EFENDİMİZİN Mİ’RÂCI

EFENDİMİZİN Mİ’RÂCI

miraç

miraç

Efendimiz (sav) Miraç Gecesi «Beni sena et» (esna aleyye) hitabına muhatab oldu. Efendimiz (sav) «Ben seni sena edebilecek güçte değilim» (la uhsı senaen aleyk) dedi.
Efendimiz (sav) bu sözüyle kulluğunu izhar etti. Allah’ın emrine uymanın elbette gerekli olduğunu bildi. Ve «Sen kendi zatını nasıl sena ettiysen ben de öylece sena ediyorum» (ente kema esneyte ala nefsik) dedi. (Müslim)
Bu, taklit yoluyla bir hamddir. Biz de taklid yoluyla hamdetmekle emrolunduk:
De ki; hamd, Allah içindir. (İsra; 111)
Gücünüz yettiğince Allah’tan korkun. (Teğabun; 6) (Te’vilat-ı Nec-miye)
OH
Efendimizin miracı bütün miraçların fevkindedir.

| f Yoğun, kaba saba adamların Ay’a gittiğini kabul ediyorlar da, bütün V vücud-u şerifleri nurâniyet kesbetmiş olan Peygamberimizin miracını , neden kabul etmiyorlar?
ca
Miraç gecesinde Peygamber (sav) alay edenleri şöyle görmüştür; ateşten evler içinde kor üzerine koymuşlar. O evler diken gibi, gelen ve geçenin elbisesini yırtar.
Miraç’ta Allahu Teâlâ “Senden başka her şeyi senin için yarattım” buyurunca, Resûlûllah (sav) de “Ben de Sen’den başka her şeyi Senin için terk ettim” dedi.

Allahu Teâlâ Peygamber Efendimiz (sav)’e hicret emrini vermeden önce, Miraç gecesi ona Medine’yi göstermişti. Efendimiz (sav), bu olayı şöyle anlatıyor:
– Miraç gecesi Burak’a bindim. Yanımda Cebrâil de vardı.
Mi’rac gecesi Allahu Teâlâ, teşrifatçılık vazifesine Cibril’i tâyin etmişti. Ona:
– Habibimin Burak’ının dizginini tut!
Mikâil’e de:
– Yularına yapış! demişti.
Burak, Resûlûllah (sav)’in amel-i seniyyelerinden halk olunan mânevi bir vücuttur.
Resûlûllah (sav)’in İsra gecesi bineği beşe taksim olmuştur:
1- Beytü’l Makdis’e kadar Burak ile
2- Dünya semasına kadar Mi’rac ile
3- Yedinci semaya kadar meleklerin kanatlan ile.
67
TALEÂL BEDRU ALEYNA
4- Sidre-i Münteha’ya kadar Cibril ile
5- Kabe Kavseyn’e kadar Refref ile.
ca
– Ya Rabbi! Hz. Adem’e Cennet’i verdin, bana ne verdin?
– Adem’i cennetten çıkardım. Sana ve ümmetine vereceğim Cennetten asla sizi çıkarmayacağım, buyurdu.
– Hz. Nuh’a gemi verdin, gemide sana ibâdet etti, halbuki bana gemi vermedin.
– San^ bütün dünyayı ibâdet yeri olarak verdim, dilediğin yerde ibâdet edebilirsin.
– Hz. İbrahim’e ateşi soğuk ve selâmet hale getirdin. Buna karşılık bana verdin?
– Senin ümmetine de Cehennem ateşini soğuk ve selâmet kıldım, buyurdu.
– Hz. İsmail’e zemzemi verdin, bana ne verdin?
– Sana da kevseri verdim.
– Hz. İsmail’e feda olarak koçu verdin. Buna karşılık bana ne ver-
– Ünmetin için yahudi ve hıristiyanları feda ettim. Onları Cehenneme, ümmetini cennete koyacağım.
– Hz. Musa ile Tur’da konuştun.
– Seninle Arş’ta nurdan minder üzerinde konuştum.
– Hz. İsa’ya gökten sofra indirdin.
– Sana kıyamette keramet sofrası vereceğim.
– Hz. Davud’a Zebur’u vedin.
din?

TALEÂL BEDRU ALEYNA

/ – Sana buna karşılık Enam Suresi’ni verdim.
ly
* – Yunus (as)ı üç türlü karanlıktan kurtardın.
– Senin ümmetini de kabir, kıyâmet ve sırat karanlıkla- rından kurlardım.
– Hızır’a (as) ab-ı hayat verdin.
– Sana da Selsebil ırmağını verdim.
– İsa’ya (as) Incil’i verdin.
– Sana da İhlas Suresi’ni verdim.
– Musa’ya (as) Tevrat’ı verdin.
– Sana da Ayete’l Kürsi’yi verdim. Ayrıca sana öyle bir sure verdim ki onun benzeri dört yüz kitabın hiçbirinde yoktur.
– O hangi suredir?
– Fatiha Suresi’dir. Fatiha’yı okuyanı cehennem yakmaFâtiha’yı okuyanın ana babasını bağışlarım.
03
Hz. Âdem, Firdevs-i Esma’ya kadar mi’rac etmiştir.
Hz. İdris, Cennetü’l Me’vâ’ya mi’rac etmiştir.
Hz. Nuh, Sefıne-i Vefa’ya mi’rac etmiştir.
Hz. İbrahim, Meleküt-ü A’lâ’ya mi’rac etmiştir.
Hz. Mûsâ, Vâdi-i Mukaddes-i Tûvâ’ya mi’rac etmiştir.
Hz. îsâ, yeryüzünden Semâ’ya mi’rac etmiştir.
ca
Resûlûllah (sav), Mi’rac gecesi her peygamberin kencMine has bir gökte bulunduğunu gördü.

TALEÂL BEDRU ALEYNA
Hz. Âdem’in birinci gökte bulunuşunun sebebi, Peygamberlerin ilki ve hepsinin atası idi.
Hz. îsâ’nm ikinci gökte bulunması, ona yakın Peygamber olduğu ve şefkatiyle onun şeriat hükümlerinin ortadan kalktığı, dünyanın sonunda gökten inip Hz. Muhammed (sav)’in şeriatiyle hükmedeceği içindi.
Hz. Yahya’nın onunla oluşu, îsâ (as)’m teyzesinin oğlu olduğu için birbirlerine o kadar bağlı idiler ki, âdeta bir nefis gibi olmuşlardı.
Üçüncü gökte Hz. Yusuf vardı. Hz. Peygamber (sav)’in ümmeti onun güzelliği üzere cennete girecektir. Allah (cc) Hz. Peygamberi bununla müjdelemek için Hz. Yusuf’un güzelliğini gösterdi.
Dördüncü gökte İdris (as)’m bulunması, orada vefat edeceği içindir. Onun dünyada mezarı yoktur.
Beşinci gökte Harun (as)’ın bulunması, Mûsâ (as)’ın kardeşi ve halifesi olduğu ve onunla birlikte olmayışı da Mûsâ (as)’ın faziletlerinin çok oluşu ve kelimullah olduğu içindir. Bu sebepten onun makamı altıncı gök oldu.
İbrahim (as)’m yedinci gökte oluşu Halilullah olduğu içindi ve Hz. Peygamber’in hayırlı babası idi.
Hz. Peygamber’in Habibullah mertebesi daha yüksek olduğundan dolayı, İbrahim (as)’dan daha yükseklere çıktı.
ca
Miraç Gecesi mükâfatlarından biri de Bakara 285 ve 286. ayetleriydi.
Allahu Teâlâ, “Resûlûllah (sav) Rabbinden kendine indirilene iman etti” buyurdu. Ben,
Evet ya Rabbi! Bütün inzal olunanlara iman ettim, dedim. Allahu y Teâla sordu:
TALEÂL BEDRU ALEYNA
i I laşka kim iman etti?
R Müminlerin hepsi Allahu Teâlâ’ya iman etti, dedim.
Başka kim iman etti?
Allahu Teâla’nm meleklerine, kitaplarına ve hiçbirinin arasını ayırmadan Resullerine inanırız, tasdik ederiz.
Müminlere indirilen ve Rabbinin kitabında olan buyruklarına ne dediler?
İşittik ve itaat ettik, dediler.
I lak Teâlâ;
Ya Muhammed, doğru söyledin. Onlar benim kitabımı dinleyip nnirlerime itaat ettiler. Artık ne muradın varsa dile, verilecek, buyurdu. Ben de,
Bağışlamanı ve mağfiretini dileriz, huzuruna varacağız. Bizi affedilmiş, pak şekilde huzuruna ilet, diye yalvardım.
Seni ve ümmetini mağfiret eyledim. Allah (cc) ümmetine takatleri yeten şeyleri emreder. Her ne ibâdet yaparlarsa faydası kendilerinedir. Masiyet işlerlerse zararı yine kendilerinedir.
Sonra Allahu Teâlâ, Bu gece bağış gecesidir. Sen de muradını iste, verilsin, buyurdu. Ben de;
– Rabbimiz! Eğer bizden unutkanlık ve hata gerçekleşirse, bizi onunla muaheze etme, azarlama, dedim.
– Senden ve ümmetinden hata ve unutkanlığı kaldırdım. Zorlamayla işledikleri günahlarını da bağışladım.
Sonra yine ‘îste, verilsin’ buyurdu. Ben,
Rabbimiz! Bizden önceki ümmetlere yüklediğin ağır yükleri bize de yükleme, diye niyaz ettim.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*