ÇERKEŞ HAŞAN; Abdülazîz Hanın tahttan indirilmesinde
ve katlinde mühim rol oynayan Hüseyin
Avni Paşayı öldüren subay. 1850 senesinde
Silivri’de doğdu. Babası İsmâil Bey, Rus mezâliminden
dolayı Kuzey Kafkasya’dan Anadolu’ya
yerleşmiş bir Çerkeş Beyi idi.
Çerkeş Haşan, 1864’te kardeşi Osman Beyle
birlikte Bahriye İdâdîsine girdi. Sonra bu okulun kara
kısmına geçerek teğmen oldu. Subay çıktıktan
sonra bir yandan atıcılığı ve biniciliği ile pâdişâhın
takdîrini kazandı. Aynı zamanda ablası Neşerek
Kadınefendi, Sultan Azîz’in zevcesi olduğu için
kendisi de pâdişâhın kayınbirâderi oluyordu. Şehzâde
Şevket Efendi ile Esmâ Sultânın dayısıdır. Bu
yüzden Sultan Abdüzazîz Hanın büyük oğlu Yûsuf
İzzeddîn Efendinin yâverliğine getirildi.
Bu sırada 30 Mayıs 1876 günü Sultan Abdülazîz
birkaç insafsız ve safdil devlet adamının şahsî
çıkarları uğruna ve batıkların da kışkırtmalarıyletahttan indirildi. Bunların başında “Kinim dinimdir!”
diyecek kadar kindâr olan Hüseyin Avni Paşa
geliyordu. Haşan Beyin ablası Neşerek Kadınefendi,
Sultan Abdülazîz Hanın hal’ edildiği gün,
Dolmabahçe Sarayından Topkapı Sarayına nakledilmesi
esnâsında mücevher sakladığı şüphesiyle
omuzundaki şal, pâdişâhın gözleri önünde çekilip
alınarak hakârete uğramıştı. Kadınefendi,
omuzlan açık olarak boğazı geçmiş ve hastalanmış,
Sultan Azîz’in ölümü üzerine de şok geçirerek 11
Haziran günü vefât etmiştir.
Hüseyin Avni Paşa, hal’den sonra Çerkeş Hasan’ın
İstanbul’da Birinci Orduda bulunmasını tehlikeli
görmüştü. Bu sebeple kolağası (kıdemli yüzbaşı)
rütbesiyle onu merkezi Bağdat’ta olan Altıncı
Orduya tâyin etmişti. Ancak Haşan Bey gelişen
olaylar üzerine Bağdat’a gitmeyi reddetti. Bilhassa
ablasına karşı yapılan muâmele kendisini son
derece sarsmış olup, Hüseyin Avni Paşaya haddini
bildirmeye karar vermişti. Bağdat’a gitmeyi
reddeden Haşan Bey tutuklandı ise de, gideceğine
söz verdiği için serbest bırakıldı. Haşan Bey eniştesi
olan Ateş Mehmed Paşanın Cibali’deki evinde
halasının yanında oturuyordu. Bekârdı. Bu konağa
gidip baştan aşağı silahlandı.
Abdülazîz Hanı şehid ettiren paşalar, başarılarının
zevki içinde Midhat Paşanın Bâyezîd’deki
konağında 15 Haziran gecesi toplanmışlardı. Bu sırada
Çerkeş Haşan Bey konaktan içeri daldı. Üniformalı
olduğu ve sarayla ilgisi bulunduğu için
haber getirdi zannetmişlerdi. Bu sebeple kolayca
konağın üst katına çıktı ve elinde tabancalarından
biri olduğu halde kabinenin toplandığı salona
daldı: “Davranmayın!” diye bağıran Haşan Bey aynı
zamanda tabancasını ateşleyerek Hüseyin Avni
Paşayı göğüs ve karnından vurdu. Paşalar korku
içinde bitişik odaya sığınırlarken diktatör Hüseyin
Avni can havliyle kendini sofaya attı. Lâkin Haşan
Bey onun işini bitirmeye azmetmişti. Üzerine yürürken
beline sarılan ve kendisini durdurmaya çalışan
Bahriye Nâzın Kayserili Ahmed Paşanın ellerini
ve kulaklarını doğradı. Aynı zamanda diktatör
Avni Paşanın üzerine çökerek kamasını birkaç
defâ karnına sapladı. Avni Paşayı öldürdükten
sonra salona dönen Haşan Bey Hariciye Nazırı
Raşid Paşayı da öldürdü. Bu sırada yetişen askerler
tarafından yaralı olarak tevkif edildi. Merdivenlerden
inerken Bahriye Kolağası Şükrü Beyin
hakâreti üzerine birkaç manga asker arasında çizmesine
sakladığı küçük tabancasını çıkarıp onu
da öldürdü. Hâdiseyi işiten İngiliz Büyükelçisi
Sir Henri Eliotte; “Midhat Payaya bir şey oldu
mu?” diye sormuştur. Çünkü, Abdülazîz Hanın
tahttan indirileceğini bilen dört kişiden biri de bu
büyükelçiydi. Midhat Paşa ve Hüseyin Avni’nin samîmi
arkadaşıydı.Yaralarını tedâvi ettirmeyen Haşan Bey, kısa
süren duruşmasından sonra îdâma mahkum oldu ve
ertesi gün Bâyezîd meydanında îdâm edildi. Diktatör
Hüseyin Avni Paşanın ölümü halk arasında sevinçle
karşılandı. Çerkeş Hasan’a ise o nisbette
acı duyuldu ve gönüllerde millî kahraman olarak
yerleşti.
Edirnekapı’ya defnedilen Çerkeş Haşan Beyin
demir parmaklıklı mezârmın büyük taşında
“Ümerâ ve guzât-ı çerâkiseden İsmâil Beyin oğlu
olup, Harb Okulunu bitirip, kıdemli yüzbaşı rütbesindeyken
genç yaşında velînîmeti uğrunda fedâ-
yı cân eden Çerkeş Haşan Beyin kabridir” yazılıdır.
ÇERKEŞ HAŞAN
04
Kas