cönk, d an ad İL İ , siGiRDİLf olarak da bilinir,
genellikle âşık edebiyatı ve çeşitli folklor
ürünlerinin toplandığı, meraklılar tarafından
tutulmuş, uzunlamasına açılan ‘mecmua^).
Cava dilinde bir tür yük ya da
bahkçı gemisi için kullanılan conk sözcüğünden
gelmektedir. Cönklerin boyutları ve
yaprak sayılan değişiktir.
Günümüzde daha çok âşık edebiyatı araştırmacılarının
kaynak olarak kullandığı
cönkler, sahiplerinin ilgisine göre her türlü
bilgiyi içeren, çoğu, kez kim tarafından,
tutulduğu belli olmayan mecmualardır. Bazı
cönklerdç sahibinin kimliğine ilişkin bildiler
de bulunabilir. Âşıkların, tekke şairlerinin
ve az da olsa divan şairlerinin yapıtlan,
ağızdan yazıya geçirme ve yazılı kaynaklardan
kopya etme yoluyla cönk sayfalarına
aktanlır. Cönklerde âşık metinlen dışında
maniler, türküler, ilahiler, nefesler, atasözleri,
halk öyküleri, Karagöz fasıllan, çeşitli
dualar, büyü ve ilaç uygulamalan, düş
yorumlan, cönk sahibiyle ilgili doğum,
ölüm ve askerlik tarihleriyle borç ve alacak
listeleri vb de yer alır.
Bir kitap biçimi olarak cönkler, 15. yüzyıldan
beri kullanılmaktadır. Bugün kitaplıklarda
ve kişilerin elinde bulunan cönklerin
çoğu 17-20. yüzyıllardan kalmadır. Pek
çoğu da iyi korunmadıktan için ya yok
olmuş ya da yararlanılmayacak kadar yıpranmıştır.
Cönk biçiminde basılmış Türkçe,
Arapça ve Farsça dinsel kitaplara, Kâbe
İlahisi ve Mektep İlahisi gibi küçük ilahi
mecmualanna da rastlanmaktadır.
Genellikle iyi işlenmemiş deriyle ciltlenmiş
ve düşük nitelikli kağıtlara yazılmış olan
cönkler elden ele çok gezdiği için çabuk
yıpranır. Bazı cönklerdeyse değişik renkte
kağıtlar kullanıldığı, cilt ve kağıt yönünden
niteliğe önem verildiği görülür. Çoğu bozuk
bir yazı ve imla ile tutulmuştur, bu yüzden
cönk okumak ve değerlendirmek günümüzde
bir uzmanlık durumuna gelmiştir.
Cönk
01
May