DİKENLİ
DİKENLİ sıf. Dikeni olan: ihtiyar oraya doğru koştu, kapının arkasından dikenli bir sopa kapıp oğlunun üzerine doğru yürüdü (S.F. Abasıyanık). || Üzerinde diken yetişmiş (yer): Dikenli bahçe. || Mec. Geçi-nilmesi, anlaşılması, uyuşulması güç: Dikenli mizaç. || Dikenli tel, dikenleri olan ve bir yeri korumak, geçişi güçleştirmek için kullanılan tel.
— Ask. Dikenli tel engeli, dikenli tellerden meydana getirilen ve yardımcı savunma vasıtası olarak kullanılan engel.
— Balıkç. Dikenli balık, sırt ve karın yüzgeçlerinde dikeni olan balıklara verilen ad.
— Din. Dikenli taç. Bk. TAÇ.
— İnş. Dikenli engel, üzerlerinden geçilmesini önlemek için, duvarların veya parmaklıkların üstüne konulan eğik ve birbirine sarılı demir uçların her biri. || Dikenli tel, bahçe duvarı yerine (veya askerlikte, bir yeri korumak ve çevrelemek için) kullanılan dikenli tel.
— Sil. Dikenleri çok olan silâhlar için kullanılır: Dikenli ok. (ML)