wiki

ELAZIĞ

ELAZIĞ ili Doğu. Anadolu Bölgesi’nin güneybatı kesiminde yer alır. Batıda Fırat Irma- ğı’nın çizdiği büyük yayın içinde kalan Elazığ ilinin sulak ve verimli toprakları eskiçağlardan beri yerleşme alanı olarak önem taşımıştır. Eski yerleşme alanları ile bu verimli topraklarının bir bölümü Keban ve Karakaya baraj göllerinin suları altında kalan Elazığ, Doğu Anadolu Bölgesi’nin en gelişmiş illerin- dendir. Günümüz Türkiye’sinin başlıca hidroelektrik enerji santrallarından biri Elazığ ilin- dedir.
Doğal Yapı içinde yer aldığı bölgenin doğu kesimi kadar yüksek olmayan il toprakları oldukça dağlık ve engebelidir. Elazığ ilinin doğal sınırlarını doğuda Karaboğa Dağları, güneyde Güneydoğu Toroslar’ın bir yayı andırır biçimde uzanan sıraları, batıda vadisi Karakaya baraj gölünün suları altında kalan Fırat, kuzeyde de Keban baraj gölü ve Peri Suyu oluşturur, ilin güney kesiminde güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda uzanan Maden Dağlan ve Akdağ- lar Güneydoğu Toroslar’ın parçalandır. Palu’nun güneydoğusunda 2.576 metreye ulaşan Akdağlar’ın Sırma Tepesi Elazığ ilinin en yüksek noktasıdır.İl topraklarının sularım Fırat ve Dicle ırmakları toplar. Fırat Irmağı üzerinde kurulan Keban Barajı’nın ardında büyük bir yapay göl oluşmuştur. Günümüzde Fırat ile başlıca kollarından M urat Irmağı ve ona katılan Peri Suyu Keban baraj gölüne dökülür (bak. Firat IrmaGi). Mastar ve Hazar dağlan arasındaki çöküntü çukurunda suların toplanmasıyla oluşan Hazar Gölü yöre halkı arasında Gölcük adıyla anılır.Akarsu boylarındaki alçak düzlüklerden bir bölümü baraj göllerinin suları altında kalmıştır. Tarımsal açıdan da önem taşıyan başlıca düzlükler Elazığ Ovası da denen Uluova, Behramaz (Sivrice) ve Palu ovalandır. Bunlardan Uluova ve Palu Ovası, Doğu Anadolu Bölgesi’nin güneyindeki Elbistan-Malatya- Uluova-Palu-Muş çöküntü alanı dizisinin içinde yer alır. Önemli bir deprem kuşağı üstünde bulunan il toprakları zaman zaman sarsılır. Elazığ ilinde kara iklim i egemendir. Yazlar kurak ve sıcak, kışlar soğuk ve sert geçer. Am a Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeydeki kesimlerine oranla kışlar çok daha yumuşaktır. En çok kışın ve ilkbaharda yağış alan ilde bu iklim yapısı tanmsal ürünlerin çeşitliliğini artırmıştır. Elazığ ilinde doğal bitki örtüsünün gittikçe yok olmasıyla doğa bir bozkır (step) görünümündedir. Dağların yüksek kesimlerinde meşe ormanlarına rastlanır. Ormanlar genellikle bozuk baltalık denen sağlıksız ağaçlardan oluşmuştur.Tarih Elazığ ili topraklarında yapılan kazı ve araştırmalar sonunda elde edilen buluntulardan Yontma Taş Devri’nde (Paleolitik Çağ), doğal bitki örtüsünden yararlanan ve avcılıkla geçinen insanların burada yaşadığı anlaşılmıştır. Bu devirden beri yerleşme alanı olduğu saptanan yöredeki arkeolojik alanlardan bazıları Aşvan, Değirmentepe, Han İbrahim Şah, Haraba, Norşuntepe, Korucutepe, Pulur, Pağnik Öreni, Tülintepe ve Yeniköy Höyü- ğü’dür. Eskiçağ kaynaklarından öğrenildiğine göre, İç Anadolu ile Mezopotamya arasında Elazığ ili topraklarını da içine alan bölge Işuva adıyla anılıyordu. H urri ve Mitanni halklarının yaşadığı Işuva, IO 15. ve 14. yüzyıllarda H ititle r’e bağlıydı. Daha sonra Urartu egemenliğine giren İşuva’daki başlıca yerleşme yeri ilkçağlarda değişik adlarla anılan ve “ taş kale” anlamına gelen Harput’tu. Daha sonra Asur, Med, Pers, Roma yönetimlerinde kalan ve askeri açıdan önemli olan Harput, Bizans döneminde Sasaniler’le yapılan savaşlara sahne oldu. 8. ve 10. yüzyıllarda bu kez de Araplar ile Bizans arasında sık sık el değiştiren yöreye 11. yüzyılda Türkmenler yerleşmeye başladı. Artuklular bugünkü Hasan- keyf in ve M ardin’in yanı sıra Harput’ta da bir beylik kurdular. 1234’te bu beyliğe son veren ,Anadolu Selçukluları yönetimini Dulkadır- oğulları, Kadı Burhaneddin, Timur ve Akko- yunlu egemenlikleri izledi. 16. yüzyılın başlarında bir süre Safeviler tarafından ele geçirilen bu topraklar 1514’te Osmanlı egemenliğine girdi.
Ekonomi Nüfusunun yarısından çoğu kırsal kesimde yaşayan Elazığ ilinde geçim kaynakları tarım, madencilik ve bunlara dayanan sanayi etkinlikleridir. Doğu Anadolu Bölgesi’nin öteki illerine göre burada yetiştirilen bitki çeşitleri daha fazladır. Şekerpancarı, buğday, patates, soğan ile başta üzüm ve karpuz olmak üzere çeşitli meyve ve sebzeler ilde elde edilen başlıca ürünlerdir. En verimli tarım topraklan Keban Baraj Gölü’nün sulan altında kaldıktan sonra bitkisel üretiminde azalma olan Elazığ ilinde bazı alanlarda pamuk da yetiştirilir.Kırsal kesimde hayvancılık önemli bir gelir kaynağıdır. Kışı Diyarbakır ve Şanlıurfa yörelerinde geçiren göçer aşiretler yazın sürülerini, Elazığ ilinin doğusundaki dağların yüksek kesimlerinde yer alan, çayırlarla kaplı yaylalara çıkarır. Hayvansal ürünler et kombinası ile süt ürünleri tesislerinde işlenir. ’Yeraltı kaynakları bakımından zengin olan Elazığ ili topraklarında altın, gümüş, bakır, kurşun, çinko, krom, demir ve volframit yatakları vardır. Bu madenler Etibank tarafından ilin çeşitli yerlerinde kurulan bakır, krom ve ferrokrom tesislerinde işlenerek değerlendirilir. Keban Hidroelektrik Santralı ülkemizin elektrik enerjisi üreten başlıca kuruluşudur. Elazığ ilinde yer alan öteki sanayi kuruluşları şarap, şeker, yem, gübre, çimento, tuğla ve kiremit fabrikalarıdır. II halkının başlıca mesire yerleri olan Hazar Gölü ile Keban baraj gölü kıyılarında bazı dinlenme ve kamp alanları vardır. Toplum ve Kültür Eskiçağlarda Anadolu’nun iç kesimlerini Mezopotamya’ya bağlayan kervan yollarının geçtiği Elazığ yöresindeki en önemli yerleşme, yeri Harput’tu. Artuklular döneminde gelişmeye başlayan Harput, önceleri yörenin ticaret ve kültür merkeziydi. Müslümanlar, Rum- lar, Ermeniler ve Süryaniler’in yüzyıllar boyunca birlikte yaşadığı Harput’ta Anadolu Selçukluları, Dulkadıroğulları, Akkoyunlular ve Osmanlı dönemlerinde pek çok zanaatçı yetişti. Bugün Harput’taki mimarlık yapıtları ile gelenekselleşen el sanatları bu ustaların ürünüdür. Dokumacılık, bakırcılık, dericilik gittikçe gelişmiş ve Harput’ta döneminin ileri teknolojisiyle çalışan büyük atölyeler kurulmuştu. Önemli bir kültür merkezi olan Harput’ta medreseler ve kitaplıklar vardı. 19. yüzyılda Amerikan K oleji’nden başka Alm an ve Fransız okulları da açıldı. 19. yüzyılın sonlarına doğru gelişen Elazığ karşısında Harput önemini yitirdi. Halkının büyük bölümü Elazığ’a, bir bölümü de başka yörelere ve A B D ’ye göç etti. Elazığ ilinde toplumsal yaşamı derinden etkileyen öteki göç hareketi ise Keban Bara- jı’nın yapımı nedeniyle oldu. Toprakları istim lak edilen köylüler Elazığ kentine ve il dışına göç etmek zorunda kaldılar. Eskiden oldukça yaygın olan el sanatları bugün de yaşatılmakta; halı ve kilim dokumacılığı, çömlekçilik ve bakırcılık günümüzde de sürdürülmektedir. Halı ve kilim lerin eski ve özgün örnekleri Harput’taki Sârâ Hatun Ca- misi’nde görülebilir. Kökboyası kullanılan ve doğal renkleriyle ilgi çeken kilim ler “ maz- man” denen, kolayca taşınabilen tezgâhlarda dokunur. Elazığ ilinin en ünlü halk oyunu “ çayda çıra” dır. Çayda çıranın ilk kez 18. yüzyılda oynandığına ilişkin bir söylence vardır. Ulu- ova’nın ortasında akan Haringet Çayı’nm kıyısında yapılan ve 40 gün, 40 gece süren büyük bir düğünün sonunda, mehtap altında kına gecesi yapılırken ay tutulması olmuş; ortalığın birden kararması konuklar arasında uğursuzluk söylentilerine neden olunca, bunu duyan damadın annesi hemen zamanın aydınlatma aracı olan mumları çevreden toplatmış. Toplattığı mumları tabaklara dizdirerek oyuncuların eline verince, çayın kıyısında oluşan bu görüntüden etkilenen çalgıcılar bugünkü çayda çıra havasını çalmaya başlamışlar ve oyuncuların da buna katılması sonucunda Elazığ’ın ünlü halk oyunu doğmuş. ؛1 Merkezi: Elazığ Bozulan devlet düzenini yeniden kurmak amacıyla bölgeye vali olarak gönderilen Reşid Mehmed Paşa, 1834’te 40 tabur askerle Har- put’a geldi! Çeşitli gereksinmelerin sağlanmasında ve ulaşımda doğan güçlükler nedeniyle Harput’un bir sınır kalesi olma niteliklerini yitirdiğini gören vali, askeri garnizonu daha sonra 5-6 km kadar güneydeki düzlükte Mez- ra adıyla amlan yere taşıdı. Reşid Mehmed Paşa burada kışlalar, hastane ve depolar yaptırdı. Daha sonra resmi kuruluşların da buraya taşınmasının ardından Mezra’da eami- ler, kiliseler, okullar ve hamamlar yapıldı. 19. yüzyılın ortalarında meydana gelen şiddetli bir depreıjı, eski yapıların çoğunlukta ol- duğu Harput ile öteki yerleşmelerde büyük yıkıma neden oldu. Abdülaziz’in padişahlığı sırasında depremin bu yörede yol açtığı zara- rın giderilmesi amacıyla yapılan bayındırlık çalışmaları daha çok Mezra’ya yöneldiğinden, burası “ Aziz’in bayındırlaştırdığı yer” anlamı- na gelen Mamuretü’l-Aziz adıyla anılmaya başlandı. 1887’de vilayet merkezi olmasından sonra önemi daha da artan Mamuretü’l-Aziz kenti, Harputlular’ın buraya taşınmasıyla ge.- lişti. Bu taşınma sırasında Harputlular’،n ev- lerinin taşlarını bile sökerek yeni kente getir- dikleri söylenir. 19. yüzyıl sonlarında Elaziz adıyla anılmaya başlayan kent, Cumhuriyet’le birlikte il mer- kezi yapıldı. Daha sonra kısa bir süre Elazık olarak da adandırılan kentin adı 1937’de Elazığ’a çevrildi.Kent yakınındaki havaalanı Elazığ’ı Türkiye’nin öteki önemli merkezlerine bağlar. Tatvan’dan gelen demiryolu kentten geçerek güneybatıdaki Yolçatı’da Kurtalan’dan gelen demiryoluyla birleşir. Bu demiryolu hatlarıyla ülkenin tüm bölgelerine ulaşılabilir. Erzurum’u ve Diyarbakır’ı Malatya’ya bağlayan karayolları Elazığ kentinin hemen doğusunda birleştikten sonra kentten geçer. Doğu Anadolu Bölgesi’nin başlıca ticaret, hizmet ve kültür merkezlerinden biri olan Elazığ kentinde pek çok sağlık kurumunun yanı sıra bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesi ile konusunda Türkiye’nin en büyük kuruluşu olan bir cüzam hastanesi vardır. Elazığ kentindeki başlıca eğitim ve kültür kurumu Fırat Universitesi’dir. Kentin nüfusu 182.296’dır (1985)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir