DİL; Alm. Zunge (f), Fr. Langue (f), İng. Tongue.
Ağız boşluğunda yer alan, tatmayı, yutkunmayı
sağlayan ve seslerin oluşumuna katkıda bulunan, etli,
uzun, hareketli bir organ. Dil yassı ve oval biçimli
olup, çizgili kaslardan yapılı ve serbest yüzeyleri
mukoza ile örtülüdür. Kasların çokluğu,yapışma
yerlerinin ve kas lifleri yönlerinin çok çeşitli olması,
liflerin kasılma ve esnemesini kolaylaştıran yağdokusunun bolluğu, dilin çok çeşitli hareketler yapabilmesini
sağlamaktadır. Dil aynı zamanda vücutta
en çok şeklini değiştirebilen organdır. Dili
örten mukoza sinir bakımından çok zengindir.
Sayılan bu özellikleri, dile çok çeşitli görevler
yapabilme imkânı vermiştir. Çiğneme, yutma, emme,
konuşma ve tatma işlerinde çok önemli roller
oynar. Çiğneme esnâsmda dil, yemek parçalarını diş
kavisleri arasına sokar. Dilin üst yüzeyinde bulunan
“papilla filiformes” denilen kabartılar, dişler tarafından
parçalanmış, tükrükle ıslatılmış yemek parçalarını
kolay yutulabilecek lokmalar hâline getirir.
Yutma sırasında sert damağa dayanarak lokmalar
üzerine önden arkaya basınç yapmak sûretiyle lokmaların
arkaya ve aşağıya, yemek borusuna doğru
kaymasını sağlar. Konuşma sırasında çeşitli hareketleri
ve şekil değiştirmesi sâyesinde ağız boşluğunda
çeşitli büyüklük ve şekilde boşluklar ve aralıklar
meydana getirerek gırtlaktan çıkan sesin değiştirilmesi
ve çeşitli harflerin telaffuzunda önemli
rol oynar. Dil mukozasında çok sayıda sensitif sinirlerin
bulunması sebebiyle, dil çok duyguludur.
Ağız boşluğuna giren yabancı cismi derhal fark
eder. Dilin ucu, ağız boşluğundaki köşelere ve küçük
çukurlara sokularak, yemek kırıntılarını ve yabancı
cisimleri uzaklaştırır ve bu şekilde ağzı temizler.
Dilin üzerinde bulunan tad organları, besinlerin
lezzetinin alınmasını ve zararlı besinlerden
sakınılmasını sağlar.
Dil, arkadan kaslar ve bağlarla dil kemiğine ve
alt çene kemiğine bağlıdır. Dil kemiği (os hyoideus)
alt çene ile âdem elması denen nefes borusuna
âit kısmın arasında yer alır. Dilde sekizi çift
olmak üzere on yedi kas vardır.Dil mukozası üzerinde çeşitli şekilde küçük kabartılar
görülür. Bu kabartılara dil papillaları (papilla
linguales) denir. Bu papillalar şekil bakımından
beş gruba ayrılır. Papilla filiformes (iğsi çıkıntılar)^,
dil üzerinde bulunan papillalann en çok
görülenidir. Sert epitel tabakası ile örtülü olup yemek
parçaları üzerinde mekanik etki yaparlar. Papilla
funqiformes (mantarsı çıkıntılar) 1er dilin ön
kısmında bulunurlar; tad duygusu ile ilgilidirler.
Papilla circumvallatae’ların sayısı 7-12 arasında
olup, dilin arka üst yüzeyinde V şeklinde çukur bir
çizginin önünde bulunurlar. Tad duyusu ile ilgilidirler.
Papilla foliatae’ler, dil köküne yakın kısımda
bulunurlar. Yaprak şeklinde olup tad duyusunu
alan tad tomurcuklarını bulundururlar.
Ağır enfeksiyon hastalıklarında, özellikle tifoda
dilde koyu kahverengi bir mukoza tabakası
oluşur ki, bu tabloya paslı dil denir.
Dil iltihâbına glossitis denir. Fazla sigara içmek,
çok sıcak veya yakıcı yiyecek ve içecekler,
veya ihmal edilmiş çürük diş ve mikroplu diş etlerinden
olur. Düzensiz çıkmış veya kırılmış dişlerden
ileri gelen dil iltihapları bulunduğu gibi,
frengiden, vitaminsizlikten ileri gelen dil iltihapları
da vardır. Dilde görülen ülserler sathî yaralar,
herpes enfeksiyonundan dolayı oluşabildiği gibi,
dil kanserinin belirtilerinden biri de olabilir. Dil
yüzeyinin kronik tahrişi sonucu, lökoplaki denen
beyaz renkte bir kalınlaşma görülür. Kansere yol
açabilir. Dil kanserlerine oldukça sık rastlanır ve
genellikle bakımsız dişlerle ilgilidir.
Dilin asm derecede gelişmesine makroglossi,
aşın derecede küçük olmasına ise mikroglossi denir.
Bu anormallikler doğuştan veya sonradan olabilir.
DİL
06
Kas