İlerlemenin tek yolu budur.
New York Nicks basketbol
takımının koçu olan ve L. A. Lakers takımını dokuz sezon
da dört kez şampiyonluğa taşıyan Pat Riley, değişimi kabul
etmekle ilgili çok değerli bir öneride bulunur:
1976yılında oyuncu olduğum NBA’den uzak
laştırılmış, böylece uzun yıllar, ilişkilerle, dostlarla,
yapacağım işle anlam kazanan ve parçası olduğum
bir endüstrinin dışına itilmiştim. Bu saydıklarım, in
sana önemli olduğunu duyumsatan şeylerdi. Acı duyuyordum, çok içerlemiştim; değişime direndim. Pişmanlık duyuyordum.
Ama kendime acıyarak çırpınmayı bıraktım. O-
yuna, çok düşük bir düzeyden, ilk olarak bir gezici
sekreter olarak geri döndüm. Sonra Lakers maçları
na yorumcu oldum. Bir buçuk yıl içinde antrenör olarak Lakers’la anlaştım. İki yıl sonra baş antrenör
oluverdim.
Yaşamda kalıcı olan tek şey değişimdir, ama
birçok kişi bununla savaşır. Onlar, girişken olup
denetimi ellerine almak, doğru bir şekilde bitirmek,
teşekkür edip “Hoşçakalın ” demek, sizi yalnızca çökerten bir acılı içerleme duygusu ya da başka bir zehirleyici duygu olmadan, başka bir başarıya doğru ilerlemek yerine, “kaçınılmaz olan ”ırı başlarına
gelmesini beklerler.
Bazen, denetleyemediğiniz şeyler yüzünden
değişmeye zorlanırsınız; bazen de değişme zama
nının geldiğini anlamadan önce bir deneyime atıl
manız ve ilerlemeniz gerekir. Nedeni ne olursa olsun, değişim rüzgârları esmeye ya da duvarlar yıkılmaya başladığında sanırım hepimiz içimizdeki
sesi dinlemeliyiz. Yaşamdaki bu anlar bize, sıçrama
ve daha iyiye ulaşma olanağı sunan fırsatlar olarak
görebilmemiz gerekir. İşte bir yaşam tümüyle budur ve bunda yanlışlık yoktur. Değişim, onunla birlikte hareket ederseniz, harika olabilir.
Herhangi bir şeyde mutlağı aramak saçmalıktır. Yeni bir
olay ya da ilişkinin getireceği olasılıklara açık olmalısınız.
Değişimi kucaklayın; büyük mutluluk sizi orada bekliyor.
Herşeyin Bir Amacı Vardır, Herşey Kendi Zamanında Oluşur Değişimler, kapıların açılıp kapanması, tüm yaşam boyunca onlarla ilgili yaptığımız herşeye karşın “oluşur.” Spotların Kenarında adlı kitabın yazarı Kathy Cronkite, Walter Cronkite’in kızı ve iki çocuk annesi, yaşamın en
muhteşem anlarının, onların getirdiği değişimlere direnirsek
nasıl kötü geçebileceğini anlatır. Kathy, bu gerçeği en iyi
kanıtlayan şeyin, insanın çocuklarını büyütürken yaşadık
ları olduğunu söyler:
Geçmişe baktığımda iki oğlumun gelişmesinin birçok dönüm noktasını anımsıyorum; her birinde bir kapı kapanmış, bir diğeri açılmıştı. William doğ
duğunda, anne-babalığm tümüyle çocuğun “ayrıl
masına olanak vermek”le ilgili olduğunun farkına
vardım. Dişleri çıkmaya başladığında ağladığımı
bugün gibi anımsıyorum. O sevimli gülümsemeye
bayılırım. Kendi kendime, o minik, sevimli gülümsemeyi yitirmek istemediğimi söylemiştim.
Elbette, iki dişliyken, tümüyle dişliyken ya da
yapma dişlerle her gülümsemenin kendine özgü bir
tatlılığı var. Hoşııma giden her aşamada, oğlumun
benden tümüyle ayrılacağı zaman duyacağım ü- züntüyü tahmin ederdim. Ama her yeni gelişmenin başlangıcında öyle bir hoşnutluk duyardım ki, artık olmayan bir durum için yas tutmazdım. Bebeğin, i- şaretterle iletişim kurmaya çalışmasının çekiciliğine
bayılırdım; ama, sondar sormaya, bir şeyler anlat
maya başladığı andan itibaren birlikte çok daha
fazla eğlenmiştik.
Dokuz yaşındaki oğlum, küçük çocukluk döneminden hızla ve beklenmedik bir şekilde çıktı. A- ma onunla İran Körfeziy’ le ilgili konuşmak ya da bilgisayarlar konusunda ondan bilgi almak çok il
ginç oluyor. Artık, yatma vaktinde okuduğumuz
güzel resimli kitaplar yok; şimdi oğlum beni, Robert
Louis Stevensen’ı keşfetmeye teşvik ediyor. Sanırım ünlü deyiş, ‘bir kitap kapanır, bir kitap açılır’ haline dönüşüyor.