ve uluslararası ölçekte uygulanan bir spordur. Özellikle
1960 yıllarından sonra dağcılıkla uğraşanların sayısı çok
büyük ölçüde artmıştır. Her yıl, yaklaşık olarak beşyüzbin
kişi, çeşitli yükseklikte dağlara tırmanmaktadır.
TARİHÇE
Dağcılık, öbür sporlarla karşılaştırıldığında, çok yeni bir
spordur. Gerçi tarihte bazı dağa tırmanma girişimleri olmuş,
sözgelimi Annibal İ. Ö. 219’da 26 000 asker ve 37
fille Pireneler’i ve Küçük Sankt-Bernhard geçidini aşmış,
Empedokles, tanrı Vulcanus’un evini bulmak için
Etna yanardağına tırmanmış, daha yakın bir dönemde
*de Petrarca, Ventoux tepesine çıkmıştır. Ama söz konusu dönemlerde dağa tırmanma teknikleri henüz geliştirilmemiş,
özel gereçler yapılmamış ve gerçek an-
Jamda bilinçli bir dağcılık düşüncesi oluşmamıştı. Dağlar
yalnızca, orduların ya da göç eden halkların ilerlemesini
güçleştiren birer engeldi.
Gerçek anlamıyla dağcılık 1786’da, her ikisi de Chamonixli
olan doktor Paccard ve billur arayıcısı Balmat’nın
Mont Blanc dağına çıkmayı denemeleriyle, Alp
dağlarında başladı.
Bu girişimin ardından ilk dağcılar (Saussure,
Whymper, Marie Paradis, Meyer, Tuckett, Tyndall,
Carrel,Coolidge, vb.), birkaç ip ve dağcı sopası gibi ilkel
donanımlarla ve özel giysileri olmaksızın, Batı Alpler’in
en yüksek doruklarına insanı şaşırtan bir gözüpeklikle
ulaşmayı başardılar. Bunun yanı sıra, aynı dönemde
(1849’da İngiltere’de, 1862’de Avusturya’da, 1863’te*
İtalya ve İsviçre’de, 1869’da Almanya’da, 1874’te
Fransa’da) ilk dağcılık kulüpleri kuruldu.
XIX. yy’ın sonlarına doğru, o dönem için büyük güçlükler
doğuran birkaç doruk dışında, aşağı yukarı bütün
dağlara tırmanılmıştı. Duvar gibi dik yamaçlar, tutunacak
yeri olmayan kayalar, büyük çıkıntılar ve aşılması
güç geçitlerin sayısıysa, pek çoktu. Bu güçlükleri yenebilmek
için, dağcılığın bir spor ve bir teknik haline gelmesi
gerekiyordu. Tırmanıcılardaki yükseklik tutkusu,
doruklara doğru daha dik ve aşılması büyük yüreklilik
isteyen yeni yolların açılmasını sağladı. Bu arada tırmanmayı
daha hızlı ve daha güvenli kılabilmek için çeşitli
teknikler bulunmasıyla, insanoğlu, dağlara meydanokumaya başladı.
Kış tırmanmaları gerçek anlamıyla 1925’ten sonra
dağcıların ilgisini çekti. Couzy, Bonatti, Maun, Hiebeler,
Desmaison, Siegert, Cassin ve Sorgato, güçlüklerle
savaşarak buzlu çeperlere başarıyla tırmandılar. Gene
bu alanda, ayakları duvara dikey tutarak tırmanma olanağı
veren “Grivel üzengilerinin bulunmasıyla, tırmanma
tekniğinde gerçek bir devrim gerçekleştirildi.
Nitekim XX. yy’ın ilk çeyreğinde, dünyanın en yüksek
dorukları olan Himalayalar’a çıkmak için ilk girişimlerbüyütülebilen),
tahta takozlar, yardım ipi, ip merdiven, kar ya da
güneş gözlükleri, eldivenler, pusula, yükseltiölçer vardır.
Yanında bunlardan birinin bulunmaması, çok tehlikeli
durumlara neden olabilir; sözgelimi eldivenin yitmesi,
elin donmasına, iyi tutunamamaya ve “düşme”
ye yolaçar. Yapay tırmanmada gereçli geçişler, A,1’den
A 3’e kadar sınıflandırılır. Bu sistemler, hem kar hem
buz, hem de kayalık için geçerlidir.
dağcılık
09
Eki