İMÂM GAZALİ İSMİ, LÂKABLARI, KÜNYESİ :
İslâm tarihinin bu büyük ve şerefli şahsiyetinin ismi, ilim kitâb- larında şu şekilde anılır: Hüccetü’l-lslâm Zeynü’d-Dîn Ebû Hâmid Muhammed İbn Muhammed el-Gazâlî [yahut el-Gazzâlî] et-Tûsı eş-Şâfiî. Hüccetü’l-lslâm [İslâm’ın hücceti; senedi, delili; isbatlayıcısı], Zeynü’d-Dîn [Dînin süsü] terkibleri onun lâkablarıdır, yâni kendi isminden başka, sonradan takılan adlarıdır. Müşârünileyhin [adıge- çen bu yüce zâtın] başka lâkablan da vardır. Ama, kendileri en fazla bu iki lâkabla ün kazanmışlardır. Künyesi «Ebû Hâmid»tir. Asıl adi Muhammed’dir. Babası da aynı adla anılmaktadır. Horasan’ın Tûs (1) şehrinde doğduğu için et-Tıısî [Tuşlu], Şafiî mezhebini tak- lid ettiği için de eş-Şâfiî denilmiştir.
(1) Tûs : Horasan’da, Meşhed’in 20 kilometre kadar kuzeybatısında viraneleri [harabeleri, kalıntıları] bulunan eski bir şehir olup, İslâm – öncesi çağda meşhûr olduğu gibi, İslâm’ın ilk devirlerinde de Horasan’ın mâmur [bayındır] ve büyük beldelerinden idi. İslâm medeniyet ve ilim hayâtının en parlak merkezlerinden olup, İmâm Gazâlî ve Nasırüddîn Tûsî gibi hükemâ [hikmet sahipleri], Firdevsı gibi şâirler yetiştirmiştir. Ha- runü’r – Reşîd bu şehirde vefât ettiği gibi, İmâm ‘Ali Rıza bin Musâ Kâzım (R. anhuma) hazretleri dahî Halîfe Me’mûn zamânında Tûs civârında şehîd olup, Tûkan (Nûkan?) karyesinde defn olmuştur. Adı geçen bu yer, o imâmın mezarına sahip olduğu için Kendisine niçin el-Gazâlî [veya z’nin teşdidiyle, yâni çift okun- masiyle el-Gazzâlî] denildiği mevzuunda âlimler ve araştırıcılar arasında fikir ayrılığı olmuştur. Bâziları, «Gazâle adlı köyde [veyâ mahallede] doğduğu için bu adı aldı» demişlerdir. Bâzılan ise, babasının mesleği yün eğiriciliğiydi; Arapça bu meslekle uğraşanlara «zâxnm teşdidi ile el-gazzâl denilir. îşte bundan dolayıdır ki, oğluna el-Gazzâli [Türkçe «Yün eğiricisi oğlu» diyebiliriz] sıfatı verilmiştir, fikrini ortaya atmışlardır. «El-Misbâh el-Münîr» eserinin yazarı «Ahtned el-Feyumî», İmâm Gazâlî’nin yedinci nesil torunlarından «Mecdii’d-Dîn» den şunları nakletmiştir: «Dedemizin nisbetini [mensûb olduğu yer ile alâkalı ismini] teşdîd ile [zâ harfini çift telâffuz ederek] okumak hatâdır. Çünkü, onun mensûb olduğu yer, Tûs karyelerinden Gazâle nâmındaki yerdir.» Alim es-Sam’ânt de «Kitâbü’l-ensâb»ta aynı fikri müdâfaa et
miştir.
Babası Gazzâl [yiin eğiricisi] olduğu için, oğluna el-Gazzâlî denildi diyenlerin tezine «el-lkdu‘l-Mezheb» yazarı Şeyh Siracii’d- Dîn şehâdet etmektedir. Batılı müsteşrikler [şarkiyat, yâni şark milletlerinin tarih, dil, edebiyat ve dinlerini inceleyen âlimler] de zâ’nın teşdidi mes’elesin- de tereddüt etmişlerdir. Bâzısı al-Ghazzâlî, bâzısı ise al-Ghazâlî şeklinde yazmışlardır. (2) Hadd-i zâtında bu mes’ele o kadar mühim bir nokta değildir. Birtakım âlimler isimlerin okunuşuna, doğum tarihlerine, mensubiyete ve bunlar gibi teferruata âit mes’elelere çok ehemmiyet vermekte, mes’eteleri derinleştirdikçe derinleştirmektedirler. Biz bu kısa
büyük ehemmiyet ve itibar kazanmış, gittikçe büyümüş, Tûs halkı da oraya göç ederek zamanla bu karye [Tûkan] Meşhed adı altında büyük bir şehir hâlini almış, Tûs ise boşalmış ve harap bir vaziyette kalmıştır. (Kaamûsü‘1 – A’lâm). Kazanh âlim Rızâeddîn bin Fahreddın şu bilgiyi vermektedir: «Tûs şehrinde yetiştiğinden istidlal ederek mi, yoksa başka delillere göre mi bâzı tarihçiler Gazali’nin Fars [İran] kavminden olduğu- nu zanneyler. Bazıları ise dedesinin ve babasının isimlerinin Ahmed ve Muhammed oluşuna dayanarak onun Tûs şehrini feth eden Arab mücâhidlerin yerleşip kalanlarının zürriyetinden olduğunu iddiâ ederler.» (İmâm Gazâlî. Orenburg 1910. Sahife 5-6.) (2) Zamanımızın ünlü müsteşriklerinden râhib W. Montgomery Watt, İslâm Ansiklopedisinin Leyden’deki yeni baskısında yazdığı AL – GHAZÂLÎ maddesinde, bu ismin tek « z » ile yazılış şeklini kabul etmekte ve «difficilior lectio potius» prensibi uyarınca, Gazâiî imlâsının tercihe şâyân olduğuna işâret etmektedir.