wiki

Grev Hakkında

Grev, bir teşebbüsün bir kısım işçilerinin, bütün işçilerinin, yahut bir bölge veya memleket işçilerinin; işverenler, âmme makamları ve âmme efkarı üzerine baskı yapmak, arzularını kabul ettirmek üzere anlaşarak işi bırakmaları demektir. Grevde işi bırakmak, işten ayrılmak mânâsında değildir, grevin sonunda işe devam fikri mevcuttur. XVI. asırda işçilerin, güçleşen hayat karşısında, ücretlerin arttırılması için birlikte hareket ettikleri görülmektedir. Ancak asıl grevler, XIX. asrın başlarından itibaren Batı ülkelerinde sık sık tekrarlanır olmuştur. Grev sebepleri çeşitlidir. Çoğu işçi hakları ve menfaatleri ile ilgili olmakla beraber bazan bu sımnn aşıldığı da görülür. Greve vücut veren âmiller, liberalist ve kapitalist sistemlerin bünyesinde mevcuttur; bu sebepledir ki mezkûr sistemleri benimseyen rejimler grev hakkını kanunlaştırmışlardır. Komünizmde devlet, işverenin ve patronun yerini aldığı için, işçilerin hak aramak maksadıyla sendikalaşması ve greve gitmesi mümkün değildir. İşyerini ve ücreti takdir hakkı yalnızca devlete aittir. İslâm’ın getirdiği hukukî, sosyal ve iktisadi düzende greve ihtiyaç duyulmaz. İşçi, ücretinden memnun değilse ilgili mercilere başvurarak arttırılmasını ister. Bu merciler tarafsızdır. Ücret uygun görüldüğü halde işçi râzı olmuyorsa, işi bırakır. İşçi işsizliğe karşı devletin sigortası altındadır. Ammâ, hem işi bırakmamak, hem çalışmamak, hem de ücret almak İslâm hukukuna uygun düşmez. Baskı yoluyla akit yapmak ise «karşılıklı rızâ» prensibine aykırı düşer. Önemli olan hastalığı tedavi değil, daha önceden alınacak önleyici tedbirlerle hastalanmaya mâni olmaktır. Bu esası me

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir