Emoji’ Geldi Hasbıhal Azaldı

Emoji’ Geldi Hasbıhal Azaldı

Kelimeler boğazıma dizildi, nutkum tutuldu. Sebebi gayet net، Geçenlerde bir haber okudum. Bir hafiye gibi haberin ardına düştüm. Mevzu bu defa kelime değildi. Kelimeleri tahtından edecek yeni bir haberleşme dili olacağı söylenen ‘emoji’ler idi. Yazı dili olmasak da ‘lisandı hal/ hal dili’ idik. Her dilden konuşmak meşakkati celbeder, halden anlamak daha kolay. Lâkin her yiğidin harcı değil. Yine de halimiz nicedir, deyip arz u hal edelim.

emoji

Bu nedir, diye sorsam “Gülmekten, gözümden yaş geldi” tabiri hali-hazırda hatrınıza gelir. Ancak bunun bir kelime değil, bir sembol, kodlama olduğunu öğrendim. Japonca söylersek ‘emoji’. Oxford Sözlüğü (Oxford Dictionaries) tarafından 2015 yılının kelimesi seçilmiş. Dijital dünyanın yeni dili, herkesin anlayacağı ortak bir dil, sanal dünyanın gayri resmi dili gibi sıfatlar söylenmiş bu işaretler için. Mutluluk gözyaşları emojisi ise en fazla kullanılanı imiş.

300 milyondan fazla aktif kullanıcısı bulunan bir sosyal paylaşım sitesinde, her 2 kişiden l’i emoji kullanıyormuş. Yüzde 63 Finlandiya, yüzde 50 Fransa, yüzde 48 ile İngiltere ilk üç ülke imiş. Finlandiya, yazılı mesajlaşmada kullanılan bu emojileri ulusallaştırmaya karar vermiş. Hatta bir firma özel emoji klavyesi üretmiş.

Bu emoji nereden gelmiş acaba? Japonca’da ‘resim’ anlamına gelen ‘-e’ ile ‘harf anlamına gelen ‘moji’den mürekkeptir. Mesajlaşmayı cazip hale getirmek için böyle bir yola başvurulmuş. Bu alfabenin Japonya’da çıkma sebebi de ilginç. Japonca’da konuşmadan ziyade semboller veya davranışlar daha öne çıkıyormuş. 2011 yılında ‘akıllı telefonların’ ve mobil mesajlaşma uygulamalarının artmasıyla bütün dünyaya yayılmış durumda. Ne diyelim, hal dili olarak pabucumuz dama atıldı artık..٠

Emoj iye en mesafeli duran dil ise Türkçe imiş. Türkçede en çok kullanılan 10 emoji toplam emoj inin %57’sine karşılık geliyormuş. Emoji’yi hislerimizi kelimeye ihtiyaç duymadan bir nevi hal dilini kodlama, sembolleştirme diye tarif edilebilir. Hislerimiz ve fikirlerimiz halimize evvela nasıl aksetmiş, kelimelere nasıl dökülmüş buyurun…

İki nokta, bir çizgi, bir yarım yuvarlaktan yapılan mütebessim yüz,encok kullanılan emoji imis. Demek ki mesajlarda da hal dilini, en önemlisi de mütebessim yüzleri arıyoruz

emoji1

Gülmenin nevileri bin bir yüzle karşımıza çıkar. Tebessüm sadakadır, der mütebessim bir çehre takılır. Karşıdaki art niyetli ise sırıtmak tabir edilir. Çok sevinçli bir haber aldığımızda ağzı kulaklarına vardı denilir. Gülmekten çatlamak, gülmekten kırılmak; çok gülmeyi, kahkahadan ilerisini ifade eder. Tebessüm, bir diş göstermek değil; samimiyet ifadesidir. Tebessüm rahmani, kahkaha şeytanidir. Teselli ve teskin için ‘asma yüzünü’, küsmüş ve kırılmış kimse için ‘suratı beş karış yerde’ deyimleri terennüm edilir. Gülme komşuna gelir başına, atasözü bir terbiye aşılar. Bir yüzden bin bir farklı kelime çıktığı gibi, bir yuvarlak çizgiden emoji de çıkması gayet normal.

Hâlin hâle tesiri mesel olup lisanımıza ikamet buyurmuşlardır, bunların hepsi zihnimizde birer resimli yazı/emojidir:

Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan

üzüm üzüme baka baka kararır٠

Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur.

Damdan düşenin halini damdan düşen bilir

Ağaçtan öte yol

Bunların her biri hâl’i pür^melâlimizi anlatan emoji idi aslında. Lisan-1 hâle sahip olanlar mı azaldı da dil değişmeye başladı. Eskiden kişinin hayatını ‘hal tereümesi, tercümeli hali’ şeklinde yazmaları hal dilinin kelimelere/yazı diline sirayetini ” ‘ Şimdilerde öz geçmiş/biyografi şeklinde kronolojik bir tarih anlatılıyor. Belki hal dilinin yeniden canlanması için hasbihaller şifa alabilir-

Mısırlılarda hiyeroglif ve günümüzde emoji, piktogram denilen resimli yazı ilk insandan itibaren her zaman mevcuttu. Necip Asım’ın yazı hakkındaki ‘Resim, lisan-ı umumiyedir.’ sözü isabetli bir tespitti. İki nokta, bir çizgi, bir yarım yuvarlaktan yapılan mütebessim yüz, en çok kullanılan emoji imiş. Demek ki mesajlarda da hal dilini en önemlisi de mütebessim yüzleri arıyoruz.

Gündelik hayatın karmaşası, teknolojinin takip edilemez yükselişi, devir değişti gibi nakaratları bir kenara bırakmak lazım. Şair sözüdür. ‘Gökkubbe altında söylenmedik söz yoktur.’ Ne söylesek söylenmişe râcidir. Kelimeler tam manasıyla anlaşılıp hayata tatbik edildiğinde lisan-ı hal/hal dili ortaya çıkar. Bunun en güzel numunesi, dilin hâle mutabakatını en iyi şekilde izhar eden ‘Dilleri sussa halleri konuşur.’ ifadesidir.ه

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*