Genel

ÇÖZÜLME, TOPRAK OLUŞUMU VE GÖÇMELER

ÇÖZÜLME, TOPRAK OLUŞUMU VE GÖÇMELER

Çözülme ve etkileri: Yağmur sularının, sıcaklık değişikliklerinin» don olaylarının etkisi altında kalan kayaların yüzeyi zamanla değişir; sanki çürümüş, paslanmış gibi bir görünüm alır. Gerçekten de öyledir. Çünkü bir süre sonra kayanın bu kısımları küçük parçalara ayrılır, ufalanıp dağılır, işte, kayaların dış etkenler ve olaylar sebebiyle zamanla ufalıp dağılmalarına çözülme denir. Çözülen kayalar dış kuvvetler tarafından daha kolay aşındırılır. Bu yüzden, bir yerde çözülme ne kadar fazla ise, ağındırma da o kadar cok ve çabuk olur.

Bu açıklamalardan da anlaşıldığı üzere, kayaların çözülmesi 1 sal ve mekanik yollardan olur. Bunlardan ‘kimyasal çözülme sıcak iklim bölgelerinde daha kolay ve daha büyük ölçüde meydana gelir, kü kimyasal olaylar suya ihtiyaç gösterir; ayrıca sıcaklık yüksel kimyasal reaksiyonlar hızlanır. Oysa, kurak ve soğuk iklim bölgelf! mekanik çözülme kuvvetlidir. Çünkü buralarda günlük sıcaklık fa: büyüktür; soğuk iklimlerde ise çatlaklardaki sular sık sık donar ve zülür. Bu yüzden yüksek dağlarda, kutup bölgelerinde ve çöllerde mek çözülme olayları çok şiddetlidir.

Toprak oluşumu: Topraklar oluşumlarına göre iki büyük takı ayrılır: Bunlardan biri taşınmış topraklar; öteki ise yerli topraklardır,*

A — Taşınmış topraklar: Bunlar akarsular, rüzgâr, buzullar gi dış kuvvetlerin çeşitli yerlerden koparıp taşıdıkları çakıl, kum, mil, te boyutundaki maddelerden yapılmışlardır. Akarsuların bu suretle birik tirdikleri maddelere alüviyon; buzulların biriktirdiklerine buzultaş (mo* ren) denir. Rüzgârın uzaklardaki kurak bölgelerden havalandırıp getirdiği tozların birikmesiyle meydana gelen topraklara da lös adı verilir. Taşınmış topraklar genellikle bitektir. Çünkü bileşimlerinde değişik kayaların çözülmesinden meydana gelen maddeler vardır. Bunların kalınlıkları da bazan birkaç yüz metreyi geçebilir.

B — Yerli topraklar: Kayaların üzerinde, olduklan yerde oluşmuş topraklardır. Onun için bunlara yerli topraklar denir. Kayaların yüzeyinin dış olayların etkisiyle zamanla çözüldüğünü, irili ufaklı parçalara ayrılıp ufalandığını yukarıda öğrenmiştik. Bu parçalar zamanla gitgide küçülerek kayanın yüzeyini örten bir toprak tabakası halini ahr. Bunun üzerine yerleşen bitkilerin çürüyen kök, dal, yaprak gibi kısımları da bu toprak tabakasına karışır. Bitki çürüntülerinden meydana gelen bu organik menşeli maddelere humus denir.

Yerli toprak özellikleri bazı etkenlere bağlıdır. Bunlar iklim. bitki örtüsü, organizma, kayanın tabiatı ve yer şekilleri’dir. Yeryüzünün çeşitli kısımlarında >u etkenler arasında farkiar vardır; onun için bu bölgelerde oluşan toprak tipleri le birbirinin aynı değildir.

toprağın alt tabakasına taşınır. Bu olaya yıkanma denir. Çok yi’ topraklar fakir olur; ayrıca bunlarda kalker ya hiç kalmaz, yahut da p«k Çünkü kalker en fazla eriyen maddelerden biridir. Buna karşılık, kurak böl; yağış az olduğundan, toprak içindeki madensel tuzlar ve kalker yıkanmaz; tersine, aşağı kısımlardaki tuzlar ve kalker kılcallık dolayısiyle toprağın ÜBt İÇ! larına doğru yükselir, orada birikir. Bu sebeple kurak iklim bölgelerinde kiraçlj tuzlu topraklar meydana gelir. Topraktaki humusun miktarı da gene iklim ile kilidir. Kurak iklimlerde bitki örtüsü çok cılızdır; onun için buralarda humus tur veya azdır. Oysa, orta kuşağın nemli ve yan nemli iklim bölgeleri hum meydana gelmesine ve toprakta birikmesine çok elverişlidir. Toprak oluşumu iklim ve bitki toplulukları arasındaki bu ilişkiler o kadar sıkıdır ki yeryüzü başlıca toprak tiplerinin dağılışı ile iklim ve bitki topluluğu tiplerinin dağılışı birine hemen tamamiyle uyar

Yerli toprakların özellikleri üzerinde rol oynayan ikinci bir etken de, üzeri toprağın, oluştuğu kayaların tabiatıdır. Bu etken hem kimyasal, hem mekanik yold etkir, örneğin, kireç bakımından çok zengin kayalar üzerindeki toprakların içini yıkanmanın kuvvetli olduğu nemli iklim bölgelerinde bile gene kireç bulunur. Top rağı meydana getiren tanelerin boyutları, bunların aralarındaki boşlukların ha«c gibi mekanik özellikler de gene kaya tabiatı ile ilgilidir, örneğin, kumtaşiarı üx*» rinde meydana gelen topraklar kumlu ve geçirimlidir. Bu gibi mekanik özelliklerin# ?öre de topraklar taşlı, kumlu, killi, milli topraklar gibi sınıflara ayrılırlar. Bu özellikler toprağın geçirimlilik derenesi, su tutma ve havalanma dv.rumunu etkil«* /erek önemli bir rol oynarlar.

Başlıca toprak tipleri: iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak meyda-la gelen topraklar, nemli ve kurak bölge topraklan olmak üzere başlıca ki takıma ayrılırlar. Bu takımların her biri içinde ayrıca bazı toprak tip-îri seçilir (Şekil: XV//3):

A ■— Nemli bölge topraklan: Bunlarda kireç yoktur. Toprağı mey-ana getiren başlıca maddeler alüminyum ve demir bileşikleridir. Değişik dim ve bitki topluluğu bölgelerine göre bu takımda bazı farklı tipler mey-ana gelmiştir:

1 — Tundra topraklan: Kutuplara yakın sahalardaki soğuk tundra bölgeleri-n topraklarıdır. Ekseriya bataklık olurlar. Tarıma elverişli değildirler.

2 — Podzol: iğne yapraklı ormanlarla kaplı soğuk nemli bölgelerin karakte-itik toprağıdır. Çok yıkanmış olduğundan rengi üst kısımda soluklaşmıştır; gene nı sebepten ötürü besin maddeleri bakımından fakirleşmiştir.

S — Kahverengi orman topraklan: Nemli orta kuşağın yayvan yapraklı or-ınlarla kaplı bölgelerinde meydana gelir. Humus ve öteki besinler bakanından çok iğindir.

t – Kırınızı topı’nkhır: Akdeniz iklim bölgesinde çok yaygındır. Rengi, de >kHİtleriml<’u meydana tfrlır. Bileşiminde en önemli yeri kil, silis ve demir oksit! tutar. Kireçli kayalar üzerinde oluğun kızıl renkli topraklara Terra rossa adı veri

5 — Lnterit: Dönenceler arasındaki sıcak nemli iklim bölgelerinin karakte tik toprakıdır. Kengi kiremit kırmızısıdır. Kuvvetli bir kimyasal çözülme sonucu oluşurlar; bileşim bakımından, demir oksidiyle kırmızılaşmış bir kil yığını halin dirler. Buralarda bitki örtüsü gürdür. Fakat buna rağmen lateritler humus ba ımndan fakirdir. Çünkü bu iklim bölgelerinde toprakta yaşayan organizmalar kadar çoktur ki bunlar bitki çürüklerini tüketirler, birikmesine engel olurlar, yüzden lateritlerin verimi azdır.

B — Kurak bölge toprakları: Bunlar az nemli, yarıkurak ve a kurak bölgelerin topraklarıdır. Fazla yıkanmadıkları için mineral tuzl ve kireç bakımından zengindirler. Bu takımdaki topraklar, oluştukları ’ iim bölgesinin kuraldık derecesine göre bazı tiplere ayrılırlar:

1 — Cernozyomlar: Bunlara karatopraldar da denir. Orta kuşat; ğın yarmemli isteplerinde görülürler. Fazla yıkanmadıkları için, içlerin’ kireç ve mineral tuzlan bulunur. Aynca üst kısımlarında, istep bitkileri ,,nin artıkları kalın bir humus tabakası halinde birikmiştir. Bu yüzde ‘ dünyanın en verimli tanm topraklan arasında yer alırlar.

2 — Kestane ve kahverengi istep toprakları: Daha az yağış alan istep alanlarında görülürler. Buralarda bitki örtüsü daha fakir olduğundan, humus ancak ince Mr tabaka meydana getirir.

3 — Çöl toprakları: Bunlarla humus yoktur. Renkleri çoğunlukla bozdur. Hemen hemen hiç yıkanmamışlardır; hatta tersine, bazı tuzlar ve kireç, şiddetli buharlaşmanın yol açtığı kılcallık olayı ile toprağın yüzeyine doğru yükselmiş, orada çökelmiştir. Bu suretle toprağın üstünde biriken tuzlar ve kireç bazan sert bir kabuk meydana getirir.

Türkiye’de toprak tipleri ve tanm hayatı ile ilişkileri: Yukanda

açıklanan toprak tiplerinin hemen hepsi yurdumuzda görülür. îç kısımlardaki ve kıyılardaki ovalarımız taşınmış topraklardan alüviyonlarla kaplıdır. Bunlar ülkemizdeki başlıca taran alanındır. Ayrıca, birkaç yerde

iöse benzeyen topraklara da rastlanır.

Fakat topraklarımızın en büyük kısmım yerli topraklar meydana getirir. Bunların yayılış alanları iklim bölgelerine bağlıdır. Daha yağışlı olan kıyı bölgelerimizde nemli bölgelerin toprak tipleri görülür, örneğin, Doğu Karadenizde lateritleşmiş; Batı Karadeniz kıyılarında podzollaşmış topraklar; Ege bölgesi ve güney kıyılarımızda ise Terra rossa’lar ve kırmızı

renkli topraklar yaygındır. Oysa Anadolu’nun iç kısımlarında yankurak ve kurak bölge topraklan yer alır. Bunlardan en yaygın olanı kestane ve kah* ve rengi istep topraklandır, îç kısımlann en kurak yerlerinde ise boz renkli ve tuzlu topraklar görülür.

Bu toprak türleri ile tanm etkinlikleri arasında bazı ilişkiler olduğu dikkati çeker, örneğin çay, ancak Doğu Karadeniz’in çok yıkanmış kireç-siz topraklan üzerinde iyi sonuçlar verir. Nemli kenar bölgelerimizdeki , podzollaşrmş topraklarla kahverengi topraklar ekseriya ormanla kaplıdır. I Akdeniz kıyı şeridindeki Terra rossa toprakları başlıca turunçgil üretim j alanlandır. tç kısımlann kahverengi ve kestane rengi istep topraklan tahıl üretimine elverişlidir ve daha çok bu amaçla kullanılırlar. Boz renkli tuzlu topraklardan tanm bakımından faydalanabilmek için bunların önce bol bir şekilde sulanarak tuzlarının yıkanması gerekir.
Şek.XVI/4 — Toprak kayması.
Toprak kaymaları ve göçmeler: Yeryüzünü şekillendiren dış olaylardan biri de toprak kaymaları ve göçmelerdir. Bunlar yamaçlarda, yerçekimine bağlı olarak meydana gelirler; bazan yalnızca toprak tabakasının, bazan da bütün bir tepenin veya dağın aşağıya doğru kayarak yer değiştirmesine sebep olurlar. Bu yer değiştirme yalnız toprak tabakasmı etkiliyorsa, buna toprak kayması denir. Buna karşılık, toprakla birlikte alttaki kayalar, meselâ, yamacın bir kısmı yerinden koparak yer değiştirmişse buna da göçme heyelan) adı verilir (Şekil; XW/J/ ve 5). Toprak kaymalarının ve göçmelerin oluşumunu başlıca dört etken kolaylaştırır:

1 — Kuvvetli eğim: Eğim arttıkça yerçekiminin etkisi altında aşağıya doğru hareket kolaylaşır.

2 — Su: Toprağın ve kayaların içine sızan su sürtünmeyi azaltır; hareketi kolaylaştırır. Ayrıca, bazı topraklar ve kayalar ıslanınca şişer ve kayganlaşır. Onuıı için toprak kaymaları ve göçmeler çok defa bol yağışlardan sonra veya yağışlar sıvasında meydana gelir.

 

Şek. XVI/5 — Göçme.

S —- Kayanın veya toprağın cinsi: Kayaların direnci birbirinin aynı değildir}’ bazıları yamaçlardan daha kolay kopar. Killi topraklar ise su emerek hamur halin* gelir.

4 — Tabakaların durumu: Tortul tabakaların vadiye doğru eğimli olduğu yamaçlarda göçmeler kolaylaşır. Hele bunların ait kısmında killi ve kaygan bir tabaka varsa, göçme daha da kolay meydana gelir.

Bunların dışında, şiddetli «iepremler de toprak kaymalarına ve göçmelere yol açabilirler.

Toprak kaymaları ve göçmeler Türkiye’nin her bölgesinde görülür. Fakat bûrüann en çok meydana geldikleri bölge Kuzey Anadolu’dur. Çün-

# kü burada eğimler kuvvetli, yağışlar daha fazla, killi kayalar daha yaygındır. Göçmeler köylere, tanm alanlanna, kara ve demiryollarına zarar verebilirler. Bazan da bir vadiyi tıkayarak göllerin oluşumuna yol açabüîr-ler. örneğin, 1950 yılında Trabzon’un baftsmdaki Sera vadisinde meydana gelen bir göçme sonucunda 4 kilometre uzunlukta bir göl meydana gelmiştir. Tortum gölü de, çok daha eski zamanlarda meydana gelen büyük bir göçmenin vadiyi tıkaması sonucunda oluşmuştur.

ödev ve Sorular

1 —• Hançi bölgelerde kimyasal, hangi bölgelerde mekanik çözülme daha kuvvetlidir? Sebepleriyle açıklayınız.

2 — Türkiyede görülen başlıca toprak tipleri hangileridir? Bunların dağılışı hangi etkenlere bağlıdır?

3 — Toprak tiplerinin dağılışı ile yurdumuzdaki tarım etkinlikleri arasındaki ilişkileri örnek vererek belirtiniz.

4 Göçmeleri ve kaymaları hangi etkenler kolaşlaştırır? Bu bakımdan Güneydoğu Anadolu ile Kuzey Anadolu dağlık alanını karşılaştırınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir