EBÛ ABDULLAH SEYYİD MUHAMMED: Fas ‘ta yetişen evliyâmn büyüklerinden. îsmi Muhammed olup, künyesi Ebû Abdullah’tır. Muhammed ibni Muhtar hazretlerinin soyundan- dır. 1161 (m. 1748) senesinde doğdu. 1203 (m. 1788) senesi Rabî’ul-evvel ayının onunda Fas’ta, Sahra denilen yerde vefât etti. Ebû Abdullah’da daha çocuk iken yüksek hâller görüldü. Dört-beş yaşlarında iken faydasız ve lüzumsuz oyun- 1 ardan vaz geçti. Daha o yaşlarda Kur’ân-ı kerîm okumak ve ilim tahsîl etmekle meşgûl oldu. Fazla konuşmazdı. Çoğu vakti susmakla geçerdi. Yedi yaşına gelince kırâat âlimlerinden îmâm-ı Nâfi’nin kırâatı üzere, Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Sonra usûl ve flirû ’ ilimlerini öğrendi. Büluğ çağına girdikten sonra talebe yetiştirmeye ve fetvâ vermeye başladı. Tasavvuf yolunda da çok ilerledi. Ebû Abdullah, birgece Resûlullah efendimizi (s.a.v.) rü’yâsında gördü. Resûl-i ekrem (s.a.v.) ona; “Sen benim hâlis evlâdımsm. Senin soyun Hasen bin Ali’ye ulaşır” buyurdular. Ebû Abdullah yirmi bir yaşında iken Fas’a giderek hadîs dersleri aldı. Dâimâ âlim ve sâlih kimselerin sohbetlerinde bulunmak için onlann ziyâretlerine giderdi. Birgün kerâmet sâhibi bir zâtla karşılaştı. O zât; “Bulamadın! Memleketine git Aradığın orada vardır” buyurdu. Memleketine dönerken, yolda evliyâmn büyüklerinden Abdül- kâdir bin Muhammed’in kabrini ziyâret etti. Burada beş ay ibâdet, tâat ve ders vermekle meşgûl oldu. Bir müddet sonra Tilmsân şehrine gidip, tefsîr ve hadîs ilmini öğrendi. Yaşı otuzbir olunca, dünyâ ile alâkasını büsbütün kesti. Devamlı oruç tutuyor ve gecelerini ihyâ ediyordu. Bir müddet sonra Fas’a döndü. Evliyâdan Mevlânâ Tay- yib bin Muhammed ile görüştü. Ebû Abdullah Muhammed bin Abdullah Ticânî’den Nâsıriyye yolunu öğrendi. Kendisine daha önce verilen müjdelere kavuştu. Ma’nevî bir işâret üzerine Fas’ın Sahra nâhiyesine gitti. Daha önce ziyâret ettiği Şeyh Abdülkâdir bin Muhammed’in kabrini ziyâret etti Bu sırada ma’nevî sırlara nâil oldu. Oradan Tilmsân’a geçti. Buradan Hicaz’a gitmek için yola çıktı. Yolculuk sırasında Cezâyir yakınlarında büyük âlimlerden Ebû Abdullah Muhammed bin Abdürrahmân Ezherl ile görüştü. Hacdan döndükten sonra Sahra’da vefât etti. Ebû Abdullah, kuvvetli azîm sâhibi idi. “Ben bir işe başlayınca ondan dönmem. Onu tamamlamaya çalışırım” buyururdu. Sevgisi, insanların kalbinde yerleşmişti. İffeti, takvâsı ve emânete riâyeti husûsundaki titizliği, herkesçe ma’lûm idi. Fesâhat ve belâ- gat sâhibi idi. Zekâ ve anlayışı çok yüksekti. Zühd ve vera’ sâhibi idi. Ömrünü ilim öğrenip, ibâdet etmek, insanlara Allahti teâlâmn dînini öğretip, kalblere Allah sevgisini yerleştirmekle geçirdi.
1) Sefînet-ül-evliyâ cıldA, sh. 125