bir madde bulunduğu için kam
keser.
Buhari’de «Hasırla tedavi» şeklinde bir bölüm vardır.
Erik: Hassası, şeftalininkine yakındır. Bundan da
yukarıda söz edilmişti.
Boğa yaprağı tohumu: Dizanteri ve barsak ağrısına
iyi gelir. Susuzluğu kandırır. Yumuşaklık verir.
Yağda kızarması ishali önler. Sağlamlardan başkaları
kullanmamalıdırlar.
Besbaye, düğün çiçeği: Sevda ve balgamı sürer.
Lavman, fitil ve pişirilerek kullanılır.
Taze hurma ve hurma koruğu: Mideyi tabaklarcasma
düzeltirler. îbn-i Mâce, Peygamber S.A.V. şöyle
dediğini rivayet ediyor:
«Taze hurmayı kuru hurma ile birlikte yeyin. O
zaman şeytan der: Şu insanoğluna bakın, eski ile ye-niyi bir arada yiyor.» Bir rivayette de «Şeytan üzülür»
deniyor. Aynı hadisi Nesei de rivayet etmiş ve münker
nevinden olduğunu söylemiştir.
Soğan: Soğan yemek, su değişikliğine iyi gelir,
iştahı açar, şehveti arttırır, balgamı keser. İlaç içtikten
sonra soğan koklamrsa kusmayı önler, soğan etle
yenirse etin kokusunu izale eder.
Muaviye R.A., ziyaretine gelen bir heyete verdiği
ziyafette onlara soğan da getirtti ve: Soğandan yeyin;
zira bir kimse yabancı bir diyarda soğan yerse oranın
suyu ona zarar vermez.
Soğanın zararları ise, baş ağrısı yapması ve gözün
önünü karartmasıdır. Çoğu aklı bozar. Çiği bu
hususda daha da zararlıdır. Peygamberimiz S.A.V.
şöyle buyurmuşlardır:
«Soğan ve sarımsak yiyenler mescidimize yaklaşmasınlar.
Çünkü insanlara eziyet veren şeyler meleklere
de eziyet verir.» — Buhari. Ancak bu kerahet tahrimi
değil, tenzihidir.
Tükrük: Oruçlu bir insan akrebin üzerine tükürürse
akrebin öleceği söylenir.
Kavun, Karpuz: Karpuz rutubet, kavun hararet
verir. Abdeli, Abdullah kavunu demektir. Çok şirin olduğu
için çok hararet verir. Kavun da karpuz da içeriyi
temizler, idran bollaştırır. Çabuk hazmolur. Kavunla
veya çekirdeği ile yüz oğuşturulursa lekelerinialır. Bunlar böbrek ve mesane taşlarını eritir. Midede
hangi özsu varsa kendi de ona dönüşür. Etin içine
kavun kabuğu konursa daha iyi pişmesini sağlar.
Karpuz yiyen ille arkasından yemek yemelidir.
Böyle yapmazsa gözleri kararır, çoğu zaman da kusar.
Midede bozulduğu zaman çıkarılmalıdır. Aksi halde
insanı fena halde zehirler. Ateşi olanlar karpuzun arkasından
sirkeli bal şerbeti, üşütenlerse zencefil içmelidirler.
Peygamberimiz S.A.V.’den şöyle rivayet edilmiştir:
«Peygamberimiz S.A.V. karpüzu taze hurma ile
yerlerdi ve bu ikisi, birbirini nötür hale getirir.» derlerdi.
— Ebu Davud Tirmizi.
«Peygamberimiz S.A.V. meyveler içinde üzümle
karpuzu severlerdi.»
Ebu Müshir el-Ğassani diyor ki: Babam karpuz aldığı
zaman «Çizgilerini say; tek çıkarsa şirin olması
daha muhtemeldir.» derdi.
fbn-i Abbas’dan:
«Kavun (Karpuz) hem yiyecek, hem içecek, hem
de kokudur. Mesaneyi yıkar, karnı temizler, meniyi
çoğaltır, cimaa yardım eder, cildi güzelleştirir ve mide
bozulmasını önler.»
Kavunda bu özelliklerin bulunduğunda şüphe yoktur.
TABİÎ İLÂÇ HER ZAM AN FAYDALIDIR 6 3
Tam acıkmadan yenmemelidir.Kaz: Tavuk etinden daha hararetlidir.
Semizotu : Safra için çok yararlıdır, özelliği sirke
ile yenmesi ve yara üzerine merhem olarak konmasıdır.
Diş ağrısmı keser. İktidarsızlık yaratır. İştahı keser.
Yatağa konursa insan rüya ve düş görmez.
«Peygamber S.A.V.’in ayağında bir yara vardı.
Semiz otunu ıslatarak suyunu yaranın üzerine sikti;
Yara, iyi oldu: ‘Allah C.C. sana bereket versin, istediğin
yerde bit.’ dedi.»
Palamut: Palamut yemek, yataklarını ıslatanlar
için çok yararlıdır.
Fındık: Ağır hazmedilir. Safra yapar. Mideyi bulandırır,
baş ağrısı verir. Beyni geliştirir, zehiri keser.
Menekşe: Hararet verir, kokusu ve merhemi tansiyon
yükselmesinden mütevellit baş ağrılarım dindirir.
Bulamacına veya suyuna oturulursa aynı etkiyi
gösterir. Nezleye birebirdir. Iç ağrılarım teskin eder.
Lavman, hap, fitil ve merhem olarak suda ıslatılarak
ve pişirilerek kullanılır.
Natron: Yumuşaklık verir.  Lavman çeşitlerine ve
kimyon macununa karıştırılır.

Yumurta: Yumurtanın en iyisi, tavuk yumurtasıdır.
Rafadanı katısmdan daha besleyicidir ve mutedil
bir gıdadır. Katisı, bühara dönüşür. Sarısı hararet,
akı soğukluk verir. Akı yüze sürülürse güneşin
tesirini önler.
Pişmiş yumurta yanıklara iyi gelir, sancıyı keser,
göz ağrısını dindirir. Rafadan yumurta öksürüğe, göğüs
tıkanıklığına, ses kısıklığına ve âdet kanamalarına
faydalıdır. Hazmı kolaydır, çok besleyicidir. Cimam
lezzetini arttırır. Peygamberimiz S.A.V.’den şöyle bir
hadis rivayet edüir:«Peygamberlerden biri zayıflığından Cenab-ı Allah’a
şikâyette bulundu. Cenab-ı Allah C.C. ona yumurta
yemesini emretti.» — Beyhaki. (Şuabu’l-îman.)Toprak: Cenab-ı Allah C.C., Kur’an-ı Kerim’de
topraktan bahsetmiştir:
«Allah yanında İsa’nın durumu, Âdem’in durumu
gibidir: Onu topraktan yarattı.» Âl-i îmran: 59
Toprak, rutubeti kurutur. Peygamberimiz de:
«Âdem oğlunun gözünü ancak toprak doyurur.»,
buyurmuştur.
Acı bakla s Balla yenirse solucanı düşürür. Göbeküzerine vurulan lapası da aynı etkiyi gösterir. Unu
yüzdeki lekeleri çıkanr. Suyu, bit kısmını öldürür.
Kudret helvası •. Hararetlidir, hafif yumuşaklık verir.
Çocuk ilaçlarmdandır. Kur’an-ı Kerim’de zikredilmiştir.
— Bakara- 57, Âraf: 160, Tâhâ: 80.
Türbüt: Pek katı olmayan balgamı söker. Üzerine
biraz zencefil ilâve edilirse katisını da söker. Pişirilerek,
lavman ve hap şeklinde kullanılır.
Elma: Fethi denilen nev’i, kalbe kuvvet verir. Bu
konuda merfu bir hadis olduğu rivayet edilir. Şurubu
da kalbi takviye eder, vesveseyi önler. Nabati cinsinden
reçel yapılır. Ekşi elma unutkanlık verir.
Dut: Sam dutu kabız yapar. Ham dut, sumak
gibi özellik gösterir. Dut reçeli boğaz ağrıları
için çok yararlıdır. Beyaz dutun gıdası daha az ve
mide için pek kötüdür. Dutun yemekten önce yenmesi
uygundur. Üzerine soğuk su içilmelidir.
Hurma: Hz. Ali şöyle diyor: Hurmanın en iyi cinsi
berni denilenidir. Bir rivayette de Peygamberimiz
S.A.V.:
«En iyisi hurma cinsi bemî’dir, bütün hastalıktan
giderir.» buyurmuştur Ebu Hureyre R.A. rivayetinde de.-
«Bemî hurması, hep şifadır; içinde hastalık namına
bir şey yoktur.» deniyor.
Bir rivayette ise Peygamberimiz S.A.V. şöyle buyurmuştur:

«Kadınlarınıza hurma yediriniz. Çünkü hurma yiyen
kadının çocuğu uslu olur.»
Yaş hurma Hz. Meryem’in yiyeceği idi. Bundan
daha iyi bir yiyecek olsa idi, Cenab-ı Allah C.C., onu
yedirirdi. Bu hususda Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor:
«Hurma dalım sana doğru silkele, üzerine, olmuş
taze hurma dökülsün.» — Meryem: 25.
«Resulullah S.A.V. için hurma ıslatılırdı, bunu ertesi
ve daha ertesi gün içerlerdi. Daha sonra ise ya
içerler veya dökerlerdi.»
Bir rivayette de:
«Hurma yiyen kulunç ağnsı görmez.» deniyor.
îbn-i Abbas R.A. diyor ki: Resulullah S.A.V. daha
çok acve hurmasını severlerdi.
Müellif Zehebî der ki: Çünkü acve hurması, üstün
ve yeterli bir gıdadır. Üzerine sade yağ ilâve edilirse,
yeterliliği daha da artar. Başka bir rivayette de:«Acve, Cennet meyvelerindendir.» deniyor. — Ebu
Nuaym, Kitabu’t-Tıp.
Sa’d b. Ebi Vakkas da merfu olarak şöyle bir hadis
rivayet ediyor:Kim sabahlan yedi tane acve hurması yerse, o
gün ona ne zehir, ne sihir hiçbir şey zarar vermez.»
— Müslim.
Müslimin bir rivayetinde ise:
«Her kim sabahleyin Medine’nin haram (Kutsal,
yasak) bölgesinden yedi hurma yerse, akşama kadar
ona zehir dokunmaz.» deniyor.
Müellif Zehebî der ki: Acve bir cins Medine hurmasıdır.
Sayhani’den daha iridir. Rengi siyaha çalar.
Ağacını Peygamberimiz SA.V. dikmiştir. Mübarek olması
bu yüzdendir. Onun elinin dokunduğu şeyler hep
bereketli olur. Meselâ: Kabir azabı çeken iki kimsenin
mezarlarına birer hurma dalı koymuş; dal kuruyuncaya
kadar azapları hafiflemişti.
Tirmizi de:
«Acve Cennetten gelmedir; içinde zehıre karşı şifa
(Tiryak) vardır.» hadisini rivayet etmiştir.«Medine’nin yukan taraflarındaki acve hurmasında
şifa vardır.» hadisini rivayet ediyor. — Müslim.
Orucu acve hurmasıyle veya herhangi bir hurma
ile açmak sünnettir. Peygamberimiz S.A.V. şöyle buyuruyorlar:
«Hurma bulanlar, hurma ile oruç açsınlar. Hurma
bulamıyanlar su ile oruç açsınlar. Çünkü su temizleyicidir.»
— Nesei.
Orucu hurma veya kuru üzüm veyahut tatlı bir
şeyle açmak oruçluya kuvvet verir, yardım eder.
Hz. Ali’nin kuru üzümle oruç açtığı rivayet edilir.
Peygamberimiz S.A.V. de şöyle buyurmuştur:
«İçinde hurma bulunmayan ev halkı aç demektir.»
Hurma cimanm zevkini artırır. Özellikle çam fıstığı
ile yenirse. Lâkin hurma başağrısı yapar ve göz
ağrısına zarar verir. Peygamberimiz S.A.V. Hz. Ali’ye
gözü ağrıdığı için hurma yememesini buyurmuşlardır.
İleride bundan bahsedilecektir, înşaallah.
«Peygamberimiz S.A.V. kuru hurmayı kuru üzümle,
yaş hurmayı da yaş üzümle suya ıslamayı menetmiştir.»
Hurmaya badem içi ve haşhaş tohumu ilâve edilirse
zararlarını giderir.
Demirhindi s Safrayı söker, kusmayı durdurur.Göğüs için zararlıdır. Suya ıslatılır, pişirilir ve sirkeli
bal şerbetine katılır. Şurubu susuzluğu keser.
İncir: En iyisi beyaz, olgun ve kabuksuz olanıdır.
Yaşı kurusundan çok iyidir. Besleyici bir gıdadır. Kolay
hazmolur. Meyveler içinde en gıdalısı budur. Yumuşatıcıdır.
Balgamın sebep olduğu susuzluğu teskin
eder. Müzmin öksürüğe faydası vardır. İdrarı sürer,
genzi açar, aç karnına, özellikle ceviz ve bademle yenirse
yemek borusunu açar. Ebu’d-Derdâ R.A. Peygamber
S.A.V.’den şu hadisi rivayet ediyor:
«Eğer cennetten gelen bir meyve olduğunu söylese
idim, bunun ‘İncir’ olduğunu söylerdim. Çünkü cennet
meyvelerinin çekirdeği olmaz.» İncir yeyiniz; basuru
keser, nekrise (mafsal ağrısı) fayda sağlar.
Doktorlar, devamlı incir yemenin bit yapacağını
söylüyorlar. Arabistan inciri mide için zararlıdır, gıdası
azdır.
Sarımsak : Şişkinliği giderir. Merhemi deride yara
açar. Su değişikliği için yararlıdır. Âdet kanını söktürür,
ana karnından eşi çıkarır. Baş ağrısı yapar, göze
zarar verir.
Şöyle bir hadis rivayet ediliyor:«Ya Ali, sarımsak ye. Eğer bana melek gelmese
idi, ben de yerdim.»
Hz. Ali de şöyle demiştir:
«Resulullah S.A.V. çiğ sarımsak yemeyi men’etti.»
Sarımsak soğuk algınlığına, balgam çıkaranlara
ve felçlilere iyi gelir. Meniyi kurutur, yeli dağıtır. Ateşsiz
ağrılarda ve yılan ve akrep sokmalarında panzehir
yerine geçer. Akrep ve yılanın soktuğu yere sarımsak
konursa faydası olur. Boğaza kaçan sülüğü çıkarır.
Daha birçok faydaları vardır.
Hz. Enes R.A.:
«Sarımsak yiyen mescidimize gelmesin.» hadisini
rivayet etmiştir. ■— Buhari.
Sedef çiğnemek, sarımsak kokusunu alır.
Kar, buz: Mide ve ciğer için zararlıdırlar, özellikle
vücutları zayıf olanlar için. Kar, yakıcı olduğu için
susuzluk da verir.
Peynir: Peynirin en iyisi, ne eski ne yeni, orta
olanıdır. Gıda olarak tazesi daha iyidir, şişmanlatır.
Tuzlu peynir zayıflatırsa da, şehveti arttırır. Ümmû
Seleme R.A. şöyle bir hadis rivayet ediyor:
«Resulullah S.A.V.’e pişmiş peynir getirdim. Yedi,
sonra kalktı, namaz kıldı, abdestini tazelemedi.» Tirmizi,
şemail. Muğire’den de aynısı rivayet edilmiştir.Pişmiş peynir bağırsak kurtları için yararlıdır, ishali
durdurur.
• •
Su teresi: Tıb dilinde buna Ayşe otu denir. Şehveti
tahrik eder. Peygamberimizin S.A.V. şöyle dediği
rivayet edilmiştir:
«Su teresi kötü bir sebzedir. Cehennemde bittiğini
görür gibiyim.»
Çekirge: ^Gıdası azdır. Çok yemek insanı zayıflatır.
Ibn-i Ebi Evfâ şöyle demiştir:
«Resulullah S.A.V. ile yedi defa savaşa çıktık; hep
çekirge yiyorduk.» — Buhari – Müslim.
Hz. Ömer de: Kızarmış çekirge yemek isterim, demiştir.
Hz. Enes: «Peygamber S.A.V.’in hanımlarının birbirlerine
çekirge hediye ettiklerini» söylemiştir.
Havuç : Gaz ve hararet yapar. Cima isteğini tahrik
eder. Âdet kanamalarını ve idrarı sürer.
7 2 KABIZLIK, HASTALIKLARIN İŞARETİDİR
Hurma göbeği: Beyaz renklidir, ishale faydası
vardır. Geç hazm olur. Ibn-i Ömer R.A.’den:
«Peygamber S.A.V.’e hurma göbeği getirdiler; beğendi
ve (Bazı ağaçlar, müslüman nasıl bereketli ise
öyle bereketlidir) buyurdu.» Peygamberimiz bazı ağaçlar, ifadesinden hurmayı kasdetmiştir. — Buhari
Müslim.
Ceviz buy î Sıkıcı bir gıdadır. Ağız kokusunu
giderir, içinde uyuşturucu bir madde vardır. Çirkini
güzel gösterir. Hemen hemen afyon gibi etki yapar.
Haylaz ve aylaklar hoş vakit geçirmek için buna zaferan
ve şeker katarlar. Böylece fesatlan daha da artar.

Hindistan cevizi: Şehveti arttırır. Hassası çam fıstığının
hassalanna benzer.
Ceviz: Baş ağnsı yapar. Hazmı zordur. Mide için
kötüdür. Tazesi kurusundan daha iyidir. Ballı ceviz
reçeli boğaz ağnlanna iyi gelir. / .
İbn-i Sina şöyle demiştir: încir, ceviz ve sedef, bu
üçü, her türlü zehirin panzehiridir. Disfaridus da böyledir;
öldürücü şeylerden önce veya sonra alınırsa panzehir
rolü oynar.
Mühezzeb şöyle bir şey rivayet ediyor: Halife Mansur’un
yanma, huzuruna girdim, cevizle peynir yediğini
gördüm. Bu ne dedim? Şöyle anlattı: Babamdan
rivayetle dedem, Peygamber S.A.V.’in peynirle ceviz
yediğini görmüş; Bu nedir? demiş. Peygamberimiz
S.A.V.: Peynir hastalık, ceviz ise ilaçtır. İkisi birleşince
şifalı bir ilaç olur.» VesileÇörek otu: Hz. Ebu Hureyre’nin rivayetine göre
Peygamberimiz S.A.V. şöyle buyurmuştur: «Çörek otunu bırakmayın; Çünkü o, ölüm hariç
her derde devadır.» — Buhari, Müslim.
Buna Farsçada şûniz derler. Cermi’nin rivayetine
göre, Hasen-i Basri bunun hardal tanesi olduğunu söylemiştir.
Herevi de bunun çitlembik olduğunu nakletmiş
ise de, doğru değildir. Abdüllatif diyor ki: Şûniz
siyah kimyondur ki buna hind kimyonu da denir. Faydalan
sayılamıyacak kadar çoktur. Bunun için ona
‘Her derde deva’ denilmiştir. Maksat bir çok derde deva
demektir. Mecaz olmayıp her derde deva da olabilir.
Allah C.C. ve Rasulü bunu bilirler, biz bilemeyiz.
Meselâ şu hadisleri hep böyle anlamalıyız: «Her kim
sabahlan yedi tane acve hurması yerse, o gün ona ne
zehir ve ne sihir hiçbir şey zarar vermez.» «Sineğin bir
kanadında hastalık, diğer kanadında şifa vardır.» daha
buna benzer çok hadis vardır. Bunlar Peygamberimizin
SAV . mucizelerindendir.
Çörek otu soğuktan mütevellid bütün hastalıklara
devadır. Ateşli hastalıklara da diğer ilaçlarla birlikte
verilir. Böylece daha çabuk tesir eder; Meselâ, kâfur
haplarına zaferan katma gibi.
Çörek otu, şişkinliği, abraş hastalığını ve balgamdan mütevellid dört günde bir tutan sıtmayı izale eder.
Burun tıkanıklığını açar. Yeli (sızıyı) dağıtır, midenin
suyunu alır, devamlı almırsa idran, âdet kanmı ve
sütü bollaştırır. Sirke ile dövülür de kama vurulursa,
barsak kurtlarını döker. Nezle için şifadır. Yağını koklamak;
beden yapısından oluşundan hastalıklara, sivilce
ve benlere çok faydalıdır.
Yağı saça sürülürse, saç ve sakalı çabuk çıkarır,
ağarmasını önler.
Yağından bir miskal içmek nefes darlığına ve
örümcek sokmalarına yararlıdır.
Çörek otu, yumuşatılır da her gün iki dirhem alınırsa,
köpek ısırmasına iyi gelir ve ölümü önler. Tütsüsü
haşaratı kaçırır. Ekmeğe katılırsa şişkinlik yapmaz;
baş ağrısına, felce, yüz ve ağız felçlerine, yarım
baş ağrılarına, tansiyona, çocuk düşürmeye, uyku hastalığına,
unutkanlığa, baş dönmesine ve nefes darlığına
fayda verir.
Çörek otunun faydalan sayılamıyacak kadar çoktur.
Hepsini öğrenmek isteyenler uzun yazılmış tıb
kitaplanna müracaat etsinler, Onlarda bu özette bulamadıklan
bir çok malumatı bulurlar.
Çörek otu hakkında doktorlar bu kadar şey bilirlerse,
artık Allah’ın Resulü S.A.V. ne kadar bilir. O
zavallıların ilmi nerede, Resulullah’m S.A.V. ilmi nerede?
Kıyamete kadar ona ve âl ve ashabına salât ve
selâm olsun.Çam fıstığı s Meniyi çoğaltır. Ekşi nar çam fıstığının
zararlarım önler. Filozof macununa katılır.
• •
Tere tohumu; Hararet verir, üşütmeden mütevellid
kanlı basura (dizanteri) iyi gelir. Cima isteğini tahrik
eder. Tütsüsü haşeratı kaçırır, yeli ve kuluncu dağıtır.
Bayağı hardal gibi etki yapar. Peygamberimiz
S.A.V.’in şöyle dediği rivayet edilmiştir:

«Şu iki acı şeyde ne acaip şifalar vardır: San sabır
ve tere tohumu.»
Koruk: Safrayı söker. Suyu ishali ve kusmayı
durdurur. Şehveti tahrik eder. Naneli koruk şurubu
mide bulanmasını önler.
İpek: En iyisi ham ipektir. Ferahlatıcı etkisi vardır.
İpek giymek biti önler. Fakat İbn-i Sina buna muhalefet
etmiş ve ipek giymek bit yapar demiştir.
«Peygamberimiz S.A.V. vücutlarındaki kaşıntıdan
ötürü İbni Avf ile Zübeyr’e ipek giymeleri için müsaade
etmişti.» Hadisin bir ifadesinde de «Bu ikisi bir
savaşta bitten yakmmışlardı. Bunun üzerine ipek giymelerine
müsaade etmişti.» — Buhari, Müslim.
İpek giymek Sevda için yararlıdır. Fakat kalbe
kuvvet verir. Erkekler için ipek giymek haramdır.
Bu hadiste haram şeylerle tedavi olmanın caizliğine
işaret vardır. Kaşıntı vs. hallerde, Şafii mezhebine göre ipek giyilebilir. İmam Mâlik bunu kabul etmemiştir.
Şu hadis İmam Malik’in aleyhine bir delildir:
«Cenab-ı Allah C.C. altım ve ipeği ümmetimin kadınlarına
helâl, erkeklerine haram etmiştir.» Hadis
sahihtir.
Ebu’d-Derdâ Hazretleri merfu olarak şu hadisi rivayet
ediyor: Allah Teâlâ hastalığı da dermanını da yaratmıştır.
Her derdin bir devası vardır. Tedavi olunuz. Fakat
haramla tedavi olmayınız.» — Ebu Davud.
Peygamberimizin S.A.V. «tedavi olunuz.» ifadesi
emirdir. Emir de en azından mendup mânâsma gelir.
Buradaki yasak haramlığı gösterir.
Peygamberimiz S.A.V.’in tedavi olduğu ise bir gerçektir.
Hz. Ebu Hureyre şöyle bir hadis rivayet ediyor:
«Helalla tedavi olan şifa bulur. Haramla tedavi
olana Cenab-ı Allah C.C. şifa vermez.» Başka bir hadiste
de «Peygamberimiz S.A.V.’e ilacın içine içki katmayı
sordular. O, ilaç değil, hastalıktır, buyurdu » deniyor.
— Müslim, Ebu Davud, Tirmizi.
Ebu Hureyre’den:«Peygamberimizin S.A.V. habis (Pis) şeylerle tedavi
almayı yasak ettiği.» rivayet edilmiştir.
Vekidî’ buradaki «habislin zehir mânâsma geldiğini
söylemiştir. — İbn-i. Mâce.
İbn-i Arabi diyor ki: Arapçada, ‘habis’ mekruh manasınadır.
Söz hakkmda kullanılırsa sövmek, milletler
hakkında kullanılırsa kâfirler akla gelir. Yiyeceklerde
haram, içeceklerde zararlı anlamım ifade eder.
Osman b. Abdurrahman’dan:
«Bir doktor Peygamber S.A.V.’e ilaç olarak kurbağa
tavsiye etti. Peygamberimiz S.A.V. kurbağa öldürülmesini
istemedi.» — Ebu Davud, Nesei.
Tarık b. Suveyd’den:
«Ya Rasulullah, bizim toprağımızda üzüm olur?
suyunu sıkar içeriz, ne dersiniz, dedim? Olmaz, dedi.
Tekrar gelip: Hastalarımıza ilaç olarak kullanırız, dedim?
O, şifa değil, hastalıktır, buyurdu.» — Müslim,
Ebu Davud, Tirmizi.
Hattâbi diyor ki: «Üzüm suyunun hastalık olması,
içmesinin günah olmasındandır.» Doğrusu şudur ki,
bu izah yararsızdır. Çünkü bu soruyu soran, haram
olduğunu biliyor. Üzüm suyunun tabii yararını soruyordu
ki, Peygamberimiz S.A.V. de bunun yararlı olmadığını
bildirmişlerdir. Doğrusu Allah C.C. bilir.
Şu da bilinen bir husustur ki, üzüm suyu bazı hastalıklara
iyi gelir. Fakat Peygamberimiz S.A.V. meseleye
ahiret ve din açısından bakmıştır.
Bir başkası da şöyle bir izah tarzı getirmiştir:Olabilir ki Cenab-ı Allah C.C., üzüm suyunu (içkiyi)
haram edince yararlı taraflarını kaldırmıştır. İyisini
Allah C.C. bilir.
Ben de derim ki: Kâfirler, fâsıklar ve günahkârlar
içkiyi aşın derecede medhetmişlerdir. öyle ki biri içki
için şöyle demiştir: «O, saf ve berraktır; sanki havadır, sanki sudur.
Hem diriltir, hem öldürür; sanki ilaçtır, sanki zehirdir.
Sıfatı güzel olduğu için ona karkaf (titreten), rahik
(eski) ve sahbâ (kırmızı) demişlerdir.»
Bizim için îslâmdan sonra en büyük nimet, içkinin
haram olmasıdır. Çünkü onun haram olması bize dinimizin
ne kadar mükemmel olduğunu ve Rabbimizin
bize ne kadar merhamet ettiğini gösterir. Çünkü içki
en kıymetli varlığımız olan aklı giderir. Eğer akıl satın
alınabilse idi, karşılığında mal değil, can feda edilirdi.
İçenler onun ne kadar pis ve zararlı olduğunu
iyi bilirler. Çünkü onlar namusa tecavüz gibi ne kadar
çirkin ve haram şeyler varsa hepsini mubah sayarlar.
Öyle ki mahremlerine bile tecavüz edebilirler. Şu pislikleri
de caba: Elbiselerine işemek, yataklarına kusmak…
Haksız yere cana kıymak. Alkolik olanlar kendi
kendilerini öldürebilirler. Günlerce ateş içinde kalıp
yemek yemezler. Rahavetten ayılamazlar. Allah C.C.,
çoklarını müptela ettiği bu illetten bizleri emin kılsın.Eğer bu anlattıklarımdan şüphen varsa, git Yahudi ve
Hristiyanlara sor.
Çemen otu: Suyu kaynatılarak içilirse, âdet kanını
sürer, kulunç ağnsmı keser. Lavman ve haşlama
şeklinde kullanılır. Peygamberimiz S.A.V. şöyle buyurmuşlardır:«Eğer ümmetim çemen otunda neler olduğunu bilselerdi,
ağırlığınca altm verip alırlardı.» Vesile. Hassalan
ise şunlardır: Dışkının, terin ve idrarın kokusunu
alır (îzale eder.)
Tatlı: Şekerden yapılanı hararet ve rutubet verir.
Boğazı yumuşatır, öksürüğe iyi gelir. İyi bir gıdadır.
Baldan yapılan ise daha keskindir. Balgam çıkaranlara
iyi gelir.
Hz. Âişe R.A. şöyle demiştir:
«Resulullah S.A.V. helvayı ve balı severlerdi.»
— Buhari.
Un helvası sevdaya, akciğer veremine ve uykusuzluğa
iyi gelir.
Nohut: Hararet ve rutubet verir. Siyahı kırmızısından,
kırmızısı da beyazmdan daha etkilidir. Gazyapar, cima isteğini tahrik eder. Meniyi ve sütü çoğaltır.
Cilde güzellik verir. Maya, hamur için ne ise, nohut
da beden için odur.
Doktorlar diyorlar ki: Cima yapmak üç şeye muhtaçtır
ki bu üçü de nohutta mevcuttur.
Yaban güvercini: Eti, cimaa güç verir. Sıtması
olanlar onu korukla yemelidirler.
Burç ve kulelerde yaşayan güvercin eti yemek;
uyuşukluğa, gevşekliğe ve titremeye iyi gelir. Hüseyin’den
şöyle rivayet ediliyor: Gece yuvalarından kuş
avlamayın. Çünkü gece onlar için emniyet zamanıdır.
Yaban eşeği: Eti, kirli kan yapar. Yağı sırt ve böbrek
ağrılarına iyi gelir.
Ebu Katâde’nin yaban eşeği avı ile ilgili hadisi
meşhurdur. Buhari rivayet etmiştir. Ehli merkep eti
ise haramdır, bu da Buharide geçmektedir.
Acı hıyar, (Ebu Cehil karpuzu), Acı elma:
Tohumundan ve kabuğundan sakınmalıdır. Etli
kısmı fıstık içi ile kullanılır. Bir ağaçta bir tane bulunursa,
çok zehirli olur öldürür. Balgamı şiddetle söker. Peygamberimiz S.A.V.:
«Münafık, Acı hıyara benzer; kokusu yok, tadı da
acıdır.» buyurmuştur.
Buğday: Çiğ yenirse karında kurt yapar, şişkinlik
verir.
Buğday unu öğütüldükten bir kaç gün sonra hamur
yapılmalıdır.
Kına: Ağızda ve dilde çıkan yara ve kabarcıklara,
ateşli şişliklere iyi gelir. Pişirilmiş kına suyu ateş
yanıklarına iyi gelir. Kına, saçı kızartır ve güzelleştirir.
Tırnakların kırılmasını önler.
Çiçek başladığı zaman hastanın ayaklarına kına
yakılırsa, çiçek gözüne sirayet etmez. Bu mücerreptir.
Ümmü Seleme RA. şöyle rivayet ediyor:
«Resulullah S.A.V.’in bir yerinden çıban çıkar
veya bir yerine diken batarsa muhakkak oraya kına
vururdu.» — Tirmizi, İbn-i Mâce.
Buhari, Tarih’inde şöyle rivayet ediyor:
«Her kim Resulullah S.A.V.’e başından şikâyet
ederse (Kan aldır), ayaklarından şikâyet ederse (Kına
yak) derdi.» — Ebu Davud.
Bir rivayette de:
«Allah katında en sevimli ağaç kma ağacıdır.»
Ebu Hureyre de Peygamber SA.V.’in:
«Yahudi ve Hristiyanlar sakallarını boyamazlar.
Siz boyayarak onlara muhalefet edin.» hadisini rivayet
etmiştir. — Buhari, Müslim.Ahmet b. Hanbel de: Bir kimsenin saçlarını boyayarak
eh-i kitaba benzememesi hoşuma gider. Zira
Resulullah S.A.V. şöyle buyurmuştur, diyor:
«Ağaran saçlarınızı boyayın; Çünkü Yahudi ve
Hıristiyanlar boyamazlar.» — Tirmizi hadisin hasen olduğunu
bildirmiştir.
Yine Ahmet b. Hanbel Hazretleri: «Ömründe bir
defa da olsa saçlarını boya; Yahudilere benzeme.» demiştir.
Hz. Ebu Zer, şu hadisi rivayet ediyor: «En güzel saç boyası Kına ile çivit otudur.»
Siyah boya kullanmak ise mekruhtur.
Ebu Râfi’ R.A.’den:
«Peygamber S.A.V.’in yamnda idim. Elini saçlarına
sürdü ve saçlarınızı boyaların efendisi kına ile
boyayın; çünkü kına cildi güzelleştirir, cima gücünü
arttırır.» dedi. — Ebu Nuaym.
Enes R.A. de şöyle rivayet ediyor:
«Saçınıza kına yakın; çünkü o gençliğinizi, güzelliğinizi
ve iktidarınızı arttırır.» — Ebu Nuaym.
Muvaffak Abdüllatif diyor ki: Kına ateş rengi sevimli
bir renktir. Muhabbeti tahrik eder. Kokusu hoştur.
Muhammed b. Hanefiyye, îbn-i Şirin ve daha bir-çok büyükler, saçlarına kına yakarlardı. Hz. Ebu Bekir,
Ömer ve Ebu Ubeyde de R.A. saçlarım boyarlardı.
Ibn-i Ömer ise, sakalını sanya boyar ve: «Resulullah
S.A.V.’in, sakalını sanya boyadığını gördüm,» derdi.
Buhari’deki bir hadiste şöyle deniyor:
«Ümmü Seleme, Peygamberimizin S.A.V. saçından
bir tutam getirdi; kına ve çivit karışımı ile boyalı
idi.» Hz. Enes R.A. de:
«Resulullah S.A.V.’in saçının boyalı olduğunu
gördüm.» diyor.
Yukarıda geçtiği üzere Resulullah S.A.V.’in yaraya
ve diken batan yere kına koymasının sebebi şudur:
Çünkü yaranın ilacı, üzerindeki rutubeti kurutmaktır.
Bu rutubet gidince yerine et biter. îste kına da bunu
yapar. Diken konusu da, şöyledir: Kınada, uzvu genişleterek
çekme gücü vardır. Böylece dikenin çıkmasına
yardım eder.
Yün kumaşın arasına kına çiçeği konursa kumaşı
güzelleştirir ve güveden korur.
Bazı tecrübeli zatlar şöyle demişlerdir:
Kim kına yaprağını suda ıslar, sonra sıkar da bundan
günde on dirhem şekerle, kırk dirhem içerse ve
buna yirmi gün devam ederse ona cüzzam tesir etmez.
Ancak üzerine kuzu eti yemelidir. Eğer gene de iyi
olmazsa artık onu hiçbir şey iyi etmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir