6- Haccm rükünleri, mahiyetini teşkil eden farzları ikidir. Biri, Arafat’da bir müddet beklemek, diğeri de Kâbe-i Muazzama’yı farz manada tavaf etmektir.
7- Arafat, Mekke-i Mükerreme’nin güney doğusunda altı saat uzaklıkta bulunan bir yerdir. Hac yapacaklar için Arafat’da durmak zamanı, Zilhice ayının dokuzuna raslayan Arefe gününün zeval vaktinden itibaren Kurban bayramı ilk gününün fecrinin doğuşuna kadar olan zamanm herhangi bir kısmıdır. Bu müddet içinde bir dakika dahi olsa, beklemekle bu farz yerine gelmiş olur. Bu Arafat’da
(1) On iki yaşını bitirip henüz büluğa ermemiş olan erkek çocuğuna mürahık, dokuz yaşını tamamlayıp da büluğa ermemiş olan kız çocuğuna mürahıka denir.
- Kitap: HAC KİTABI 371
uyanık bir halde durmakla uyumak veya baygın bulunmak halleri eşittir.
8- Belirtilen müddetten önce veya sonra, Arafat’da durmakla “Vukuf farizası yerine getirilmiş olmaz. Ancak Zilhicce’nin hilâlinde şübhe olur da Zilkade otuz gün olarak tamamlanmış bulunur ve sonradan Zilkade’nin yirmi dokuz gün olduğu anlaşılırsa, bu takdirde Arafat’da durmanın ilk Kurban Bayramı gününe rastlamış bulunması istihsan yolu ile caizdir ve yeterlidir.
9- Hacıların Arefe günü sanarak Arafat’da durdukları günün Terviye (Zilhiccenin sekizinci) günü olduğu anlaşılsa, bu bekleme yeterli olmaz. Arefe günü tekrar durmaları gerekir. Şu kadar ki, bütün insanlar tarafından vakfe ve farz tavaf yapıldıktan sonra haccın sahih olmadığına (bir gün önce yapıldığına) dair ortaya çıkacak haberler ve şahidlikler artık dinlenmez.
10- Arafat meydanının ortasında “Cebel-i Rahmet” yanında kıbleye karşı durulup Allah’a ayakta dua edilmesi daha faziletlidir, burası, manevî değeri çok büyük olan bir yerdir Dünyanın her tarafından akın edip gelen, yurdları, dilleri ve renkleri başka başka olan; fakat düşünce ve gayeleri bir olan yüz binlerce müslü- man, Arafat’da, kefenlere bürünmüş, kabirlerinden dirilip Mahşer meydanına toplanacak bir muhteşem insan kitlesini andırır. Bunların hep birden duygulu bir dille Allah Teâlâ Hazretlerini tevhid ve tebcile başlamaları, Allah’dan bağış dilemeleri ve ikram beklemeleri, melekleri bile heyecana getirecek yüksek ve ruhanî bir manzara meydana getirir. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ Hazretleri, bu garib kullarma lütfedecek ve meleklerine şöyle hitabbuyuracaktır: “şu uzak ülkelerden gelip toz-toprak içinde kalmış, kıyafetleri perişan bir halde, benim rahmet ve yardımımı dileyen kullarıma bakmız! Ben şanı yüce, onları bağışlayacağım ve mağfiretime erdireceğim.” Böylece feyiz ve bereketi nihayetsiz olan Yüce Allah’ın rahmet ve yardım denizleri dalgalanıp duracaktır. Ne kutsal bir tecelli, ne yüce bir başarı!.. (İmam Malik’e göre Arafat’da bekleme müddeti, Arefe günü güneşin zevalinden gündüzün fecrine kadar devam eder. O gün güneşin zevalinden batışma kadar, bir an bile olsa, beklemek vacibdir. Güneşin batışından sonra da bir mikdar beklemek gerekir ki, farzdır.)
11- Kâbe-i Muazzam’a: Mekke-i Mükerreme şehrinde Allah Teâlâ’nm emri ile İbrahim aleyhisselâm’ın ilk olarak veya yenilemek suretiyle yapmış olduğu dört l^öşeli yüksek ve mübarek bir binanın işgal ettiği kutsal bir yerdir. Burası bütün müslümanların kıblesidir. Bu kıblegâha, İlâhi bir mabed ve İlâhi rahmetin tecelli kaynağı olmasından dolayı Beytullah Beyt-i Muazzam adı verilmiştir. Kâbe-i Muazzama, Harem-i Şerif ve Mescidü’l-Haram denilen büyük bir
372 BÜYÜK İSLÂM İLMİHALİ
Mescidin ortasında bulunmaktadır. Bu mescidin etrafında kubbeler vardır. Geri kalan kısım açıktır. Yedi minaresi, birçok kapıları, içinde minberi, Zemzem kuyusu ve İbrahim aleyhisselâm’ın Makamı vardır.
12- Ziyaret tavafına gelince: Bu, Arafat’da vakfeden sonra Kâbe-i Mu- azzamanın etrafında yedi defa dolaşmaktan ibarettir ki, bunun dört defası farz olan bir rükündür. Ziyaret tavafının vakti, Kurban Bayramının ilk günü fecir doğduktan sonra hayatın son gününe kadar uzayan bir zamanın herhangi bir kısmmda yapılacak bir tavaf ile hac farizası tamamlanmış olur.