Büyük ve orta büyüklükte atardamarlarda, genel olarak
da kalp kasına oksijen bakımından zengin kan taşıyan
kalp atardamarlarında ortaya çıkan hastalık. Damar
sertliği (ya da arteryoskleroz), atardamarların iç gömleği
ile orta gömleği arasında kolesterol, lipitler ve hücre
yıkımı ürünleri gibi birikintilerden oluşan sarımsı renkli
kütleler (“plak”) oluşmasıyla başlar. Bu kütleler atardamar
iç gömleğinin esnekliğini yitirmesine, bölgede kanlanma
azlığına,kanın geçtiği damar çapının daralmasına
yol açar. Bunun sonucunda, kan akışında ortaya çıkan
azalma, kalp, beyin, böbrek gibi yaşamsal bir organda
ciddi hastalıklara, ayrıca, bir kol ya da bacakta dolaşımın
yok olmasına neden olabilir.
Damar sertliği, çeşitli kalp hastalıklarının (özellikle
kalp atardamarları hastalıkları) ve felçlerin (inme) başlıca
nedenlerindendir.
Damar sertliğinin görülme sıklığı, yaşla birlikte artar.
Erkeklerde klinik belirtiler kadınlardan ortalama 10 yıl
önce belirir; ayrıca 40 yaşına gelmemiş kişilerde görülen
açık belirtilerin aşağı yukarı tümü erkeklerde ortaya
çıkar. Kanın akışının ciddi olarak engellenmesi için,
atardamarların % 75’inden çoğunun daralmış olması
gerektiğinden, aslında açık belirtilerin ortaya çıkması
zaman alır.
Atardamar sertliğinin nedenleri henüz tam olarak
anlaşılamamıştır; bununla birlikte, damar sertliğine yatkın
kişilerde “risk etkenleri” adı verilen ayırt edici bazı
özellikler gözlemlenebilir. Kan basıncı yüksekliği (hipertansiyon)
ve kan kolesterol düzeyleri yüksekliği,
bunlar arasında yer alır. Bu etmenlerle birlikte şişmanlık
ve sigara tiryakiliği de varsa, damar sertliği riski artar.
Kanda lipit düzeylerinin yükseldiği şeker hastalığı gibi
hastalıklarda, damar sertliği oldukça erken yaşlarda
ortaya çıkabilir.
Doymuş yağ asitleri ve kolesterol bakımından zengin
beslenmenin damar sertliğini geliştirdiğine inanılmakta,
kanda kolesterolü taşıma işlevini gören lipoproteinlerin,
özellikle de düşük yoğunluklu lipoproteinlerin
(LDL), beden dokularında kolesterol birikimini artırdığı sanılmaktadır. Bedenlerinde LDL alıcıları yüzdesi
düşük kişilerin, damar sertliğine tutulması olasılığının,
LDL alıcıları yüzdesi yüksek kişilerden daha yüksek olduğuna
bakılırsa, burada genetik bir etmenin de rol oynadığı
düşünülebilir. Bununla birlikte, LDL alıcılarındaki
eksiklik durumu, yüksek kolesterol içeren bir beslenme
sonucu sonradan edinilmiş de olabilir. Ayrıca kan
basıncı yüksekliğine (hipertansiyon) neden olan etmenler
de önemlidir; çünkü damar sertliği süreci, yüksek
kan basıncıyla tam olarak aydınlatılamayan bir biçimde
bağlantılıdır ve kan basıncının düşük olduğu akciğer
atardamarları ve toplardamarlarında damar sertliği
görülmez. Bu nedenle birçok hekim, beslenmede
aşırı tuz kullanımından kaçınılmasını önermektedir.
Kanıtlar, denetimli bir beslenme rejimi, sigara içmeme,
beden egzersizleri yapma ve yeterince erken yüksek
tansiyon denetimi uygulanması durumunda, damar
sertliğine yatkın kişilerde hastalığın önlenebileceğini
düşündürmektedir. Ayrıca kolesterol yüksekliklerine
karşı ilaçlar da geliştirilmiştir. Atardamarların plaklarla
tıkanması durumunda, hekimlerin, kalp atardamarlarına
da baypas ameliyatına ya da damar aktarımlarına
başvurmaları gerekir.dönüşünde
istifa etti (20 Temmuz 1919); ama bir gün sonra
yeniden hükümeti kurmakla görevlendirilip, Anadolu’daki
ulusal harekete karşı Kuvayı İnzibatiye’yi kurdu.
Bazı nazırlar da aleyhine dönünce, Sivas Kongresinden
hemen sonra yeniden istifa etti. Birkaç gün sonra
yeniden sadrazamlığa getirilerek (5 Ekim 1920), Anadolu’da
savaşanları “isyancı ve eşkıya” ilan etti; rahat
çalışma olanağı bulmak bahanesiyle meclis] tatil ettirdi
(11 Nisan 1920). Yeni bir hükümet kurmak amacıyla istifa
edip, aynı gün beşinci kez sadrazamlığa getirilerek
(31 Temmuz 1920), Sevr Antlaşmasinı imzaladı. İtilaf
Devletlerinin, İstanbul hükümeti ile Ankara hükümetinin
anlaşmasına engel olduğu gerekçesiyle istifasını istemeleri
üstüne, görevden çekildi (27 Ekim 1920). Kurtuluş
Savaşı zaferle sona erince, yurt dışına kaçtı (22 Eylül
1922).
damar sertliği
10
Eki