Dördüncü ‘Cumnuroaşkanı Cemal Gürsel.
gar, daha ileri bir ortama kavuşturdu. Gelişmekte olan bir toplumsal yapının gereksinimlerine uygun bir model getirdi.
27 Mayıs döneminden sonra, Türkiye’de ilk kez koalisyon hükümetleri kuruldu. Gerçekten, 1965-1971 arasındaki altı yılın dışında, 1961-1980’ arasında ülke, koalisyon hükümetleriyle yönetildi. Bir devrim sonrasının olağan çalkantılarına sahne olan bu yıllarda deneyimli politikacı İnönü sayesinde çeşitli sorunların üstesinden gelindi ve demokrasi yolunda adımlar atıldı. Nitekim, söz konusu dönemde girişilen iki askeri darbe denemesi, İnönü’nün soğukkanlılığıyla etkisiz bırakıldı. Bu yıllarda, DP felsefesi üstüne kurulmuş olan AP hızla gelişti. DP’nin mi-rasçsı olduklarını ileri süren bazı başka partileri bünyesi içinde eritmeyi başaran AP, Menderes döneminin Devlet Su İşleri Genel Müdürü Süleyman Demlrel’in başkanlığında, 1965 seçiminde oyların yüzde 53’ünü alarak tek başına iktidara geldi.
1965-1971 arasında, birçok alanda, olumlu ya da olumsuz, ama önemli gelişmeler görüldü. AP’nin tek başına iktidar olduğu bu yıllarda, İktisadi kalkınma yüksek bir orana (yılda yüzde 7) ulaştı. Türkiye’, sanayileşme yolunda ciddi adımlar attı. Ülke sanayiinin montajcı niteliği sürerken, daha köklü sanayi kuruluşlarının da temelleri atıldı. Dış ekonomik ilişkiler, çok yönlü biçimde geliştirilerek, yardım ve yatırım olanakları artırıldı. Gene bu yıllarda, bir milyonu aşkın Türk vatandaşı Avrupa’ya, özellikle Federal Almanya’ya giderek işçi olarak çalışmaya başladı. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısını ciddi bir biçimde etkiledi. İşçilerin gönderdiği döviz, Türkiye’nin dış ekonomik dengesinde bir etmen haline geldi ve uzun yıllar dengenin korunmasını sağladı. Öte yandan, Anadolu köylüsünün birden bire Avrupa’ya açılması, bir milyonu aşkın aileyi, ileri sanayi ülkelerinin gerçeğiyle karşı karşıya getirdi. Bu durum, görgü ve becerinin gelişmesine olumlu katkılarda bulunurken, çeşitli toplumsal sorunlar, bölünmüş aileler, Almanya’daki yaşama uyum gösteremeyen kuşaklar yarattı.
1965’ten sonra, Anayasa’nın tanıdığı özgürlükler çerçevesinde, sendikacılık yerleşti, toplu sözleşme düze-