FLAMAN SANATI

FLAMAN SANATI

flaman sanatı

flaman sanatı

yy’da sanatçılar bu defa İtalya ile Anvers ve Mechelen ykelcilik merkezleri arasında gidip gelecek ve Flandre’da heykelcilerin en yeteneklisi Jean Bologne, hayatının bü-lümünü, çok beğenildiği İtalya’da geçirecektir. Aynı du-röme Duquesnoy’nm (İşeyen Çocuk heykelinin yaratıcısı, uğlu olan ve öğrencisi Artus Ouellinus’la birlikte XVII. n büyük Flaman heykelcisi Francesco Fiammingo için de nusudur. Flaman baroğunun yaratıcılarından biri olan ius, Amsterdam eski belediye sarayının bir bölümünün syonunu üstlenecektir. Bütün bir XVIII. yy boyunca pek îman heykelci çalışmalarını yurtdışında sürdürecektir: û Rysbrack, Peter Scheemaeckers ve Laurent Delvaux anıtları alanında portre ressamı ve heykelci olarak Ingil-parlak bir ün kazanacaklardır. Flandre’da kalan heykelcilikle yerel kiliselerin süslemesinde çalışırlar; çoğu za-}k ilginç eserler yaratmalarına karşın, genelde bu sanat-adları bilinmemektedir. XVII. yy’ın ikinci yarısı ve bütün III. yy boyunca, geleneksel ahşap kilise mobilyası üreti-işecek ve en parlak dönemine, Hendrik Verbruggen’in l’deki katedrale yaptığı vaiz kürsüsü (1699) gibi karma-jratif bütünlerle bezeli vaiz kürsüleri ve günah çıkartma yle ulaşacaktır.

kelde Fransız etkisi bütün bir XIX. yy boyunca yeniden acak ve yüzyılın ilk yarısında Fransız yeniklasikçiliğinden n bir üslup egemen olacaktır. XIX. yy sonunun en dikkate leykelcisi Constantin Meunier, gerçekçi akıma bağlıdır ve din hayranıdır (Emek Anttı, 1893-1905). George Mirine, :i Sint-Martins-Latem ressamlarına bağlıdır, «Brabant fo-nin» öncüsü olan ressam Rik Wouters, aynı zamanda il-ınçtan çalışmalarıyla da (Çılgın Dansçı, 1912) dikkati çeker, jil akımının kurucularından Goerges Vantongerloo konst-zm ve soyutlamaya yönelecek, Pol Bury’yse kinetik sana-ısilcilerinden biri olacaktır.

MARÎ

nan dönemi boyunca sanat faaliyetleri Toumai ve Li-:ki manastırlarda ve güçlü piskoposluklarda yoğunlaş-Liege’deki Saint Barthelemy Kilisesi (XI.-XII. yy) o dö-

l bugüne kalabilen nadir örneklerinden biridir. Bölgenin iliği, XIII.-XV. yy’lar arasında Roman kiliselerinin yerini yapıların almasını sağlayacaktır. Gotik dönemin başın-ibaren Flaman dinî mimarîsinde Fransız etkisi güçlü bir de kendini kabul ettirecektir. Brüksel’deki Saint-Michel-dule (yapımına 1226’ya doğru başlandı) piskoposluk ku-inasında da görüldüğü gibi, Flaman mimarlar dikey çiz-Fransızlar kadar önem vermiyorlardı. En büyük yenilikli mimarlık alanında gerçekleştirildi: genellikle çatıların-.nç kulelerin yükseldiği hal binalarının sayısı ve boyutla-naş imalatı ve ticaretinin büyük bir gelişme göstermesi-ıralel olarak genişledi (İeper manifaturacılar çarşısı, şık 1304-1380).

nan mimarlar gotik üslubu ancak XVI. yy’da terk ederek n Rönesansı’ndan ve maniyerizmden esinlenen bir üslubu işerler. Cornelıs Floris de Vriendt’in çizdiği Anvers Beledi-rayı’nda (1561-1566) yerel biçimlerle dış kaynaklı biçimler dir. Kuzey Avrupa kökenli ve Flaman mimarlar arasında aygın olan maniyerist girift bezeme çok seyrek kullanılmış-ıvers Belediye Sarayı’mn görünümü, onun maniyerist tarz-bina sayılmasına neden oluyorsa da, 1615’te Peter Huys-n başladığı Sint Carolus-Borremeus Cizvit Kilisesi dolgun, biçimleriyle ve ışık gölge oyunlarıyla barok mimarîye bağ-Rubens’in tasarımı kabartma heykellerle süslü ön cephe, n Cizvit kiliselerini model alır. Flaman baroğunun en par-■neği de gene Rubens’in eseridir: Anvers’de kendi evi için adığı üç kemerli zengin ana giriş.

man mimarîsi XVIII.-XIX. yy’larda genel olarak, yenikla-kten eklektizme kadar Avrupa’daki bütün akımları izler. Victor Horta’mn eserlerini çok ayrıcalıklı bir yere oturtmak ir: 1890’lı yıllarda Brüksel’de yaptığı binalar ar nuvonun en

< örnekleri arasındadır. Brüksel’deki Tassel konutunda -1893) olduğu gibi, binalarının açıkça metalik yapısına do-çimler katar. Bir başka ar nuvo sanatçısı, mimar ve dekora-enry Van De Veîde. XX. yy mimarîsinin en önemli daya-rmdar. i-T. z z:~.<r.z: De Velde mimarî süslemelerde yalm-: v=~i£:r —”:;ımlerin güzelliğine önem verir ve XX. ri.- ___j.srîrîî: gibi Belçika mimarîsine dam-
Paris’in Yargısı (Peter Paul Rubens, 1625; Millî Galeri, Londra): Kuzey sanatı İle Italyan sanatının barok sentezi.
Ingiltere Kralı I. Charles (Anton Van Dyck, yaklaşık 1634; Louvre Müzesi, Paris).
FLAMANCA

Bugünkü Flamancanın kökü Saii Franklarının konuştuğu Germen dilinden gelir. Hollandacaya çok benzer ve 1935’te kabul edilen ortak yazım kurallarına göre yazılır. Flaman dilini ve kültürünü savunan siyasî özerklik yanlılan, 1921’de dillerinin Belçika’da resmî dil olarak kabul edilmesini sağladılar. Bu dille birlikte dört lehçe grubu daha vardır.

Flandre’m tümüyle Fransız Krallığı egemenliğinde bulunduğu dönemde dil sınırının ne siyasî olarak, ne de toprak bakımından bir önemi vardı; kültür dili olan Fransızca, Flamanca konuşan üst sınıflarca da savunuluyordu.

Bugünkü Belçika Flandreı eski konduğun yanı sıra, Anvers ilini, Lim-burg’u ve Brabant’ın bir bölümünü içine alır. Özerklik yanlısı, hatta ayrılıkçı akımlar, Belçika’nın ekonomik ve nüfusa ilişkin (% 30 Valon’a karşılık % 60 Flaman nüfus) dengesizliğini gerekçe olarak kullanmaktadır: daha kalabalık olan bölge, en yeni ve en gelişmiş sanayiden de yararlanan bölge olmaktadır.
AYRICA BAKINIZ

—IE.AHSU ar nuvo —►[mEÖ Belçika — EH Bruegel —MSI dışavurumculuk —EH] Franklar —HB.ANSLİ gerçeküstücülük —»-IB.AHSU Hollanda —-BşQ Rubens

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*