Abdullah bin Mes’ud (R.A.) Hazretleri’nin rivâyetine göre Resûlüllah (S.A.V.) buyurdu ki: «Henüz kalkmadan önce Kur’ân’ı okuyun. Çünkü Kur’ân göğe ref’olunmadıkça kıyâmet kopmaz!.Bunun üzerine soruldu : — Şu bildiğimiz mushaflar (göğe) ref’olur, ama insanların kalbinde muhafaza edilen âyetler nasıl olur? Buna cevapla buyurdular ki: «Üzerlerinden bir gece geçer de göğüslerde muhafaza edilen âyet ve sûreler ref’olunur. Onlar sabahladıklarında hiç bir şey Kur’ân’dan hafızalarında kalmadığını, mushaflarda da hiç bir yazının olmadığını görürler; sonra şiir söylemeye başlarlar.»370 Konumuzla ilgili diğer hadîslere ve rivâyetlere gelince : «Kur’ân indiği yere dönmedikçe kıyâmet kopmaz. O gün Kur’ân’m bal ansının uğultusu gibi bir sesi olacak, Arş’ın etrafında bulunacak. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak ona : — Sana ne oluyor öyle? diye soracak. O şu cevabı verecek : — Yâ Rab! Okunuyorum, ama amel edilmiyorum.» Yânı o devirde Kur’ân okuyanlar bulunacak, fakat onunla amel edenler pek az olacak.*71 «Kur’ân’a gerekli olun, onu kendinize imam (önder-reh- ber ve baş vurulacak merci’) edinin. Çünkü Kur’ân Allah kelâmıdır. O’ndan gelmiş, yine O’na dönecektir. Onun müteşabih olan âyetlerine inanın, getirdiği misallerden ibret alm.» ,7J «Kâbe’nin rüknü (veya kendisi) ve Kur’ân kalkmadıkça (göğe ref’olmadıkça) kıyâmet kopmaz.»373 «Elbisenin rengi solup eskidiği gibi İslâm da solup eskiyecek. O kadar ki orucun, namazm, haccm ve sadakanın ne olduğu bilinmiyecek. Allah’ın kitabı üzerinden bir gece geçecek de yeryüzünde ondan tek bir âyet bile kalmıyacak! İnsanlardan kalıp yaşayan yaşlı erkek ve yaşlı kadınlar şöyle diyecekler: Babalarımızın LÂ İLÂHE İLLALLAH tiştik, (yâni buna şâhid olduk); biz de bu sebeple bu kelimeyi söylüyoruz.» Resûlüllah (S.A.V.) hadîsi buraya kadar beyân ettikten sonra muhatabına dedi ki: «LÂ İLÂHE İLLÂLLAH onlara yeterli olmıyacaktır. Çünkü onlar namaz nedir, oruç nedir, hac nedir, sadaka nedir? bilmezler.» Bunun üzerine Hazret-i Huzeyfe (üzüntüsünden) yüzünü başka tarafa döndürdü ve sonra aynı sözleri Resûlüllah üç defa tekrarladı. Her defasında Huzeyfe (yine üzüntüsünden) yüzünü başka tarafa döndürdü ve en sonunda Hz. Huzeyfe (R.A.) yüzünü Resûlüllah’a çevirerek şöyle istirhamda bulundu: — Ey Allah’ın Resûlü! Onları cehennem ateşinden kurtar! Ve bu istirhamını üç defa tekrarladı.874 Yapılan sahîh rivâyete göre Hazret-i Ali (R.A.) şöyle demiştir: «İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki İslâm’ın ancak ismi, Kur’ân’ın ancak resmi kalacak!. Onların o gün için mescidleri (câmi’leri) bayındırdır, fakat hidâyet (ışığı yansıtma) yıkıktır. Onların o gün yaşamakta olan âlimleri en şerli âlimlerdir. Gök kubbe altında ilim adına onlardan daha şer yoktur. Fitne onlardan çıkacak ve yine onlara dönecektir.»81* Bilinmiş olsun ki: Kur’ân, Allah’ın EL-HÂDÎ ismine maz- hardır. Kur’ân Allah’ın sözgötürmez; katıksız kitabıdır. Allah’ın Peygamberi (SA.V.) ise bu Kitab’ı diliyle ifâde edendir. Ondan sonra da O’nun kâmil varisleri bu görevi yerine getirmektedirler. Şüphesiz ki delâlet ve işâret, Kur’ân’da bulunanla amel eden mü’minlere fayda verir. Çünkü Kur’ân din ve dünya işlerinden hiç bir şeyi bırakmayıp hepsini ya icmâlen ya da tafsilen açıklamıştır. îbni Mes’ud (R.A.) diyor ki: «Bir şey okumak istediğiniz zaman Kur’ân okumayı tercih ediniz. Çünkü onda önce gelenlerle sonra gelenlerin ilmi toplanmıştırkelimesini dediklerine yeBu bakımdan Efendimiz (S.A.V.) buyurdular ki: «Kim Kur’ân’ın hatmesine şâhid olur, yâni hatme yapılırken orada hazır bulunursa, ganimet malı taksim olunurken orada hazır bulunan kimse gibidir. Kim de Kur’ân Fâtiha sûresinden okunmaya başlanınca orada hazır bulunursa, Allah yolunda bir yerin fethine hazır olan kimse gibi sayılır. îşte Kur’ân’a başlarken ve O’nu hatmederken bu iki fazilete erişmek vardır. Aynı zamanda bu iki durumda şeytan hor ve hakir duruma düşürülmüş olur. Bize kadar gelen haberlerde: Kur’ân ehlinden bir zat ölüm dakikalarını sayarken ona «LÂ ÎLÂHE ÎLLÂLLAH» söyle denildiğinde o her defasında BÎSMİLLÂHÎRRAHMÂNÎRRAHÎM TÂ-HÂ MÂ ENZELNÂ ALEYKE’L-KUR’ÂNE LÎTEŞKA ÎLLÂ TEZKÎRETEN LÎMEN YAĞŞÂ ……….. LÂ ÎLÂHE ÎLLÂ HÜVE LEHÜ’L-ESMÂÜ’L-HÜSNÂ âyetini okumuş ve ölünceye kadar hep bunu tekrarlayıp durmuş. Böylece insan yaşadığı hal üzere ölür, hikmeti bir kez daha zâhir olmuş. Esnaf ve sanatkârlardan bir kısmı ot satar, fakat Allah’tan gafil olur. Onlara ölüm geldiğinde, yakınları LÂ ÎLÂHE ÎLLÂLLAH demeleri için telkinde bulunmuşlarsa da onlar her defasında «Bir demet ot bir akçeye» demişlerdir. ölüm anında îslâm üzere ruhumuzu teslim etmemiz için Cenâb-ı Hak’tan tevfîk istiyoruz. Ebû Mûsâ el-Eş’arî (R.A.) Hazretleri’nin yapmış olduğu rivâyette, Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz buyurdular ki: «Kur’- ân’ı okumaya ve okutmaya devam ediniz. Canımı kudret elinde bulunduran Cenâb-ı Hakk’a yemin ederim ki Kur’ân, bağı çözülen deveden daha çok kaçıp uzaklaşandır.»876 Yâni ona devam edilmediği takdirde çabucak unutulur ve hafızalardan silinir.
HAZRET-İ PEYGAMBER (SA.V.) EFENDİMİZ’İN «HENÜZ KALKMADAN ÖNCE KUR’ÂN’I OKUYUNUZ» SÖZLERİ VE KUR’ÂN KALKTIKTAN SONRA İMÂN EHLİNİN DURUMU HAKKINDA
17
Eki