İNSAN VE EKONOMİ
Genel Bilgiler, Endüstri Devrimi
Ekonomik etkinlik: Ekonomik etkinlik çok geniş kavramlı bir deyimdir. özet olarak ve en açık şekli ile şöyle tanımlanabilir: “İnsanm yaşamak ve yücelmek için giriştiği her çeşit iş ve bunun sonunda elde ettiği her çeşit ürün ve gelir”. Bu tanımlamaya göre: Avcılık, balıkçılık, tarım ve hayvancılık, ormancılık; en ilkel şeklinden en gelişmişine kadar endüstri çalışmaları; inşaat (bina, yol, köprü, fabrika v.b.); her çeşit ticaret ve ulaşım işleri birer ekonomik etkinliktir Bütün bu etkinlikler eğitim, bilgi, bilimsel araştırmalar sayesinde yaratılır. Demek ki, insanın hu son çalışmaları da ekonomik etkinlikligin bir hazırlık ve gelişme aşamasıdır. Nihayet her ekonomik etkinlik başlangıçta belli bir sermaye İster.
Yukarıda adı geçen bütün ekonomik etkinlik kollan arasında karşılıklı olarak sıkı bir bağlantı vardır. Bu kollar içinde endüstri üzerinde duralım. Endüstri nasıl tanımlanabilir? “Tanmsal, hayvansal ve madensel hammaddeleri isleyerek bunlardan artık doğrudan doğruva kullanılır eşyalar ve maddeler meydana getirmek”, işte endüstri budur. bwa Örnekler verelim: Şeker pancan ve şeker kamışından şeker; buğdaydan un; pamuk, yün, keten gibi liflerden iplik ve dokuma; topraktan çıkarılan her çeşit maden cevherinden çeşitli metaller ve bu metallerden de kullandığımız her türlü makina ve eşyalann yapımı.
Endüstri etkinliği aslında insanm yarattığı yeni bir çalışma kolu değildir. İlkçağda, hatta tarih öncesinde yaşayan insanlann da elbette bir endüstri etkinliği vardı. Toprak altından çıkardıklan madenlerden, son derecede ilkel de olsa, bazı eşyalar yapabiliyorlardı. Demek ki gelişmelerin tarihi çok eskidir. Ancak bu alandaki gelişmeler yüzyıllar boyunca yavaş bir şekilde ilerlemiş, hatta zaman zaman gerilemiş, nihayet XVIII. yüzyıla kadar gelinmiştir. Bu yüzyıl ve özellikle XIX. yüzyıl içinde endüstrileşme bambaşka ^r şekil almıştır. Buna Büyük Endüstri Devrimi
denilir. Gerçekten bir devrimdir. Çünkü, bilim, yeni icatlar ve teknikte o derece hızlı gelişmeler meydana gelmiştir ki, yalnız endüstri değil, fakat dünya hayatı da kökünden değişmiş, sosyal, ekonomik ve siyasal koşullar yepyeni bir aşamaya girmiştir. Büyük endüstri devrimi durmu| değildir. XX. yüzyılda daha da hızlanarak devam etmiş ve etmektedir.
Büyük endüstri devrimine olanak kazandıran keşifler ve icatların en önemlilerinden bazı örnekler verelim: 1615-1705 arasında ilk buhar makinaları üzerinde çalışıldı. 1779’da ilk demir köprü kuruldu. 1‘785’te Manş denizi balonla geçildi. 1807 de ilk buharlı gemi yapıldı, 1818’de Ingiltere ile İrlanda arasında ilk buharlı gemi seferleri başladı. 1819 da ilk buharlı gemi Atlas okyanusunu aştı. 1825 ‘de İngiltere’de Darling’ton – Stockton arasında ilk yolcu treni işlemeye açıldı. ■»1827 ’ de fotoğraf ieadedildi. 1838 ‘de İngiltere ile New York arasında ilk düzenli buhar gemileri sefere konuldu. 1859 * da ilk petrol kuyusu A. B. Devletlerinde açıldı. 1800’da ilk uçak, 18911 de ilk otomobil, 1895’te ilk sinema, 1896’da ilk radyo yapıldı. 1927 ‘de Atlas okyanusu ilk kez uçakla aşıldı. 1922’de sentetik kauçuk, 1938 ‘de televizyon, 1939 da ilk tepkili uçak, 1945’te atom bombası gerçekleştirildi. 1957’de ilk yapma uydu ve 1961’de de içinde insan bulunan ilk araç uzaya fırlatıldı.
Endüstri devrimi öncesi gelişmeler: Büyük endüstri devrimi hiç şüphe yok ki, ortaya birden çıkmamıştır. Meydana gelebilmesi, hiç değilse XV. yüzyılın ortalarından itibaren başlamış olan birçok olayların sonucudur. Bu olayları şöylece özetleyebiliriz:
XV. yüzyılın ilk yarısından itibaren denizlerde büyiik keşif seyahatları başlamıştır. Bu bakımdan 1492 -1522 yılları arasında geçen 30 yıllık kısa süre çok önemlidir. Bu kısa süre içinde insanlık tarihinde ilk kez olarak şu başarılar elde edildi:
a) Kolomb Ispanya’dan hareketle Atlas okyanusunu aştı ve Yeni Dünyaya vardı;
b) Portekizliler Afrika’nın güneyinden aolaşarak Avrupa’dan Hindistan’a denizyolu ile ulaştılar; c) Macellan ve arkadaşları batıya doğru yol alarak dünya çevresini denizyolu ile dolaştılar.
Okyanus aşırı büyük seyahat ve kesifler devri adı verilen bu devre insanlık tarihinin belki de en önemli olaylarını kapsar. Çünkü bu üç büyük seyahat, daha sonra yapılacak olan sayısız gezi ve keşiflerin ilk adımları olmuştur, Böylece, o zamanki denizci milletler XVI, XVII ve XVIII. yüzyıllar boyunca okyanus ve denizlerin her köşesine dağılarak bir yandan yeniyeni keşifler yaptılar, öte yandan da keşfedilen bu yeni toprakları yakından incelediler, ekonomi bakımından taşıdıkları değerleri ortaya çıkardılar.
Bütün bu çalışmaların XIX. yüzyılda kurulan endüstri devrimi ile ilişkisi büyüktür. Çünkü: ı) Büyük coğrafî keşifler sonunda dünya ticareti gelişti. Yeni denizyolları sayesinde Avrupa ile Asya ve diğer kıtalar arasında çok etkin bir ticaret başladı; ıı) Büyük coğrafî keşifleri gerçekleştiren başlıca milletler, Afrika, Yeni Dünya (Amerika), Okyanusya ve
endüstri devrimi tarım hayatı üzerinde olumlu etkiler yapmıştır. İTmiİ uygulamc yollan bulunmuş, tarım makinalaşmış, gübreler ve gerekil jer katkılarla verim yükselmiştir. Bu konuyu daha iyi açıklayabilmek İn İngiltere’yi tipik bir Örnek olarak alalım:
Yukanda belirtmiş olduğumuz gibi, bu ülkede nüfusun büyük çoğun-Jllfu şehirlerde otrurur ve tarım dışında kalan iş kollannda çalışır. Birkaç yüz km karelik bu ada memleketinde 50 milyondan fazla insan yaşar. Yaşama düzeyi çok yüksek olan bu insanlar, birçok endüstriyel hammaddelerin yanında her türlü besin ihtiyaçlannm büyük kısmını da dış ülkelerden sağlarlar. Et, süt, sütten yapılmış maddeler; buğday, şeker, çay, kahve, kakao gibi besin maddelerinin ya tamamını ya da önemli bir kısmını Avustralya, Yeni Zelanda. Kanada, Arjantin, Danimarka, Hollanda v.b. gibi memleketlerden ithal eder. Fakat asıl ilginç olan taraf fudur. Bütün bunlara rağmen İngiltere dünyada en ileri metodlarla tarım ve hayvancılık yapılan bir memlekettir. Topraklanm en kârlı tanm türlerine ve en verimli hayvanlara ayırmıştır. Ana amaç şudur: Tekniğin her Olanağından yararlanarak tanm ve hayvancılığı intansif bir hâle getirmek, mümkün olabilen en yüksek verimi elde etmek ve ancak eksik kalan kısmı dışardan sağlamak. Aynı metodu Belçika, Hollanda, Danimarka, İsveç, Batı Almanya, İsviçre, Japonya gibi memleketlerde de görmekteyiz.
A. B. Devletleri, Kanada, Sovyetler Birliği gibi geniş topraklara sahip olan bazı gelişmiş ülkelerde taranın İngiltere örneğinden farklı bir sistemde yapıldığını bundan önceki derste, buğdayı incelerken görmüştük.
Ticaret hayatında meydana gelen değişmeler: Endüstri devriminin etkilediği ekonomik çalışmalardan biri de ticaret hayatı olmuştur. Denebilir ki, endüstrileşme ve ticaret havatı birlikte yürümüştür. Bu yüzden bugün endüstride en üeri ülkeler, ticarette de en ileri olanlardır. Bu niçin böyledir?
XVIII ve XIX. yüzyıllarda Batı Avrupa endüstride ilerlerken şü değişiklikler de kendiliğinden meydana geldi: Her yıl gittikçe daha çok ve daha çeşitli hammaddelere ihtiyaç duyuldu. Bunun için batılı devletler kolonilerini eskiye göre daha verimli işletmek yollarına başvurdular. Madensel, bitkisel ve hayvansal her türlü hammadde denizyolu ile okyanustan aşarak bunlan işleyecek memleketlere taşınmaya başladı. Buharlı gemüerin ortaya çıkmasıyle da büsbütün arttı. Çünkü bir defada taşman yük miktan çoğaldı ve limanlar arasındaki seyahat süresi büyUk ölçüde azaldı. Halbuki XVI – XVIII. yüzyıllarda en büyük yelkenli gemiler 400 -1.000 tonluk ve en çok 1.000 ton eşya nakledebilirlerdi. Daha XIX.
yüzyılın başlarında Clippers (Klippers) adı verilen ve o zamanın en gemileri sayılan yelkenliler, Avustralya’dan İngiltere’ye 3-4.5 aydan ulaşamıyor; İngiltere ile A. B. Devletleri arasında Atlas okyanusunu 20 günde aşabiliyorlardı.
Bu çeşitli hammaddelerin yığılmasıyle fabrikaların sayiM yapılan eşyaların cinsi ve miktan yıldan yıla arttı. Fakat bu eşyalar dece endüstri ülkelerinin kendi halkı için yapılmıyordu. Çünkü ya<L onların ihtiyaçlarını kat kat aşıyordu. Bu durum karşısında endül* memleketleri kendilerine yeni pazarlar bulmak ihtiyacını duydular, pazarlar sadece sahip oldukları koloniler olarak kalmadı. Bağımsı?, kat endüstrileşme hareketlerine ayak uyduramamış ve ekonomileri y nız tarıma bağlı kalmış ülkeler de birer pazar haline geldiler. îşte kıs açıkladığımız bu olaylar ticaret denilen ekonomik etkinliğin birden lamnasına sebep olmuştur.
Daha bu yüzyılın başlarında bir takım ülkeler ticaretin belli ko*’ nnda âdeta dünyanın merkezleri haline geldiler. Kolonilerden gelen Ü ve yarı ham maddeleri işleyen, sonra da dünyanın başka yerlerine İh eden birer dağıtma merkezi oldular.
ödev ve Sorular
1 — “Ekonomik etkinlik” deyiminden ne anlıyorsunuz? Ne gibi çalışmalar etkinliğin kapsamına girer?
2 — Bu etkinlik içinde endüstrinin yeri nedir?
3 — “Büyük Endüstri Devrimi” ne zaman gerçekleşti. Bu devrimin hazır! masında yardımcı olan çalışmalar nelerdir?
4 — Bu devrim ilk önce, başta İngiltere olmak iizere, niçin bazı Batı Avru ülkelerinde gerçekleşmiştir? 1
5 — Büyük endüstri devrimi ile ticaret hayatının gelişmesi arasında ne ffi* ilişkiler vardır?
ÎNSAN VE EKONOMİ
Son Gelişmeler
İkinci Dünya Savaşından sonraki gelişmeler: Dünya, teknolojik gedmeler ve ekonomik etkinlikler bakımından XX. yüzyıla pek çok şeyler kusanmış olarak girdi. XX. yüzyılın ilk yansında meydana gelen ve bütün dünyayı sarsan iki büyük dünya savaşma rağmen, bu gelişmeler durmadan devam etti.
Son gelişmeler hakkında bir fikir edinmek için, bu derste, İkinci Dünya Savaşından sonra, yani 1945’ten günümüze kadar sürmüş ola» 80 yıllık devre içinde gerçekleştirilen başarılan, bazı örnekler vererek kısaca gözden geçireceğiz.
Her şeyden önce şu önemli noktayı belirtelim: İçinde bulunduğumuz yÜJSyıl teknolojiye bir önceki yüzyılla karşılaştırılamayacak derecede önemli katkılarda bulunmuştur. Bir yandan eski keşif ve icatlar bugünün Olanaklarına göre daha da geliştirilirken, öte yandan bunlara tamamen yenileri eklenmiştir. Buna en güzel örfıek otomasyon’Aut. Bunun anlamı şudur: “Fabrikalarda, çeşitli iş yerlerinde bu işleri insan yerine yapacak Veya idare edecek makinalar koymak”. Otomatik makinalar ve otomat denilen bu araçların başlıca yaran insan emeğinden’ kazanmak, işde daha büyük bir hız ve doğruluk elde etmektir. Bu da herhangi bir eşyanın veya kin daha ucuza mal olmasını sağlar. Bugün birçok kuruluşlarda yarı ve tam otomasyon kullanılmaktadır. Özellikle petrol ve kimya endüstrilerinde olduğu gibi, sürekli olarak (hiç durmadan) çalışan kunıluşlarda en çok yararlanılır. Elektronik beyin adı verilen tekniğin en yeni başarısı, otomasyonun en ileri bir uygulaması sayılabilir.
Ulaşım ve haberleşme: İnsanlar arasında haberleşme ve ulaştırma <jok hayatî bir önem taşır. Bunlardan ulaştırmayı ilerde başka bir derste etraflı şeküde inceleyeceğiz. Burada haberleşme konusunu kısaca inceleyelim
Haberleşme bir şehrin, bir memleketin ulusal sınırlan İçinde vt dünyanın yakın veya uzak her köşesi arasında olabilir. Haberleşme, niğin gerçeklektlrdlği olanaklar sayesinde artık dünya 11e evren arası da kolaylıkla yapılabilmektedir. Ayın yüzüne İnen, evrende özel ar; içinde haftalarca kalan insanlar haberleşme sayesinde dünya ile baj tılannı her gün sürdürmektedirler.
Dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen önemli bir olay ’( yasal, ekonomik, sosyal veya doğal) son derece kısa bir süre içinde büt dünyada duyulmaktadır. Denebilir ki, bu olanaklar sayesinde dünya a çok küçülmüştür.
Haberleşme araçlarının bazıları (örneğin, posta kuruluşlan gibi) kidir. Fakat bu işde kullandıkları araçlar çok değişmiştir. Buçün uç dahil her türlü ulaşım vasıtalarından yararlanarak vazife görür, gün yüzmilyonlarca mektup, gazete, telgraf dünyayı dolaşır durur, bakımdan 1875 ’de milletlerarası bir andlaşma imzalanmıştır. 1969′ Dünya Posta Birliği (= Universal Postal Union) adı verilen bu kuruluş üyesi milletlerin sayısı 141’i bulmuştur. Haberleşmede ayrıca telsiz, te fon, teleks, radyo ve televizyondan da yararlandır.
Sosyal bakımdan her çeşit gazete, kitap yayımı ve dağıtımı da, gel anlamda yine bir haberleşmedir. Bugün memleketlerin birbirine göre l garlık derecelerini, içinde bulunduklan yaşama koşullarını en güzel yi sıtan ölçülerden biri de sahip olduklan haberleşme araçlarının sayıları ve yayım alanındaki etkinlikleridir: Bir yılda tüketilen kâğıt miktan, ■** sılan gazete ve kitapların sayısı, mevcut telefon, radyo, televizyon mik lan v.b. gibi.
Haberleşme üe ilgili araçlar bakımından A. B. Devletleri, Kanada» ? Batı ve Kuzeybatı Avrupa ülkeleri, Sovyetler Birliği, Japonya, Avustralya gibi memleketler çok büyük farklarla başta gelirler. Görülüyor ki, adi geçen bu memleketler zaten ekonomik etkinlikleri ile de ön sıralarda yer
alırlar. I
■fl
Enerji ve kimya ekonomisi: İkinci Dünya Savaşından beri endüstri» de meydana gelen gelişmeler çok büyüktür. Fakat biz endüstrinin pek çeşitli olan kollarından ayrı ayrı bahsetmeyeceğiz. Gerçekte bunlarda»’ her biri içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarından ve özellikle son 25 yıl» dan beri büyük gelişmeler gösterdi. Örneğin dünya çelik üretimi 1900 ’dlK sadece 30 milyon tondan ibaret iken bu miktar 1968’de 527 milyon tona yükselmiştir.
Burada iki endüstri kolunu ele alacağız: ı) Enerji ve u) Kimya enleri. Bunları seçmiş olmamız btr rastlantı değildir. Çünkü enerji rn endüstride ve her türlü çalışmalarda birinci şarttır. O derece ilidir ki, bir memleketin tükettiği enerji miktarı, tek başına o mem-». in ekonomik gelişme seviyesini göstermeye yeter. Kimya endüstrisine ee: ikinci Dünya savaşından beri üzerinde en büyük gelişmelerin “ana geldiği kol budıır. Bu alanda elde edilen başarılar dünya ekono-1e ideta yeni bir çığır açmıştır.
Enerji kaynaklan: Enerji (= güc) bir hareketin, bir işin karşıllğl-Halbuki her üretim belli bir iş karşılığında meydana gelir. O halde ■Jl, üretimin birinci şartıdır.
Enerji kaynaklan çok çeşitlidir. İnsanlar uzun süre sadece kendisi-veya bazı hayvanların gücünden faydalandılar. Rüzgârın, akarsulann,
Un ateşinin sağladığı güçlerden yararlanma daha sonralarıdır. XVIII. jyildan beri birçok yeni kaynaklar ortaya çıkmıştır: Kömür, petrol, ktrik, doğal gaz v.b. gibi. Bazı haller dışında (Çinliler maden kömü-âen ortaçağlarda faydalanıyorlardı) maden kömüründen ancak XVIII., trol, doğal gaz ve elektrikten XIX. yüzyılda yararlanmağa başlandı. Atom veya çekirdek enerjisi denilen nükleer enerji ise XX. yüzyılın ikinci yansında ortaya çıktı. Elde edilmesi çok pahalı olması yüzünden şimdilik yaygın değüdir. Bununla beraber son yıllarda yalnız bir süâh olarak **11, insanlığın hizmetinde de kullanılmaya başlanmıştır.
1974’te dünya nükleer ■ elektrik enerim üretimi 246 milyar kws’a ulaşmıştı. Ballıca üreticiler Tablo XXX1/Vde gösterilmiştir.
Tablo XXX4 Sükleer elektrik enerjisi üretimi (Milyar kws)
A.B.D. 125 ispanya 7
İngiltere 34 İsviçre 7
Japonya 18 İtalya 3
Kanada 15 Hollanda 3
Fransa 14 Hindistan 2
F. Almanya 12 İsveç 2
Yine güneşin ve yerin ısısından, dalga ve gelgitin meyaana getirdiği tirdiği güçlerden yararlanma henüz deneme aşamasındadır.
Kömür, petrol, elektrik, tabiî gaz gibi enerji kaynaklarına mekanik mterji denir. Üretimleri son 1 -1.5 yüzyıldan beri durmadan artmıştır. Dünya kömür üretimi 1800’de 20 milyon tondan ibaretti (bunun da 18
milyon tonunu İngiltere sağlıyordu). 189()’da 500 milyona ulaşmış, bu,
İse 3 milyar tona yaklaşmıştır. 1880’de dlinyn hrun petrol üretimi 800, tondan ibaretti (700.000 tonu A. B. Devletlerine ait). Bu miktar 1938* 280 milyon tonu bulmuş, bugün ise 3 milyar tona yaklaşmıştır. Ele., üretimi daha da hızlı artmıştır. Keşfi çok yakın bir tarihte olduğu h| 1972’de dünya elektrik üretimi 5.6 trilyon kws’ta yükselmiş bulunuyor
Nihayet linyit, turba (yaşça en yeni ve karbon oranı en düşük tür kömür), doğal gaz gibi ikinci derecede kalan mekanik enerji kayt larmı da hesaba katarsak, dünya enerji üretiminin ne büyük miktar*-1 ulaştığı ortaya çıkar.
Bu kaynakların dünyaya dağılışları çok düzensizdir. Bazı ülkela bu bakımdan çok şanslı olmalarına karşılık, bazıları aksine olarak fakirdirler. Endüstride ileri gitmiş ve ekonomi bakımından çok gelîg memleketlerin bazıları yalnız kendi topraklarında bulunan kaynakl yetinmezler. Büyük milletlerarası şirketlerin ortaklan olarak başka m leketlerde bulunan kaynaklan işletirler. Elde ettikleri kârı o kaynağın hibi olan ülke ile paylaşırlar. Bu durum özellikle petrolda yaygındır. Çün” petrol yataklannm bulunması, işletilmesi; bulunan ham petrolün an” ması ve tüketim yerlerine nakli ve dağıtılması son derece büyük serma, isteyen bir iştir. Bu yüzden topraklannda petrol bulunan birçok az gel mis ülkeler, yabancı sermayelere muhtaç olmuşlardır.
Ülkelerin enerji üretim ve tüketimlerini karşılaştırmak için son yıllarda pr»J bir usule başvurulmaktadır. Çeşitli kaynakların her birinin ayrı ayrı göstermek, rine, bunları tek bir enerjiye çevirmek yoluna gidiliyor. Uzmanların hesaplarına re,ortalama olarak:
0.3 ton madenkömürüne,
1.3 ton madenkömürüne, 1.5 ton madenkömürüne,
1.3 ton madenkömürüne,
0.6 ton modenkömürüne denktir.
1 tojı linyit
1 ton ham petrol 1 ton refine petrol 1000 m3 doğal gaz 1000 kws elektrik
Dünya enerji ekonomisi hakkında daha kesin bir fikir sahibi olmalı için aşağıda madenkömürü (veya taşkömürü), petrol ve elektrik üretiminin dağılışına ait bazı sayılar veriyoruz. Fakat burada adı geçen memleket ler bü maddeleri üretenlerden ancak bir kısmıdır. Listelerin kavranılma!# kolay olsun diye hepsine yer verilmemiştir.
1975 ve 1974’to başlıca maden kömürü ve linyit üretici ülkeler (bin t. ilk sayı maden kömürü, İkincisi linyit): S.S.C.B. 701.000 —170.000, A.B.D. 584.820 14.000, Polonya 171.624 — 40.000, B. Kırallık 128.664, F. Almanya 97.340 — 123. Hindistan 81.C03 — 2.S00, Avustralya 70.176 — 27.516, G. Afrika C. 64.600, Çek
Kimya endüstrisi: Büyük endüstri devrimini hazırlayan bilimsel çalışmaların başlıpalarından biri de, XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren kimyada yapılan keşiflerdir. Bu keşifler XX. yüzyılda teknoloji sayesinde Çeşitli uygulama alanları bulmuş ve kimya endsütrisi alabildiğine genişlemiştir.
En önemli başarılardan biri de sentetik maddelerin bulunmasıdır. Ynpma veya sentetik maddelerden meydana getirilen eşyalar bugün eir.s ve miktar bakımından o derece çoğalmışlardır ki, günlük yaşantımıza*, kullandığımız şu veya bu eşyanınn esas hammaddesinin kömür, ham petrol, tuz veya hayvansal yağlar olduğunu çok kez aklımıza bile getirmeyiz. İki maddelerin dünya piyasalarında çok tutunmaları maliyetlerinin ucuzluğu, üstelik tabiî olan benzerlerinden daha dayanıklı ve kullanışlı olmalarıdır.
Sentetik maddeler içinde yapma kauçuk, plâstik maddeler, çeşitli Ki’fîtetik iplikler ve bunlardann yapılmış dokumalar, sayısız eşyalar, kim-yııs.ıl gübreler, boya, ilâç ve çeşitli yağlar sayılabilir. Bu eşyalara her yıl yenileri katılmaktadır.
Endüstriyel ekonominin eski tarım ülkeleri ekonomileri üzerindeki etkileri: Tarım ülkeleri, adından da anlaşılacağı üzere, temel ekonomik
etkinlisi tarıma dayalı memleketler demektir. Burada dikkat edilecek • önemli nokta, bu memleketlerle, gelişmiş bir endüstri ülkesi olduğu ha!, tarımda da ileri durumda olanları birbirine karıştırmamak lâzımdır.
Bugün dünya nüfusunun en büyük kısmı, ekonomisi tarıma da’ ülkelerde yaşar. Bunların her birinde genel nüfusun c/o 60’tan fazlası larda yaşar ve sadece tarımla uğraşır. Kır nüfusu oranı bazılaı c/o 80’nin de üstüne çıkabilir.
Endüstri devriminin tarım hayatı üzerindeki etkilerini yukarıdaki da incelemiştik. Tarımın modernleştirilmesi, bu endüstriyi gerçekleştir, memleketlerde kolay oldu. Fakat endüstri hareketlerine ayak uydı mış ülkelerde tarımın modernleşmesi ya çok küçük ölçüde meydana miş ya da, bazılarında olduğu gibi, hâlâ ilkel durumda kalmıştır. E endüstri öncesi tarım denilir. Bu ülkeler endüstriyel hammaddeler1 yetiştirmekle beraber, daha çok besin maddelerine önem verirler, ülke kendine en uygun gelen besin maddelerine yer verir. Hatta bazılar da tarım çok belli şekilde tek bir ürüne bağlıdır. Bazılarında tarım hayvancılık birbirine paralel ve denk etkinlik halindedir. Nihayet bir mı da çeşitli ürünler yetiştirir ve değişen şartlara göre bu ürünler biri ötekinin yerini alabilir. Büyük coğrafî keşiflerden sonra kültür kileri ile evcil hayvanlardan bazıları insan eliyle bir kıtadan ötekine şınınış, yer değiştirmiştir.
Bu ülkelerde ekili topraklar çok dağınıktır. Sulama ve gübreler (özellikle kimyasal gübre kullanılması) yetersiz, tarım araçları ise ilk: dir. Her yıl ekilebilen toprakların büyük kısmı nadasa bırakılır. Sürülü fakat ekilmez. Gübre kullanılmadığı için bu toprakların dinlenmesi lâzım~. dır. Bütün bu koşullar nedeni ile elde edilen verim düşüktür. Bazı elverişli iklim bölgelerinde, her ne kadar yılda, iki, üç kez ürün alınabilirse de, bt da yeterli olmaz. Çünkü Güney Asya’da bir hektarlık araziden iki defa da alınan ürün miktarı, Batı Avrupa’da ileri bir teknikle yapılan intans! ve endüstrileşmiş tarım alanlarında bir defada alınan miktardan yine d azdır. Bu yüzden nüfusunun büyük kısmının tarımla uğraşmasına rağ» men, bu memleketlerin bazıları kendilerine lâzım olan besi maddelerini dahi elde edemezler.
işte yukarıda tasvir ettiğimiz bu ilkel tarım ekonomisinden kurtuluş Avrupa’da endüstri devrimi ile başladı ve gerçekleşti. Halbuki endüstri bakımından geri kalmış memleketlerde bu çabalar yeni başlamıştır.
Remi lxxk\m\ndan az gelişmiş memleketler adı altında toplanan bu ülke* tor, İkinci Dünya Savaşından beri bir yandan (kendi İmkânları ölçüsünde Jt olun) endüstrileşmeye çalışırken, öte yandan da tarımlarını ilkellikten
hurturmaya uğraşmaktadırlar.
Bu gibi ülkelerin sayıları çoktur. Fakat büyük bir grup meydana rtll’mekle beraber, siyasal, sosyal ve tarihi bakımlardan birbirinden rklı ülkelerden meydana gelirler. Büyük bir kısmı yüzyıllar boyunca koni İdaresi altında yaşamış ve siyasal bağımsızlıklarım ancak İkinci Dünya Savaşından sonra kazanabilmiş yeni devletlerdir. Ekonomi bakımından dünyanın en geri kalmış memleketlerinin hemen hepsi bu grupta toplanır. Endüstrileşme hareketlerinden önce düzene koymaya mecbur oldukları birçok problemleri vardır. Afrika ve Güney Asya’da yer alan ülkelerin bu grupta toplanır.
Ekonomisi esas itibariyle yine tarıma dayanan ülkelerden bir kısmı,
UZUn bir tarihî geçmişi olan eski devletlerdir. Fakat XVIII ve XIX. yüz- £ yıllarda büyük endüstri devrimine, çeşitli sebepler yüzünden katılamamışlardır. Bu yüzden endüstride, tarımın modernleşmesinde ve dolayısiyle fkonomik gelişmede bugün gelişmiş ülkelerin düzeyinde değildir. Bu grupta da birçok devletleri vardır. Asya’da Türkiye, İran, Orta Doğu’-da yer alan Mısır Arap Cumhuriyeti ile diğer Arap ülkeleri, Balkan Ve tber yarımadası ülkeleri, hemen bütün Güney Amerika ülkeleri gibi.
BUtün bu ülkeler İkinci Dünya Savaşından sonra endüstrilerini geliştirmek ve tarımlarım modernleştirmek çabalan içindedir. Bu bakımdan hep-•1nin başarısı tabiatiyle bir olmamıştır. Çünkü her birinin doğal ve sosyal koşullan arasında büyük ayrılıklar vardır. Yugoslavya, Bulgaristan, İspanya ve özellikle Japonya gibi memleketler endüstrileşmede daha hızlı bir gelişme göstermektedir.
Ödev ve Sorular
1 — Otomasyon ne» demektir?
2 — İkinci Dünya Savaşından sonra haberleşmede ne gibi gelişmeler oldu?
Haberleşmenin ekonomik etkinlikler içindeki önemi nedir?
3 — Başlıca enerji kaynaklan nelerdir ve bunların coğrafî dağılışı nasıldır?
4 — Kimya enedüstrisinde son gelişmeler nelerdir?
5 — Endüstriyel ekonominin eski tarım ülkeleri üzerindeki etkileri neler ol-
muştur?