İngiliz parlamentosu

İngiltere parlamentosunun kaynağı, Ortaçağdaki Curia regis’tir. Pratik ihtiyaçlar, kısa zamanda, sarayı, tam yetkili bir meclis veya parlamento ile yetkileri kısıtlı, sürekli ve çalışması daha esnek bir meclis, yani özel konsey olmak üzere ikiye ayırmıştı. Ortaçağda, «parlamento» kelimesi kral tarafından toplanan ve özel konseyden daha geniş olan her çeşit meclis için kullanıldı, önceleri, böyle bir toplantıya katılmayı bir angarya sayan soylular, çok geçmeden, bunda menfaatleri olduğunu anladılar ve 1212 Magna Carta*sı da kralın statüleri onaylatmak için gerekli olan parlamentoların önemini otaya koymuş oldu. Böylece bu müessese, daha Ortaçağdan itibaren gelişti ve özellikle ikiye bölündü. Temel ve başlangıç organı olan Lordlar kamarası yanında, XIV. yy.da bir Avam kamarası da ortaya çıktı ve vergi konmasındaki rolü ona kısa zamanda, gittikçe artan bir önem kazandırdı. Lancaster’ler zamanında, meclisin zımnen kabul edilmiş olan malî, hukukî, hattâ teşriî rolü, daha siyasî bir niteliğe büründü. 1399 İhtilâli, parlamentonun ona-yıyle meşruluk kazanmağa çalıştı. Böylece kral, tacını, hem haklarına, hem de milletin rızasına dayandırmış oluyordu. Tudor’-lar devrinde yeni bir denge bulunmuştu: monarşi, etkilemesini bildiği bir parlamento ile anlaşmış olarak ülkeyi yönetiyordu. Evrim, XVII. ve XVIII. yy .larda tekrar başladı ve hızlandı. Stuart’lann düştükleri hatalar otoriter monarşi ile kesin bir ayrılışın belirtisi olan 1642 ve 1649 ihtilâllerine yol açtı. 1688 İhtilâli, parlamentonun başa* rısını daha da perçinledi, öte yandan, XVII. yy.tn ikinci yarısında ortaya çıkan kargaşalıklar partilerin doğmasına sebep oldu. Bunlar parlamentonun siyasî faaliyetini canlandırdı ve ona modem görünüşünü kazandırmakta yararlı oldu. Hannover hanedanının (1714-1760) ilk iki kralı, yabancı bir taht üstünde tedirginlik duydukları ve jakoben tehlikesinden endişelendikleri için, yalnız «Whig» partisine (Liberal parti) dayanmanın doğru olacağını sandılar. Böylece yürütme gü’cünün gerçek yönetimi kabineye geçti ve bir başbakan ortaya çıktı. Başbakan ise, Lordlar kamarasından çok Avam kamarasında aranması gereken bir parlamento çoğunluğuna dayanmak gerektiğine İnandı, öte yandan, XVIII. yy. ortasında hizipler halinde bölündükten sonra, iki büyük parti, yüzyıl sonlarına doğru yeniden toparlandı. Böylelikle sonraki hükümdarların zaafı yüzünden büsbütün sağlamlaşan bir parlamento rejimi fiilen hazırlanmış oldu. XIX. yy,m başlarında bu
rejim iyice kurulmuştu. En önemli rol Bakanlar kurulundaydı ve bu kurul parlamento karşısında sorumluydu. Avam kamarası tartışma götürmez şekilde temel unsur olmuştu ne var ki kamuoyu tam anlamıyle temsilde yeterli değildi (birçok kasaba gerilemişti; yeni şehirler temsilden yoksundu; oy kullanma hakkı kısıtlanmıştı). Parti hükümeti, iki büyük partinin sırasıyle iktidara gelmesi şeklinde yerleşti. Bunlar, 1832*den önce «whig» ve «tory» partileri, sonra liberallerle muhafazakârlar, aşağı yukarı otuz yıldan beri de «işçiler»le muhafazakârlardır. Görevleri iyice belirlenmiş olan ve önce İngiltere’yi ve daha sonra imparatorluğu temsil eden parlamento, XIX, yy.da ve XX. yy. başlarında demokratlaşma yönünde gelişme gösterdi. Bir dizi seçim reformu Avam kamarasının hem coğrafî, hem sosyal temsil gücünü ıslah etti (1832, 1867, 1884, 1885 kanunları; genel seçim hakkını kabul eden 1918 kanunu), öte yandan, Lord-ların Avam kamarası yararına zayıflaması da 1911 ve 1948 kanunlarından sonra, tamamen kesinleşti. Britanya parlamentosu aracılığıyle siyasî demokrasinin zafer kazanması ise, dünyada yeni bir denge yarattı.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*