Franklin, Sir John
(d. 16 Nisan 1786, Spilsby, Lincolnshire, İngiltere – ö. U Haziran 1847, Kral William Adası yakınla-n, İngiliz Kuzey Kutup Adaları), İngiliz kâşif. 1845’te çıktığı araştırma gezisi sıra-‘
Sir John Franklin, G. R. Lewis’m bir oymabaskısı, 1824
British Museum, Londra, fotoğraf, J R Freeman & Co Ltd
sında Atlas Okyanusunu Büyük Okyanusa bağlayan Kuzeybatı Geçidinin keşfedilmesini sağlamıştır.
On dört yaşında Kraliyet Deniz Kuvvetle; ri’ne katılan Franklin, Avustralya’ya yaptığı keşif gezisinde (1801-03) Matthew Flin-ders’a eşlik etti. Trafalgar (1805) ve New Orleans (1814) savaşlarına katıldı. 1818’de Kaptan David Buchan’ın Kuzey Kutbuna ulaşmayı amaçlayan keşif gezisinde “Trent” gemisine komuta etti.
1819-22 arasında Hudson KöVfezi’nin batı kıyısından Kuzey Buz Denizine kadar olan bölgede kara üzerinde bir keşif gezisini, yönetti. Kanada’nın kuzeybatısında Cop; permine Irmağının doğusunda kalan kıyıla-nn bir bölümünü inceledi. İngiltere’ye dön;; dükten sonra 1823’te Narrative of a Journey to the Shores of the Polar Sea, in the Yean 1819, 20, 21 and 22 (1819-22 Yillarind: Kutup Denizi Kıyılarına Yapılan Yolculu ğun Öyküsü) adlı yapıtını yayımladı.
1825-27 arasında aynı bölgede gene kara üzerinde yapılan ikinci bir .keşif gezisini yönetti. Bu gezi sırasında, Kanada’nın kuzeybatısındaki Mackenzie Irmağının ağzından batıya doğru, bugün Alaska topraklarında kalan Point Beechey’ye kadar Kuzey Amerika kıyılarını inceledi. Bir başka keşif grubu ise kıyıyı izleyerek doğu yönünde Mackenzie’den Coppermine’a kadar gitti. Kuzey Amerika kıyı şeridinin kuzeybatı kenarının yaklaşık 1.932 km’lik bölümü hakkında yeni bilgiler edinilmesini sağ-; layan bu çabaların öyküsünü Franklin, ! 1828’de yayımladığı Narrative of a Second Expedition to the Shores of the Polar Sea, in { the Years 1825, 1826, and 1827 (1825, 1826 I ve 1827 Yıllarında Kutup Denizi Kıyılarına i Yapılan İkinci Keşif Gezisinin Öyküsü) adlı l kitapta anlattı. 1829’da “sir” unvanı alan Franklin, 1836’dan 1843’e değin Van Die-j men’s Land (bugün Tasmanya) genel valisi olarak görev yaptı.
{ Franklin’in Kuzeybatı Geçidindeki keşif yolculuğu, 18 ya da 19 Mayıs 1845’te, 138 subay ve sivili taşıyan “Erebus” ve “Terror” adlı iki gemiyle Ingiltere’den yola çıkmaşıy-f la başladı. Gemileri en son 25 ya da 26 j Temmuz’da, Lancaster Boğazının girişinde-I ki Baffin Adasının kuzeyinde bir İskoç i balina avcısı gördü. Gidenlerden hiç haber ! alınamaması üzerine 1847’de bir arama j ekibi yola çıkarıldı; on iki yıl süreyle çeşitli
* araştırma ekipleri kâşifleri aradı. Ama t 1859’a değin grupla ilgili hiçbir bilgi edinile-j medi. Franklin’in ikinci eşi Lady Jane Franklin’in Kaptan Francis Leopold McClintock’un yönetiminde 1857’de yolla-î dığı son arama ekibi 1859’da Lancaster ] Boğazının güneyinde ve batısında yer alan t Kral William Adasına ulaştı. Adada, tayfaların iskeletleri ile 25 Nisan 1848’e değin gelen keşif notları bulundu.
Keşif notlarından öğrenildiğine göre, Kraliçe Elizabeth Adalarındaki Wellington Kanalından 77° Kuzey enlemine kadar kuzeye i ilerlemiş olan “Erebus” ve “Terror”, 1845-; 46 kışını Beechey Adasında geçirmişti. İki , gemi Cornwallis Adasının batı kıyısı boyun-? ca güneye doğru dönerken, Peel Boğazı ile Franklin Boğazından geçmiş, Eylül 1846’da Kral William Adası açıklarında, Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus arasındaki uzak-; lığın hemen tam ortasında Victoria Boğazında buzlara sıkışmıştı. Franklin ve 24 kişi ; Haziran 1847’de orada can vermişti. Sağ kalanlar buzların parçaladığı gemileri 22 ; Nisan 1848’de terk etmiş, güneyde Back Irmağına doğru, Kuzey Amerika anakarasına ulaşmaya çalışmışlardı. Kuzeybatı Geçidinin varlığım Franklin’in kendisi değil, ama keşif ekibinden, Franklin’in daha önce uğradığı batı kıyılarına bağlanan Simpson Boğazına ulaşan küçük bir grup bulmuştu.
ı Franklin, John Hope (d. 2 Ocak 1915, ı Rentiesville, Oklahoma, ABD), Amerikalı ı tarihçi ve eğitimci. Amerikan İç Savaşı dönemini ve çağdaş Amerikalı kimliğinin i biçimlenmesinde Siyah mücadelesinin taşıdığı önemi bilimsel bir yaklaşımla değerlendiren yapıtlarıyla tanınır. ABD Yüksek Mahkemesi’nin resmî okullarda ırk ayrımcılığını yasaklayan tarihsel kararı (1954) almasını sağlayan dava dilekçesinin hazırlanmasına da katkıda bulunmuştur.
; Bir Siyah avukatın oğlu olan Franklin, : Fisk Üniversitesi’ni (Nashville, Tennessee) 1935’te bitirdikten sonra 1936’da lisansüstü diploma aldığı Harvard Üniversitesi’ndeki doktora çalışmasını 1941’de tamamladı. Aralarında Washington, D.C.’deki Howard Üniversitesi (1947-56), New York kentindeki Brooklyn College (1956-64), Chicago Üniversitesi (1964-82) ve Kuzey Carolina
eyaletine bağlı Durham’daki Duke Üniver-sitesi’nin bulunduğu bir dizi okulda öğretim görevlisi olarak çalıştı. Ayrıca ülke içindeki ve dışındaki birçok okulda konuk olarak ders verdi.
Franklin uluslararası düzeyde adını ilk kez From Slavery to Freedom (1947, 6. bas. 1988; Kölelikten Özgürlüğe) adlı kitabıyla duyurdu. Amerikan İç Savaşı’nın çeşitli yönlerini ele alan The Militant South, 1800-1861 (1956; Militan Güney, 1800-1861), Reconstruction: After the Civil War (1961; Yeniden İnşa: Iç Savaş Sonrası), The Emancipation Proclamation (1963; Özgürlük Bildirgesi) gibi başka kitaplar da yazdı. Amerikan İç Savaşı’na ilişkin üç kitabın yanı sıra, aralarında Color and Race (1968; Renk ve Irk) ve Black Leaders of the Twentieth Century’nin (1982; Yirminci Yüzyılın Siyah Liderleri) bulunduğu çeşitli kitapları yayıma hazırladı. Son yapıtları arasında George Washington Williams: A Biography (1985; George Washington Williams: Bir Yaşamöyküsü) ve Race and History: Selected Essays, 1938-1988 (1989; Irk ve Tarih: Seçme Denemeler, 1938-1988) sayılabilir.
Franklin, Rosalind Elsie (d. 25 Temmuz 1920, Londra – ö. 16 Nisan 1958, Londra, İngiltere), İngiliz araştırmacı. Genetik bilginin kodlandığı dezoksiribonükleik asidin (DNA) molekül yapısının aydınlatılmasına katkıda bulunmuştur.
Franklin, 1941’de Cambridge’deki Newn-ham College’da fiziksel kimya öğrenimini tamamladıktan sonra, İngiliz Kömür Değerlendirme Araştırmaları Birliği’ne girerek kömürün soğurma özelliklerine ilişkin çalışmalara katıldı. 1947-50 arasında Jacques Méring ile birlikte Paris’teki Devlet Kimya Hizmetleri Merkez Laboratuvarı’nda X ışınları kırınım teknikleri üstünde çalıştı. Bu çalışmanın etkisiyle, ısıtılan karbonlarda grafit oluşumundan kaynaklanan yapısal değişiklikleri araştırarak, kok sanayisi ve atom teknolojisi açısından değerli bulgular elde etti.
1951’de Londra’daki King’s College’ın biyofizik laboratuvannda çalışmaya başladı ve DNA araştırmalarında X ışınlan kınnım yöntemlerini uygulayarak DNA’nm yoğunluğunu, sarmal biçimini ve öbür önemli özelliklerini saptadı.
1953-58 arasında Londra’daki Birbeck College’ın Kristalografi Laboratuvarı’nda çalışan Franklin, kömür ve DNA üzerindeki incelemelerini tamamlayarak, tütün mozaik virüsünün molekül yapısını araştırmaya başladı. Bu virüsteki ribonükleik asidin (RNA), virüsün ortasındaki boşlukta değil, protein bölümü içinde bulunduğunu ve bakteriyofajlar ile üstün yapılı canlıların DNA’sındaki gibi çift sarmal biçiminde değil, tek kollu bir sarmal biçiminde olduğunu kanıtlayan çalışmalara katıldı.
Franklin Enstitüsü, ABD’nin önde gelen bilim ve teknoloji merkezlerinden biri. 1824’te kurulan ve merkezi Pennsylvania’ daki Philadelphia’da olan enstitünün bünyesindeki başlıca kuruluşlar Bartol Araştırma Vakfı, Franklin Araştırma Merkezi, Franklin Enstitüsü Araştırma Laboratuvarı, Franklin Enstitüsü Bilim Müzesi ve Plane-taryumu’dur. Benjamin Franklin Ulusal Anıtı da enstitü içinde yer alır.
Amerika’daki ilk Uluslararası Elektrik Sergisi 1884’te bu enstitüde düzenlendi. Ayrıca kuruluş 1916’da ilk kıtalararası telefon görüşmesi gösterisini gerçekleştirdi. Adını Benjamin Franklin’den alan enstitü bugünkü binasına 1930’larda taşındı. Aynı yapı içinde, 1938’de açılan ve 6 m boyunda-
359 Franks, Sir Augustus Wollaston
ki mermer Benjamin Franklin heykeli ve kaidesi de yer almaktadır. Enstitünün bilim ve teknoloji ile ilgili kapsamlı bir kitaplığı vardır.
Franklin sobası, Benjamin Franklin’in yaklaşık 1740’ta geliştirdiği bir tür odun sobası. Yerleşim bölgelerinin dışındaki konutlarda, çiftlik evlerinde ve kentlerde 200 yıldan fazla bir süre kullanılmıştır. Ayrıca bak. soba.
Franklinia, çaygiller (Theaceae) familyasının tek bir türü (Franklinia ya da Gordo-nia alatamaha) içeren cinsi.
Anayurdu ABD’nin güneydoğusu olan bu küçük ağaç ilk kez 1765’te Altamaha Irmağı boyunda bulunmuş ve Benjamin Franklin’in anısına Franklinia adı verilmiştir. Uzun süredir yabanisine rastlanmayan bu tür, bugün yalnızca kültür bitkisi olarak tanınır. Yüksekliği 9 m’ye ulaşan bitkinin geniş yapraklan, yaz ortası ile sonbahar sonlarına doğru açan hemen hemen sapsız, büyük beyaz çiçekleri ve küremsi meyveleri vardır.
Frankliniyen Jeosenklinal, Kuzey Amerika’nın kuzey sınırları boyunca, doğuda Grönland’ın kuzey kıyılarından batıda Kuzey Alaska’ya kadar uzanan bölgelerde, Paleozoyik (Birinci) Zamanda (y. 570-225 milyon yıl önce) ve Prekambriyen Zamanın (y. 4 milyar-570 milyon yıl önce) geç dönemlerinde çökelen kayaçlar kuşağından oluşan ve yerkabuğunda doğrusal sürekliliği bulunan çukurluk. Ellesmere Adasının kuzeyinde, volkanik ya da derin su özelliği taşıyan öjeosenklinal kayaçlara rastlanır; öteki yerlerde bulunan kayaçların tümü miyosenklinal özellik (genellikle sığ su kum-taşları ve kireçtaşları) gösterir. Jeosenklina-lin biçim değiştirme (deformasyon) süreci, dağınık magma sokulmalarıyla birlikte oluşuğun iç bölümlerinde büyük olasılıkla Devoniyen Dönemde (y. 395-345 milyon yıl önce) başlamış ve Mississippiyen ya da Alt Pensilvaniyen Döneme (y. 325 milyon yıl önce) değin miyosenklinalin içinde sürmüştür. Bu biçim değiştirme sonucunda Kuzey Kutup Adalarında oluşan çeşitli kıvrılma kuşakları İnuyitiyen Sistem olarak adlandı-nlır.
Frankoniyen Kat, Kuzey Amerika’da Kambriyen Dönemin (y. 570-500 milyon yıl önce) geç dönemlerinde oluşan kayaçlar ve bu kayaçların çökeldiği zaman dilimi. Dres-bahiyen Katın üzerinde, Trempealeauyen Katın altında yer alır. Adını, Minnesota’da-ki Franconia bölgesinde saptanan yüzey oluşumlarından alan bu özgün Frankoniyen Kat, ince tanecikli kumtaşlarından, şeyller-den ve kireçtaşlarından oluşur. Bu bölgedeki Frankoniyen kayaçları içinde glaukonit minerali çoİc yaygındır. Batıda ise kalın kireçtaşları egemendir. Frankoniyen kayaç-larına özgü fosil faunası, Dikelocephalus, Ptychaspis ve Conaspis cinsi trilobitlerden oluşur.