Genel

İlk silahlar ve savunma

İlk silahlar ve savunmaAkıllı silah

İnsanlar yiyecek bulabilmek ve kendilerini koruyabilmek için daima silaha gereksinme duymuşlardır. İlkel insan, büyük bir olasılıkla, çevresinde bulduğu taş ve sopalarla (1) bu gereksinmesini karşılıyordu. Bu tür savunma araçları yakın mesafeler için yeterli olabilirdi ama, eski çağların dev büyüklükteki yırtıcı hayvanlarını yada düz tabanlı bir antilopu bu silahlarla avlamak veya uzaklaştırmak mümkün değildi. Zamanla el yeteneği ve zekası gelişen insan, çevresinde bulduğu malzemelerden işine yarıyacak araç ve silahları yapmağa başladı.

İlk Silahlar

Gereken yeri oyularak açı kazandırılmış geniş kavisli bir sopa, hedef alınan noktaya tam isabetle fırlatılabilir ve hedefi bulmadığı takdirde tekrar fırlatıldığı yere döner. Bumerang adı verilen bu silah bugün bile Avusturalya yerlileri tarafından kullanılmaktadır. Etraflarına bir yiv açıldıktan sonra bir ip yada deri parçasıyla bağlanan taşlar, uzak mesafedeki hedeflere fırlatılabilir ve bu silah Güney Amerika’da çok kullanılır. Uzun bir geçmişi olan bu silahtaki taşların benzerleri, Avrupa’daki Taş Çağı yerleşim merkezlerinde de bulun-
muştur. Bütün bu silahlar avlanmak için fazlasıyla yeterli olmakla birlikte, insanoğlu kendi cinsinden olanlara üstünlük sağlıyabilmek için çok daha gelişmiş silah ve tekniklere muhtaçtı.

Mızrak (5,6) binlerce yıl boyunca bir savunma ve saldırı silahı olarak kullanıldı. Başlangıçta mızraklar ucu ateşte sertleştirilmiş düz sopalardan ibaretti. Ancak silah yapım tekniklerinin giderek geliştirilmesiyle mızraklar da değişti ve uçlarına sırasıyla taş, kemik, bronz ve en sonra da demir başlıklar takılmış mızraklar yapıldı.

Mızrak bir kez fırlatıldıktan, yada rakib savaşçı savunmayı aştıktan sonra karşı karşıya çarpışmalarda kullanılabilecek daha uygun bir silaha gerek vardı. Afrika’daki Zulu savaşçıları bu sorunu Assegai adı verilen kısa saplı, uzun bıçaklı bir saplama kargısıyla çözümlediler. Diğer uluslar ise, nerede ve ne zaman yapıldığı kesinlikle hiç saptanamamış olan kılıcı geliştirdiler.

Kılıçlar başlangıçta bronzdan, daha sonra da demir madeninden yapıldı. Eski Yunan’da savaşçılar kesici özel kılıçlar yanında, saplamak için kısa kılıçlar da kullandılar. Romalılar ise Gladius adı verilen demirden yapılmış, kısa boylu
kılıçlarla dövüşüyorlardı. Geniş kalkanların gerisine sığınmış savaşçılar tarafından kullanılan Gladius, Roma lejyonlarının 400 yıl boyunca, o çağların bilinen dünyasının büyük bir kısmını egemenlikleri altına almasını sağladı. Ancak çok ağır hareketli Roma falanjları, hafif silahlarla donanmış barbar atlıları tarafından yenilgiye uğratıldı. Roma İmparatorluğunun çöküşüyle de, Roma usulü savaş yöntemi bütünüyle ortadan kalktı.

Bir süre sonra İskandinavya’daki üslerinden hareket eden «deniz kurtları» uzun gemileriyle ortaya çıktılar. Vikingler uzun kılıçları ve savaş baltalarıyla etrafa ölüm yağdırdılar ve yıkım getirdiler. Daha sonra askerleri sadece uzun kılıçlar ve savaş baltalarıyla değil, aynı zamanda yaylarla da donatılmış örgütlü ordular belirdi ve bunlar disiplinli oluşları sayesinde, dağınık ve örgütsüz Vikingleri yenilgiye uğrattılar.

Ok ve Yaylar

Avrupa’da kullanılan yaylar (8), Doğu Steplerinde kullanılan (Boynuz ve tahta parçalarından yapılan ve at sırtında da kullanılabilen) kıvrımlı ve hafif yaylardan çok daha ağır bir silahtı. Batıda genellikle savaşta kullanılmayan
1) Neandertal İnsan i Avrupa’da 40.000 yıl önce yaşamıştı ve Paleolltik (Eski Taş Cağı) kültürünü temsil ediyordu Bu insanlar silah olarak tas, sopa ve mızrakları kullanıyorlardı. Bunların kullandığı mızraklar, bir ucu sivri ve ateşte sertleştirilmiş düz sopalardı. Silahların teknik gelişimi tüm dünyada eşit şekilde olmadı, ancak sonuçta Neandertal İnsanın kültürü, yerini taş uçlu silahlar kullanan daha gelişmiş kültürlere — Neolitik yada Yeni Taş Cağı insanları — bıraktı. Avustralya yerlileri Paleoli-tik aşamada kaldılar. Taş silahların yerini ise önce bronz sonra da demirden yapılan silahlar aldı.
2) Ok ve mızraklar

uçlarına işlenmiş tı ların yerleştirilmesi bu silahların saplat ma ve derine işlem gücünü arttırdı. Bu lah, Orta Taş Çağır dan (M Ö. 16000] kalma olup Avrupa’ da bulunmuştur.
3) İlk baltalar oldukça küçüktü. Neolitik [B] ve Bronz Çağı [CJ baltalarının ağız geniş liği 7 sm, buna karşılık VII. inci yüzyıldan kalma Viking baltasında IA] bu genişlik 28 sm idi.
4) Savaş topuzu yada

gürzü giderek daha güçlü bir silah haline geldi. İki bin yıllık bu demir topuz [B], Mısır’da 4000 yıl önce yapılmış tahtadan topuza [A] büyük benzerlik göstermektedir. XIV. yüzyıldan kalma topuzun [C] parçalama gücü yüksekti.
A
5] İlk yapılan mızrak

[A] ve ciritler [B] • A M Ö. 650-500 yılları arasında kullanılmışlardı ve Gotik mızrakları |C,D] ile Roma ciridinden

[E] farklı değildiler.

Bu balta ise mızrağın Orta Cağlarda daha geliştirilmiş bir türüydü.
\

I
6] Yapıldıkları madde-

ler-taş, bronz ve de-mir-değişik olduğu halde, mızrak başlarının dizaynları hemen aynıdır. M.ö. 700 yılında Yunanistan’da yapılmış bronz mızrak uçları, daha sonraki tarihlerde yapılmış Keltlerin [D], Viking-lerin |E]
ve Saksonlarm

[F] mızrak başlarına çok benzer. Ge niş uçlu saplama m raklarında, buradak Makedonya yapısı r rak [C] ucunda görı düğü gibi, silahın d manın vücudunu de lip geçmesini önlerr için küçük bir halka yada yaka bulunurd

ıu yay, yerden ve gizlenerek av-anmayı sağlamak amacıyla gelişti-ilmişti. Bu tür yayların en geliş-niş örneği, İngilizler tarafından yanlan uzun yaydı. Boyu 1.4 metre ‘lan bu yayın ipi at kılından yapıl nişti ve 1 metre boyundaki okları .tabiliyordu. 1036 yılında İngiltere’-i istila eden Fatih VVilliam’ın Nor-nan birlikleri ise yaylardan başka :ılıç ve kalkanlarla da donatılmış-ardı ve askerlere ayrıca zırh giydi ilmişti.

)aha Sonraki Silah ve Zırhlar

Zırhlar kısa süre içinde askerle-in vazgeçilmez korunma silahı ol-lular ve bunu alabilecek gücü olan-arı bir ölçüde oklardan korudular. Vncak zırh, doğrudan vücuda indi-ilen güçlü darbeler karşısında faza etkili değildi. Bu nedenle zırh-arın zincirleri arasına ve gerekli ;örülen yerlere demirden dövülmüş evhalar yerleştirilmeğe başlandı, ionunda savaşlara katılan şövalye-erin gövdeleri baştan başa, birbi-ine tutturulmuş bu demir levha-arla örtüldü. Sadece bununla da ¡alınmadı ve şövalyelerin atları çin de özel zırhlar yapıldı.

Artık savaşa katılan şövalyeler taşıdıkları ağırlıklar yüzünden ¡üçlükle hareket edebiliyorlardı) ıer çeşit ölümcül silahla donanmış
durumdaydılar. Ucu demir kaplı dişbudak ağacı tahtasından yapılmış 3.7 m boyunda kargı, büyük bir kalkan ve uzun bir kılıç şövalyeler için standart savaş donanımı olmuştu.

Bu dönemin kılıçları genellikle çok uzun oluyordu. Bu kılıçlar düz, 2 metre uzunluğunda ve her iki ağızları da keskin silahlardı. Tek elle yada iki elin yardımıyla kullanılıyorlardı. İngiliz uzun yayının Crecy (1346) ve Agincourt (1415) savaşlarında etkinliğini kanıtlamasıyla şövalyelik çağı da sona erdi. Yayın hızlı kullanılabilmesi, isabetli oluşu ve menzili, şövalyeleri yenilgiye uğratmakla kalmamış, piyade askerlerinin moralini de bozmuştu. Uzun yaylara karşı kullanılan Ceneviz yapısı mancınık yayları ise askerlerde fazla eğitimi gerektirmiyor ve ustalığa gereksinme bırakmıyordu. Bu yaylardan atılan oklar, zırhları da deliyordu. Ancak tüm bu üstünlüklerine karşılık, mancınıklı yayların menzili kısa idi ve arka arkaya ok atmaları gerektiğinde süratli kullanılamıyor-lardı.

Kılıçlar ise zamanla, eli sarıp koruyan kabzaları ile daha kısa ve hafif silahlar haline geldiler. 18’inci yüzyılda kılıçların boyu daha da kısaldı ve ağırlıkları azaldı.
ayrıca bak:
4 İlkel teknoloji 8 Taş devri 10 Ateş ve tunç 12 Demir devri 146 Ateşli silahların gelişmesi
150 Topçuluğun tarihçesi 156 Savaş gemileri denizcilik cağı
Büyük kalkanlar ve

kısa kılıçlar Romalı askerlerin vazgeçilmez silahları arasındaydı Kalkan, bir askerin her tür düşman silahından korunabildiği bir savunma duvarı durumundaydı Romalı askerler falanj düzeninde kalkanlarını Testudo (kaplumbağa) denen biçimde kullanırlardı Bu düzende askerler kalkanlarını kendi çevrelerinde bir duvar oluşturacak biçimde tutarlar, ayrıca başlarının üzerini de kalkanlarıyla korurlardı Bu düzenleme, Romalı askerlere kalelerin duvarlarına ve kapılarına hiçbir kayba uğramadan saldırıya geçme olanağı sağlıyordu. Kısa kılıçlar, daha uzun silahlar gibi istenen her hedefe ulaşamazdı.
9) İlkel kılıçlar arasında, Mısırlıların orak kılıcı {A] İsviçre bronz kılıcı ]BJ bulunmaktadır. Yunanlılar saplamak için iki ağzı da keskin [C] bir kılıç, kesmek için sadece bir ağzı keskin kılıç |D] kullanıyorlardı Tek ağzı keskin [E] bu kılıç Orta Cağlardan kalmadır. İki ağızlı bu düz (F] kılıç.bir kesici silahtı Meçin JG] yalnızca ucu işe yarıyordu. Süvari [H] ve Samuray [İ] kılıçları da kesici silah olarak kullanılmaktaydılar.
7) Ortaçağ şövalyeleri,

[A] daha etkin zırh,geliştirilmiş oklar arasındaki bir yarışın ürünleriydiler. İnsana oranla daha az koruması olan atlar için de özel zırhlar yapılmıştı. Atından düşen bir şövalyenin tekrar atına atlayıp silahlarını kullanabilmesi. taşıdığı ağırlıklar nedeniyle cok güç olduğundan, bunlar daha hafif silahlarla donanmış piyadelerin insafına kalırlardı. Ateşli silahların ortaya çıkışıyla birlikte, bunların karşısında etkisiz kalan zırhlar tarihe karıştı. Kargı

bir şövalyenin en önemli silahıydı. Ancak bu kırıldığında şövalyenin kullanabileceği diğer silahları

[B] vardı. Şövalyelerin çoğu, yanlarında süslü bir kabza ve kemeri [4] olan savaş kılıçları (3] taşırlardı. Şövalyelerin kullandığı diğer silahlar arasında. topuz [2] ve savaş baltası da bulunuyordu. Savaş çekiçleri

11] ise, savaş baltalarının daha geliştirilmiş örnekleriydiler.
S) Üc ayrı yay türü- ı

nün silahların gelişme tarihinde önemli yerleri vardır. Doğunun 4000 yıllık bir geçmişi olan kıvrımlı yayı [A], Moğollar tarafından da kullanılmıştı. Cenevizlilerin mancınık yayı fB] ise, Ingilizlerin üstün nitelikleri olan uzun yayı JCJ karşısında etkisiz kalmıştı,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir