8- Her akıl sahibi ve baliğ kimse, Allah Teâlâ Hazretlerini bilip ona kullukta bulunmakla yükümlüdür. Bir kısan için bu kulluktan daha büyük bir nimet ve şeref olamaz. Biz önce büyük yaratanımızın varlığını, birliğini, kudret ve azametini, kutsal emirlerini ve yasaklarım bilir ve doğrularız. Bunlar bizim inançla ilgili gö- revlerimizdir. Soma da, namaz oruç, zekât ve hac gibi sırf bedeni veya sırf mali veya hem bedeni ve hem de mali olan ibadetlerle yükümlü bulunduğumuzu bilir ve bunları seve seve yaparız, bunlardan feyiz alır, büyük zevk duyarız. Bunlar da bizim birer amelî görevimizdir.
9- İslâm yurdunu koruma ve savunma da İlâhî bir görev demektir. Cihad, İslâm yurdunu koruma görevi bazan farz-ı kifaye, bazan da farz-ı ayın olur. Kesin
476 BÜYÜK İSLÂM İLMİHALİ
bir zaruret bulunmadığı halde, İslâm ordusuna katılmakla cihada, İslâm yurdunu korumaya gönüllü oarak katılmak İlâhî ve vatanî bir ahlâk görevidir. Dine ve İslâm varlığına hizmetten daha büyük ne olabilir? Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: “Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihad edin.” Onun için Allah yolunda cihad, beden ile olacağı gibi para ve dil ile de olur. Diğer bir hadis-i şerifde de şöyle buyurulmuştur: “Cennetin kapıları, kılıçların gölgesi altındadır.” İşte bütün bunlar, İslâmda askerliğin, dine ve İslâm yurduna hizmetin ne kadar kıymetli olduğunu göstermeye yeterlidir. Ne mutlu İslâm askerlerine, İslâm’ın kahramanı mücahidlerine!..
10- Nefs ile mücadele de büyük bir cihaddır. Bundan dolayı çok önemli İlâhî bir görevdir. İslâmiyetin verdiği bir terbiye içerisinde nefsini korumayan kimse, ne kendisine ne de İslâm yurduna gereği gibi hizmet edemez. Yüksek fedakârlıklar, yüksek bir İslâm terbiyesi sayesinde meydana gelir. Buna dünya tarihi şahiddir. Bunnu içindir ki, Peygamber Efendimiz bir savaştan döndükleri zaman ashab-ı kirama şöyle buyurmuşlardı: “Biz şimdi küçük bir cihaddan büyük bir cihada dönmüş bulunmaktayız.” Bununla nefisle mücahedeye işaret buyurmuşlardı.
11- Bir kısım nafile ibadetler de birer İlâhî görevdir. Örnek: Biz, Yüce Allah’ın rızasını kazanmak için nafile namaz kılar, oruç tutarız. Kalblerimizin nur- lanması için zaman zaman Kur’an-ı Kerim okuruz. İmanımızın nurunu artırmak için her şeyde yüce olan yaratıcımızın kutsal isimlerini anarız (zikrederiz). Anlayışlı ve uyanık bir ruha sahib olmak için büyük yaratıcımızın yüce kudretini ve eserlerindeki yüksekliği derin derin düşünürüz. İşte bütün bunlar, birer İlâhi görevdir.
İlâhi Görevler
26
Şub