DDT, Alm. DDT (n), Fr. DDT (m), İng. DDT.
Kimyevî yapısı “Dikloro Difenil Trikloretan” olan
böcek öldürücü bir zehir. İlk defa 1874’te Othmar
Zeidler sentezlemişse de üstün nitelikle bir böcek
öldürücü (insektisit) olduğu 1939’da Paul Müller
tarafından belirlenmiştir. DDT’nin birçok izomerleri
vardır. Saf haldeyken beyazımsı, kokusuz
kristaller hâlindedir. Teknik DDT beyaz, hoş
kokulu bir vasıfta olup, suda erimez; benzin, alkol,
benzol, yağlar, aseton vs. içerisinde erir.
Uzun yıllar tarım-savaşta kullanılan DDT’nin
böceklere etkisi değme ve mide yoluyladır. Lipoitlerde
(yağ dokusu) eriyerek sinir sistemini felç
eder. Tesiri yavaş yavaş fakat kesindir. Yiyecek
maddeleri için tolerans 7 ppm (milyonda ünite)dir.
75 kg’lık bir insanı 37 gram veya yağda erimiş
olarak 15 gram DDT öldürmeye yeter. DDT, kullandıktan
sonra bozulmayıp çevrede, toprakta ve
hattâ hayvanların bünyesinde birikir. Birçok ülkede
yapılan araştırmalarda insanların vücut yağında
da (gıdalardan alman) sanılandan çok fazla DDT
kalıntısının bulunduğu görülmüştür. Dünyânın birçok
ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye’de de Zirâî
Mücâdele Araştırma Konseyinin 1970 yılında aldığı
karara göre DDT kullanılması yasaklanmıştır.
DDT’ye bağlı had zehirlenme; kazâen veya
intihar etmek için ağız yolundan alındığı zamangörülür. 1 0 – 2 0 gr gibi yüksek miktarda alındığında
hemen müdâhalede bulunulmazsa öldürür. Zehirlenme
belirtileri olarak; titreme, korku, kuvvet
azlığı, çırpınmalar ortaya çıkar. DDT henüz kana
karışmamışsa mide yıkanmalıdır.
Üretimi veya ambalajlanmasıyla uğraşan fabrika
işçileri gibi bu maddenin yüksek miktarlarına
uzun süre maruz kalanlarda müzmin zehirlenmeye
bağlı olarak, erkeklerde ikdidarsızlık, karaciğer
bozuklukları ve kansızlık görülebileceği
unutulmamalıdır.
DDT
04
Kas