İnsan Tarihin Takendisidir!
İnsan, günahı ve sevabı, sevinci ve üzüntüsü, gururu ve kibriyle tarihin ta kendisidir
Hatıra, mektup ve arzuhaller bir bütün olarak insanı yansıtan can alıcı metinlerin başında gelir.
Bir mektupta serâpâ insanın tarihi kayıtlı olduğu gibi bir arzuhalde cemiyetin hüznü ve dramı, ümidi ve heyecanı saklıdır. Deyim yerindeys، bu metinler tarihin ve toplumun kılcal damarlarıdır ve bu gözle okuyanlar cemiyetin ruhuna nüfuz edebilme şansını yakalar.
I Mayıs 1903 tarihinde Batum Başkonsolosu’na sunulan arzuhâl de bu şekilde değerlendirilmeye müsait bir metindir. Ama metne geçıneden <“)nce devrin atmosferini hissettirecek birkaç bilgi verelim. Ki hayaller ile hayal kırıklıklarını anlamak mümkün hale gelsin.
- yüzyılın başlarında Kafcasya’nın Karadeniz kıyısında, daha çok gemilerin barındığı küçük bir liman kaşabası düşünün. L؛ızistan Sancağı’nın merkezi. İki yüz hane, iki cami, iki medrese ve bir de hamam. Huzur dolu bir Osmanlı şehri. Nüfusu artıp gelişen şehirde zamanla bir camiye daha ihtiyaç duyulur. Bunun üzerine 1869’da Aziziye isminde bir selâtin camii de süsler Batum ufuklarını. Göğe şer çekmiş minaresinden kadife sesli müezzinlerin beş vakit ezan okudukları bu caminin manevi havası, İstanbul’dan gönderilen “sakal’1 şerif’le bir kat daha artar. Herkes memnun ve mesrur yaşarken, bir küçük kıyamet kopar: 93 Harbi.
Osmanlı ordularının ağır mağlubiyeti ile sonuçlanan ve Devlet’i Aliyye’nin birçok toprağını kaybettiği gerçek bir facia. Yalnız kuru bir toprak değil, asırlardır insanların kök saldığı vatandır kaybedilen. Geride kalanların kimisi hiçret eder anavatana, kimisi bekçiliğe soyunur atayurdunda.
Devir değişmiş, koça devletin atardamarları olan vakıflar ve hizmetkarları birer birer sıkıntıca düşmeye başlamıştır, istila edilmiş bir vatan parçasında yaşamak kolay değildir tabii. Batum Aziziye Camii’nin imamı Hacı Abdullah Efendi’nin arzuhali de o devirde çekilen ızdırapları, umutları ve anavatandan beklenen hâmiliği yansıtır:
Osmanlı zamanında cami-i şerifin vakıflarının hasılatı devlet sandığında toplanırdı. Sonra bana ve hademelere, mertebelerimize göre maaşlarımız
Batum Başkonsolosuna
Cenab-ı Allah din ve devletimizi devamlı ء؛،أ،ء bütün memurlar ile zat-ı alinizi vesair ümmet-i Muhammed’i semavi ve arazî âfetlerden muhafaza eylesin, amin. Cennetmekan Sultan Abdülaziz’in emriyle Batum’da inşa buyurulan Aziziye Cami-i şerifinin tamamlanmasının ardından bütün memleket ahalisi hoca istediler. Ben İstanbul’da tahsilde iken, imam-hatiplik ve vaizlik için Evkaf Müfettişi huzurunda imtihanımız icra olunduktan sonra, 250 kuruş maaşla buraya tayin edilmem için padişah fermanı ihsan buyurulmuştur.
Osmanlı zamanında cami-i şerifin vakıflarının hasılatı devlet sandığında toplanırdı. Sonra bana ve hademelere, mertebelerimize göre maaşlarımız