Genel

Hocadan Eğitim Dersi

Hocadan Eğitim Dersi

Nasrettin Hoca

Vaktiyle padişahın biri, bir köyden geçerken köyün mektebini görüp içeri girer. Hoca, gelen zatın padişah olduğunu anlarsa da istifini hiç bozmaz, çocukları okutmaya devam eder. Ders bittikten sonra çocukları bırakıp gelir, padişahın ayaklarına kapanarak saygılarını arz eder. Hocanın önce hiç aldırmamasına canı sıkılmış olan padişah, azarlayıcı bir üslupla şöyle der:

٠ Bana layık olan saygıyı az önce niçin göstermedin de şimdi hürmet ediyorsun?

  • Müsaade ederseniz sebebini arz edeyim.

٠ Söyle bakalım nedir?

*٠ Efendim, bu yaramaz çocuklar dünyada bu kulunuzdan daha büyük adam olduğunu bilmezler.

Eğer hürmeti onların yanında icra etseydim, çocuklar, “Hocadan daha büyük varmış.” diye beni küçük görmeye, saymamaya başlarlar. Sonra disiplin altına almaya güç yetiremem!

Hecnun’un Aşkı…

İnsan her işi aşkla yapmalı… Bu aşkı arı misali damlatmak her petek hücresine, sabırla. Öğretmen öğrenciye, öğrenci dersine, doktor hastasına, mühendis projesine bakarken içindeki heyecanı, enerjiyi kaybetmemeli. Aşkla çalışan insana sabah güneşi bambaşka şeyler hatırlatır, gecenin ve gündüzün, her vaktin ayrı bir manası olur. İşine aşkla sarılan insan etrafına bakacak fırsat bulamaz elbet.. Klasik edebiyatımıza mal olmuş Kays, meşhur adıyla Mecnun,

Leylâ’nın aşkından çöllere düşer. Kendisinden geçmiş meczup bir halde çölde yürürken, namaz kılan bir dervişin önünden geçer. Derviş selam verdikten sonra “Namaz kılan birinin önünden geçilmez, bunu bilmiyor musun?” diye çıkışır Mecnun’a. O, haklıdır kendince, ٠ ikaz etmek daha önemlidir ona göre. Mecnun’sa şu mânidar cevabı verir:

“Ben Leylâ’nın aşkından öyle bir hale geldim ki, senin burada namaz kıldığını görmedim bile, sen nasıl bir aşkla namaz kılıyorsun da benim senin önünden geçtiğimi görüyorsun?”

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir