İKAROS

İKAROS
– . – VUS-SAFÂ, X. yy’da Basro’ i: ‘-‘_an İslâm felsefeci ve bil-

f’ :c?luluğu. Kendilerini ihvan-. : Temiz Kardeşler) diye ad-

: ■: ‘i” ou topluluk, Müslümanlar’ı <tan korumak, doğa bilim-^ ‘ .e düşünüş tarzını egemen . s bir aydın ahlâkı yaratmak : — :: ■ a, ihvân-üs-Safâ Risaleleri : : : o ünen ve çeşitli bilimleri ko-

■ – e: -sn 52 fasiküllük bir tür-an-

::ed: yayımladılar. Başlarında -r • r r ~ Rifaa bulunuyordu. Toplu-:eşitli öğretilerin doğru buldu-z-:arını benimsiyor; Pithago-:e -‘ stoteies ve Platon’dan esin-

– :-du. Dinsel bakımdan sudûr t nazarı’yesini (çıkış ve dc-. e ‘izr.sı) benimserler. Buna göre,

:s.l güneşten yayılıyorsa her t :e öylece Tanrı’dan çıkıp ya-.e sonunda yeniden Tanrı’ya

■ cinde bulundukları dönem-: î • – h, kelam, tefsir tartışmaları : :e dinin bozulduğu kanısındayım Bil nedenle de dini, bilim yc-. : :ri!mak istiyorlardı. Bu amaç-: ■ sc eler yayımlamanın yanısıra ■.-.:n;n birçok yerinde şubeler : : : eğitim merkezleri kurdular, İb-5 -a, Farabi, El-Biruni, Ömer İbni Rüşd ve Bacon gibi : bilgin ve düşünür bu kuru-z’za yetişti. Endülüs şubelerin-: e : cğin hemen hemen bütün Av-bilim adamları eğitildi. Kur-ca 10 yıi kalan ve bu kuruluş :-:;ndan eğitilen II. innocente, :::: seçildikten sonra ibni Sina, r:-:c ve ibni Rüşd’ün eserlerini -::-:e’ye çevirtti; bu olay Röne-: :’îc başlangıç sayılır.

NAOSUKE (1815-1860], Japon sizse! adamı. Babası derebeyiydi. -f-ersel öğrenim gördü. 1850’de ::::3m!n yerine Hikone derebeyi : üç yıl sonra ABD’nin dış po-

■ •” alanında etkin olmak üzere

– – e . e askersel baskı yapması üze-■e Japonya boyun eğmek zorun-

■; -’aldı. Dışa açılma yanlısı olan

■ :osuke, 185S’de başbakan olun-: cari anlaşma isteyen ABD’nin steğini de imparatorun onayını : ~cdan gerçekleştirdi. Bu olay, -.'”lefeîin büyük tepkisine yol ::: Oğlunun veliaht olmasını iste-

– Tokugava Nariaki’nin başkal-: • s! n ı bastıran i i Naosuke, bundan
kısa bir süre sonra Nariaki’nin a-damlarınca öldürüldü.

İKAMET, bir yerde oturma, kalma Eskiden cemaatle namaza başlanmadan önce müezzinin kamet getirmesi. Hukukta, Türkiye’de bir aydan fazla kalacak yabancılar, bu süre bitmeden ikamet tezkeresi almak zorundadırlar. Bunun için emniyet makamlarında, basılı bir İkamet Beyannamesi doldurulur. Kültürel etkinliklerde bulunmak üzere Türkiye’ye gelen yabancılarla, gezi amacıyla müşterek pasaportla gelenler için bu süre iki ay, Türkiye’ deki uluslararası kültür şenliklerine katılmak için gelenlerle, Bakanlar Kurulu’nun saptadığı yerleri ziyaret ya da tedavi amacıyla turist damgalı giriş vizesi olan kimseler ve triptik belgeli yabancılar için ise dört aydır, ikamet tezkerelerinin süresi en çok iki senedir. Bu süre dolunca, mükellef 15 gün içinde başvurarak yenisini almak zorundadır. İkamet tezkeresi sahibi yabancılar, ikamet ettikleri yeri değiştirdiklerinde durumu 48 saat içinde çıktıkları ve gittikleri yerin polis ve ¡andarma karakoluna bildirmek zorundadırlar Diplomasi ve konsolosluk memurları bu hükümlerden bağışıktır.

İKAMETGÂH, bir kimsenin yerleşme niyetiyle oturduğu yer, konut. Yerleşme niyeti, bir kimsenin yaşamsal etkinliklerinin ve ilişkileri-
nin ana merkezini bir yerde kurma isteğidir. Ancak bu, kişinin, aralıksız olarak, bir yerde sürekli bulunması demek değildir. Bu nedenle belli bir süre özel amaçlarla konutun terkedilmesi yerleşme niyetini ortadan kaldırmaz. İkametgâh, meskenden farklı bir kavramdır. Kişinin birden fazla meskeni olabildiği halde ikametgâhı tektir. Teklik ve süreklilik özelliği, ikametgâhın temel ilkesidir, ihtiyari (isteğe bağlı) ikametgâh reşit ve temyiz kudretine sahip her yurttaşın hacir altında bulunmamak koşuluyla dilediği yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir. Yasalarımız, ikametgâh seçiminde kişiyi özgür bırakır. Kanuni ikametgâh ise, bazı kişiler için yasalarca belirlenen ikametgâhtır. Evli kadın m ikametgâhı kocanın ikametgâhı sayılır. Velayet altındaki küçüklerin ikametgâhı ise velayet hakkına sahip olan ana ve babanın ikametgâhıdır. Vesayet altındaki küçük ya da kısıtlıların ikametgâhı ise vasi tayininde yetkili bulunan vesayet dairelerinin bulunduğu yerdir. Tüzel kişilerin ikametgâhı, tüzel kişinin tüzüğünde gösterilen yerdir. Ülkemizde yurttaşların, ikametgâhlarının bulunduğu mahalle muhtarlığına bildirimde bulunmaları yasal zorunluluktur.

İKAROS, Yunan söylencesinde ilk uçan insan. Kral Minos, Giritli mi-
2373

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*