wiki

Ceza ve Mükâfat

fat: Çocuk terbiyesinde ceza ve
m ükâfat önem li bir faktör sayılırsa da, iyi ve ideâl annebaba
için başvurulm ası gereken bir terbiye vasıtası
olmaması icab eder. Çünkü çocuk anne-babayı örnek
tutarak büyüdüğünden, onları taklid etmekle zaten terbiyeli
büyüyor dem ekdir. Bu usul daha ziyade kötü
yetişen ve problem leri olan çocuklarda uygulanır.
M am afih, küçük süt çocuklarında arzu edilen veya edilmeyen
bir hareketinden sonra derhal yapılırsa faydalı­
dır. Ç ünkü çocuk ceza ve m ükâfatın ne demek olduğunu
öğrenir. İyi alışkanlıkları m ükâfatla kökleştirilir. K ötü
alışkanlıkları ceza ile giderilebilir.
Bugünkü pedagojik esaslara göre dayak bir terbiye
sayılmamaktadır. Oyun ve okul çağlarındaki çocuklara
yerinde ve zam anında aşırı olm am ak şartıyla tatbik edilirse
tesirli bir ceza ve terbiye vasıtasıdır.
Küçük süt çocuklarında ceza, anne-babanın sert
mimikleri ve onunla ilgilenmemesidir. Yani süt çocuklarına
daha ağır ceza verilmemeli, bilhassa dayak
atılm am alıdır.
Büyük çocuklara ceza, yaşına uygun olm ak ve çok
dikkatle tatbik edilmelidi. Ceza kalb kmcı olmamalı,
kimsenin önünde yapılmamalı, cezadan sonra ilgilenmemeli,
bilhassa sevilip öpülmemeli, araya şefaatçi girmemeli,
sözde kalm am alı yani derhal uygulanmalıdır.
Anlatildığına göre Sultan İkinci M urad’ın oğlu
Fatih Sultan M ehmed H an şehzadeliğinde M anisa’da
vali idi. Babası bu şehzadenin yetişmesi için b irçok âlim
gönderdiyse de, şehzade Mehmed yaratılış icabı zeki ve

celalli olduğundan, dersten kaçınır ve hiçbir muallim
onu zabt edemezdi. D oğru dürüst eğitilemiyordu.
H atta K ur’an-ı Kerimi bile hatm etmemişti. Sultan
İkinci M urad heybetli ve hiddetli bir muallim olan
Molla G ürâni’yi bu vazifeye tayin etti ve em rini dinlemediğinde
dövmesi için de bir sopa verdi. H ocaya: oğlu
emrini dinlemediği zam an hem kendisini hem de şehzadeyi
sopa ile korkutm asını ve kovalam asını, dövmesini
emretti. M olla G ürani elinde sopa ile derse girdi ve
“ Baban beni seni yetiştirmek için gönderdi; em rime
uymadığın takdirde seni bu sopayla dövm em için bana
em ir verdi” dedi. Şehzade M ehm ed H an bu söze güldü.
Bunun üzerine M olla G ürani hemen oracıkta onu döveceği
sırada, babası da geldi. Babasını da kovaladı. Şehzade
korktu ve kısa zam anda K ur’an-ı Kerim’i hatm etti
ve nice ilimler öğrendi.
M ükâfat da bir terbiyesi vasıtası olabilir. F akat
daha çok dikkat isteyen bir husustur. H er şeyden önce
çocuk iyice bilmeli ve inanm alıdır ki, dürüst, mert, çalış­
kan, fedâkar ve namuslu olmak, daha doğrusu iyi
ahlâklı olm ak üstünlük değil, insanların en tabii halidir.
Ayrıca yine bilm elidir ki, çalışm ak, sorum lu olduğu bir
işi yapm ak, sınıf geçmekde, en tabii bir ödevdir.
M ükâfat ancak üstün bir başarıdan sonra verilmelidir.
Yoksa her iyi, güzel hareketten, basit başarılardan
sonra m ükâfata alışmış ve karşılık bekleyen çocukta
sorum luluk hissi belirmez veya gelişmez, ayrıca menfaatçı
kimse olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir