Genel

Birinci Dünya Savaşı Öncesi Denizaltı Alma Teşebbüsleri

Ekran AlıntısıBirinci Dünya Savaşı Öncesi Denizaltı Alma Teşebbüsleri
Daha sonraki yıllarda da çeşitli ülkelerde incelemeler yapan Türk heyeti Fransız denizaltılarına olumlu rapor verdi. 1911 yılında Fransa’ya iki tane denizaltı siparişi veril di, fakat Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması sebebiyle Fransızlar, gemilerimizi teslim etmediler.
Avrupa ülkeleri ve Amerika’dan denizaltı gemisi alma teşebbüslerinin de sonuçsuz kalmasıyla “Abdülhamid” ve “Abdülmecid “den başka, Bahriye’ye denizaltı gemisi kazandırılamadı. Hatta iki denizaltımıza da daha sonraki yıllarda gereken önem verilmedi. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Alman mühendisler tarafından incelenen iki denizaltımız hakkında, “gövdeleri çürüdüğü için kullanılamaz” raporu verildi.
Sonuç olarak Osmanlı Devleti, dünyadaki gelişmelere hiçbir zaman kapalı olmadı. Bilakis dünyayı yakından takip ediyordu. Görüldüğü üzere, Birinci Dünya Savaşı’ndan 28 yıl önce, en gelişmiş harp silahlarından olan denizaltılardan bizde iki tane bulunuyordu.
Kaynaklat: BOA, YPRK.ASK, 44/60؛ YPRK.ASK, 40/7; YPRK.ASK, 35/75; Y.MTV. 305/45; Reşit Metel, Türk Denizaltıcılık Tarihi, İstanbul 1960; Soner Demirsoy, “Çanakkale’de Denizaltı Savaşları”, Yedikıta Dergisi, S. 7, İstanbul 2009; Vural Sözer, “80 Yıl Önce Ismarlanmıştı”, Hayat Tarih Mecmuası, 1965YI. Erdoğan Oran, Çanakkale Savaşlarında Denizaltı Harekâtı, Ankara 2007 (Basılmamış yüksek lisans tezi)
– ٧ Bu .اال،’آ()’زااا(ء ،eriyle kabul etmelerine sebep bölgelerdeki hâkim güçler ise, nüfuzlarını kay-‘ şüy()rlardı.؛،betmek endişesiyle büyük telaşa d ؛”ا؛آا İşte bu endişeyi en çok yaşayanlardan 1389 yılında, “inti ,أه/م1 ااد’ا>1 olan Sırbistan kam almanın tam zamanı!” diyerek Arnavutluk -Lehlile ,س1اس؛£ ,li, Bosna Krallığı’nı؛beylikleri aleyhine birleştirmeyi ■لآ،ااااال؛أاالآ.() ve Macarlan ٦؛ ve 100-120 bin kişilik bir ordu toplamayı başar- dr. Ardından Sultan Birinci Murad Han’a savaş gönderdi. ؛’بما ilanı için bir de Murad Hüdavendigâr’ın, Kral Lazar’ın el .، ٠ :اهلإأاأآا1ر، çişine cevabı çok kısa
Savaş meydanında görüşürüz!”” Tarihimizde silinmez izler bırakacak olan 40 bu savaşta Sultan Murad Han’ın kuvvetleri
bin kişi idi.
Toz Bulutu Kaplamıştı ™١¡؛؛^ Savaş
Haçlı ordusu, Osmanlı ordusundan kat kat üstündü. Buna bir de, savaşın yapılacağı arazi ve havanın durumu da eklenmişti. Arazi- الهمحس nin çok tozlu olması ve rüzgarın da düşman yönünden esmesi, ©s- manii askerinin zaferine engel .olabilirdi
1389’da Sultan Birinci Murad Hüdavendigâr’m emrindeki Osmanlı ordusu ile Sırbistan Kralı La- zar’m kumandanı bulunduğu birleşik Haçlı ordusu arasmda, Kosova Ova- sı’nda büyük bir savaş meydana geldi.
Bu savaş, bütün şartlar Osmanlı ordusunun aleyhinde gözükmesine rağmen, düşman ordusunun imha edilmesi ve OsmanlI’nın kesin zaferiyle sonuçlanmıştı.
Sultan Murad Han, oğlu Şehzade Bâyezid ile araziyi incelemiş ve şartların, aleyhlerinde olduğunu görmüştü. Yapılacak işleri bir daha gözden geçirmek üzere savaş meclisini tekrar topladılar. Son durum bir defa daha görüşüldü. Ku- mandanlann bir bölümü, rüzgarın üzerlerine doğru esmesini ve askerin yorgunluğunu dile getirdi. Bazılan da düşmanın çokluğu karşısında cephenin en önemli hatlanna develer sürerek düşman atlarının ürkütülmesin؛ teklif etti.
Bu teklif üzerine söz alan Şehzade Bâyezid (Sultan Yıldırım Bâyezid Han) şunları söyledi:
“Osmanlı askeri bu güne kadar düşmanla göğüs göğü- se çarpışmaktan hiç geri dur- J mamıştır. Bunca memleketlerdeki birçok kale, develer arkasında saklanarak mı kazanıldı? Hileye gerek yoktur, Allâh’a inanıyoruz ve Allah’ın yardımına kavuşacağız, zaferi mutlaka kazanacağız. Zafer bizimdir!”
Bu savaş Osmanlılar için bir ölüm-kalım mücadelesi olacaktı. Bütün Osmanlı ordusu, büyük bir bağlılık içinde savaşı kazanmaya ant içtiler. Savaştan bir gün önce, uzun bir yoldan gelmiş ve yorgun düşmüş ordu dinlendirildi.
Ertesi sabah düşman ordusunun karşısına çıkılacaktı.
O gece Sultan Murad Han ve kumandanlar dua etmişler, gözyaşı dökmüşlerdi.
Murad Hüdavendigâr’m
Duası
Sultan Murad Han o gece sabaha kadar uyumamış ve sa- vaşa çıkmadan önce gözyaşları içinde şöyle yalvarmıştı:
“İlâhî! Me^’lâyi!.. Bunca kere duamı kabul ettin. Beni malırtuıı etmedin. Ne olur gene duamı kabul eyle! Bir yağmur verip, bu karanlığı ve tozu def edip âlemi berrak eyle, ta ki düşman askerini ra- hat görüp, yüz yüze cenk edeyim! Yâ İlâhî! Mülk ve kul seııiııdir. Sen kime ister- sen verirsin. Ben س bir aciz !،!■Ilımım Benim fikrimi ye
Kütüphanesi – ٨// Emirî
٩?؛’ ‘ .
sırlarımı sen bilirsin. Mülk ve mal benim maksadım değildir. Sadece ve sadece senin rızam isterim.
“Ya Rabb! Beni bu Müs- lümanlara kurban eyle! Tek bu müminleri düşman elinde mağlup edip helak eyleme!
Ya İlahî! Bunca insanın katline beni sebep eyleme! Bunları galip eyle! Bunlar için ben canımı kurban ederim. Yeter ki sen kabul eyle! İslâm askeri için ruhumu teslim etmeye razıyım. Yeter ki bu müminlerin ruhuna benim ruhumu feda kıl! Önce beni gazi ettin, şimdi bu son anda da şehitliği nasip et! Amin!”
Sabah olup Osmanlı ordusu savaş meydanında saf tuttuğunda bir de gördüler ki hafif bir yağmur, toz bulutlanm dağıtmış ve o toz duman hava ovayı terk etmiş…
Sultan Murad Han savaş düzeni almış ordusunda, yalın kılıç bekleyen askerlerinin en ön saflarına kadar giderek onlara moral vermiş ve şu son sözleri söylemişti:
” Göreyim sizi koçlarım, arslanlanm! Zafer bizimdir! Zafer hak ve adalete inananlarındır! ”
Akşama kadar devam eden savaşın ardından kesin zaferi Osmanlı ordusu kazanmıştı. Sultanın duası kabul olmuş, kendi ordusundan çok zayiat verilmemiş, ama onların yerine, istediği şehitliğe de kavuşmuştu. Adım tarihe “Ko- sova’da bir şehîd sultan” olarak yazdırmıştı.

!fitli
■ Şuursuzca girilen Birinci Dünya Sa- vaşı’nda ne yazık ki devletin elinde, çalışır vaziyette bir denizaltı yoktu. Çünkü ittihat ve Terakki hükümeti. Sultan ikinci Abdül- hamid Han devrinin kaynaklarını, maksat- ları dışında müsrifçe kullanmışlar ve sul- t anan donanmaya kattığı denizaltıl arını ıno- dernize etmemişlerdi. Böylece 1909 sonrası □smanlı donanması ؟؛in yıkım devri olmuştur.
Çanakkale savaşlarında karadan ve de- nizden Çanakkale’yi geçemeyen müttefik donanma, ancak deniz altından boğazı ge- çebilmişti. Savaş müddetince 13 müttefik denizaltı gemisi, 27 defa Çanakkale Bo- ğazı’ndan geçerek başta Mesudiye zırhlımız olmak üzere büyük küçük pek çok gemimi- zi ya batırmış ya da yaralamıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir