— Hanefî fıkıh kitaplannm pek çoğunda değil, hiçbirinde Sayın Şafak’ın söyledikleri yoktur. Çünkü Hanefî ve Şâfiîlere göre cum’a ezam sırasmda alış-veriş ne fâsiddir, ne de bâtıldır, bu noktada ittifak vardır; yalnızca —diyâneten— tahrîmen mekruhtur veya haramdır. (Îbnu’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, c. V, s. 240; el-Kâsânî, Bedâyi’, c. V, s. 144). Sayın Şafak’m verdiği kaynakta (ibn-i Hazm, el-Muhallâ) «Borçlar Hukukundan» naklettiği ifadeye delâlet eden bir cümle de mevcut değildir. Zâhirî mezhebinin müctehidlerinden olan İbn Hazm, mezhebi îcabı cuma ezanı sırasındaki alış – verişi bâtıl saymış, fakat —ne garibtir ki— nikâh, kirâ, selem akitlerini bâtıl saymamıştır; çünkü —İbn Hazm’e göre— âyette yalnız beyi’ zikredilmektedir, (fbn-i Hazm, el-Muhallâ, Mısır, 1351, c. IX, s. 26). C) Dr. Şafak: — «Muhâlif fukahânm görüş ve izahlarına yer verilmediğini» kaydettikten sonra İbn Hazm, İbn Kudâme, M. S. Medkûr’a dayanarak şartlı satışlar hakkında bilgi veriyor; intifâ hakkının mal sayılması hususunda hanefi mezhebi dışmdaki bazı mezheblerin görüşlerini tercih ederek Câbîr Hadîsinde geçen şartlı satışı, «Hz. Câbir’in, hayvandan faydalanmayı kiralayışı ile açıklıyor; sonra İbn Âbidîn’den şunları naklediyor: «İbn Âbidin ‘Evde oturma, hediye veya ödünç verme şartlarıyla satmak’ örneklerini verirken akdin mûteber olduğunu, hal böyle olunca âkidlerden bilhassa satıcı lehine menfaat temin eden satış akidlerinde şart bâtıldır, hattâ karşılıksız menfaat temin eden şart isterse üçüncü şahıs lehine de olsa yine şartın bâtıl olduğunu söyler (ag. esr., c. 4, s. 134).» ve «İşte satıcıya menfaat temin eden vâde farkı şartı da evleviyetle bâtıl ve satış mûteberdir. Aslında modem hukukta da terdidli fiyatlar üzerinden satışlar şüpheyle karşılanır. Onun içindir ki, proforma Günün Meseleleri, C: I, F : 21 322 İSLÂM’IN IŞIĞINDA GÜNÜN MESELELERİ faturalar hukuken tarafları bağlayıcı değildir,» diyerek tenkidini devam ettiriyor. Cevap: 1 — Şartlı satışlar mevzuunda olsun, vâde farkı ile satış bahsinde olsun karşılıklı görüşleri eksiksiz olarak verdiğimiz kanâatindeyiz. 2 — İbn Âbidin’den nakledilen ifadeyi verilen kaynakla karşılaştırdığımız zaman önemli farklar gördük. İbn Âbidin, «bilhassa satıcı lehine menfaat temin eden satış akitlerinde şart bâtıldır» gibi bir şey söylemiyor. Onun söyledikleri ile risâlede özetlediklerimiz (s. 301 vd.) arasmda hiçbir fark yoktur. 3 — Risâlemizin 314. sayıda 65. dipnotunda açıkladığımız gibi, meselemizin şartlı satışla alâkası yoktur. Meselâ peşin alış – verişte satıcı, alıcının teklifini reddederek 100 liraya vermem, 125 liraya veririm dese, alıcı da bunu kabul etse, «satıcının 125 lirayı şart koştuğu» ileri sürülerek buna şartlı satış denmez; hiçbir fakıh böyle dememiştir. Aynı şekilde vâdeli satışta satıcının 100 liraya değil, 125 liraya veririm demesi, alıcının da bunu kabulü ile meydana gelen satış şartlı satış değildir. Bununla beraber zorlama yoluyla bunu şartlı satışlar içine soksak, bu takdirde satışı ibtal eden şartlar içine sokmamız mümkün değildir. Çünkü bedel, akdin gereğidir (muktezâsıdır); akdin muktezâsı olan şart, —alıcının lehinde olsun, satıcının lehinde olsun— akdi ifsâd etmez; çünkü beyi’ akdinden maksad, karşılıklı menfaat teminidir. D) Dr. Şafak: — «Risâlede asıl konu ile yakın alâkası olmayan bahislere de yer verilmiş» olduğunu ifâde ediyor.
Cevap:
13
Ara