Genel

Hac Yolculuğu

Cidde'ye doğru gitmekte olan bir gemide hacılar namaz kılarken

Hac Yolculuğu

Cidde'ye doğru gitmekte olan bir gemide hacılar namaz kılarken

Cidde’ye doğru gitmekte olan bir gemide hacılar namaz kılarken

Hac yolcusu, yola çıkmadan evvel yakınlarıyla helalleşir, bir hoca efendiyle beraber sağlık ve selâmetine, hac vazifesini yerine getirip ‘sâlimen-gânimen’ dönmesine ve geride bıraktıklarının da afiyetine dua edilir, şerbetler içilir ve ayrılık yerine kadar dualarla götürülürdü.

Osmanlı coğrafyasındaki hacı adaylarının, Mekke-i Mükerreme ye gitmeden evvel aynı zamanda halife olan Osmanlı sultanına saygılarını arz etmek ve bazı durumlarda hacca izin alabilmek için payitaht İstanbul’a uğramaları âdettendi.

Denizlerde buharlı gemilerin işlemeye başlaması ve 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılmasına kadar hacılar kutsal topraklara hac kervanlarıyla giderlerdi. Fakir hacıların ancak yaya olarak katılabildikleri bu kervanlarda yolculuk deve, at ve katırlarla yapılırdı. İki büyük kervandan Şam-ı Şerif kervanı 6070 bin kişi, Mısır kervanı ise 40-50 bin kişi taşırdı.

İlk seferini 1 Eylül 1908’de gerçekleştiren Hamidiye Hicaz Demiryolu sayesinde, kervanlarla 40 gün süren Şam-Medine-i Münevvre arası dört güne ve maliyet ise neredeyse yarıya inmiş, yolda ölümler azalmış ve çoğunlukla Türkiye, Balkanlar, Rusya, Orta Asya, Kuzey Afrika, İran ve Irak’tan gelen hacıların iştirakiyle trenle hacca gidenlerin sayısı, geçmiş yıllarda kervanla gidenlere nispeten ikiye katlanmıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir