geçi. f. (esk. türk. izdemek, aramak, sormak’tan). [Bir şeyi] Arzulamak, arzu etmek: Beni herkese rezil etmek mi istiyorsun? (A. N. Tanpınar). Bana sor salar, elbette ki ölmek istemezdim (Ş. S. Aydemir). Ne çare gâzi Anadolu bir türlü çıkmaz aklından / Sen gülmek istersin ne çare kahrolur devran (At t ilâ ilhan). || Dilemek, bir şeyin kendisine verilmesini söylemek: Köylerden yardım istemeye gitti (Kemal Tahir). || Aramak, çağırmak: «Saat on» dedi Müdür beni istiyormuş (A. H. Tanpınar). N üfus memuru sordu: — Hüseyin, biz Yeniköy muhtarını niçin istedik (M. Ş. Esendal). || Gerekli olmak, lâzım gelmek: Dekor fena değil, fakat küçük bir koltuk daha ister. — çeş. dey. istediği gibi at oynatmak (veya koşturmak), hiç kimseyi dikkate almadan arzu ettiği gibi hareket etmek. || ister… İster… Bk. İster. || İsteyenin bir yüzü, vermeyenin ik i’ yüzü (kara) [veya isteyen bir çingene vermeyen iki çingene], bir kimseden bir şey istendiğinde, istenileni yerine getirmeyeni tahkir için kullanılır. ♦ istenilm ek, edilg. f. istenme işine konu olmak: Şiirin keman sesine benzemesi istenilseydi, şiire hacet kalmazdı, keman çalardık olur biterdi (N. Ataç). ♦ İstenm ek edilg. f. istemek işine konu olmak. ♦ İstetm ek ettrg. f. istemek işini başkasına yaptırmak: Dünür gönderip kızı istetmiş. ♦ İsteyiş i. istemek işi, isteme şekli: Onu her yakalamak isteyişimde elimden bu yalvarışla kurtulur giderdi (Y. K. Karaosmanoğlu).
İSTEMEK
09
Eki