Fişirilmiş topraktan yapılmış küçük, yuvarlak ve yayvan kap: ٠ kadar soğuktu ki sabahları sütü çanakla değil, arşınla alı-yorduk (R. H. Karay). را Arap harflerinin bazılarında çanağa benzer çukurca kısım. ¡ا Çanak çömlek, topraktan yapılmış çeşitli kaplar: işi gücü çanak çömlek satın almak.
— ÇE§. DEY. Çanak gibi (kadar), [küçük kaplar ve ağız için] büyük: Çanak kadar fincan. Çanak gibi ağız. را Çanak tutmak, dilenmek. Mec. Hareketleriyle, sözleriyle kötü bir karşılığı haketmek: öfkeyle yerim-den kalktım fakat bu kızgınlığım daha zi-
kendimeydi. Lâkırdıya çanak tutmuş-tum (R.N. Güntekin). ار Çanak yalayıcı, dalkavuk: Kısık bir kadın sesi «Çanak ya-layıcılar, köpek soyları…» diye haykırıyor-du (H.E. Adıvar.) ار Kan çanağı gibi, çok kızarmış gözler için kullanılır.
— Bot. Kadeh biçiminde kalkık kenarlı de-ğirmi organ. (Bazı ciğerotlarında bitkinin üreyip çoğalmasını sağlayan soğancıklar bunların içinde bulunur). ار Çanak likeni, taşların ve ağaç kabuklarının üzerinde yeti-şen kabuklu diken. Bk. ANSİKL.
— Folk. Çanak yağması veya çorba kapma, eski bir türk düğün geleneği. Bk. ANSİKL.
— Fiz. Bir barometre borusunun iç kısmının daldırıldığı civa dolu, yeter derecede geniş küçük kap. Bk. KÜVET.
— Foto. Bk. KÜVET.
— Jeol. Eniyle boyu hemen hemen birbirine eşit olan tekne.
— Jeomorfol. Dışarıya doğru akışı olmayan toprak çöküntüsü. || Son çanak, buzul kemerinin içinde buzultaş meydana geldigi sırada buzulun alt bölümünün kapladığı alandaki çukurluk. (Son çanakta genellikle bir göl veya bataklık ovası vardır. Eski vâdi buzulların bulunduğu yerlerde son çanağa çok sık rastlanır, ama içbuzul kenarlarında yer alan eski dillerin bulunduğu kesimlerde de görülür.
— Mim. Küresel bir tonozda kaplama kemer taşlarının yaptığı kümbet. || Dor sütun başlığının tablası altında yapılan yastık taşı biçiminde silme.
— Mutf. Çanak bastı, evde hazırlanan sucuk içi. (Dana ve koyun kıymasına, dövülmüş sarımsak, tuz ve baharat katılır ve bir çanağa bastırılır. Serin yerde saklanır. Gerektiği zaman küçük köfteler yapılıp ızgarada veya tavada pişirilir.)
— Saraçl. Çanak üzengi, basılan yeri geniş olan üzengi.
— Tiyat. Tiyatro çanağı, eskiden oyuncuların seslerini yansıtmak için sahnenin önüne koydukları tunçtan çanak.
— Tütüncülük. Bipo çanağı, tütünün yandığı bölüm.
— Zool. Tavuğun yumurtalığında, yumurtayı taşıyan kapsül. || Selenterelerden polip öbeklerinde, her polibin çevresinde meydana gelen kitinsi veya boynuzsu maddeden boncukların her biri. || Mercanlarda, polipleri koruyucu borucuklar topluluğundan meydana gelen kireçten kılıf.
— ANSİKL. Bot. Bazı yazarlara göre çanak likeni (Lecanora esculenta), yarı çöl bölgelerde, yağmur mevsiminde çabuk gelişip büyüdüğü için ibranilerin kudret helvası dedikleri bitki olsa gerektir.
— G. santl. Çömlekçi çarkında biçim verilerek oyulmuş yuvarlak tahtadan bir kap o-lan çanak, ilkin bulaşık yıkamağa yarayan bir mutfak gereciydi. Sonradan, yiyecek ve içecek konan «kâse»lere de bu ad verildi (XIII.-XIV. yy.lar). Zamanla maden ve seramik çanaklar yapıldı. XVII. yy.da çanak, içine yemiş konarak sofra süslemekte kullanılıyordu: kral ve kraliçenin yemek takımlarında gümüşten veya gümüş üstüne altın yaldızdan çanaklar bulunuyordu. Rou-en, Strasbourg, Marsilya’da yapılmış, japon porseleninden, sert taştan, mineli ve yaldızlı venedik camından birçok çanak, müzelerde yer almaktadır.
— Folk. Çanak yağması veya çorba kapma, düğün ve bayramlarda evlerin ve hanların eşya ve yemeklerinin yağma edilmesine dayanan eski türk geleneği. Osmanlı imparatorluğunun saray törelerinde de yeri vardı. Yeniçerilere ulûfe verildiği sırada veya bayram ve düğünlerde saray bahçesinde verilen ziyafetlerde yemek çanakları, özellikle çorba kâseleri kapışılırdı. Çorba kapmamak, askerin hoşnutsuzluğuna işaret sayılır, sebebi sorulur ve talep edilen isteklerin yerine getirilmesine çalışılırdı. Askerin çorbayı kapması ise büyük memnuniyet uyandırır, padişaha müjde verilir ve kurbanlar kesilirdi. Kanunî Sultan Süleyman’ın şehzadelerinin sünnet düğününü tasvir eden Nakkaş Lokman’ın Hünername’sinde, bir minyatür üzerindeki yazıdan sadece askerlerin değil, devrin bilginlerinin de padişaha bağlılıklarını göstermek için çanak yağması yaptıkları öğrenilmektedir
ÇANAK
11
Nis