Seferi olan kimsenin iki namazı birleştirip aynı vakitte kılması hakkında sahîh rivâyetler vardır. Nitekim büyük sahâ- bî Hazret-i Enes (R.A.) diyor ki: Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz seferde öğle ile ikindi, akşam ile yatsı’namazlarım birleştirip bir arada kılardı.307 Sâlim bin Abdullah (R.A.) diyor ki: Hazret-i Ömer’den (R.A.) yapılan sahîh rivâyette, Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz in akşam ile yatsı namazları arasını birleştirip aynı vakitte kıldığı; fakat bunu ciddî bir yolculuk yaptığı zaman uyguladığı tesbit edilmiştir.308 Hazret-i Ali (R.A.) sefere çıkmak istediği zaman, güneş battıktan sonra çıkar, ortalık iyice karardıktan sonra inip önce akşam namazını kılar, yemek yer ve sonra yatsı namazım kılar ve şöyle derdi: «Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz’in böyle yaptığını gördüm.»809 Yine Hazret-i Ali’den (R.A.) yapılan rivâyette deniliyor ki:
Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz güneş batıya doğru yönelirken yolculuğa çıkınca öğle ile ikindi namazlarını birleştirirdi. Yolculuk ciddî bir durum alınca, öğle namazını geciktirir, ikindi namazım acele edâ eder, böylece iki namazı birleştirirdi.*1® îbni Abbas (RA.) diyor ki:
Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz Tebük gazasında yapmış olduğu yolculukta iki namazı birleştirip ayni vakitte edâ etmişlerdi. Aynı yolculukta öğle ile ikindi, akşam ile yatsı namazlarını birleştirip kılmışlardı.311 Tirmizî de bu hadîslerin bir kısmını alıp rivâyet etmiştir Ayrıca bu konuda bir çok hadîsler vardır. Ancak bütün bu rivayetler karşısında mezhep imamlarının görüşleri farklıdır.
a) Bir kısmı bu hadîslerin ve rivâyetlerin zâhirini dikkate alarak iki namaz arasını birleştirmeğe (öğle ile ikindi, yatsı ile akşam namazlarının arasını birleştirip aynı vakitte kılmaya) seferde cevâz vermişlerdir. îmam Şâfiî, Ahmed bin Hanbel ve îshak bu görüştedirler.
b) îbni Battal diyor ki:
Cumhura göre, öğle ile ikindi, akşam ile yatsı namazlarının arasını birleştirip iki namazı bir vakitte kılmaya mutlaka cevâz vermiştir.
Şeyhimiz Zeynüddin Hazretleri bu mes’elede altı görüş bulunduğunu söylemiştir: 1. îbni Battal’m dediği gibi iki namaz arasını birleştirmenin câiz olduğu. Bunu, içlerinde Ali bin Ebî Tâlib, Saîd bin Ebî Vakkas, Saîd bin Zeyd, Usâme bin Zeyd, Muaz bin Cebel, Ebû Musâ, îbni Ömer ve îbni Abbas gibi büyük zatların bulunduğu bir sahâbe topluluğu kabul etmişlerdir. Tabiînden de içlerinde Atâ’ bin Ebî Rebbah, Tâvus, Mücâhid, îkrime, Câbir ve Zeyd, Rabî’a, Ebû Zennad, Muhammed bin Münkedir ve Safvân bin Selîm bulunduğu halde bir cemaat bu görüşü desteklemişlerdir- İmamlardan da Süfyân-ı Sevrî, Şâfiî, Ahmed bin Hanbel, îshak, Ebû Sevr ve îbni Münzir bu görüşe dayanmışlardır. Mâ- likîlerden Eşheb de aynı görüştedir. îbni Kudame Mâlik’den de bu görüşe uygun bir görüş rivâyet etmiştir. Ama îmam Mâlik’den meşhur olan rivâyette, iki namaz arasını birleştirmeyi ciddî bir yolculuğa tahsisle belirlemiştir. 2. îki namaz arasını birleştirmek ancak, yolculuk ciddiyet kesbeder, yolcu bunun ağırlığını hissederse câiz olur. Bu, Usâme bin Zeyd, îbni Ömer’den (R.A.) rivâyet olunmuştur. îmam Mâlik’den meşhur rivâyet bu yoldadır. 3. Yolu bitirmeyi arzu ettiği zaman iki namaz arasını birleştirmek câiz olur. Bu, Mâlikîlerden Habib’in görüşüdür. îbni Arabî diyor ki: Habib’in bu görüşü, Şâfiî’nin görüşünün tâ kendisidir. Çünkü yolculuk bizzat yolu bitirmek, arzulanan konağa erişmek içindir. 4. İki namaz arasmı birleştirmek mekrûhtur. Bu, Mısırlıların İmam Mâlik’den yapmış oldukları rivâyettir. 5. Geciktirmek suretiyle iki namaz arasını birleştirmek câizdir. öne almak suretiyle câiz değildir. (Fıkhî tabir olarak: Cem’i teTıîr câizdir, cem’-i takdîm câiz değildir). Bu îbni Hazm’in beğendiği bir görüştür. 6. Sefer sebebiyle iki namaz arasını birleştirmek mutlaka câiz değildir: ancak Arafat ile Müzdelife’de câizdir. Bu, el-Ha- sen’in, îbni Sirîn, İbrâhim Nahaî, Esved, Ebû Hanîfe ve arka daşlarmın görüşleridir. îbni Kasım’dan da böyle bir rivâyet yapılmıştır. Telvîh kitabında bu görüş beğenilmiştir. Ebû Hanîfe ile arkadaşları Arafat ile Müzdelife’den başka yerlerde iki namaz arasmı birleştirmeyi men’etmişlerdir. Bu, İbni Mes’ud, Saîd bin Ebî Vakkas’m kavlidir. Nitekim bunu İbni Şeddad, Delâilü’ 1-Ahkâm adlı kitabında anlatmıştır. Ebû Dâvud’un, İbni Sirîn, Câbir bin Zeyd ve Mekhûl’ün, Amr bin Dînar, Sevrî ve Esved’in, Ömer bin Abdülâziz, Sâlim Leys bin Sa’d’in, İbni Ömer’den yaptıkları rivâyet de bu ölçüdedir. İbni Ebî Şeybe Musannef’inde Ebû Musâ el-Eş’arî’den yapmış olduğu rivâyette, Ebû Musâ’nm şöyle dediğini anlatıyor: «Özürsüz iki namaz arasmı birleştirmek büyük günahlardandır.» Bu konuda Telvîh sâhibi şöyle diyor: Nevevî’nin, Ebû Yûsuf ile Muhammed’in İmam A’zam’a bu mevzuda muhalefet ettikleri ve bu ikisinin görüşü, Şâfiî ile îmam Ahmed’in görüşü düzeyinde bulunduğu hakkmdaki sözünü el-Gaye sâhibi Hidâye şerhinde reddediyor ve bunun aslının olmadığını ilâve ediyor. Buna göre de el-Gaye sâhibinin bu tesbiti yerindedir. Çünkü bizim fıkıh ekolündeki arkadaşlarımız üç imamın durumunu daha iyi bilirler. Arkadaşlarımız bu konuda Buharî ve Müslim’in rivâyet ettikleri Abdullah bin Mes’ud haberiyle istidlâl etmişlerdir: îbni Mes’ud (R.A.) diyor ki:
Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz’in vakit dışında ne kadar namaz kıldığını gördümse, mutlaka cem’ yaptığın-ı, yani iki namazı birleştirip kıldığını müşâhede ettim. Akşamla yatsı namazını cem’ ettiler. Müslim’in Katâde’den rivâyet ettiğine göre Peygamber (S.AV.) buyurdular ki:
«Uykuda tefrit yoktur; ancak uyanıklık halindedir ki başka bir vakit girinceye kadar namazı geciktirmektir.» el-Aynî’de de aynı husus belirtilmiştir. Biz Hanefîlere göre, îki’ namazı bir vakitte cem etmek câ- iz değildir. Ancak öğle ile ikindi namazım Arafat’ta, akşam ileyatsı namazını Müzdelife’de cem’ etmek müstesnâ.. Diğer üç mezhep imamına göre ise, sefer ya da yağmur sebebiyle öğle ile ikindi, akşam iie yatsı namazını cem’ etmek, takdim ya da te’hîr yoluyla caizdir. Şöyle ki: İkindi namazını öğle namazı vaktine takdîm edip iki namazı öğle vaktinde, ya da öğle namazını ikindi vaktine te’hîr edip iki namazı ikindi vaktinde kılmak.. Bu husus Halebî-i Sağîr kitabında yeteri kadar açıklanmıştır; oraya bakabilirsiniz..