Genel

BİLİM ve TEKNİK

3C 273 adlı kuasarın çok-uzun-bazlı-giriştm tekniği ile elde edilmiş, birincisi Temmuz 1977’de, sonuncusu ise Temmuz 1980’deki durumunu gösteren 4 bilgisayar fotoğrafını görüyorsunuz. Bu üç yıllık sürede, balonai benzer bileşen kuasardan ayrılarak, tam 25 ışık yıl» uzaklık katetmiştir. Bu sonuç,, kuasarın bizden 2,6 milyar ışık yılı uzaklıkta olduğu hesap edilerek bulunmuştur. Bu nedenle balona benzer bileşen, görünüşte ışık hızının yaklaşık 90 katı bir hızla yol almış olmaktadır.
Shapiro, 1971 ’de yayınladığı bilimsel makalesinde, 3C 279’u meydana getiren bileşenlerin arasındaki uzaklığın, dört ayda yaklaşık yüzde on oranında arttığını vurguluyordu. Bu kuasarın kırmızıya kayma miktarından, Hubble yasasına göre bize olan uzaklığının 1,5 milyar ışık yılı olduğunu bildiğimiz için, bizi herhangi iki bileşene bağlayacak şekilde basit bir dik üçgen meydana getirdiğimizde, bileşenlerin hızının ne olduğunu çok kolay bir şekilde bulabiliriz. Bu hesaptan çıkan hız, herkesi şaşırtacak ölçüde büyüktü. Yaklaşık saniyede 3 milyon km. olan ¡bileşenlerin hızı, ışık hızının on katı kadar oluyordu, işte bu olaya astrofizikte “süper parlak fışkırma” adı verildi ve daha sonra birçok kuasar ve etkin galaksi çekirdeklerinde gözlendi.
Bil’imden nasibini alamamış birçok kişi, “İşte yine bilim adamları yanıldı, demek ışıktan da hızlı cisimler olurmuş” diye ortaya çıktılar. Fakat bilim adamları hem kendilerinden hem de Einstein’in temellerini attığı kuramdan emin olarak, gözlenen bu olgunun bilimsel açıklamasına giriştiler. Düşüncelerinin temel noktasını, ışıktan daha hızlı bir parçacık olamayacağının doğamıza özgü bir gerçek olması oluşturuyordu.
Bu açıklamalardan birincisi şöyle: H.Arp’ın öncülüğünü yaptığı fikre göre, eğer kuasarlar bizden o denli uzak değilse, süper parlak fışkırmasının hızı da çok düşük olacaktır. Bunu en basit şu şekilde açıklayabiliriz: Gökyüzünde belirli bir açısal uzaklık alalım. Eğer bu uzaklığı bir uçak ve doğal uydumuz Ay eş zamanda katediyorsa, Ay’ın hareketindeki hızın uçağa göre çok daha büyük olacağı açıktır. Aynı açısal uzaklığı aşan iki cisimden bize yakın olanının hızı daha düşük olacaktır. Eğer gerçekten bilinenlerin aksine kuasarlar bize o denli uzak değilse, süper parlak fışkırmanın hızı da öyle ışık hızının 5-10 katı değil, ışık hızından da küçük olacaktır. Bu hipotez; yani kuasarların bize uzak değil de yakın olması, bir diğer yasayı altüst etmektedir. Bu da, gözlenen kırmızıya kaymaları cismin uzaklığına bağlayan Hubble yasasıdır. (Bu konuda dergimizin 180’inci sayısının 21’inci sayfasındaki yazıyı okumanızı sağlık veririz.) H.Arp’ın ileri sürdüğü kanıtlar bugün bilim adamlarının şimdilik küçük bir bölümü tarafından kabul edilmektedir. Eğer söz konusu hipotez doğru ise, sadece süper parlak fışkırmaların değil, o müthiş enerji üretiminin de gizemi çözülmüş olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir