iç dikkat ettiniz mi

Kilmefrı Hiç dikkat ettiniz mi, “însanoğtu”
adındaki şu varlığın,” çevresini “araştırıp
iric’eleyebilme isteği, ne kadaı* ilffİVıç aşamalar
geçirmiştir?..                                                         ■

   . ‘

nınamacı, herhalde, bu gezegenlerin, jeofizik
yâpılarım %ilebiftnek noktasında* toplamnıyor.
Imânoğlu, diğer gezegenlerde de, kendisine
beftzfer varltkfarın oiup olrrtadfğını merak ediyor.
Bîf diğer ariîamda, *bu “EvreıV- d€*; akıl ve şuur
Vörrândm eıf’yÖksek: varlık olarak, kendisini
efup olmadığını Öğrenmek istiyor ! Acaba, başka
gea&^fîtertte; {kendisinden daha fâzI aev rimde
b^iiîlmlşj akrflı varlıklar, var mıdır? ö varlıklar-
la, bir temas (köntakl) «’kufûlabitir mİ? Bu
te^^dan sörira, ^Karşılıklı BHfci Alış-Vfcrişi”
fâftlfoabtfır mi?”                 *r

•              “Şuiırlû Varlıklar”’ yâ dia “AkWı

VMAfer”‘ fa temas noicfcâsrfte -gelince, inhana
&|b duVürhfarla ilişkF kufMa;’ kendiliğinden
<tffâ^$$ıyor. /4FşdfetIerle Artîâtfttida Bulunmak,
^Ses Dalgalarını Radyo İle İleterek Temas Kur-
ma^,                          Karşılıktı” Ifiştciyi Sağlayabil-
irce”, ”Geometrik Şekillerle Bilgi Alış-Verişi
kurma”., v b. gibi.

* Bunların f^mde ö^ofanâfeız olâhi; hiç kuşkü^
Vok kî,öÜerP îte> fezay varlıkları İle
ikonuşabfftne’dir. Üfemr2tW de gösteriIeıı Sete :
|/izyorr dr^i {^tal<şrjit”4Jz*)i Ue\”W9″:$dlı
lilimlerde, hepinize çok terş veanlamsız ^ele^ı l
feir durt*m; dikkatinizden4iaçm*mi^tır; X^da, bıi>

 

bıncfa, çok ilginç bir örnek vermektedir:

AiYtropofdjik yöndeh bir^ lenriİ^VlvWâkkınrda, .şu örtrtj’JfıikİVe^S herk£î’ bilir. Karı – koca iki antropoloji bilgici/ * uzak bir pasifik adasında, JbJr kpyde yaştırma yapmaktadırlar. iki koy, Dirbirine çok yakın* >> olduğu halde, iki ayrı dil konuşmaktadır. Birgün, kadın antropolog^ kocair tarafından kendisine gönderilendir haberci ile çokivedlbir haber alır. Kocası, acete, yanma gelmelim istemektedir.

Kadın Antropolog, hemen kocasının -bulunduğu yere gider. Orada,*>‘kocasını, antropolojik bir bulgu, yakalamış bir insamn coşkunluğu içinde bulur. Kocasrona, (— Bak, der, bu köyün yerlile­ri, filo2oftk yönden; bende şaşkınlık yaratacak bir durumda!). Sonra, köyün yerlilerincfefw birinirr yanma yaklaşır, bir hurma ağacını gösterir ve Ysonrada sorarTT— Öu n^Îr?).TYerîC kir an^ı karşılık verir: ( — Unga miınga). Antropolog! koca, bu kez, çamur içinde yuvarlanan -bir” ‘föıtfltttıgösterir #e sorât (~ Bu nödir^. Yerli,

^*i>fr arida, ayrft karşrlıği vferir: (<munga).| i * Antropolog, bu; kftz, o köydeki kabile başkanın ı* göştererek sprar, i— Bu nedir?)^ Yerücjsn aynı?

. karşılık gelmiştir. (—Unşa munga). Şu karşılıkları – aldıktaasoom, kamma ve i «^G&rüyomm^

 

televîzyori fflimlerinçİe, uzayda karşılaşılan tüm vârlıklarıft*,, hemen, hemen bize benzer varİfklar olması v&’üzaygefrtisi yöneticileri ile (sanki fc^di dılfefr’İ^lı^iÎOT^ inrilî!!gîbi) hemen İngilizce

bUköÇ tıalk% yaşarftırı^^eşHli tlh-l^rlçin hiç bir ayficalik Gİroafc&zmaym kel imetei^^İan ı yorlar. Onların diKMM^İİatfiiı cânlilsfr, bir tekkeiirrr^ije ahlatılıyor. Nfc ilgintfdefcıl mil) diye’açıJMamada fetflunmaya Şâfiştrr Kadrn/^kocasma jttbMfanie bakar \^ i^tı sOVİer; {^0 halde,işfcfit parmağını göstererek > sof^fcakalım orta, işaret parmağının adı ne iraiş?)’. £1)

. Cari; Saga*r? j^r-Öniü flıU^eyr ; anlattıktan sonra, uzak gezegenlerdeki-varlıkfarJa bir temas flçontakt} koriatorfe^nr’ kornışm* diliMn,çe kad&r güç oJacağmı, bu nedenle başka lür “Bilgi ^liş^Veıişi KurmanınZoruniuOlduğu” nubelirt- t‘wifVte çalışıyor.               , _

JHatif^yaç^ınrzi^ibi, Amerîk^ Birleşik Dev­letten Uzay Uçuştan Yöneten Merkezi (NASA) tarafından, uzaya Voyager 1 ve Vçyager 2 adlı iki ¿yapay uydu fırlatılmıştı. Bu iki . ¿lydu*.,Güneş |fN#mi çevresinde dönen gezegenlerin^imteri- ?f>k çekerek dünyam ızagöndermekt e ve gezegen­lerin yüzeyleri hakkında bilgi «iletmektedir. Bu yapay uyduUuv ^lüU979 da Jüpiter’in yamçıdan geçmiş ve öm dç’T gç^egeniıv uydularının da İ ^resimlerini çekerek Dü<ıyanruz& göndermişti,;Bu $apay uydgl###1 Voyager 1 in içme;» }nr, de resim-ses pU^%ldMrulşri*j^a g&ı^rjjmeşû .uygun gorüWişiür, Bu ses plağında 60 ;#eği$ifc dil’den selâmlar: Hetildîkten ^nna, Birleşmiş ^illetler Gerçel Sekreteri Kurt W^|dheim’in/ ,şu ^ barış, mesaj^ da, yer ¿^mıtfır: “B^ ^üneş Şf&^mim izden dışş?ty& uzayın deri^tÖderine ,jcte6ğru ‘uçuyoruz ve yalnızca barışa vg dostluk . »Iiyoruz. Eğer,; ; tp$en işte«itiıw¥ bildiklerimizi j^ftğımtmek ve efcer fırsat b^utt^c, • Y«$M**r şeyler .ürenmek amacını! taşıyoruz,.” (2) Şimdi, bu î^py: uyctunun, ?1P t5Q(yıl^sanr^jçan^ş.sistefni- -^pizden dışarı çıkıp başka bir güneş sisteminde {bizden çok daha akıllı varlıkların yaşadığı) M ^geaışgene i nd||ini varsayalım. W^kJheim’ın “b^fttferi, ^kılJ^varUklarriçin, acahar “U/ıg?*. anlamına mıgelecektir?…      ,v

‘ “Şimdi, siz, bîr an kendinizi, çok uzak bir “‘zegende ^âşayan b6Vie bir akıllı varlık olarak f İ edin;’ Altmış ayrı dil’den, iletifeırselâmlar asında, he kıparsınız ? Bu altmış ayrı dili, jıl çözümlemeye çalışırsııiızi . ‘ NedeHse, şu *1tikacıllr, bilginlerin çalışmalarfite; ille de nlarını sokıMkisterfer. Politik çekişmeleri ^cniyle/Yeryuzünrîe barişı, toerİEfe ’^ağîaykma- Jâ^i hatde, çok uzakğezegehlerdeki varlıklarla iTjjr Sîşkî kurma yâftfoda, bilginler bir çabaya ^giriştfmi, hemen, altrhiş dilden ^elâm İle bârış ve döstİufe mesajı iİetimine girişirler. Oysa, böylebir

.;Şi|^^lış-Verişi lşleffoi”nde bilginlerin ilk dpşündüjü şey^bu#lı$-verişin, “Hangi Yol İle Kurul abr|,eeegi” d ir, , . lr ._

Barış ve Dostluk, en fâzla sevgi ve saygı duyulacak kavramlar. Ancak, altmış dilden selâmlar ile birlikte sesli olarak iletilen bu mesajın, şifre anahtarını, o uzak gezegendeki varlıklar, nasıl bulabilecekler?

Keniii dünyamızda 5.000 yıl-önce yaşamış olan eski Mısır uygarının yazısı olan hiyerog­liflerin, çözülebilmesinin ne kadar güç olduğunu t,düşünün, .Hiyerogliflerin çözülebilmesi, bir Fran­sız Tarih Profesörü olan Champollion’un, hiye­roglif resimlerinin, her birinin birer “fonetik harf’ olduğunu saptaması ile mümkün olabilmiştir. Bu ‘konuda, “Tanrflfetr, Mezarlar ve Bilginler” adlı kitaptâfrT okuyacağımız bir kaç satır, bizlefe, yeteri kadar fikir verebilecektir: ‘

“..Champollion’a ilk defa bu fikir geldiği zaman; önün üstünde durmadı bile. Bir gün, *yatan yılan işareti” nin, “f” harfi öldüğünü bulunca, bu buluşu, temetehf diye” bir tarafa

 

nasıl kullanabileceksiniz? Kendinizi, bu, şuurlu                                    “Sibernetik Bilginleri, “Uzay varlıkları ile

ü^ay varlığına nasıl anlatabileceksiniz?. (4)                                   ilişkinin nasıl kurulabileceği” konusuna girmeden

Bu soruları dikkâte alan $r çok hayal-bilim                           önce/dikkatleri şu noktaya çekmek istemektedir-

y azarı, yapıtlarında, çeşitli bilgi alış-veriş sis-                                 1er : Yeryüzünde yaşayan insanlar arasında, çeşitli temleri ileri sürmektedirler. f Onların yjuıı sıra, ” “Dil” 1er’olduğu halde; tüm insanlara, “Aynı

hayal-güçlerini kollanan bir çok astro-fizik, fizik                           bilgi” ve “Aynı “etki” yi rletebîlen “Bilgi iletim

ye elektronik belginleri de, daha değişik haber-                         sembolleri” yok mudur? Sibëmetikçiler, hemen

leşme sistemleri,üzerinde durmaktadırlar, yj^neri-                   karşılık veriyorlar, Vardır” f Burilal-, ”Elektron

ka Birleşik Devletlerinde, Radyo Mühendisleri ve                     Impulsları (Darbeleri)”, “Ses tınıları” ve *Renk

Elektronik Mühendislerin önerileri üzerine                                    tayfları” dır. Dünyanın neresine giderseniz

“Radyo sinyalleri ile uzay varlıkları ile haber-                                 gidiniz, elektron darbelerinin akışı, aynı biçirmfe

leşme” konusu ¿¡zerinde, uzun denemeler yapıl-                   cereyan eder. Akım açıktır, o halde oradan

mıştı. 1960 yılındâ yapılan bu cfênemelérO^MÂ*                     elèktror? akmaktadır. Yani, sibernetik dili ile

tasarısı aÖt fié tanımlanmıştı. Daha sonraları ise                       durum “Evet” demektir ve değeri de “1” sembolü

“Matematik sembol 1er”, “^asşr İşınlan ilefraber-                       ile gösterilir. Ak»m açık değil işe, oradaaelektrdh

leşme” ve “Hareket halindeki resimler” yolu ile                           akmamaktadır. Ö halde durum “Hayır” demektir,

bilgi alış-veriş sistemlerinin denenmesi öne-                               Değeri de “0 sembolü ile gösterilir. Ses Tınıları

rilmişti.                                                                                                                  da aynıdır. Beethoven’in bestelerinde kullandığı

m

 

ter, şu halde kral adları olması, akla uygun

 

Tpi»*»*|*iP*jf ıv»»»* ‘fpyı»* vwwr^ı v* p ju> wg»ı*a ■-“*•*’^91

anah&rı                                              ftMfct W

yazarım anll^aır imi

kapalı kapılarının anahtarı!.. (3)

$u satırlar, kendi dünyamızda ‘‘4-500Ö yıl önce yaşamış olan büyük bîr uygarlığın, yazısının çözülebilmesinin, ne kadar zör öldüğünü ve bu uygarlığın, ilettiği, bilgilerin, 4-5 bin yıl sonra, aynıdünyada yaşayan uygarlıklar tarafından, ne kadargüçlükle anlaşılabildiğini, açıkça göster- >®ıfckt€sKr. ,     ,

Peki, ya çok uzak gezegenlerdeki uygarlıklara “göndereceğimiz mesajlar!.. Bu mesajlar,4ya da Hetmek istediğiniz bilgiler, “o uzak gezegehfer- fefcieki uygarlıklar tarafından naSıl kavfanılabrle- çektir?.. İşte birada, Sibernetik bilginleri, işe karışmaktadırlar. Sibernetik Bilginleri, könuyu, şöylec^ ortaya koymaktadırlar:

” — Uzak gezegenlerdeki varlıklara iletilecek bilgi, ne çeşit bir sembol (simge) ile iletij^ebliür? Hangi tüm sembol, çok uzak gezegenlerde yaşayan akıllı varlıklar tarafından kavramla- bilir?..”

, İlk bakışda çpk basit gibigörünen bu esas, “İfarşflfklı Bilgi Alış-Veriş Sistemi” nin, ana yapısını oluşturmaktadır.

ik SibersetikBtliroi/ortaya çıkmada ve Btektc#- nik Beykt Makinden ile bilgMIetimisşğlanmaı^yrı 4ok önce,insanoğlu* güneş;  içindeki

difergezegenlerdeki uariıktarlai rarşeküdefcügi aJiş-veHş. kumls&ieçe&m* d*süs>müşta. Bi^i Düpya S^aşın<ön^ce, Ritf W|gi^ bi% bilgi aiı$«ve«fmj**, “Geometri” yoM* »le sağlanabiif- ceğini ileri sürmüştü* Bu Astmnorni bilgini, Afrika’da Büyük Sahra’ya ve Sibirya’da geniş arazi özerine, çokbüyük geometrik şekiMecin {üçgen, dörtgen, dâire m v.b > çizilmesim ^enrnlşti, Ona göre, eğerAyda-ve Merih*de#tes) biıini’gfei şuurlu, akili*varlıklar yaşıyorlarsa ve eğer onlar da teleskop yapmışlar ise> bu şekiileri görecekler ve kendi gezegenleri yüzeylerine de ay ra jeNtteri çizeceklerdi. Böylece de, Yeryüzü şuurlu varlık­ları ile Ay’da&i ve Mars’daki şuurlu varlıklar ile “Geometri ybtu ile bilgi alt£-verişi” kurulmuş olacaktı.                              :

‘.>J‘ Bilimin gelişmesi ölçüsünde, aşamalar gös­teren Science- Fiction (Hayal -SiHrn)yazarlar*da, âynı konu üzerinde *Jürmaya Ik^larroşlardı. Stanley C: Weinbabm, 1934 yılında yazdığı “A Marti an Ody&ey” (Bir MarSİVnîn »Macerası) adlı Hayal – Bilim hikâyesinde, Yeryüzünden Meri he gitmiş sbfr Döhyâh ; (Dick JaviSy ile bir MarSİı (Tvfoeel) ritrt, birbirleri ile karfıfaştıkları “ Dünyalı’nm “Dillle Haberl^şfrıe”yolu ile MarsI ı’- 4ya bilgi iletimindi bulunarVıadfğmr anlatmaya c çakmaktadır. VVeinbauiH, hikâyestride, “Dünya- fının/föpmk üstündü bülünan çâkil taşlarını, bir, ikt, üç durumunda tbfrladfğm ı; sormada iki kefre ikf/ dfe^tör; ikîkerre üç/altıdır; dîye gösterebil- nteft îçin, bu çakıl taşlarını, ikili, üçlü ye1 ddrtlü durumda dizdiğini ‘belirtmektedir. Dünyalı, böy­lece, ancak, “Matematik Sir Dil” ile: Marslımla konuşabilmektedir. Bu hayal – bilim yazan, hikâ­yesinde, başka gezegenlerdeki şuurlu varlıklarla, ancâk ^Matematik Bir tHl” ile “Bilgtalış-verişin- de bulunabileceğinT ileri sürmektedir. – Günümüzün ünlü h^yalLbrlim yazan ve Biyoloji kliğini Prof. Isaac Asimov, “VVhereOo We Go Here” (Buradan Nereye GidiyorılrJ^İdlı kjtabında,Weinbaum ile birlikte onyedi hayal- bilim yazarının hikâyesini toplam işve bu hikâyeleri^ sonuna da, kendisi», bazj sorular yöneltrpiştir, Weinbaunrı’un hikâyesi sonunda, şu soruları sormaktadır ‘• !f ,/r_ , , x

“..Dünyalı Diçk javiş ile Marslı Tvveel arasında modern’ bilgi alış-yşrişi biçimi, diğer gezegenlerdeki şuurlu. varlıklarla haberleşebil- menin, mümkün olabilecçğinj, göstermektedir. Sizin dilinizj :.ye sizin ^jsktntz&a hiçbir şeyi bilmeyen, ,şuur|M b« .uz^yty varlık ile bilgi alış- verişin^ bulunabilmek İçin, radyo_sjnyaljefinj|i,

 

MotlgKSyjıthesizer adlı elektronik bir makineden y^uianjlarak, \\zay varlıkları ile bir terpaş ve iJişfcijkurulabiJ^çeğini, ileri sürmp$jtür. Elektronik makine, kendisine, iletilecek: ^çşjgrj, çok ince ayrıntılarda kadar ayıklayarak analiz, edebilecek ye değişik sesleri de . sentçz,,ederek, .Uz;ay varlıklarımdan j^dşrilen .bu seslerin, taşıdığı krjp ne^ olabileceğini, çöz^mleyebile- & ..

-r –                                –                             ,, .v…

Sayfa: 1.0-14.

(S) CERAM, C.W. TANDILAR, MEZARLAR VE .¿İLGtiHİJBh, Çeviren: Hay^uHah &*, î*$>öl, ‘ 1969, Sayfal İtiS1Ö8. ‘ 1 • ■’

(i) ASIMOV, Isaac WmR£î)Ö CO FRÖM HERE, Sphore BookÜÎM. 1974, Sâyfa: 39.” (5), SPİELBERĞ,, Şİeven CLOSE &NCd’&.Nf&t.S ı-‘.kÇp fHE THİRD ‘kirS ‘$utu}ih*), «1: t4il^hHiınıhet^İi, î»78; Sat*»: 44-

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*