Dünyanın görünüşü: Afrika

Dünyanın görünüşü: Afrika

Afrika oldukça büyük bir kıtadır (üçüncü büyük kıta). Çevresinde, yay biçiminde dizilmiş takım adalar bulunmaz. Magrib (Fas, Cezayir ve Tunus) en son jeolojik zamanda oluşmuş bölgelerdir ve kıtanın kalan bölümünü oluşturan Prekambriyen taban ve kabuktan, Agadir’den Gabes’e uzanan bir kırıkla ayrılır.
Bu kırık çizgisinin güneyindeki dalgalı taban, kıyıları kapatan dağlık arazilerin çevrelediği büyük çukurlar oluşturur (Nijer, Çat, Kongo, Kalahari). Kıtanın yarısından fazlası denize bağlanmadığından büyük nehirler (Nil, Kongo, Nijer ve Zambezi) güçlükle denize ulaşırlar. Afrika çeşitli iklim kuşaklarına bölünür. Ortadaki ekvator kuşağı, kuzey ve güneye doğru yerini kurak tropik bölgelere bırakır. Uzunluğu bölgelere göre değişen bu kurak bölgeler, çöllere doğru uzanır. Güney Afrika’da ılık bir deniz iklimi, kuzey kıyısında ise Akdeniz iklimi hüküm sürer.
di. Kahire’nin [1] güneyine doğru (sağda) zengin alivyonlu bir deltaya ulaşır, ikiye ayrılarak, Rosetta [2] ve Dimyat’tan [3] denize dökülür. Deltanın önü büyük lagünlerle ve vermişiz cöl kumuyla kaplıdır. İskenderiye [4] ile Kahire arasında büyük tarlalar ve modern sulama tesisleri vardır. Süveyş kanalı, Port Said’le [5] Süveyş [6] arasınaddır. Dar bir bitki şeridi Nil’i. Ismai liye’ye (7) bağlar.
HBWHg
if“’ jfjSsäiiäfSSS*
1) Nil’in aktığı yerlerde toprak sulak ve yeşildir; suyun ulaş-madiği yerler ise çöldür. Nil vadisi boyunca uzanan vaha şeri-
3) Arap yarımadası
[1] Aden Körfezini [2] ve Kızıl Deniz’i [3J ortaya çıkararak Afrika’dan uzaklaşmıştır. Babülmendeb Boğazı [41 üc eksenin kesim noktasındadır: Hint
Okyanusunda Carlsbe yükseltisiyle birleşen Aden Körfezi. Ölüde-niz’e uzanan Kızıl Oeniz ekseni ve Ooğu Afrika Çöküntüsüyle birleşeı Afar üçgeni [51-
2) Nİl’İn vaha şeridi
aşağıdaki Libya Çölüyle. yukardaki Arabistan çölünü ayırır. Arabistan çölünün arkasında Kızıl Deniz, Süveyş, Akabe körfezleri ve Sina yarımadası görülmektedir.
Eskiden, yıllık Nil
taşkınları 55 milyon ton kadar bereketli mil getirirdi, ama bugün bunun coğu Assuan Barajı [1] tarafından durdurulur ve yapay bir depo olan Nasır gölüne toplanır Göl buharlaşma ile su yitirir.
Akıntının azalması, doğu Akdeniz’in tuzluluk oranını artırmış ve planktonların üremesini ciddi şekilde etkilemiştir. Bunun sonucu, çevredeki balık sanayii önemli ölçüde zarar görmüştür.
32
ayrıca bak:
26 Avrupa ve
Kuzey Afrika
28 Güney Afrika
4) Namib çölü kuzeyde
kayalık, güneyde ise kumluktur. Kum denizi. kuzeyde Kuiseb nehri (1) ile sınırlanır. Ayrıca Swakop nehri [2] de görülmektedir. Kayalık arazi. Pre-kambriyen devrinde dağlık olan bölgenin yer yer belirdiği bir peneplendir; kıvrımların dizilişi kolaylıkla görülebilir. Güneybatı yönünde uzanan bu kayalık ve kıvrımların yolu, kıta yaylasının kenarıyla kesilir. Bunun devamı Güney Amerika’dadır; bu da kıta kaymasının acık bir göstergesidir. Kayalar granit, gnays ve beyaz kabartmaların oluştuğu mermerdendir (3|. Bir sıra silisli kaya da görülmektedir (4). Kuzeye doğru sürükenen kumlar genellikle lagünleri kapatır (5]. Büyük bjr kum çıkıntısı Wal-vis Körfezini kapat*f [6]; Walvis Körfezi kasabası [7] mavi bir leke halinde görülmektedir.
S) Çat Gölü, Çat ,Nİ-jer. Nijerya ve Kame-ron’un sınırları arasında yeralır. Bir ka-raici akıtma merkezidir ve denizle bağlantısı yoktur. Gölü besleyen en büyük akarsu.
güneyden akan 1200 km’lik Chari Irmağıdır. Aradaki Bahr-el-Gazal vadisi. Kuzey Sahra dan gelen yağmur sularını akıtır. Yüksek buharlaşma oranı ve mevsimlere
göre değişen beslenme nedeniyle, gölün kapladığı aian sık sık değişir ve bu yüzden haritalarda kesin sınırları gösterilmez. Ortalama derinliği yılda 1,25 sm düşer.
6) Burada Güney-Batı
Afrika kalkanı görülmektedir. Prikambri-yen dağlarının etekleri aşınarak peneplen haline gelmiştir. Ara-ziyio luşturan başlıca kaya türü gnays’dır. Dairesel lekeler, İn-selberg (ada tepe) adı
verilen granittir. Arada iki vadi [1]. [2], vardır. Kıyı çizgisi mavi bir deniz şeridiyle çevrelenir. Denizin öteki bölümleri bulutların oluşmasına yolaçan soğuk Ben-guela akıntısı nedeniyle daha bulanıktır.
Dünyanın görünüşü: Asya
Asya en büyük kıtadır. Kıtanın doğu ve güneydoğusu, yay biçiminde dizilmiş adalarla çevrilmiştir. Üstlerinde çok sayıda yanardağ bulunan bu adalarda (İndonezya, Fi-lipinler, Ryukyu, Japonya ve Kuril adaları) sık sık deprem olur.
Himalayalar, Hindistan’la Asya’yı birleştirir. Arap Yarımadası da jeolojik açıdan Asya’nın değil, Afrika’nın parçasıdır. Kafkaslar, Zagros, Himalayalar, Tien Şan ve Altaylar gibi genç dağlar, Anadolu’da, İran yaylasında ve Tibet’te yer yer birbirlerine yaklaşarak bu yüksek yaylaları çevreler. Bu dağ sıraları, Asya’nın, Moğolistan ve Çin’in büyük bir bölümüne uzanan temel jeolojik yapısının, yani Sibirya kalkanının çevresinde de yeralır.
Asya’da, Akdeniz, çöl, kara ve muson .olmak üzere başlıca dört iklim bölgesi bulunur. Yalnızca Türkiye ve Orta Doğu yu kapsayan dar bir bölgede Akdeniz iklimi görülür. Moğolistan, Sibirya ve Tibet ise kara iklimin etkisi altındadır. Bu bölge çok sert kışları ile tanınır. Çöl iklimi Arabistan ve Pakistan’da görülür. Hindistan’dan Japonya’ya kadar uzanan bölge ise, muson ik-limindedir.
ayrılır. Aynı çizgiyi izleyen Süveyş Körfe-zi’njn (2] iç tarafında Süveyş Kanalı ve Büyük Acı göl yeralır. * Akabe Körfezi (31. ütüdeniz (4] ve Tiber gölü’nü (5) izleyen büyük bir çöküntünün günöy ucundadır.
Sina. Akabe Körfezi ile Süveyş Körfezi arasında bir yarımadadır. Güneydeki koyu dağlar, Mısır ve Arabistan’a uzanan Prekambriyen arazilerdir.
1) Kızıl Deniz [1],
yerkabuğu üzerinde Asya’yı Afrika’dan ayıran dev bir çöküntüdür. Deniz tabanı yayılması sonucu oluşmuş bir yarıktır. Kızıl Deniz kuzeyde ikiye
3) Yüksek Himalaya
sıradağları Hint-Ganj düzlüğü (1] üzerinde uzanır. Katmandu [2] Nepaf’in başkentidir. Gandak vadisi üzerinde Annapurna (8,078 m) görülüyor.
Tibet’in oluşturduğu sınır, vadinin başından karlı bir bağlantı boyunca uzanır. Tibet’teki büyük merkezi vadi. Yukarı Brahmaputra’nın su-aldığı vadidir.
Bu ırmak
sol taraftaki ufuktan Himalayc doğru akıp Hint-C düzlüğüne birleşiı Lhasa (41 noktası görülmektedir. 88 yüksekliğiyle Eveı dünyanın en yüks dağıdır.
2) İran’ın Zagros dağlarındaki Niriz (11 ve Taşk [2] gölleri, ender görülen yağmur sonrası ve baharda buzların erimesi dışında, kurudur. Bu göller Kur ırmağı (3J tarafından beslenir. Resimde kalın tuz kalın-
tıları görülmektedir. Üst tarafdaki topraklar (WX1 aşağıya sürüklenmiştir. Solda ise [YZJ bir kırık yer alır. Ayrıca aşınmış bir antiklinal (41 ve bir tepe [5] görülmektedir. Siyah lekeler (6] etkin yanardağlardır.
ayrıca bak:
4) Gemini 9’un 740 m
yükseklikten çektiği bu fotoğraf, geniş oçılı mercek nedeniyle gorip bir görünüme sahiptir. Batı kıyısının kuzey ucundaki körfez. Cambay Körfezidir. Soldaki siyah alanlar. Batı Gatlar ve Dekkar yaylası bazaltlarıdır. Kuzeyde göze çarpan ırmak ve del tası, Coieroon; Bengal Körfezinin kuzeyindeki büyük delta ise. Gani ırmağına aittir. Hima-kıyalar ufukta. Ganj ırmağının arkasında yeralmaktadır.
Okyanus çukurunun bir parçası olan Japonya çukuruna doğru iner. Japon adaları, Batı Hint adaları ve İndonezya’yla aynı tektonik sisteme sahiptir. Kyuşu adasının
bu fotoğrafında, Sa-kurajima (1] daki yanardağdan çıkan duman, volkanik etkinliği göstermektedir. Aso-san [2] dünyanın en büyük etkin yanardağ krateridir.
Dünyanın görünüşü: Büyük Okyanus
Büyük Okyanusun yüzölçümü 105 milyon kilometre karedir. Aşağı yukarı daire biçiminde olan Büyük Okyanus üç tarafından Avustralya, Asya ve Amerika ile çevrelenmiştir. Avustralya’nın güneyinde Hint Okyanusu ile geniş bir bağlantısı ve aynı okyanusla İndonezya takımadaları üzerinden Atlas Okyanusu ile (Drake Boğazından) dar bir bağlantısı vardır. Kuzeyde Bering Boğazı üzerinden dar bir geçitle Kuzey Buz Denizine bağlanır.
Büyük Okyanusun hidrografisi oldukça basittir. Kuzey yarımkürede kuzeydoğu alizelerinin yolaçtlğı saat ibresi yönünde bir akıntı halkası vardır. Bu alizeler Filipinlere doğru eser. Akıntı Alaska ya ve oradan da Japonya’ya kıvrılarak Kaliforniya üzerinden Kuzey Ekvator akıntısına ulaşır. Yayılan deniz tabanının yolaçtlğı yeni deniz tabanı Yeni Zelanda’dan Alaskaya ve Orta Amerika’dan Şili’ye uzanan hendeklere «gömülerek» oluşur. Bu hendeklere ilişkin etkin yanardağlar, Büyük Okyanusu çevreler.
1) Büyük Okyanusa,
Okyanus Yarımküresi de denilebilirdi. Yeni Zelanda, Papua, Yeni Gine. Borneo. Sahalin ve Japonya gibi birçok adaya karşın, bu bölgede yeralan karaların oranı çok düşüktür. Büyük Okyanus, bugünkü kıtalar oluşmadan önce, eski kıtayı saran Panthalassa Okyanusunun hâlâ küçülmekte olan kalıntısıdır.
2) Tropikal Pasifik
adalarının çoğu, örneğin Tuamotu sığ bir lagünü çevreleyen halka biçiminde mercan adalarıdır. Halka adalar büyük derinliklerden yükselirler, bununla birlikte bu adaları oluşturan
mercanlar 45 m’yi aşan derinlikte büyümez. Eski denizcilere göre halka adalar, denizcileri korumak için Tanrı tarafından alınmış bir önlemdi.
Bazı doğabilimciler halka adaların sığ krater çevrelerinde oluştuğunu düşünmüşlerdi. 1837’de Charles Darwin, bunların deniz tabanının çökmesiyle batan volkanik adalar olduğunu, mercan oluşumlarının bu batma sırasında yüzeydej oluşumlarını sürdürdü ğünü ileri sürmüştü.
3) Dev Antarktika buz
kütlesinden kopan buzdağları, kuzeydoğu yönünde sürüklenirler ve denizcilik için büyük tehlike yaratırlar. Büyük Ok-yanusda erimeden önce 41 °C kadar kuzeye çıkabilirler. Bazılarının yüksekliği 600 m’yi aşar.
4) Avustralya’d<
Victoria eyaletlr güney kıyısının bölümü Geelonj (11 Wilson Burn [5] uzanır. Bass zı [4] kıta Avusı ya’yı Tasmanya ayırır. Melbourr Port Philip körf [2] ucundadır.
a?
S) Hawaii, aynı isimi*
cnılan takımadaların en büyüğüdür. Mauna Kea [1] (4200 m) ve Mauna Loa [2] (4160 m) adlı İki büyük yanardağın birleşmesinden oluşmuştur. Tabanı deniz yüzeyinin
5500 m altında bulunan Mauna Kea, dünyanın en büyük dağıdır. Taban-doruk yüksekliği, Everest tepesinden bile fazladır. Mauna Loa dünyanın en etkin yanardağlarından biridir. En etkin
olan ağzı, yani Kilauea [3j güneydoğudadır. Kilauea krater çöküntüsünün dış çevresi 13 km uzunluğundadır. Çöküştü tabanında Halemaumau adlı başka bir iç krater yeralır.
Dünyanın görünüşü : Kuzey Amerika
î
Kuzey Amerika, 15° ve 83° kuzey enlemleri arasında, Meksika’daki Tehuantepec kıstağından Kuzey Kutup bölgesine kadar uzanır. Bu geniş coğrafik bölgede, kuzeyde kutup iklimi, yarı arktik tundralar, çam ormanları, ılıman iklimler, Kayalık dağların ve Sierra dağlarının sert iklimleri, Arizona’nm, New Meksiko’nun ve Kuzey Meksika’nın çölleri, Florida, Körfez kıyıları ve Güney Meksika’nın tropikal iklimi olmak üzere çeşitli iklim kuşaklan yeralmaktadır.
Kıtanın çekirdeğini Prekambri-yen granit ve gnays bjfr taban oluşturur. Bu taban Orta Batı Düzlüklerinde yatay bir tortul tabakayla örtülür ve kuzeyde Büyük göller ve St. Lawrence çevresinde yüzeye çıkarak Kanada kalkanını oluşturur. Tabanın batısındaki son jeolojik dönem kıvrımları, Alaska’dan doğu Meksika’ya uzanan Kayalık dağlarını oluşturmuştur. Bu dağların batısında çok daha genç kıvrımlar yeralır. Bunlar halen kıvrılma, kırılma ve volkanik püskürme halindedirler. Tabanın doğusunda çok eski ve oldukça yıpranmış olan Apalaşlar vardır.
1) Hudson Körfezi,
1230250 kmTlİk bir karaiçi denizidir ve buzullar nedeniyle yıl da yalnızca üç ay denziciliğe açıktır. Burada Ontario ve Manitoba kıyılan görülmektedir. Hudson Körfezi. Kuzey Amerika kıta kalkanının içinde yeralan sığ bir denizdir. Baltık denizi gibi bu deniz de buzul çağında, buz tabakalarının çökerttiği çukuru doldurmuştur. Denizin tabanı yavaş yavaş yükselmektedir.

m r
ABD ^ r

2) Büyük Göller
Quaternary buz tabakasının oyduğu çukurlukları dolduran, dünyanın en büyük tatlı su kütleleridir.
St. Lawrence suyolu büyük gemilerin Superior gölünden Du-luth’a varmasını sağlar
3) St. Lawrence ki
fezr kışın buzlarla lıdır. Uzun ada An kosti adasıdır. Kıu de Quebec ve gün< ye doğru yuvarlak hil şeridi Gaspe y< adası görülmekten
Ppnntvfvoıva ( >5
s Ty —–s jîTsey

4) Skylab’den çekilen
Chesapeake körfezinin bu fotoğrafı, Washing ton (aşağıda) ve Baltimore (yukarda) şehirlerini göstermektedir. Washington ve (güney kıyıda) Alek-8andria arasından akan Potomac ırmoğı altta görülmektedir. Washington ve Baltimore çevresindeki yollar ve iki şehri bağiayan 95 no.lu çevre yolu, ayrıca Chesapeake körfezine uzanan 50 no.lu ABO anayolu görülmektedir. Annapoİisteki ABO de nizcilik akademisi köprünün Washington tarafında, güneyde yeralır. Körfezdeki karaltılar, tortulanma mn ve akıntıların incelenmesinde yardımcı olur.
46
5) Arasından Gulf
Stream* in aktığı Flo rida boğazları, Baha* ma kumlasıyla {alt sağda) Florida yarımadası arasında koyu mavi bir şerit halinde görülür. Büroda yal* nızca Andrso’un [1] göründüğü Bahama adaları ve Florida mercan adası (2] mercan ve yosunlu kayalıklardan oluşmuştur. Resimde ayrıca Everglades [3]. Miami (41. Cope Canaveral ve John F. Kennedy Uzay Merkezi [5] Okeechobee gölü [6] ve Tampa körfezi [7] görülmektedir.
6) Louisfana’nm bu
bataklık kıyılarını Atchafalaya Körfezi
[1] Mississippi’nin kollarından biri olan Atchafalaya ırmağı
[2) Vermillion Körfezinin {4] önündeki Oernieres ve Marsh
[3] gibi adalar oluşturur. Beyaz Göl [5] ayrıca dikkati çeken bir görüntüdür. Dumanlar petrol kuyularından yükselmektedir. 8un)ar körfez boyunca 320 km’lik bir alana yayılmıştır.
7) Kaliforniya yarımadası kuzey batı yönünde 480 km açılıp Kaliforniya körfezini oluşturmadan önce Meksika anakarasının bir parçasıydı. Bu kayma hareketi Kaliforniya’yı Kolorado ırmağının
(1] ağzından başlayan San Andreas kırığı boyunca zorlar. Bu nehrin taşıdığı büyük miktarda tortu, su renginin değişmesine neden olur. Angel de la Guarda [2] Tibe-ron I3j
ve Sebastian Vizcanino körfezindeki Cedros [4] adası da açıkça görülmektedir. Körfezin ağzında iki lagün bulunur. En büyükleri olan Scammon lagününe [5] çiftleşmek ve üremek için her yıl balinalar gelir.
8) San Andreas kırığı
Kaliforniya körfezinden San Fransisko’nun kuzeyindeki bir noktaya kadar uzanan 435 km uzunluğunda büyük bir yerkabuğu çatlağıdır. Bu kırığın hareketi 1906 San Fransis-ko depremine yolaç-mıştır. Bu fotoğrafda
[XY] doğrultusunun paralelinde ekilmiş Sa-linas ırmağı vadisinin doğusuna doğru uzanan sözkonusu çatlak görülmektedir. Batıda ise Monterey körfezi vardır. Doğudaki benekli geniş arazi Central vadisidir.
47
Dünyanın görünüşü: Güney Amerika
Güney Amerika, birçok yönden Kuzey Amerika’ya benzer. Büyük Okyanus kıyıları genç dağlarla (And dağları) çevrilmiştir. Doğuda ise eski ve aşınmış yükseklikler bulunur: Guyana yükseklikleri ve Brezilya yaylası. And dağları ve doğu yükseklikleri, Orinoco, Amazon, Tocantins, San Francisco ve Panama gibi büyük ırmakların suladığı alüvyon havzalarını birbirinden ayırır. Kıta akarsularının yüzde 90’ından fazlası Atlas Okyanusuna akar. And kıyılarının 5° ve 35° enlemleri arasında kalan bölgesi çok az yağmur alır.
And’lar genç sıradağlardır. Amerika ve Antarktik tabakalarının hareketi sonucu And bölgesi sıkışır ve dağların çökmesine neden olur.
Kuzeyde ve Amazon havzasında ekvator iklimi görülür. Amazon Havzasının güneyi tropik; Brezilya’ nın güneyi ise ılıman kuşaktadır. Ekvator’un güneyinde kalan And dağlarında iklim, kuru ve soğuktur.
1) Apollo uzay gemisinden çekilmiş olan bu fotoğraftan da anlaşıldığı gibj, kasırgalar. uzaydan çarpıcı hava hareketleri olarak görülürler. Küçük Antol adalarında yılda yaklaşık on iki kasırga olur. Kasırgalar, çok yüksek basınç değişimli alçak basınç alanlarıdır. Genellikle Atlas Okyanusu üstünde oluşur ve batıya, yani Amerika kıyılarıno doğru ilerlerler.
2) Venezuela körfezi,
Guajira [1] ile Para-guane {2] yarımadaları arasında yeralır. Maracaibo şehri ise. körfezden Maracaibo gölü ne [3] uzanan kanalın kenarına kurulmuştur.
3) Venezueia’nın
büyük ırmağı Ori dur. Kıvrımlar çi; denize ulaşır. Ka ğının yakınlarınd Cas*quiare ırmad bağlayıcılığıyla F Negro ile birleşir
4) Resimde, Uruguay’la
Arjantin arasında Atlas Okyonusuna akan Rio de la Plato nun kırmızı suları görülmektedir. Kırmızı çıkıntı, denize akan tortu olabilir. Kıyı çizgisinin yön değiştirdiği derin koyu çevreleyen açık renkli alanda Montevideo yeralıc. Batıya doğru. Rio de la Plata’yo Sonta Lucia ırmağı dökülür. Santa Luçia, bölgenin en önemli akarsuyudur. Ağzında görülen küçük ada. İsla del Tigre’dir. Resimde ayrıca, beyaz kıyılar kum tepeleri ve yer: leşim bölgeleri de görülmektedir. Yeşil ve gri dikdörtgenler halinde görülen tarlalar, yerel tarımı belirtmektedir.
S) And dağlarının üstünden güneye doğru çekilen bu fotoğraf, doğların temel bici-■tini ve yapısını açıkça ortaya koymaktadır Büyük Okyanus [1] bazı tepeleri karlarla kaplı olan Batı Cor-diltera’nın [2] eteklerine kadar uzanır. Mezozoik tortullardan oluşan bu yükseltilerde cok sayıda yanardağ bulunur. Kırık düzlemleri boyunca uzanan sözkonusu yanardağların bazıları etkindir. Kuzeye doğru yüksek kıvrımlı dağlar görülür. Bunlara Orta Cordillera (3) adı verilir Cordillera dağları, gü neye doğru kırıklarla ceyrili bir çöküntü olan [4] Altiplano’do son bulur. Titicaca gölü |5J resimde görülmeyen Poopo tuz gölüne okor. Bu gölün sulorı ise. Coipasa ve Uyuni [6] tuzlalarına akar. Altiplano ile Amazon havzasını ayıran dağ sırası fotoğrafta açıkça görülmektedir.
üzerinde volkanik Cordillera Negra (3) t ve karlarla kaplı Cordillera Blanca {5] dağları uzanır. Rio Santa vadisindeki Yungay [4] kenti, yaklaşık 25000 kişinin ölümüyle sonuçlanan 1970 depreminin yolaçtığf yer kay ması sonucu yokolmuştur.
8) Macellan Boğazının
doğu yarısı. Virgenes burnundan [1J. Punto Arenas kenti (2) ve Useless [3] koyu boyunca Froword (4) burnuna kadar uzanır. Beagle kanalı. Ateş Ölkesi’yle [5) Navari-no adasını [6] ayırır
Atmosferin oluşumu kuşkusuz dünyanın oluşumu ile yakından ilgilidir. Dünyanın soğumadan önce, zamanla uzayda kaybolan, hidrojen dahil kozmik gazlardan oluşmuş büyük bir atmosferle çevrili olduğu sanılmaktadır. Sıvı çekirdeğin üzeri sert bir kabukla, kaplandıkça, ortaya çıkan karbondioksit, azot ve su buharı bileşimi, yanardağlardan çıkan gazlara benzeyen bir atmosfer oluşturdu. Dünyanın soğumaya devam etmesi, büyük miktarda su buharının yağış halinde yere düşmesine neden olmuştur. Bu yüzden günümüzde, atmosferdeki su buharı yüzde dörtten azdır. Çok daha sonraki dönemlerde, bitkilerin su ve karbondioksidi birleştirerek karbonhidrat oluşturmaları sonucu, ortaya çıkan oksijen atmosfere karıştı.
Alttan İsınma
Yaklaşık 50 km’ye varan bir yüksekliğe kadar atmosfer (ı) son derecede homojen bir yapı gösterir. Bu tabaka, herbiri kendi fiziksel özelliklerini taşıyan gaz karışımlarından oluşur. Öteki maddelere oranla atmosferde az bulunmaları-
na karşın, karbondioksid. su buha-n ve ozon, güneşten ve yerden ge-len ışınımları soğurmada önemli bir etkendir. Bu durum dünyada canlıların yaşamasını olanaklı kılar. Yerçekiminden dolayı bu homojen gaz karışımı sıkışır. Böylece dünya yüzeyine yakın olan atmosfer tabakasında yoğunluk ve basınç en yüksek değerlere ulaşır: ortalama yüzey yoğunluğu 1,2 kg/mi ve ortalama yüzey basıncı 1013 milibar (mb) fyaklaşık 1 kg/sm2). 10 km’lik bir yükseklikte basınç 100 mb’a düşer; yoğunluksa, deniz düzeyindeki (%11) yoğunluktan azdır.
Güneş ışınları atmosferi oluşturan gazlardan kolayca geçer. Neyse ki, 24 km’ye kadar yoğun, 50 km’ye kadar de yeterli miktarda bulunan ozon, canlılar için zararlı olan morötesi ışınların çoğunu filtre eder. Atmosferdeki tüm ozon deniz düzeyine indirilse, 0,25 sm kalınlığında bir tabaka oluşturur. Dağılma, yansıma ve atmosferin daha alçak ve yoğun kısımlarında so-ğurulma sonucu, üst tabakaya ulaşan güneş ışınlarının yalnızca %46′ sı yer kabuğu tarafından ısı olarak soğurulur. Bu enerji, dünya yüzeyinin sıcaklığını ortalama 14°C’ye
yükseltir. Ancak sozkonusu sıcaklık güneş yüzeymdekınden 15700°C) düşük olduğundan, dünyadan, güneş ışınımından daha uzun dalgalı (kızılaltı yada ısı ışınlar) enerji yayılır. Bu dalgalar, atmosferin alt kısımlarındaki karbondioksit, su buharı ve bulutlar tarafından soğurulur. Bu, atmosferin sanıldığı gibi üstten değil, alttan ısındığını da gösterir. Tıpkı dünyanın ısı yayması gibi, atmosfer de uzayda kaybolmak üzere, yukarı doğru ve yeryüzü tarafından yeniden soğrulmak üzere alta doğru ısı verir. Bu değiş tokuş (3) sırasında uzaya atılan miktarda ısı, güneş ışınımları yoluyla geri alındığından denge bozulmaz.
Yapı v» özellik
1) Atmosfer yapısı
dikey grafikte çeşitli özellikler gösterir. Yerçekimi nedeniyle hava yoğunluğu ve basınç, yeryüzüne doğru artar. Deniz yü zeyindeki ortalama 1000 mb’lik basınç, 720 km yükseklikte hemen hemen sıfıra (10 mb) düşer. Sıcaklık yükseklikle birlikte değişir, çeşitli tabakalarda alçalıp yükselerek, uzaya doğru artar, öte yandan, atmosferdeki gaz karışımı da çeşitlilik gösterir. Alt tabakalarda su buharı artar. Başlıca 4 atmosfer tabakası vardır. 400 km yukarda olan eg-zosfer [1], değişik oranlarda oksijen, helyum ve hidrojenden oluşmuştur. İçinde elektrik yüklü tanecikler (İyon ve elektron) bulunan iyonos-fer (2J mezosferle termosferin uzlaştığı kalın bir tabakadır.
F2. F1, E ve D olmak üzere, dört alt tabakaya bölünür. Bunlardaki iyon yoğunluğunun radyo dalgaları üzerinde önemli etkisi vardır: çok yüksek frekanslar bu tabakalardan geçer, ama kısa dalga yayınlar yansıma yapar. Stratosferde [3J miktarı az olmakla birlikte, zararlı güneş ışınımlarına karşı önemli bir rol oynayan ozon vardır. Çeşitli hava olayları troposferde [4J oluşur. Dış tabakalarla birlikte troposfer, ışınımların yeryüzüne ulaşmasını önler. Yukarı kısımlarına doğru sıcoklik. azalır.
Sıcaklık.. Basınç

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*