Kilmefrı Hiç dikkat ettiniz mi, “însanoğtu” adındaki şu varlığın,” çevresini “araştırıp iric’eleyebilme isteği, ne kadaı* ilffİVıç aşamalar geçirmiştir?.. ■ . ‘ nınamacı, herhalde, bu gezegenlerin, jeofizik • “Şuiırlû Varlıklar”’ yâ dia “AkWı VMAfer”‘ fa temas noicfcâsrfte -gelince, inhana * Bunların f^mde ö^ofanâfeız olâhi; hiç kuşkü^ |
bıncfa, çok ilginç bir örnek vermektedir:
AiYtropofdjik yöndeh bir^ lenriİ^VlvWâkkınrda, .şu örtrtj’JfıikİVe^S herk£î’ bilir. Karı – koca iki antropoloji bilgici/ * uzak bir pasifik adasında, JbJr kpyde yaştırma yapmaktadırlar. iki koy, Dirbirine çok yakın* >> olduğu halde, iki ayrı dil konuşmaktadır. Birgün, kadın antropolog^ kocair tarafından kendisine gönderilendir haberci ile çokivedlbir haber alır. Kocası, acete, yanma gelmelim istemektedir. Kadın Antropolog, hemen kocasının -bulunduğu yere gider. Orada,*>‘kocasını, antropolojik bir bulgu, yakalamış bir insamn coşkunluğu içinde bulur. Kocasrona, (— Bak, der, bu köyün yerlileri, filo2oftk yönden; bende şaşkınlık yaratacak bir durumda!). Sonra, köyün yerlilerincfefw birinirr yanma yaklaşır, bir hurma ağacını gösterir ve Ysonrada sorarTT— Öu n^Îr?).TYerîC kir an^ı karşılık verir: ( — Unga miınga). Antropolog! koca, bu kez, çamur içinde yuvarlanan -bir” ‘föıtfltttıgösterir #e sorât (~ Bu nödir^. Yerli, ^*i>fr arida, ayrft karşrlıği vferir: (<munga).| i * Antropolog, bu; kftz, o köydeki kabile başkanın ı* göştererek sprar, i— Bu nedir?)^ Yerücjsn aynı? . karşılık gelmiştir. (—Unşa munga). Şu karşılıkları – aldıktaasoom, kamma ve i «^G&rüyomm^ |
televîzyori fflimlerinçİe, uzayda karşılaşılan tüm vârlıklarıft*,, hemen, hemen bize benzer varİfklar olması v&’üzaygefrtisi yöneticileri ile (sanki fc^di dılfefr’İ^lı^iÎOT^ inrilî!!gîbi) hemen İngilizce |
bUköÇ tıalk% yaşarftırı^^eşHli tlh-l^rlçin hiç bir ayficalik Gİroafc&zmaym kel imetei^^İan ı yorlar. Onların diKMM^İİatfiiı cânlilsfr, bir tekkeiirrr^ije ahlatılıyor. Nfc ilgintfdefcıl mil) diye’açıJMamada fetflunmaya Şâfiştrr Kadrn/^kocasma jttbMfanie bakar \^ i^tı sOVİer; {^0 halde,işfcfit parmağını göstererek > sof^fcakalım orta, işaret parmağının adı ne iraiş?)’. £1)
. Cari; Saga*r? j^r-Öniü flıU^eyr ; anlattıktan sonra, uzak gezegenlerdeki-varlıkfarJa bir temas flçontakt} koriatorfe^nr’ kornışm* diliMn,çe kad&r güç oJacağmı, bu nedenle başka lür “Bilgi ^liş^Veıişi KurmanınZoruniuOlduğu” nubelirt- t‘wifVte çalışıyor. , _
JHatif^yaç^ınrzi^ibi, Amerîk^ Birleşik Devletten Uzay Uçuştan Yöneten Merkezi (NASA) tarafından, uzaya Voyager 1 ve Vçyager 2 adlı iki ¿yapay uydu fırlatılmıştı. Bu iki . ¿lydu*.,Güneş |fN#mi çevresinde dönen gezegenlerin^imteri- ?f>k çekerek dünyam ızagöndermekt e ve gezegenlerin yüzeyleri hakkında bilgi «iletmektedir. Bu yapay uyduUuv ^lüU979 da Jüpiter’in yamçıdan geçmiş ve öm dç’T gç^egeniıv uydularının da İ ^resimlerini çekerek Dü<ıyanruz& göndermişti,;Bu $apay uydgl###1 Voyager 1 in içme;» }nr, de resim-ses pU^%ldMrulşri*j^a g&ı^rjjmeşû .uygun gorüWişiür, Bu ses plağında 60 ;#eği$ifc dil’den selâmlar: Hetildîkten ^nna, Birleşmiş ^illetler Gerçel Sekreteri Kurt W^|dheim’in/ ,şu ^ barış, mesaj^ da, yer ¿^mıtfır: “B^ ^üneş Şf&^mim izden dışş?ty& uzayın deri^tÖderine ,jcte6ğru ‘uçuyoruz ve yalnızca barışa vg dostluk . »Iiyoruz. Eğer,; ; tp$en işte«itiıw¥ bildiklerimizi j^ftğımtmek ve efcer fırsat b^utt^c, • Y«$M**r şeyler .ürenmek amacını! taşıyoruz,.” (2) Şimdi, bu î^py: uyctunun, ?1P t5Q(yıl^sanr^jçan^ş.sistefni- -^pizden dışarı çıkıp başka bir güneş sisteminde {bizden çok daha akıllı varlıkların yaşadığı) M ^geaışgene i nd||ini varsayalım. W^kJheim’ın “b^fttferi, ^kılJ^varUklarriçin, acahar “U/ıg?*. anlamına mıgelecektir?… ,v
‘ “Şimdi, siz, bîr an kendinizi, çok uzak bir “‘zegende ^âşayan b6Vie bir akıllı varlık olarak f İ edin;’ Altmış ayrı dil’den, iletifeırselâmlar asında, he kıparsınız ? Bu altmış ayrı dili, jıl çözümlemeye çalışırsııiızi . ‘ NedeHse, şu *1tikacıllr, bilginlerin çalışmalarfite; ille de nlarını sokıMkisterfer. Politik çekişmeleri ^cniyle/Yeryuzünrîe barişı, toerİEfe ’^ağîaykma- Jâ^i hatde, çok uzakğezegehlerdeki varlıklarla iTjjr Sîşkî kurma yâftfoda, bilginler bir çabaya ^giriştfmi, hemen, altrhiş dilden ^elâm İle bârış ve döstİufe mesajı iİetimine girişirler. Oysa, böylebir
.;Şi|^^lış-Verişi lşleffoi”nde bilginlerin ilk dpşündüjü şey^bu#lı$-verişin, “Hangi Yol İle Kurul abr|,eeegi” d ir, , . lr ._
Barış ve Dostluk, en fâzla sevgi ve saygı duyulacak kavramlar. Ancak, altmış dilden selâmlar ile birlikte sesli olarak iletilen bu mesajın, şifre anahtarını, o uzak gezegendeki varlıklar, nasıl bulabilecekler?
Keniii dünyamızda 5.000 yıl-önce yaşamış olan eski Mısır uygarının yazısı olan hiyerogliflerin, çözülebilmesinin ne kadar güç olduğunu t,düşünün, .Hiyerogliflerin çözülebilmesi, bir Fransız Tarih Profesörü olan Champollion’un, hiyeroglif resimlerinin, her birinin birer “fonetik harf’ olduğunu saptaması ile mümkün olabilmiştir. Bu ‘konuda, “Tanrflfetr, Mezarlar ve Bilginler” adlı kitaptâfrT okuyacağımız bir kaç satır, bizlefe, yeteri kadar fikir verebilecektir: ‘
“..Champollion’a ilk defa bu fikir geldiği zaman; önün üstünde durmadı bile. Bir gün, *yatan yılan işareti” nin, “f” harfi öldüğünü bulunca, bu buluşu, temetehf diye” bir tarafa
nasıl kullanabileceksiniz? Kendinizi, bu, şuurlu “Sibernetik Bilginleri, “Uzay varlıkları ile
ü^ay varlığına nasıl anlatabileceksiniz?. (4) ilişkinin nasıl kurulabileceği” konusuna girmeden
Bu soruları dikkâte alan $r çok hayal-bilim önce/dikkatleri şu noktaya çekmek istemektedir-
y azarı, yapıtlarında, çeşitli bilgi alış-veriş sis- 1er : Yeryüzünde yaşayan insanlar arasında, çeşitli temleri ileri sürmektedirler. f Onların yjuıı sıra, ” “Dil” 1er’olduğu halde; tüm insanlara, “Aynı
hayal-güçlerini kollanan bir çok astro-fizik, fizik bilgi” ve “Aynı “etki” yi rletebîlen “Bilgi iletim
ye elektronik belginleri de, daha değişik haber- sembolleri” yok mudur? Sibëmetikçiler, hemen
leşme sistemleri,üzerinde durmaktadırlar, yj^neri- karşılık veriyorlar, Vardır” f Burilal-, ”Elektron
ka Birleşik Devletlerinde, Radyo Mühendisleri ve Impulsları (Darbeleri)”, “Ses tınıları” ve *Renk
Elektronik Mühendislerin önerileri üzerine tayfları” dır. Dünyanın neresine giderseniz
“Radyo sinyalleri ile uzay varlıkları ile haber- gidiniz, elektron darbelerinin akışı, aynı biçirmfe
leşme” konusu ¿¡zerinde, uzun denemeler yapıl- cereyan eder. Akım açıktır, o halde oradan
mıştı. 1960 yılındâ yapılan bu cfênemelérO^MÂ* elèktror? akmaktadır. Yani, sibernetik dili ile
tasarısı aÖt fié tanımlanmıştı. Daha sonraları ise durum “Evet” demektir ve değeri de “1” sembolü
“Matematik sembol 1er”, “^asşr İşınlan ilefraber- ile gösterilir. Ak»m açık değil işe, oradaaelektrdh
leşme” ve “Hareket halindeki resimler” yolu ile akmamaktadır. Ö halde durum “Hayır” demektir,
bilgi alış-veriş sistemlerinin denenmesi öne- Değeri de “0 sembolü ile gösterilir. Ses Tınıları
rilmişti. da aynıdır. Beethoven’in bestelerinde kullandığı
m
ter, şu halde kral adları olması, akla uygun |
Tpi»*»*|*iP*jf ıv»»»* ‘fpyı»* vwwr^ı v* p ju> wg»ı*a ■-“*•*’^91
anah&rı ftMfct W
yazarım anll^aır imi
kapalı kapılarının anahtarı!.. (3)
$u satırlar, kendi dünyamızda ‘‘4-500Ö yıl önce yaşamış olan büyük bîr uygarlığın, yazısının çözülebilmesinin, ne kadar zör öldüğünü ve bu uygarlığın, ilettiği, bilgilerin, 4-5 bin yıl sonra, aynıdünyada yaşayan uygarlıklar tarafından, ne kadargüçlükle anlaşılabildiğini, açıkça göster- >®ıfckt€sKr. , ,
Peki, ya çok uzak gezegenlerdeki uygarlıklara “göndereceğimiz mesajlar!.. Bu mesajlar,4ya da Hetmek istediğiniz bilgiler, “o uzak gezegehfer- fefcieki uygarlıklar tarafından naSıl kavfanılabrle- çektir?.. İşte birada, Sibernetik bilginleri, işe karışmaktadırlar. Sibernetik Bilginleri, könuyu, şöylec^ ortaya koymaktadırlar:
” — Uzak gezegenlerdeki varlıklara iletilecek bilgi, ne çeşit bir sembol (simge) ile iletij^ebliür? Hangi tüm sembol, çok uzak gezegenlerde yaşayan akıllı varlıklar tarafından kavramla- bilir?..”
, İlk bakışda çpk basit gibigörünen bu esas, “İfarşflfklı Bilgi Alış-Veriş Sistemi” nin, ana yapısını oluşturmaktadır.
ik SibersetikBtliroi/ortaya çıkmada ve Btektc#- nik Beykt Makinden ile bilgMIetimisşğlanmaı^yrı 4ok önce,insanoğlu* güneş; içindeki
difergezegenlerdeki uariıktarlai rarşeküdefcügi aJiş-veHş. kumls&ieçe&m* d*süs>müşta. Bi^i Düpya S^aşın<ön^ce, Ritf W|gi^ bi% bilgi aiı$«ve«fmj**, “Geometri” yoM* »le sağlanabiif- ceğini ileri sürmüştü* Bu Astmnorni bilgini, Afrika’da Büyük Sahra’ya ve Sibirya’da geniş arazi özerine, çokbüyük geometrik şekiMecin {üçgen, dörtgen, dâire m v.b > çizilmesim ^enrnlşti, Ona göre, eğerAyda-ve Merih*de#tes) biıini’gfei şuurlu, akili*varlıklar yaşıyorlarsa ve eğer onlar da teleskop yapmışlar ise> bu şekiileri görecekler ve kendi gezegenleri yüzeylerine de ay ra jeNtteri çizeceklerdi. Böylece de, Yeryüzü şuurlu varlıkları ile Ay’da&i ve Mars’daki şuurlu varlıklar ile “Geometri ybtu ile bilgi alt£-verişi” kurulmuş olacaktı. :
‘.>J‘ Bilimin gelişmesi ölçüsünde, aşamalar gösteren Science- Fiction (Hayal -SiHrn)yazarlar*da, âynı konu üzerinde *Jürmaya Ik^larroşlardı. Stanley C: Weinbabm, 1934 yılında yazdığı “A Marti an Ody&ey” (Bir MarSİVnîn »Macerası) adlı Hayal – Bilim hikâyesinde, Yeryüzünden Meri he gitmiş sbfr Döhyâh ; (Dick JaviSy ile bir MarSİı (Tvfoeel) ritrt, birbirleri ile karfıfaştıkları “ Dünyalı’nm “Dillle Haberl^şfrıe”yolu ile MarsI ı’- 4ya bilgi iletimindi bulunarVıadfğmr anlatmaya c çakmaktadır. VVeinbauiH, hikâyestride, “Dünya- fının/föpmk üstündü bülünan çâkil taşlarını, bir, ikt, üç durumunda tbfrladfğm ı; sormada iki kefre ikf/ dfe^tör; ikîkerre üç/altıdır; dîye gösterebil- nteft îçin, bu çakıl taşlarını, ikili, üçlü ye1 ddrtlü durumda dizdiğini ‘belirtmektedir. Dünyalı, böylece, ancak, “Matematik Sir Dil” ile: Marslımla konuşabilmektedir. Bu hayal – bilim yazan, hikâyesinde, başka gezegenlerdeki şuurlu varlıklarla, ancâk ^Matematik Bir tHl” ile “Bilgtalış-verişin- de bulunabileceğinT ileri sürmektedir. – Günümüzün ünlü h^yalLbrlim yazan ve Biyoloji kliğini Prof. Isaac Asimov, “VVhereOo We Go Here” (Buradan Nereye GidiyorılrJ^İdlı kjtabında,Weinbaum ile birlikte onyedi hayal- bilim yazarının hikâyesini toplam işve bu hikâyeleri^ sonuna da, kendisi», bazj sorular yöneltrpiştir, Weinbaunrı’un hikâyesi sonunda, şu soruları sormaktadır ‘• !f ,/r_ , , x
“..Dünyalı Diçk javiş ile Marslı Tvveel arasında modern’ bilgi alış-yşrişi biçimi, diğer gezegenlerdeki şuurlu. varlıklarla haberleşebil- menin, mümkün olabilecçğinj, göstermektedir. Sizin dilinizj :.ye sizin ^jsktntz&a hiçbir şeyi bilmeyen, ,şuur|M b« .uz^yty varlık ile bilgi alış- verişin^ bulunabilmek İçin, radyo_sjnyaljefinj|i,
MotlgKSyjıthesizer adlı elektronik bir makineden y^uianjlarak, \\zay varlıkları ile bir terpaş ve iJişfcijkurulabiJ^çeğini, ileri sürmp$jtür. Elektronik makine, kendisine, iletilecek: ^çşjgrj, çok ince ayrıntılarda kadar ayıklayarak analiz, edebilecek ye değişik sesleri de . sentçz,,ederek, .Uz;ay varlıklarımdan j^dşrilen .bu seslerin, taşıdığı krjp ne^eı olabileceğini, çöz^mleyebile- & ..
-r – – ,, .v…
Sayfa: 1.0-14.
(S) CERAM, C.W. TANDILAR, MEZARLAR VE .¿İLGtiHİJBh, Çeviren: Hay^uHah &*, î*$>öl, ‘ 1969, Sayfal İtiS1Ö8. ‘ 1 • ■’
(i) ASIMOV, Isaac WmR£î)Ö CO FRÖM HERE, Sphore BookÜÎM. 1974, Sâyfa: 39.” (5), SPİELBERĞ,, Şİeven CLOSE &NCd’&.Nf&t.S ı-‘.kÇp fHE THİRD ‘kirS ‘$utu}ih*), «1: t4il^hHiınıhet^İi, î»78; Sat*»: 44-