Genel

Fox, Sir William

Fox, Sir William

(d. 20 Ocak 1812, South Shields, Durham, İngiltere – ö. 23 Haziran 1893, Auckland, Yeni Zelanda), Yeni Zelanda’da dört dönem başbakanlık yapan devlet adamı. Ülkeye yönetsel özerklik verilmesi yolundaki çabalarıyla Yeni Zelanda’yı iç işlerinde bağımsız kılan 1852 Anayasasının biçimlenmesine katkıda bulunmuştur.
1842’de Yeni Zelanda’ya göç eden Fox ertesi yıl Yeni Zelanda Kumpanyası’nın temsilcisi, 1848’de de aynı kumpanyanın baştemsilcisi oldu. 1851-52 yıllarında Ingiltere’de yürüttüğü lobi etkinlikleriyle ilk beş eyaletin yanı sıra Taranaki’nin de Yeni Zelanda’ya yönetsel özerklik veren 1852 Anayasası kapsamına alınmasına katkıda bulundu. Bu çabalarım konu alan The Six Colonies of New Zealand (Yeni Zelanda’ nın Altı Kolonisi) 1851’de yayımlandı. Fox, Maoriler ile AvrupalI göçmenler arasında baş gösteren I. Taranaki Savaşı’n-dan (1860-61) duyduğu kaygı nedeniyle 1861’de yeniden siyasete döndü. Yerli halkla ilişkilerden sorumlu bakan olarak (1863-64), Maorilere karşı kararlı bir savaş yürütülmesini ve topraklanna el konulmasını savundu. Bu politika dolayısıyla vali Sir George Gray’le anlaşmazlığa düştü. The War in New Zealand (I860; yb 1866; Yeni Zelanda’da Savaş) adlı yapıtında hükümetinin tutumunu savundu. 1869-72 arasında başbakan olmasına karşın, gerçekte iktidar sömürge maliye bakanı Julius Vogel’in elin: deydi. Fox dört kez başbakanlık yapmakla birlikte, parlamento yaşamı boyunca hükümet başkanlığından çok, muhalefet önderli1 ğiyle etkin oldu. 1875’te parlamentodaki görevinden çekildi; 1879’da “sir” unvanı aldı.
Fox, William, asıl adı wilhelm fried (d. 1 Ocak 1879, Tulchva, Macaristan – ö. 8 Mayıs 1952, New York kenti, ABD), kurduğu sinema imparatorluğu aracılığıyla, ses-
1
siz sinema döneminde Holjywood’da birçok filmin yapım, dağıtım ve gösterimini denetleyen işadamı.
Brooklyn’deki bir nickelodeon’a (beş cente film gösteren sinema salonu) ortak olmadan önce gazete satıcılığı yaptı ve giyim sanayisinde çalıştı. 1913’te en güçlü bağımsız gösterimci ve dağıtımcılardan biri olmuştu. Sinema sanayisi üzerinde tekel kurmaya çalışan Motion Picture Patents Company’ye karşı başarıyla yürütülen mücadeleye de öncülük etti. 1915’te, 20th Century-Fox Film Corporation Stüdyoları’nın öncüsü olan Fox Film Corporation^ kurdu.
Kendi salonlarında gösterilen sessiz filmlerin org eşliğinde sunulmasını başlatan Fox, sinema salonlarının, müşterilerin rahat edebileceği biçimde düzenlenmesine de öncülük etti. Başarılı bir reklam kampanyası yürüterek sinemanın ilk vampı Theda Ba-ra’yı(*) yıldız konumuna yükseltti. Ayrıca 1927’de gösterime giren ve ticari açıdan başarılı ilk sesli film olan haber dizisi Movietone News ile de adını duyurdu.
Sahibi olduğu 1.100 sinema salonunun sesli sinemaya uygun biçime getirilmesinin yol açtığı masraflar ve 1930’ların başlarındaki ekonomik bunalım, Fox’un imparatorluğunun çökmesine neden oldu. Fox, 1936’da iflas ettiğini açıkladı ve 1942’de adaleti engellemek suçundan bir süre hapis yattı. Yaşamının geri kalan bölümünü New York’a bağlı Long Island’da geçirdi. Upton Sinclair, Upton Sinclair Presents William Fox (1933) adlı yapıtında Fox’un yaşamöy-küsünü kaleme almıştır.
Foxe, John (d. 1516, Boston, Lincolnshire -ö. 18 Nisan 1587, Cripplegate, Londra, İngiltere), The Book of Martyrs’in (Şehitler Kitabı) yazan İngiliz Püriten vaiz. Protestanlık uğruna kıyıma uğrayanlann öyküsünü zengin bir düş gücüyle ve polemik üslubuyla anlatan kitap, İngiliz Püritenle-rince Kitabı Mukaddes’ten sonra en değerli metin sayılmıştır. Geniş bir okur kitlesine ulaşan kitap, Ingiliz Püritenlerinin Katoliklikle ilgili yargılannı en azından bir yüzyıl boyunca belirlemiştir. Dönemin siyasal ortamında önemli bir etken olan, İngilizlerin İspanyollara karşı duygulannın biçimlenmesinde, kitaptaki Enkizisyon tanımının önemli rolü olmuştur. Ama kitabın asıl konusu 14. yüzyıldan başlayarak Kraliçe I. Mary döneminde ve Foxe’un yaşadığı yıllarda inançlan uğruna can veren Protes-t anlar dır.
Foxe, Oxford’da öğrenim gördükten sonra yedi yıl boyunca burada ders verdi. Ama okul yetkililerinin izin verdiğinden daha aşın bir Protestanlığı savunduğu kuşkusu doğunca görevinden istifa etti. 1547’de Londra’ya gitti, burada Norfolk dükünün torun-lanmn özel öğretmeni oldu. O sırada geleneksel ve reformcu eğilimlerin savaş alanı durumuna gelen İngiltere Kilisesi’nde diya-kozluğa atandı. Yazdığı dinsel broşürlerle Reform hareketini destekledi. Bu arada, Protestanlık uğruna can verenlerle ilgili araştırmalanna başladı. Ama 1553’te Katolik kraliçe I. Mary’nin tahta çıkmasından sonra Avrupa’ya kaçmak zorunda kaldığı için araştırmalannda ancak 1500’e değin gelebildi. Fransa’nın Strasbourg kentinde kitabı o kapsamıyla Commentarii rerum in ecclesia gestarum (1554; Kilise İçindeki Olaylar Üzerine Yorumlar) adıyla Latince yayımladı. Daha sonra Frankfurt’a gitti, orada John Knox’un önderliğindeki Kalvenci grubu destekledi. Ardından Basel’e yerleşti ve düzeltmenlikle geçimini sağladı. Basel’de, kraliçenin Protestanlar üzerinde yürüttüğü kıyımı önlemeleri için, Ad inclytos ac praepotentes Angliae proceres
(1557; İngiltere’nin Ünlü ve Güçlü Soylula-nna) başlığıyla İngiliz soylularına bir çağn kaleme aldı. İngiltere’den gönderilen yazmalardan yararlanarak kitabının 1556’ya değin uzanan bölümünü tamamladı ve Protestan kraliçe I. Elizabeth tahta çıktıktan bir yıl sonra da yayımladı (1559).
Londra’ya döndükten sonra bütün zamanını büyük yapıtım tamamlamaya ayırdı. Resmî kayıtlafı araştırarak ve tanıklann anılarını kullanarak kitabı genişletti. Çalışmanın Mart 1563’te Actes and Monuments of these latter and perillous dayes (Bu Son ve Tehlikeli Günlerin Eylemleri ve Anıtlan) başlığıyla basılan İngilizce çevirisi kısa sürede The Book of Martyrs adıyla ünlendi. 1570’te kitabın genişletilmiş ikinci basımı yapıldı. Başarının doruğuna ulaşan üçüncü
(1576) ve dördüncü (1583) basımlarda Foxe pek az değişiklik yaptı.
Foxe, 1560’ta Anglikan papazlığına atan-dıysa da Püriten kaygıları ağır bastığı için her türlü görevi reddetti; yalnızca karşılıksız bir kilise bursundan yararlandı. Sık sık vaazlar da verdi; Paul’s Cross’da 1570’te verdiği A sermon, Of Christ Crucified (Çarmıha Gerilmiş İsa Üzerine Bir Vaaz) adlı vaazı daha sonra büyük bir okur kitlesine ulaştı. 1563’teki veba salgınında, teselli edici yazılar yazdı. Anabaptistlerin 1575’te, Cizvitlerin de 1581’de ölüme mahkûm edilmesi üzerine, Kraliçe Elizabeth’e ve damşmanlanna cezalann ertelenmesini dileyen yakan mektuplan yazdı. Foxe’un yapıtı sıkıcı, özensiz ve tek yanlı olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. Ama dürüstlüğü ve olgulara dayanması dolayısıyla, İngiliz Reform hareketi üzerine başka hiçbir yerde bulunamayacak birinci elden malzemeleri içeren bir yapıt olarak değer taşır.
Foy, Kari (d. 1856 – ö. 1907), Alman Türkolog. Leipzig Üniversitesinde okudu. İstanbul’da Türkçe ve Arnavutça öğrendi. Berlin Doğu Dilleri Semineri’nde okutmanlık yaptı. Daha çok sesbilimle ilgilenen, Anadolu ve Azeri ağızlannı inceleyen Foy, Osmanlı ve Azeri Türkçesine “Güney Türİc-çesi” adını vermiştir. İstanbul’la ilgili şiirlerini Lieder vom Goldenen Horn (1888; Haliç’ten Türküler) adlı kitabında topladı. Öbür önemli yapıtlan Studien zur Osma-nischen Syntax (1899; OsmanlIca Sözdizimi Üzerine Araştırmalar), Türkische Vokalstu-dien (1900; Türkçedeki Ünlüler Üzerine Araştırmalar), Azerbeidschen Studien mit einer Charakteristik des Südtürkische’dir (1903-04; Azeri Araştırmaları, Güney Türkçesinin Özellikleri).
foyasit, hidratlı sodyum ve kalsiyum alümi-nosilikat ([Na2,Ca]3.5Aİ7Sii7048-32H20) yapısında, ender rastlanan bir zeolit minerali. Kimyasal bileşimi, kristal yapısı ve dağılımı bakımından kabaziti(*) andınr. Almanya’ da ve İsviçre’de tortul kayaçlar içinde, birbirinden ayrı foyasit örneklerine rastlanmıştır; bunlar, renksiz ya da donuk sarı renkli, yuvarlak kenarlı ve izometrik (kübik) bakışımlı, sekizyüzlüler biçimindedir. Alüminosilikat molekül örgüsü içindeki ka-nallann ve boşluklann öteki doğal zeolitler-de görülenlerden daha geniş olması, suyunu yitirdiğinde, mineralin içine sikloheksan boyutlanndaki organik moleküllerin sızmasına olanak tanır.
fon, Almanca föhn, dağ sıralannm rüzgâr-altı yamaçlanndan aşağıya doğru esen sıcak, kuru ve sert rüzgâr. Fön sözcüğü ilk olarak Alp bölgesinde incelenen bu tür rüzgârlar için kullanıldı. Fön, nemli havanın rüzgârüstü yamaçlar boyunca yükselmesiyle oluşur. Hava yükselirken, su buhanyla
339 Förster-Nietzsche, Elisabeth
doyuncaya kadar genleşir ve soğur. Nemin, yağmur ya da kar olarak yoğunlaşması ve gizli ısı açığa çıkarması nedeniyle soğuma giderek yavaşlar. Zamanla hava zirveye ulaşır, tırmanma sona erer ve oldukça kuru bir duruma gelir. Dağların sırtları, fön duvan denilen bulut kümeleriyle çevrilidir. Fön duvarı, rüzgârüstü yamaçlarda yağışın üst sınırını belirler. Hava rüzgâraltı bölüme doğru itildikçe sıkışır, içindeki su miktarı azalır ve hızla ısınır. Bu nedenle hava, rüzgâraltı yamaçlann eteğine ulaştığında, yükselme sırasındaki durumundan daha sıcak ve kuru bir özellik kazanır.
Fön rüzgârları, dünyanın çeşitli bölgelerinde yerel adlarla anılır; bu rüzgârlara Kuzey Amerika’daki Kayalık Dağlarda şi-nuk, Libya’da gibli ve Arjantin’deki And Dağları bölgesinde zonda denir.
Forsten, Josep Bohuslav, foerster olarak da yazılır (d. 30 Aralık 1859, Prag – ö.
29 Mayıs 1951, Novy Vestec, Çekoslovakya), Antonin Dvorâk ve Bedrich Smeta-na okulundan Çek besteci.
Org için beste yapan Josef Förster’in oğluydu. Prag Konservatuvan’nda öğrenim gördü. Prag’daki çeşitli kiliselerde org çaldı. Nârodni Listy’nm müzik eleştirmenliğini yaptı. 1893’ten 1903’e değin yaşadığı Hamburg’da Mahler’le dost oldu ve konservatu-varda öğretmenlik etti. 1903-18 arasında Viyana’da Die Zeit’a müzik eleştirileri yazdı. 1919’dan başlayarak Prag Konservatuvan’nda profesör, daha sonra yönetici oldu. Yapıtlarında büyük ölçüde kişisel anılann-dan ve dinsel konulardan esinlendi. Beş senfoni, dört missa, en önemlileri Nepfomo-zeni (1918; Yenilmezler), Srdce (1923; Kalp) ve Bloud (1936; Ahmak) olan birkaç opera ile Liebe (Aşk) adlı- bir şarkı dizisi yazdı.
Förster-Nietzsche, Elisabeth (d. 10 Temmuz 1846, Röcken, Lützen yakınları, Prusya – ö. 8 Kasım 1935, Weimar, Saksonya-Weimar-Eisenach), Alman filozof Friedrich Nietzsche’nin kız kardeşi. Kardeşinin koruyuculuğunu üstlenmiş ve onun yazılı düşünsel mirasını ölene değin yönetmiştir. Nietzsche’nin yapıtlannı yayımlarken yaptığı sahtekârlık, filozofun uzun süre antisemitik bir Alman milliyetçisi olarak tanınmasında ve Nazi propagandasına alet edilmesinde etkili olmuştur.
Töton ırklannın üstünlüğünü savunanlar arasında yer aldı ve bir antisemitik eylemci olan Bernhard Förster ile evlendi. 1880’lerde Paraguay’a giden kan koca, orada katışıksız bir Âri kolonisi olduğunu öne sürdükleri Nueva Germania’yı (Yeni Almanya) kurdular. Ama girişim başansız-lıkla sonuçlanınca Bernhard Förster intihar etti. Büyük bir parasal bunalımla karşılaşan Elisabeth, kocasını bir ulusal kahraman yapmaya ve koloniyi de Töton Hıristiyanlığının bir simgesi olarak korumaya çalıştıysa da başaramadı. Nietzsche’nin 1889’da akli dengesini yitirmesinden sonra, Weimar’da onun koruyuculuğunu üstlendi. Kardeşinin ölümü üzerine (1900) onun yazma yapıtlan-nın bütün haklarını devraldı ve ailesinin evine de Nietzsche Arşivi adını verdi. Kardeşinin yapıtlannı, başkalannın incelemesine izin vermeden ve gelişigüzel yayımladı.
Yaptığı yanlış yorumlarla geniş bir okur kitlesi elde ederken, Nietzsche’nin kendini yorumladığı yapıtı Ecce Homo’ja (1889; İşte İnsan, 1969) yayımlamaktan da 1908’e değin kaçındı. Bu arada, kardeşine ait
Fra Mauro 340
yazmaların bir bölümünü Der Wille zur Macht (Güç İstemi) başlığı altında topladı ve bu metni önce üç ciltlik yaşamöy-küsünün bir bölümü olarak (Leipzig, 1895-1904), sonra tek cilt halinde (1901) ve en sonunda da tümüyle yeniden düzenleyip iki cilt halinde yayımladı (1906); bu son biçimiyle kitap, birçok kişi tarafından Ni-etzsche’nin başyapıtı olarak kabul edildi. Elisabeth’in ölümünden sonra Nietzsche’ nin el yazılarını yeniden inceleyen uzmanlar onun yayımladıklarının çarpıtılmış ve sahte olduğunu gördüler. Elisabeth’in 30 kadar sahte mektup yazdığı ve Nietzsche’nin yazılarının bazı paragraflarını da yeniden yazdığı ortaya çıktı.
Fra Mauro, Ay yüzeyinde yer alan, oldukça aşınmış krater. Adını bir İtalyan keşiş ve harita yapımcısından alır (ö. y. 1459). Şubat 1971’de gerçekleştirilen üçüncü insanlı Ay uçuşu sırasında, “Apollo 14” kraterin birkaç kilometre kuzeyine inmişti. Yaklaşık 80 km çapında olan krater, 6° güney enlemi, 17° batı boylamında, Mare Nubium’un (Bulutlar Denizi) üzerinde yer alır.
Fracastoro, Girolamo, Latince hierony-mus fracastorius (d., y. 1478, Verona – ö. 8 Ağustos 1553, Casi, İtalya), İtalyan hekim, şair, astronom ve jeolog. Louis Pasteur ve Robert Koch’un deneysel çalışmalarından 300 yıl önce, hastalıkların mikroorganizmalardan kaynaklandığına ilişkin bir kuram geliştirmiştir.
Padova Üniversitesi’nde astronom Koper-nik ile birlikte çalışan Fracastoro, Homo-centrica sive de stellis liber (1538; Eşmerkez-lilik ya da Yıldızlar Kitabı) adlı yapıtında gezegenlerin sabit bir merkez çevresinde küresel yörüngeler çizerek: döndüğünü öne sürerek Kopemik’in Güneş sistemi modeline öncülük etti.
Verona’da özel hekimlik yaparken, frengi hastalığını ilk kez tanımlayıp adlandırdığı manzum yapıtı Syphilis sive morbus Galli-cus (1530; Frengi ya da Fransız Hastalığı) ile ün kazandı. Salgın hastalıklar konusunda yoğun araştırmalar yaptı ve Trento Konsi-li’nde (1545-63) Papa III. Paulus’un hizmetinde bulunduğu sıralar, İtalya’nın kuzeyindeki Trento kentinde baş gösteren veba tehlikesi nedeniyle konsilin Bologna’ya taşınmasını önerdi.
De corıtagione et corıtagiosis morbiş (1546; Bulaşma ve Bulaşıcı Hastalıklar Üstüne) adlı yapıtında safgın hastalıklar konusundaki görüşlerini açıklayan Fracastoro, bu hastalıklardan her birinin hızla çoğalan, son derece küçük ayrı ayrı canlılardan ileri geldiğini, bu canlıların doğrudan temas, hava ya da giysi ve çamaşır gibi eşyalarla hastalıklı kişilerden sağlıklı kişilere bulaştığını öne sürdü. Hastalıkların mikroorganizmalardan kaynaklanabileceği düşüncesi İÖ
1. yüzyılda Romalı bilgin Marcus Varro tarafından öne sürülmüşse de Fracastoro’ nun bulaşma, enfeksiyon, hastalık yapıcı mikroorganizmalar ve bu etkenlerin taşınmasına ilişkin görüşleri, bu konudaki ilk bilimsel açıklamalardır. Fracastoro’nun kuramı o dönemde yaygın olarak benimsen-diyse de, sonradan Rönesans dönemi hekimlerinden Paracelsus’un mistik öğretileri nedeniyle gölgelendi ve 19. yüzyılın ortalarında iyice unutulmuşken Pasteur ve Koch’ un deneysel çalışmalarıyla kanıtlandıktan sonra yeniden önem kazandı.
Fraenkel-Conrat, Heinz L(udwig) (d. 29
Temmuz 1910, Breslau, Almanya), Alman
asıllı ABD’li biyokimyacı. Virüslerin yapısındaki ribonüİcleik asit (RNA) ile bu “çekirdeği” saran protein “kıhfı”nm birbirini tamamlayıcı işlevlerini açıklamıştır. Uzun deneyler sonucunda tütün mozaik virüsünü, bulaşma özelliği hiç olmayan protein bölümü ile bulaşma özelliği çok az olan nükleik asit bölümüne ayıran Fraenkel-Conrat, sonradan, bu parçaları birleştirerek canlı hücreye kolayca bulaşan bir virüs elde etti. Bu deney, virüslerin hücreye girme özelliğinin nükleik asit bölümünde bulunduğunu, ama protein bölümü olmadıkça bu nükleik asidin nükleaz denen enzimlerce parçalanarak etkisiz duruma geldiğini kanıtladı.
1934’te Breslau Üniversitesi’nde tıp, i936’da Edinburgh Üniversitesi’nde biyokimya doktorasını tamamlayan Fraenkel-Conrat, 1941’de ABD uyruğuna geçti. ABD Tarım Bakanlığı Batı Bölgesi Araştırma Laboratuvarı’nda on yıl görev yaptıktan sonra, 1958’de Berkeley’deki California Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir