Genel

HARİTACILIĞIN TARİHİ

HARİTACILIĞIN TARİHİ

3

Var olan en eski harita, İ.Ö. III. binyıl sonlarında Sümerler tarafından yapılmış, bir malikaneyi betimleyen küçük bir kil tablettir, ilk haritalar, çoğunlukla taşınmaz malların sınırlarını belirlemekte ya da inşaat özelliklerini tanımlamakta kullanılmıştır. Yaklaşık olarak i.o. XIV. yy’da Mısırlılar, vergilendirmede kullanılmak için mülklerin sınırlarını gösteren haritalar yapmışlardır: Nil ırmağının yıllık taşkınları mülklerin sınır işaretlerini ortadan kaldırdığı için, bu tür haritaları gerekli kılıyordu. Bu tür haritacılık etkinlik- leri, hem Doğu’daki,hem de Batı’daki eski uygarlıklarda yaygındır. Eski uygarlıklar, evrenbilime ilgi duydukları için Yer’le ilgili görüşlerini yansıtan hari- talar da yapmışlardır.

Batı uygarlığında haritacılığın gelişmesinde ilk önemli dönemi, eski Yunanlıların başlattıkları düşünülmektedir. Eski Yunanlılar, bilimlere ve sanatlara önemli katkılarda bulunmuşlar. Batılı haritacılara ve coğrafyacılara da bir bilgi mirası bırakmışlardır. İ.Ö.

VIII.yy gibi erken bir dönemde denizcilik yapan, denizaşırı ticaret merkezleri kuran eski Yunanlılar, düzenledikleri birçok askerî seferin ve deniz seferi- nin yanı sıra, bilim ve sanat alanındaki uğraşların- dan dolayı da İ.Ö. VI. yy’da Batı dünyasında coğra- fi bilginin en önemli kaynağı haline gelmişlerdir.

Dünyayı okyanuslarla çevrili düz bir daire biç¡minde tanımlayan ilk coğrafya kitabı, İ.Ö. VI. yy. sonunda yazıldı. İ.Ö. III. yy’a gelindiğinde dünya görüşü değişmişti ve matematikçi Kyreneli Eratost- henes, küresel Yer’in çevresini ilgi çekici bir doğrulukla hesapladı. Fratosthenes ile çağdaşı Hippark- hos, Yer’i küre biçiminde tasarlayarak ve enlemler ile boylamlardan yararlanan bir konum belirleme sistemini benimseyerek, bilimsel haritacılığın temel- lerin¡ attılar. Eski Yunan haritacılığı konusunda bil¡- nenlerin çoğu, Strabon ve Ptolemaios’un yapıtların­dan öğrenildi: Ptolemaios’un, harita izdüşümlerini de kapsayan Georgraphica adlı haritacılık ders kita­bını, Rönesans bilginleri, yazılışından 1 000 yılı aş­kın süre sonra bulduklarında, Batı’nın dünyayla ilgili görüşü derinden sarsıldı.

Romalılar, Yunanlıların coğrafya bilgisini miras al­malarına karşın, arazi ölçümüne ve mühendisliğe daha çok ilgi gösterdiler. İmparatorluğun haritasını çıkardılar; bu haritalarda eyaletlerin sınırlarını, kent­lerin, akarsuların ve yolların konumunu gösterdiler. Bu dönemde yapılan en ünlü haritalardan biri, Ak­deniz bölgesinin çok ayrıntılı bir yol haritasıdır. Ortaçağ. Ortaçağ’da Batı dünyasında bilimsel coğ­rafi bilgilere ve harita yapımına çok az şey katıldı. V.-XV. yy’lar arasındaki dönemde haritacılar, hem klasik kaynaklara hem de dinsel yazılara dayandılar. Eski Yunan haritacıları, dünyayı bir küre olarak ta­nımladıkları halde, musevi-hıristiyan yazılarından kaynaklanan dünya görüşü ve harita içeriği, Yer’i oval ya da dörtgen bir disk olarak tanımlıyordu.

I.Ö. I. yy’da yapılmış bir haritadan kaynaklanan mappeamundi tarzı en sık kullanılan tarzdı. Bu tar­za göre Yer, merkezinde Kudüs, yukarısında Asya, aşağı sol yanında Avrupa, aşağı sağ köşesinde Afri­ka bulunan ve kapalı kara kütlelerinin okyanusla çevrildiği düz bir disk olarak betimleniyordu.

Ticaretin ve denizciliğin gelişmesiyle birlikte, portolanolar (deniz haritaları) geliştirildi. Kıyıları ayrıntılı olarak gösteren bu hatasız krokiler, XIII. yy’dan XVII. yy’a kadar, özellikle Akdeniz bölgesindeki de­nizciler tarafından kullanıldı.

Rönesans. XV.-XVII. yy’lar arasında, Giovanni Cabo- to, Kristof Kolomb ve Fernao de Macellan gibi de­nizcilerin keşifleri, dünya haritasının içeriğinde ve yapısında büyük ilerlemelere yol açtı. Baskı maki­nesinin bulunması da, haritaların daha geniş bir kit­leye ulaşmasını sağladı. Yeni Dünya’yı gösteren ilk harita, İspanyol Juan de la Costa tarafından 1500’de çizildi. Güney Amerika kıtasını belirtmek için üstünde Amerika adı bulunan ilk haritayı, 1570’te Martin VValdseemüller hazırladı.

XVI. yy. ortalarında Avrupa’da birkaç büyük hari­tacılık merkezi bulunuyordu. Önde gelen ilk harita yapım merkezi, İtalya’ydı. Yaklaşık 1570’te harita yapımında üstünlük Hollanda’ya geçti. Hollandalılar,

XIV .yy’ın büyük bölümüne kadar bu üstünlüğü koruyarak, hem kullanışlı, hem de son derece gü­zel bezenmiş haritalar hazırladılar. İlk modern atlası 1570’te Abraham ©rtelius yayınlarken, Gerardus Mercator birkaç dünya izdüşümü geliştirmesinin ya- nı sıra, çok sayıda atlas da hazırladı.

XVII.yy’dan günümüze. Ulusal hükümetlerin çoğalmasıyla birlikte, hem yönetim amaçlarına, hem de askerî amaçlara yönelik harita gereksinmesi arttı. Fransa’da ilk büyük ulusal arazi ölçümü çalışması, 1733’te Cassini ailesi tarafından başlatıldı. Bu ulusal haritacılık programları, ordu ve bilim çevreleri tara- fından desteklendi. Ulusal ölçümler, başlangıçta, doğru konumsal (planimetrik) harita yapımına yöne- lik olmakla birlikte, daha sonra, arazi yüzeyi (topo- grafya) haritalarının ve kıyı haritalarının yanı sıra, sanayi üretiminde kullanılacak kaynakların haritalarının yapılması da bu çalışmalar kapsamına alındı.

Haritacılık alanındaki uluslararası işbirliği sonu- cunda, her ikisi de standart bir ölçek ve simgeleme sistemiyle hazırlanacak uluslararası Dünya Haritası ve Dünya Uçuş Haritası çalışmaları başlatıldı. 1891’de çalışmalarına başlanan uluslararası Dünya Haritası henüz tamamlanmamış olmakla birlikte, ikinci Dünya $avaşı’nda stratejik amaçlarla yapımına başlanan Dünya Uçuş Haritası tamamlandı. Dünya okyanuslarının ve Antarktika’ nın haritasını yapmak için de benzer girişimlerde bulunuldu. Uyduların ve bilgisayar destekli haritacılık sistemlerinin kullanıma sokulmasıyla, bir yılda üretilen harita sayısı önemli ölçüde arttı, önemli bir haritacılık etkinliği de, sayısal haritaların, yani sayılardan oluşan veritabanları biçimindeki haritaların yaratılması oldu.

Harita yapım süreçleri ve işlemleri sürekli evrim geçirmiş, ama sistem aynı kalmıştır, önce haritanın amacı belirlenir; genellikle “taban harita” denilen coğrafi yapıyı tanımlamak için gerekli veriler, aynı zamanda da haritanın konusal odağını oluşturacak bilgiler derlenir. Sonra bütün bu veriler, grafik bir gösterim oluşturacak biçimde düzenlenir: Bu sanat- sal çalışmanın üstüne çizgiler çizilir; simgeler ve yazılar yerleştirilir. Sonra bu çalışma, fotoğraf izlemlerinden geçirilir ve harita basılır.

Haritanın amacına karar verildikten sonra, harita yapım sürecinin her adımında bilgisayar kullanılabilir. Eskiden öbür haritalardan ve istatistiksel tablolardan derlenmekte olan veriler, bilgisayar destekli veritabanlarından elde edilir. Harita izdüşümü otomatik olarak çizilip, başka bir veritabanından değerler alınarak ve bunlar uygun görsel değişkenle temsil edilerek simgeleştirilir. Sonuçta oluşan harita, bilgisayar ekranında gösterilerek son düzeltmeler yapılir; sonra bilgisayar disketi matbaaya gönderilir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir