wiki

DİN

Aim. Religion, Fr. Religion, İng. Religion. İnsanları
ebedî saâdete götürmek için, Allahü teâlâ tarafından
gösterilen yol. Din ismi altında insanların
uydurduğu eğri yollara din denmez. Dinsizlik denir.
Din insanlara çok lüzumlu bir nizam olup, dinsizlik ise
düşünebilecek en fena bir davranıştır. H a tta dinsizlik
için insanları hayvan yerine koyan bir felaket de denilebilir.
D in .in san la ra tıpkı yiyecek, içeçek gibi lazımdır.
Çünki, nasıl yiyecek ve içeçek vücut için lâzım ise,
ruhun gıdası olan din de rû h a lâzımdır. Din ortad an
kalkarsa insanlar hissiz, idraksiz ve düşüncesiz bir
makina, bir o tam at haline gelirler. Din insanlara iyi
ahlâk, sevişmek, kudret, cesaret, dayanma gücü, sabır,
rahat ve h u zu r getirir. İnsanları o rtak iman, amel, anlayış
ve faziletlere erdirerek bölücülüğe, yıkıcılığa mâni
olur. Hakiki bir din, insanı yara tanı ile mu h a tap kılan
ve ona kavuşturan dindir.
Allahü teâlâ, ilk yaratılan insan ve ilk peygamber
olan Adem (a.s.)’dan beri, her bin senede bir peygamber
vasıtasıyla, insanlara bir din göndermiştir. Bu peygamberlere
Resul denir. Her asırda, en temiz bir insanı
peygamber yaparak, bunlar ile dinleri kuvvetlendirmiştir.
Resullere tabi olan bu peygamberlere Nebi denir.
Bütün peygamberler, hep aynı imanı söylemiş, hepsi
ümmetlerinden aynı şeylere inanmalarını istemişlerdir.
F ak at kalp ile beden ile yapılmsı ve sakınılması lâzım
olan şeyleri başka başka olduğundan İslâmlıkları, müslümanlıklarıayrıdır.
Din Allahü teâlâyı tan ıtan yol olduğuna göre, dünyada
tek bir din olması gerekir. Halbuki bugün dünya
üzerinde birbirinden farklı dinler ve inanışlar vardır.
F ak at dikkatle incelenecek olursa, tek Allah’a inanan
üç büyük dinin, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlığın
aynı esaslar üzerine kurulduğu, birbirini tamamladığı
meydana çıkar. Bu üç din birbirine bağlı zincir
halkaları gibidir ve gittikçe d ah a mükemmelleşerek ve
temizlenerek en son hakiki şekli olan “ İslâm” dinine
dönüşmüşlerdir.
Diğer semavî dinlerin insanlar tara fından b ozularak
maksatlarından uzaklaştırıldığı ve h a tta tam tersine
insanı yara tanından ayırıp peygamberlerden k opara rak
uydurma zümre müesselere (Hıristiyanlığın kilise teşkilatı
ve ru h b an sınıfı gibi) mânâsız bir esarete götürdüğü
hatırlanırsa, İslâmiyet’in insanla Allahü te’âlâ arasında
saf, olgun ve hakiki bir bağ k u ran yegane “ Hak D in ”
olduğu açıkça görülür. Bu bakımdan İslâmiyet onu
seçenin dünya işlerini tanzim eder. Güzel ahlâkı
tamamlayan insanın maddî ve manevî hu zu ra , sonsuz
saâdete erişmesi için sağlam temeller üzerine kurulmuşesasları getiren büyük bir ahlâk okuludur. İnsanları
.iyiliğe, dürüstlüğe, hoşgörü sahibi olmağa, büyüklere
saygı ve küçüklere karşı şefkat göstermeğe, Cenab-ı
H akkın emirlerine uymağa ve ona teslim olmağa teşvik
eder. Kısacası insana faideli, onu doğru yola koymağa
yarıyan en büyük amildir (sebeptir).
Din, hiçbir zaman kötü niyetler, özel çıkarlar, siyasî
entrikalar, gizli işler, mânâsız olaylar için kullanılamaz.
Bu husus dinlerin sonuncusu ve en mükemmeli olan
İslâmiyet’in yüce Kitabı K ur’ân-ı Kerîm’de açıkça anlatılmaktadır.
Cenab-ı Hak K ur’ân-ı Kerîm’in Hadid
Sûresi 9.10. ayetlerinde:
“Gizli to p lantıla rd a günah işlemeği, düşmanlık
etmeği v e p e y g am b e re k a rşı gelmeği
fısıldaşmayın! Allah’a k a rşı ge lm ek ten sakınm
a y ı konuşun! Gizli to p la n tıla r , in san la rı
üzmek (v e k irle tm e k ) için ş e y ta n ’ın isted iğ i (ve
ya p tırd ığ ı) ş e y d ir ” buyurmaktadır.
Hâdiselere ve etrafa ibretle bakan bir insan dine
hemen inanır. Dünyadaki nizamın, ahengin inceliklerini,
varlığın sırrını bilen bir insan bütün kalbi ile Allah’
a inanır. Bir yaprağın nasıl çalıştığını bilen bir insan
hayranlık içinde kalır. Meselâ bir yaprak, bir insan gibi
nefes alır. Gündüzleri oksijen, geceleri karbondioksit
verir. Su buharı çıkarır. Su buharı ile karbonik asidi,
güneş ışığındaki enerji yardımı ile birleştirerek ondan
un, nişasta, yağ, şeker yapar. Adeta bir fabrikadır. Bunları
anlayabilen bir insan bütü n bunları hayranlıkla
g örür ve bu harikayı yara tan büyük kudrete, bir olanAllah’a ve o ’nun gönderdiği dine candan inanır.
Din bizi, zararlı ve fena iş yapmaktan koruyan ihtiraslarımızı
firenliyen, ruhumuzu besliyen ve temizliyen,
iyi huyları meydana çıkararak insanları hayırlı, yardımcı,
büyüklerini dinler bir hale getiren İlâhî bir yoldur.
Din, işlerde başarı için ümid ve cesaret veren,
başarısızlıklarda teselli eden, ızdırapları unutturan
insanlara yaşama gücü veren, onu yetiştiren ve olgunlaştıran,
Allah yolunu açan ve toplumları dünyada
huzura, ahiret de ise ebedi saâdete kavuşturan bir kudret
hâzinesidir.
İslâmiyet, Allah’a teslim omak mânâsında olup
bozulmamış Yahudilik, Hıristiyanlık ile Müslümanlığa
verilen o rtak bir isimdir. Bu üç büyük dinin haricinde,
kendinde Allah inancı bulunmayan ve yalnız ahlâk kaidelerine
bağlı olan inanışlar vardır. Aslında bunların
din ile ilgisi olmamasına rağmen, dünyada büyük bir
insan kitlesi tarafından din olarak kabul edilmiş bulunmaktadır.
Bu inanışların başında Brahmanlık, Mecusilikve Budistlik gelmektedir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir