Ertuğrul Firkateyni Sergisi
“Ertuğrul Firkateyni: Japonya’da Bir Osmanlı Gemisi” projesi kapsamında 2010 dalış programını tamamlayan araştırma ekibi, bakım ve sergileme faaliyetleri için çıkarılan eser ve gemi kalıntılarıyla birlikte Türlüye’ye döndü. Proje THY ve Kushimoto Belediyesi sponsorluğunda, Port-Bodrum Yalıkavak Marina’nın desteği, Bodrum ve Kayra Kültür Sanat ve Tanıtım Vakfı ve Sualtı Arkeoloji Enstitüsü işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. Çıkarılan eser ve gemi kalınüları tadil ve bakımları yapılıp Türkiye’nin birçok kentinde sergilenecek. Daha sonra Ertuğrul şehitlerinin bulunduğu Kushimoto şehitliği yanındaki Türk Müzesi’ne konularak halkın ilgi ve merakına sunulacak. Proje başkanının ifadesine göre 2010 yılının ilk iki ayında yapılan 173 saat 53 dakikalık dalışlarda toplam 2 bin 14 eser çıkarıldı. 2007’deıı bu yana çıkarılan eser ve kalıntı sayısı 6 bin 825’e ulaştı. Projenin ikinci ayağı olan sergileme, Türkiye’de Japon yılı münasebetiyle bu yılın Eylül ayında Mersin’de başlayacak ve 2011’de Japonya’da devam edecek. Japonya’daki sergilerin ülkenin ikinci büyük kenti olan Osaka’nın Deniz Müzesi ve Ertuğrul Firkateyni’nin bulunduğu Wakayama Eyaleti Mlizesi’nde açılması planlanıyor.
Ertuğrul Firkateyni ve Hazin Sonu
Ertuğrul Firkateyni ilk defa 1854’te Abdülmecid Han tarafından Haliç’te Taşkızak Tersanesi’ne sipariş edildi. Burada imal edilerek Sultan Abdülaziz devrinde, 19 Ekim 1863’te, padişahın huzurunda suya indirilmişti. Üç direkli ve 2,344 ton ağırlığında olan firkateyn hem makine hem de yelkenle hareket edebiliyordu; fakat asıl itici güç yelkenleriydi. Makine yalnızca yardımcı tahrik gücü olarak kullanılıyordu. Ertuğrul, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın emriyle 1887’de Japon prensi Komatsu Akihito’nun dostluk ziyaretini iade maksadıyla Japonya’ya gönderilmişti. Gemi 14 Temmuz 1889 günü kafile başkam Albay Osman Bey ve gemi kumandanı Yarbay Ali Osman Bey’iıı yönetiminde 607 Türk denizcisiyle Japonya’ya hareket etti. Önceden planlandığı gibi güzergâhı üzerinde birkaç limanda demirledi ve nihayet 7 Haziran 1890’da Yokohama Limanı’na vardı. İmparator tarafından sarayında karşılanan ve üç aylık ziyaretleri boyunca adeta ikram ve izzete boğulan mürettebat 15 Eylül 1890 günü öğleden sonra yine aynı limandan demir almıştı. Yolculuğun ilk günü pek elverişli olan hava, müteakip gün bozuldu. 16 Eyliil’ü 17’ye bağlayan gece bir tayfun, geminin arka direğini devirdi.
Yelkenlerde yarıklar oluştu, tekne üzerinde geniş yaralar açıldı. Makine ve kazan daireleri su aldı. Tayfa, hasarı gidermek ve geminin kazan dairesine dolan suyu kovalarla boşaltabilmek için çırpındı dört gün boyunca. Bütün çabalara rağmen geminin parçalanması kaçınılmaz görülünce tek çareyi yakınlarında bulunan Kas- hinozaki Burnu ötesindeki Kobe’ye doğru dümen kırmakta buldular. Deniz suları makine dairesindeki kazanlardan birini söndürdü. Ana yelkenlerinden ve yeterli tahrikten yoksun, neredeyse hareketsiz kalan ve arkasında yalnız rüzgâr ve dalgalar olan gemi Oshima Adası kıyısındaki kayalıklara sürüklendi. Acil demir atarak gemiyi durdurmaya çalışan mürettebat başarısız oldu ve gemi 18 Eylül günü kayalıklara çarparak parçalandı. Kazada Ali Osman Paşa (Ali Osman Bey paşalığa terfi ettirilmişti.) dâhil, ellisi subay olmak üzere 533 denizcimizi kaybettik. Kurtarılan 69 kişi Japon korvetleri tarafından İstanbul’a nakledildi.