Kamboçya, resmî adı kamboçya devleti

Kamboçya, resmî adı kamboçya devleti, Khmer dilinde roat kampuchea, eskiden (1970’e değin) kamboçya kralliöi, (1970-76) KHMER CUMHURİYETİ, (1976-79) DEMOKRATİK KAMPUÇYA, (1979-89) KAMPUÇYA DEMOKRATİK halk cumhuriyeti, Güneydoğu Asya’da Çinhindi Yarımadasının güneybatısında ülke. Batı ve kuzeybatıda Tayland, kuzeydoğuda Laos, doğu ve güneydoğuda Vietnam, güneybatıda da Tayland Körfezi ile çevrilidir. Kuzey-güney doğrultusunda 450 km, doğu-batı doğrultusunda 580 km boyunca uzanır; 181.916 km2’lik bir alanı kaplar. Başkenti Phnom Penh, 1992 tahmini nüfusu 8.974.000’dir.
Kampuçya ve Kamboçya sözcükleri, ülkenin Khmer dilindeki geleneksel adını oluşturan harflerin Latin alfabesiyle yazılmış biçimleridir. Ülkenin adının Fransızca yazılış biçiminden türeyen ve Batı’da yaygın olarak kullanılan Kamboçya sözcüğü, sömürgecilik dönemine ilişkin çağrışımlar nedeniyle, 1970’te kurulan Khmer Cumhuriyeti döneminde terk edilmiş, yerine Kampuçya sözcüğü benimsenmiş, ama 1989’da-ki liberal değişiklikler çerçevesinde ülkenin adı Kamboçya Devleti olarak değiştirilmiştir.
DOĞAL YAPI. Yüzey şekilleri. Kamboçya’ nın coğrafi yapısına, ülke topraklarının yaklaşık dörtte üçünü kaplayan orta kesimdeki geniş ovalar ve ülkenin doğu kesimini boydan boya aşarak güneye doğru akan Mekong (Meköngk) Irmağı egemendir. De-
münü kapsar. Ülkenin en yüksek noktası olan Aöral Dağı (1.771 m) Dâmrei Dağla-nndadır. Güneyde Tayland Körfezi boyunca uzanan kıyı bölgesi, sık ormanlarla kaplı, nüfus yoğunluğu düşük, alçak bir şerittir. Güneybatı yükseltileri bu bölgeyi orta kesimdeki ovalardan aymr.
Kampuçya topraklarının büyük bölümünün sularını yaklaşık 646.000 km2’lik bir havzası olan Mekong Irmağı toplar. Tibet’ ten doğan ve Güney Çin Denizine dökülen bu ırmağın 506 km’lik bölümü Kamboçya sınırları içinde kalır. Irmak, her yıl yağmur mevsimine rastlayan taşkınlar sırasında çevresindeki topraklara alüvyon bakımından çok zengin tortullar bırakır. Sab Irmağı aracılığıyla Mekong Irmağına bağlanan Tönle Sab, Mekong Irmağı için bir baraj gölü işlevi görür. Yağmur mevsiminde Sab Irmağı aracılığıyla Tönle Sab’a akan Me-kong’un fazla suları, gölün yüzey alanını iki buçuk kat genişleterek 7.770 km ye, derinliğini ise beş kat artırarak 10 m’nin üzerine çıkanr. Kurak mevsimlerde ise ters yönde bir su hareketi olur. Tönle Sab bu nedenle dünyanın en çok tatlı su balığı yaşayan göllerinden biridir.
İklim, bitki örtüsü ve hayvan varlığı. Tropik bir muson ikliminin egemen olduğu Kamboçya’da iki ana mevsim yaşanır. Güneybatıdan esen güçlü muson rüzgârlarının etkisiyle yüksek miktarda yağışın düştüğü ve nem oranının çok yüksek olduğu yaz mevsimi mayıs ortalanndan ekim başına, hafif kuzeydoğu rüzgârları, düşük nem oranı ve seyrek yağışlarla belirlenen kış mevsimi ise kasım başından mart ortalanna değin sürer. Bölgelere göre de büyük farklılıklar
Takeo’da pirinç üretimi, Kamboçya

İU
binin üzerinde olan kasaba ve kentlerde yaşıyordu. Kentsel nüfus başkent Phnom Penh’de toplanmıştı. Nüfusun çoğunluğunun yaşadığı orta kesimdeki ovalarda temel yerleşim birimi, genellikle 300’den az kişinin yaşadığı köylerdi (phum). 20. yüzyılın ilk yarısında genellikle kırsal kesime hizmet veren yönetim ve ticaret merkezleri olarak kurulan kentler 1970’ten sonra hızlı bir gelişme gösterdi. Ama Pol Pot yönetiminin 1975-78 arasında kentlerde yaşayan milyonlarca kişiyi tarım komünlerinde çalışmak üzere zorla kırsal kesimlere yerleştirmesi ülkenin yerleşme dokusunda önemli değişikliklere yol açtı. Öte yandan gerek 1973’teki ABD bombardımanı, gerek Pol Pot yönetiminin devrilmesinden sonra Kızıl Khmerlerle hükümet birlikleri arasında başlayan çatışmalar birçok küçük yerleşim biriminin haritadan silinmesine neden oldu. Günümüzde kentsel nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 12’dir (1990). Başkent Phnom Penh’in nüfusu 1989’da 800 bin olarak tahmin edilmiştir. Phnom Penh’den sonraki en büyük kentler Kâmpöng Cham, Kâm-
pöng Chhnâng, Krâcheh, Poüthisât ve Svay Rieng’dir. Tahminlere göre 1987’de kentlerden hiçbirinin nüfusu 50 binin üzerinde değildi.
NÜFUS. Etnik yapı ve dinsel gruplar. Kamboçya nüfusunun ağırlığını Mon-Khmer dil öbeğine bağlı Khmerler oluşturur. Başta Hintliler, Hint-Malaylar, Daylar, VietnamlIlar ve Çinliler olmak üzere, çeşitli etnik grupların karışımından oluşan Khmerlerin toplam nüfusa oranı (1985) yüzde 88,1’dir. Öteki önemli etnik gruplar Çinliler (yüzde 4,6) ve VietnamlIlardır (yüzde 4,6). Vietnam yanlısı yönetimin işbaşına geldiği 1979’dan sonra ülkede yaşayan VietnamlIların sayısı hızla artmıştır.
Kamboçya halkının çoğunluğu Budacıdır. ıy/3ien once resmi aın oıan ıneravaaa (Hinayana) Budacılığına bağh olanların toplam nüfusa oranı (1980) yüzde 88,4’tür. Öteki dinsel grupların başında Müslümanlar gelir (yüzde 2,4). Pol Pot yönetimi sırasında kapatılan Budacı tapınakların çoğu 1979’dan sonra yeniden ibadete açılmıştır.
Demografik özellikler. 1989 verilerine göre doğum oranı binde 41,8, ölüm oranı binde 16,9, doğal nüfus artış hızı yüzde 2,49’dur. Toplam nüfus içinde 15 yaşın altındaki grubun oranı yaklaşık yüzde 40’tır. Nüfus yoğunluğu (1992) km2’de 50,9 kişidir.
EKONOMİ. Kamboçya’da büyük ölçüde tarıma dayalı, gelişme yolunda planlı bir ekonomi yürürlüktedir. 1990 verilerine göre ülkenin gayri safi milli hasılası (GSMH)
1,066 milyar ABD Doları, kişi başına düşen milli gelir ise 130 ABD Dolan’dır.
Tarım. Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) içindeki payı (1966) yüzde 40,9 olan tarım sektöründe toplam işgücünün dörtte üçü
(1980) çalışır. Pirinç Kamboçya’nın başlıca tarımsal ürünü, besin maddesi ve barış dönemlerindeki en önemli ihraç ürünüdür. Ülkenin tarıma elverişli topraklarının bü-
11 Kamboçya
yük bölümünü pirinç tarlaları kaplar. Başlıca pirinç bölgeleri Mekong Irmağı ve Tönle Sab çevresinde toplanmıştır. Sulama sistemlerinin yetersizliği nedeniyle yılda bir kez ürün alınır. Yetkililerin ithal tohumluk pirinç yerine verimi daha yüksek olan yerli tohumların kullanılması için yürüttükleri çalışmalar sonucunda pirinç üretiminde artış sağlanmışsa da üretim iç talebi karşılamaktan uzaktır. Öteki tarım ürünleri arasında az miktarda üretilen manyok, şekerkamışı, mısır, fasulye, soya ve tatlıpatates sayılabilir. Başlıca meyveler portakal, muz ve ananastır.
tsaıiKçııiK ve nayvancıiıK Kamboçya ekonomisinde önemli yer tutar. Taze, kurutulmuş, tütsülenmiş ya da tuzlanmış olarak tüketilen balık, Kamboçya halkının başlıca protein kaynağıdır. Her çiftçi geçimlik düzeyde balıkçılık da yapar. Başlıca tatlı su balıkları tatlı su levreği, sazan ve akciğerli balıktır. Başta manda olmak üzere büyükbaş hayvanların çoğu tarlalarda çeki hayvanı olarak kullanılır. 1975-80 arasında önemli bir düzeye çıkan tarım teknisyeni açığım kapatmak üzere Phnom Penh yakınlarında bir tarım enstitüsü kurulmuştur.
Madencilik, sanayi ve ticaret. Maden kaynaklan açısından yoksul bir ülke olan Kamboçya’da, Kâmpöt ilinde kireçtaşı ve fosfat yataklan bulunmuştur. Bâtdâmbâng’ da az miktarda da olsa yakut, gökyakut ve zirkon gibi değerli taşlar çıkarılır. Madencilik sanayisinin ekonomiye katkısı yok denecek kadar azdır. Çok düşük miktarda olan petrol gereksinimi bütünüyle ithalatla karşılanır.
İmalat sanayisi başta kauçuk olmak üzere, yurtiçinde üretilen tanm ürünlerinin işlenmesine dayanır ve ekonomiye son derece
KAMBOÇYA
Kamboçya 12
sınırlı bir katkıda bulunur. 1990’da 70 milyon kW-sa olan yıllık elektrik üretiminin büyük bölümü ithal yakıttan elde edilir. Az miktarda kauçuk ve kereste ihraç eden Kamboçya, yatırım ve tüketim mallarının büyük bölümünü ithal eder. Geçmişte dış ticarette en önemli yeri tutan Japonya, Tayland, Hong Kong, Fransa, ABD ve Singapur’un yerini eski Sovyet cumhuriyetleri, Vietnam, Çekoslovakya, Bulgaristan, Almanya ve Macaristan almıştır.
1975-78 arasında kesintiye uğrayan kırsal kesimdeki ticari etkinlikler yeniden canlanmaya başlamıştır. 1978’de pirinç birimlerine dayalı bir değişim sistemine geçilmesi sonucu dolaşımdan kaldırılan para, 1979’dan sonra yeniden kullanılmaya başlamış ve 1980’de riel adlı yeni kâğıt paralar dolaşıma çıkarılmıştır.
Ulaşım. Ulaşım büyük ölçüde iç kesimlerdeki akarsulara ve karayollarına dayanır. Demiryolları önem bakımından üçüncü sırada yer alır. Deniz taşımacılığının tamamına yakın bölümü yabancı gemilerle yapılır. Karayolları, Fransız sömürgeciliği döneminde, ülkenin iç kesimlerinde üretilen tarımsal ürünleri Vietnam’ın liman kenti Saygon’a (bugün Ho Şi Minh kenti) taşımak amacıyla açıldığından, ülkenin ancak belli bir kesimine hizmet vermektedir. Karayollarının çok az bir bölümü kaplanmıştır. Ağırlığım Mekong Irmağıyla Tönle Sab’ın oluşturduğu suyollarının toplam uzunluğu 2.000 km’yi bulur. Okyanus gemileri Mekong Irmağının ağzından 320 km içeride yer alan Phnom Penh’e ırmak yoluyla ulaşabilirler. Ülkenin tek açık deniz limanı Tayland Körfezindeki Kâmpöng Saöm’dadır. Yapımı 1960’ta tamamlanan liman, okyanus gemilerinin demirlemesine elverişlidir. Bölgede sanayi gelişmeye başlamış ve Kâmpöng Saom’u Phnom Penh’e bağlayan dört şeritli modern bir karayolu açılmıştır. Demiryolları devletçe işletilir. Yapımı II. Dünya Savaşı öncesinde tamamlanan Phnom Penh-Paöy Pet ile 1969’da açılan Phnom Penh-Kâmpong Saöm hatlarının toplam uzunluğu 655 km kadardır.
YÖNETSEL VE TOPLUMSAL KOŞULLAR. Kamboçya 1991’e değin tek parti sistemiyle yönetilen bir halk cumhuriyetiydi. O dönemde siyasal yaşama Vietnam destekli Kamboçya Devrimci Halk Partisi yön veriyordu. Parti 1991’de adını Kamboçya Halk Partisi olarak değiştirdi. 1981 Anayasası’na göre yasama yetkisi Ulusal Meclis adını taşıyan tek meclisli parlamentonun elindeydi. Ulusal Meclis’in 117 üyesi, Kamboçya Devrimci Halk Partisi’nin gösterdiği adaylar arasından genel seçimlerle belirlenirdi. Ülu-sal Meclis üyeleri arasından seçilen Devlet Konseyi, meclisin daimi organıydı. Devlet Konseyi başkanı, aynı zamanda devlet başkanlığı ve silahlı kuvvetler başkomutanlığı görevlerini yürütürdü. Yürütme yetkisi, Ulusal Meclis içinden seçilen Bakanlar Ku-rulu’na aitti. Hükümet, çalışmalarında Ulusal Meclis’e karşı sorumluydu. 1991’de iç savaşı sona erdiren barış antlaşmasının imzalanmasının ardından yönetimi, ülkedeki dört siyasal grubun temsilcilerinden oluşan Sihanouk başkanlığındaki Yüksek Ulusal Konsey üstlendi.
Kamboçya’da sağlık hizmetleri sistemini yeniden kurmaya yönelik çalışmalar sürmektedir. Açılan yeni hastane ve kliniklere karşın, 27 bin kişiye bir hekimin düştüğü
(1988) Kamboçya’da sağlık personeli sıkıntısı önemini korumaktadır. Sıtma ve şistozo-miyaz gibi hastalıklarla, kötü ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan sağlık sorunları
yaygındır. Ortalama ömür (1989) erkeklerde 46,5 yıl, kadınlarda 49,4 yıl, bebek ölüm oranı (1986) binde 140’tır.
Demokratik Kamboçya yönetimi sırasında kapanan orta dereceli okullarla yükseköğretim kuruluştan yeniden eğitime açılmaktadır. Eğitimin 6-12 yaş arasında zorunlu olduğu Kamboçya’da nüfusun yanya yakın bölümü (1980) okuryazar değildir. Bütün eğitim ve öğretim kuruluştan hükümet dene-timindedir.
KÜLTÜREL YAŞAM. Khmer İmparatorluğu ulaştığı kültür ve sanat düzeyiyle Asya uygarlığına önemli katkılarda bulunmuştur. Angkor döneminden kalma Angkor Wat ve Angkor Thom tapınaklan mimarlık ve heykel sanatının seçkin örneklerini oluşturur. Fransa’dan bağımsızlığın kazanılmasından
(1953) sonra kültürel yaşamı canlandırmak amacıyla başlatılan çalışmalar çerçevesinde bir ulusal tiyatro ve bale okuluyla bir ulusal müzik okulu ve bir güzel sanatlar üniversitesi kurulmuştur. Aynı dönemde ilk ve orta öğrenimi yaygınlaştırmak için etkin bir çaba yürütülmüştür. Kültürel yaşamda en önemli yeri tutan müziğin yanı sıra dans ve tiyatro gibi sahne sanatları da gelişmiştir. Başlıca el sanatı ürünleri dokumalar, altın ve gümüş işleri, çeşitli mücevherler ile ahşap ve taştan yapılma heykellerdir.
TARİH. Tarihöncesi ve Antik Çağ. Kamboçya’nın tarihöncesi dönemine ilişkin bilgiler son derece sınırlıdır. Orta ve kuzey kesimlerde yapılan kazılarda Neolitik Çağdan kalma buluntular ele geçirilmişse de, bunla-nn Çinhindi Yanmadasından geçen çeşitli etnik gruplardan hangilerine ait olduğunu saptamak olanaksızdır.
Kamboçya tarih boyunca birbirini izleyen göç dalgalarına sahne oldu. Bölgenin ilk sakinleri olan Avustralya coğrafi ırkından gelen halklan, Melanezyalılar ve EndonezyalIlar izledi. Ülkeye sonradan yerleşen Khmerler önce Funan Devleti, ardından da Chen-la Krallığı aracılığıyla siyasal denetimi ele geçirdiler.
İS 1. yüzyılda kurulduğu söylenen Funan Devleti’nden önceki Kamboçya tarihine ilişkin aynntılı bilgi yoktur. Bu dönemde ırmak ve göl kıyılannda yaşayan ve geçimlerini tanm, hayvancılık ve avcılıkla sağlayan topluluklann cilalı taş, kemik ve demir ok uçlan kullandıklan bilinmektedir. Metal eşya yapımını bilen halkların bölgeye İS 1. yüzyıldan önce geldiği ve İS 4. yüzyılda metal işleme alamnda son derece ileri bir düzeye ulaştığı da kesindir. Bununla birlikte çeşitli kazılar cilalı taş aletlerin ağırlıkta olduğu Neolitik kültürün, metal eşya yapımına dayanan bu ileri kültürün yanında, uzun yıllar varlığını koruduğunu göstermektedir.
Kamboçya tarihine ilişkin güvenilir bilgiler Funan Devleti’nin yükseliş dönemiyle birlikte başlar. Funan’ın yabancı bir Brahman tarafından kurulduğunu belirten efsane, Hint kültür ve düşüncesinin Çinhindi bölgesindeki etkisinin göstergesi olarak yorumlanmaktadır. Bugün çoğu tarihçi bölgeye değişik tarihlerde küçük gruplar halinde gelen Budacı tüccarların ve Brahmanlann zamanla önemli konumlara yükselerek, ileri kültürel ve sanatsal birikimleriyle dinlerini yaydıkları görüşünde birleşmektedir.
Yaklaşık 245’te ülkeyi ziyaret eden iki Çinli elçinin yazdıklanna göre, Kral Fan Shiman (hd y. 205 – y. 225) ve Fan Zhan’m (hd y. 225 – y. 240) yönetimi altında Funan’ın egemenliği Mekong ve Sab ırmak-lannın aşağı kesimleriyle Malakka Yanm-adasının bir bölümüne kadar yayılmıştı. Ülkede Hintçeye dayalı bir yazı kullanılıyor, hükümdar surlarla çevrili kentlerde yaşayan halktan vergi olarak değerli taş ve madenlerle parfümler topluyordu.
Funan’ın Çin ve Hindistan’la resmî ilişki ri Fan Zhan ve Fan Xun’ün (hd y. 240 -287) hükümdarlıklan sırasında yoğunlı kazandı. 357’de tahta çıkan Çandan ardıllarının yönetimleri sırasında Hint ki türünün Funan üzerindeki etkisi iyice art Gene bir Brahman olan Çandan’ın ard Kaundinya ülkede Hint yasalanna ve yön tim modeline dayalı birçok reform başlatl Funan gücünün doruğuna Kaundinya J yavarman’ın (ö. 514) hükümdarlığı sırasu da ulaştı. Bu dönemde krallık dolaylı yolla dan Akdeniz bölgesiyle bile ticari ilişkile olan zengin bir devlet durumuna geld Ülkenin iç kesimlerinde karmaşık bir uli şım ve sulama kanalları ağı kuruldu. Hi kümdarların dini olan Hindu dininin yaı sıra halk arasında Budacılık da yaygınlaşma ya başladı.
Jayavarman’ın yerine geçen Rudravarma: (hd 514-539) bağımsız Funan’ın son hüküm dan oldu. Funan, Rudravarman’ın torunla nndan Bhavavarman’m kendisini Funan vı Çenla hükümdarı ilan etmesiyle bağımsız lığım yitirdiyse de, uzun yıllar özerkliğin koruyarak 7. yüzyılın başlanna değin Çin’i elçi yollamaya devam etti. Bhavavarman’m yerine kardeşi Chitraseni (y. 600 – y. 611) geçti. Chitrasena’nın oğk Işanavarman’ın (y. 611 – 635) kral olmasından sonra Çenla hükümdarlarının Funan üzerindeki baskısı iyice arttı. İşanavarman döneminde Çenla Devleti güneyde ve batıda yeni topraklar kazandı. Kralın bir Çam prensesiyle evlenmesi, bugün Vietnam’ın güneyinde kalan topraklara egemen olan Çampa Devleti’yle iyi ilişkileri daha da pekiştirdi.
İşanavarman’ın ardılları II. Bhavavarman ve I. Jayavarman’m hükümdarlıklan sırasında (7. yy), Khmerler bütün Çinhindi Yarımadasını egemenlikleri altına aldılar. Hızla büyüyen topraklarını denetlemekte güçlük çeken Çenla hükümdarlarının krallığı iki ayn bölgeye ayırma uygulamasının bu dönemde başladığı sanılmaktadır. Sanat alanında da büyük ilerlemelerin kaydedildiği bu dönemde, Budacılık ve Hindu dinleri yayılmaya devam ederken, Khmer-lerin geliştirdikleri ileri sulama teknikleri de uygulanmaya başladı.
İ. Jayavarman’ın ölümünün ardından Çenla Devleti birbirine rakip küçük prensliklere bölündü. Ülkenin kuzey kesimi eski gücünü önemli ölçüde korumayı başarırken, güney kesimi hanedan kavgalan nedeniyle giderek zayıf düştü. Güneyden geçen büyük doğu-batı ticaret yolunun yönünün değişmesi ve Hindistan’la olan kültürel ilişkilerin zayıflaması, gerileme sürecini daha da hızlandırdı. Bununla birlikte 8. yüzyılın ikinci yarısına değin canlılığını koruyan sanat yaşamı, Khmer hükümdarı II. Jayavarman’m (hd y. 802 – 850) başlattığı Angkor hanedamyla birlikte yeni bir kültürel canlanmaya temel hazırladı.
Angkor dönemi. 8. yüzyılın ikinci yarısında, Cava Adasında hüküm süren Şailendra hanedanı hükümdarlarının Kamboçya’yı nüfuz alanlan içine aldıkları sanılmaktadır. Yaklaşık 800’de Cava’dan Kamboçya’ya gelerek krallığını kuran II. Jayavarman, Angkor’un doğusundaki Kulen Tepelerinde bulunan başkenti Mahendraparvata’da katıldığı bir Şivacı Hindu töreninde devaraca (tann-kral) olarak kutsandı. Jayavarman’ın ardıllannın da aynı törenden geçerek devaraca unvanını aldıklan ve kendilerini yeryü-zündeki hiçbir gücün egemenliğini kabul etmeyecek evrensel hükümdarlar olarak gördükleri Angkor dönemi, Khmer uygarlığının klasik dönemi olarak kabul edilir.
II. Jayavarman’m ölümünden sonra tahta çıkan oğlu III. Jayavarman (hd 850-877) ardında kalıcı bir iz bırakmadı. Yerine
geçen kuzeni I. Indravarman, Angkor’un güçlenmesinde önemli rol oynadı. İndra-varman’ın inşa ettirdiği büyük sulama sistemiyle pirinç üretiminde önemli bir artış sağlandı. Sonraki hükümdarlar tarafından daha da geliştirilen bu sistem, sınırlı bir bölgede yoğun bir nüfusun barınmasına ve son derece merkezileşmiş bir yönetimin kurulmasına olanak sağladı. İndravarman’ m ardılı I. Yaşovarman (hd 889-900), babasının başlattığı çalışmalan sürdürerek krallığı daha da güçlendirdi ve egemenliği altındaki topraklan Funan Devleti’nin gücünün doruğunda olduğu sıradaki sınırlarına kadar genişletti. Yaşovarman’ın ölümünü izleyen 100 yıllık süre içinde tahta çıkan altı hükümdar döneminde yaşanan en önemli siyasal olay, IV. Jayavarman (hd 928-942) tarafından yeri değiştirilen başkentin 11. Racendravarman (hd 944-968) tarafından eski yerine taşınması oldu. II. Racendravar-
Budacılığı kayırmasının ve Çamların kışkırtmalarının yol açtığı ayaklanmalara ve savaşlara karşın bu dönemde bayındırlık alanında önemli çalışmalar başlatıldı. Uda-yadityavarman’m batıda inşa ettirdiği büyük gölet, Angkor çevresindeki tarım alanlarının genişlemesini sağladı. Yerine geçen kardeşi III. Harşavarman (hd 1066-80) Çam ordusunun Kampuçya içlerine kadar ilerleyerek Sambhupura’yı yağmalamasına engel olamadı. Harşavarman’ı devirerek tahta çıkan VI. Jayavarman’ın (hd 1080-1107) hiçbir zaman başkent Angkor’u ele geçire-mediği sanılmaktadır. Harşavarman’ın akrabalarının VI. Jayavarman’a ve ardılı I. Dharanindravarman’a (hd 1107-13) karşı yürüttükleri mücadele, II. Suryavarman’ın direnişi bastırarak 1113’te tahta çıkmasına değin sürdü.
Suryavarman, egemenliğini kabul eden Çampa kralının kuzeyde VietnamlIlara kar-
13 Komboçya
Jayavarman’ın ölümünden sonra (y. 1215 ya da en geç 1219) Khmer Devleti yeni bir gerileme dönemine girdi. Çamlar 1220’de yeniden bağımsızlıklarını kazanırken, 1238’de batıda bağımsız bir Tay devleti kuruldu. Aynı dönemde Malakka Yarımadası üzerindeki Khmer egemenliği de sona erdi. Khmer Devleti’nin sürekli toprak kaybına uğramasına karşın, Angkor 13. yüzyılda da varlıklı ve görkemli bir kent olma özelliğini korudu. Öte yandan VIII. Jayavarman’ın uzun süren hükümdarlığı sırasında (1243-95) Hindu dininin yerine devlet dini olarak Theravada Budacılığı benimsendi. Din değişikliğinin ardından Sanskrit hızla önemini yitirdi ve Pali kutsal dil durumuna geldi.
Tay hükümdarı Ramkhamhaeng’in ölümüyle (y. 1317), Tayların Khmer Devleti’ne yönelik tehdidi kısa süre için de olsa ortadan kalktı. Ama yeni Khmer hükümdarlarının ülkenin ekonomik yaşamının temelini oluşturan karmaşık su ve kanal sistemini ihmal etmeleri ve sistemin savaşlar sırasında gördüğü zararlar ekonomik yaşamda büyük bir sarsıntıya yol açarak, Khmer Devleti’nin Tayların egemenliği altına girmesiyle sonuçlanan gelişmelere zemin hazırladı. Aynı dönemde su ve kanal sisteminin bozulmasının da etkisiyle baş gösteren sıtma salgınları ile hanedan kavgaları da Khmerlerin zayıflamasında önemli rol oynadı. 1369 ve 1389’da iki kez Taylar tarafından işgal edilen Angkor, 1444’teki üçüncü ve son saldırıyla kesin olarak Tayların eline geçti. İstiladan sonra Angkor’u terk eden kralın Khmer sarayını güneydeki Phnom Penh kentine taşımasıyla, Khmer tarihinde Angkor dönemi kapanırken, Khmer Devleti’nin çöküş dönemi de başlamış oldu.
Tay ve Vietnam egemenliği. Angkor’un terk edilişini izeleyen 50 yıllık dönem, Khmer hükümdarları arasındaki hanedan kavgaları ve Taylar ile Khmerler arasında sürekli savaşlarla geçti. Bu dönemde Bir-manlann Tay topraklarına yönelik saldırılarından yararlanan Khmer hükümdarı Chan (1516-66), Tay topraklarının içlerine kadar ilerleyerek 1564’te başkent Ayutthaya’ya ulaştı. Onun oğlu I. Barom Reachea (hd 1566-76) Angkor’u ele geçirerek kısa bir süre için yeniden başkent yaptı. Ama Bir-manlann oluşturduğu tehdidin üstesinden gelmeyi başaran Taylar, Kral Naresuan döneminde Phnom Penh’in hemen kuzeyinde, Lovek’te kurulan yeni Khmer başkentini ele geçirerek (1594) Khmerlere ağır bir darbe daha indirdiler.
Lovek’in Tayların eline geçmesinden önce, Kamboçya kralı Satha (hd 1576 – y. 1594) Asya’nın güneydoğusunda koloniler kurmuş olan Ispanyol ve Portekizlilerden yardım almak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunmuştu. Ama İspanyol birlikleri Lovek’in düşüşünden iki yıl sonra Kamboçya’ ya girdiklerinde, tahtta Satha’yı devirerek kendini kral ilan etmiş olan Chung Prei bulunuyordu.
Chung Prei’yle anlaşamayan Ispanyollar Srei Sânthör’daki kraliyet sarayına bir saldırı düzenleyerek kralı ve oğlunu öldürdüler. Ardından da Satha’nm oğullarından birini
II. Barom Reachea (hd 1597-99) adıyla tahta çıkardılar. Bu olay ülkedeki yabancı egemenliğine tepki duyan ve tahta Satha’ nın kardeşi Soryopor’u geçirmeyi amaçlayan yüksek devlet görevlileri arasında büyük huzursuzlukların doğmasına neden oldu. 1599 ortalarında Phnom Penh’deki İspanyol garnizonuna, çok sayıda İspanyol askerinin ölümüyle sonuçlanan bir saldın düzenlendi. Soryopor bu olaydan dört yıl
Angkor Wat’m (Angkor Tapınağı) bir duvarından ayrıntı
£3C Ajansı
man’ın ardılı V. Jayavarman (968-1001) önceki kralların Çampa’yı denetimi altında tutmaya yönelik çabalarını sürdürdü ve bilimin gelişmesi için çaba harcadı. Hükümdarlara çoğunun Şivacı olmasına karşın, Budacılık 10. yüzyılda gelişmesini sürdürdü.
Angkor’un karmaşık bürokratik yapısı, görünüşte mutlak bir güç taşıyan hüküm-darlann iktidarını sınırlayan önemli bir etkendi. Yasal konularda son sözü söyleme hakkı olan hükümdar, zaman zaman başkomutanlık görevini de üstlenirdi. Ama zamanının büyük bölümü çeşitli törenler ve dinsel görevlerle geçerdi. Bilgin Brahman-lardan ve askeri önderlerden oluşan bürokrasi ayn bir sınıf oluşturuyordu. Özellikle başkentten uzak bölgelerde büyük bir nüfuz elde eden bürokratların kendi adlanna tapınaklar kurma hakkı vardı. Büyük devlet memurlanyla köylüler ve köleler arasında yer alan toprak sahiplerinin başkentle ilişkileri son derece sınırlıydı.
11. yüzyılda tahtın meşru vârisi I. Udaya-dityavarman’ı devirerek kral olan I. Suryavarman (hd y. 1002-50), uzun yıllar süren bir iç savaştan sonra 1011 ’de krallığı bütünüyle denetimi altına aldı. Ardından bugün Tayland’ın güneyinde kalan topraklann büyük bölümü ile Mekong Vadisi çevresindeki topraklann Luang Prabang’a kadar olan kesimini sınırlarına kattı. Uzun süren hükümdarlığı sırasında eski tapmakların çoğunu onarttı ve yapımı yarım kalmış olanları tamamlattı. Suryavarman’ın yayılmacı politikasını sürdüren oğlu II. Udayadityavar-man’ın yönetimi (1050 – 66) sırasında ülkede birçok ayaklanma çıktı. Hükümdann
şı düzenlediği seferlere katılmayı reddetmesi üzerine, topraklannı krallığına kattı. Bu seferler sırasında, bugün Vietnam’ın kuzeyinde yer alan Thanh Hoa’ya kadar ilerledi ve Malakka Yanmadasını da nüfuz bölgesi içine aldı. Aynca başta Khmer sanatının en görkemli örneklerinden biri olan Angkor Wat tapmak grubu olmak üzere birçok önemli yapıyı inşa ettirdi; Şivacılık ve Vişnuculuğun karışımından oluşan yeni bir devlet dini kurdu. Ama hükümdarlığının son yıllannda, yayılmacı dış politikasının ve büyük yapım harcamalarının neden olduğu ciddi mali güçlüklerle karşı karşıya kaldı. Bütün çabalanna karşın VietnamlIlara egemenliğini kabul ettiremediği gibi, ölümünden bir yıl önce (y. 1150) Çamlann yeniden bağımsızhklanm kazanmalarını da önleyemedi. Suryavarman’ın ölümünü izleyen gerileme döneminde patlak veren birçok ayaklanmanın yanı sıra Çamlann Angkor sımrlanna düzenlediği saldınlar da yoğunluk kazandı. Sonunda sının geçmeyi başaran Çamlar 1177’de başkent Angkor’u ele geçirdiler.
Angkor’un içinde bulunduğu kargaşa VII. Jayavarman’m sürekli savaşlarla geçen uzun bir dönemin ardından 1181’de tahta çıkmasına değin sürdü. II. Suryavarman’la birlikte en büyük Angkor hükümdarlanndan biri olan VII. Jayavarman, hanedan içi çatışmalardan yararlanarak Çam Krallığı’m toprak-lanna katmayı başardı (1203). Ülke içinde mutlak bir denetim kurduktan sonra, hem ülkenin güney ve batı kesimlerine, hem de Malakka Yanmadasımn bazı bölümlerine egemenliğini kabul ettirdi. Angkor Wat kadar görkemli bir yapı olan Angkor Thom tapınak grubu da bu dönemde inşa edildi.
Kamboçya 14
sonra, Tay ordusunun yardımıyla Kamboçya’ya girip IV. Barom Reachea (hd 1603-18) adıyla tahta çıktı.
Bu tarihten Fransız protektorasının kurulduğu 1863’e değin Kamboçya tahtına çıkan kralların hemen hepsi, rakiplerinin tehditleri karşısında tahtta kalabilmek için Vietnam’dan ya da Siyam’dan yardım istemek zorunda kaldılar. Siyam egemenliğine son vererek bağımsızlığını ilan eden II. Chey Chetta (hd 1618-28), konumunu güçlendirmek amacıyla Vietnam’.ın güneyinde yaşayan Nguyenlerden destek istedi. Ama VietnamlIlar yardım karşılığında, o tarihe değin Kamboçya’ya ait olan Saygon (bugün Ho Şi Minh İcenti) yakınlarındaki bölgeye VietnamlIların yerleşmesine izin verilmesini istediler. Bu tarihten sonra Khmer tahtını ele geçirmeye çalışan bütün rakip prensler, toprak yitirmeyi de göze alarak Tayların ya da VietnamlIların desteğini kazanmaya çalıştılar. VietnamlIlar Kamboçyalı prenslere yaptıkları yardımlar karşılığında eski Khmer topraklarındaki Vietnam yerleşmelerinin sayısını artırırken. Taylar Kamboçya’ya egemenliklerini kabul ettirmek için uyguladıkları baskıları yoğunlaştırdılar.
18. yüzyılın sonuna gelindiğinde VietnamlIlar doğuda, Taylar ise batıda geniş topraklar üzerinde kesin olarak egemenliklerini kurmuşlardı. Sonradan Gia Long adıyla Vietnam tahtına çıkan Nguyen Anh ülkesinde birliği sağlamaya çalışırken, Bangkok’ taki Tay sarayı Kamboçya kraliyet ailesinin denetimine girmişti. Bangkok’ta taç giydikten sonra, Tay ordusunun desteğiyle Khmer başkentinde tahta çıkan Kral Eng’in (hd 1779-96) ölümünden sonra yerine çocuk yaştaki Ang Chan geçti. Ang Chan’la kendisini devirmeyi amaçlayan kardeşleri arasındaki taht kavgası, ancak Kamboçya’nın hem Tayların, hem de VietnamlIların egemenliğini kabul etmesiyle sona erdi.
Ang Chan’ın ölümünden sonra tahta güçsüz bir prenses çıkarmayı başaran VietnamlIlar bütün ülkeyi denetimleri altına aldılar. 1841’de Tay birliklerinin desteğiyle Bangkok’tan ülkesine dönen Duong’un (hd 1848-60) tahta çıkmasından sonra Kamboçyalılar son derece kısıtlı da olsa bir özgürlük dönemi yaşadılar. Ülkenin Fransız sömürgesi olmasından önceki son Kamboçya kralı olan Duong’un devlete eski gücünü kazandırmaya yönelik çabalan sonuçsuz kaldı ve hükümdarlığının son yıllan ayaklanmalarla geçti. Fransız egemenliği. 1860’ta tahta çıkan Kral Norodom’un 1863’te Fransızlarla ülkenin dışişlerinin denetimininin Fransa’ya bırakılmasını öngören protektora antlaşmasını imzalaması, Kamboçya’da Fransız sömürge yönetiminin kurulması yolunda atılan ilk adım oldu. Fransızlar, Norodom’la üvey kardeşi Prens Sisowath arasındaki iktidar çekişmesinden de yararlanarak, 1870’lerin ortalarında ülkeyi bütünüyle denetimleri altına almaya yönelik baskılarını yoğunlaştırdılar. Bu baskıların sonucunda Norodom’un Haziran 1884’te Cochinchine (Fransız yönetimi sırasında Vietnam’ın güneyi) valisi Charles Thomson’la imzalamak zorunda kaldığı yeni antlaşmayla Kamboçya, Fransa’nın sömürgesi durumuna geldi. Antlaşmanın hemen ardından Ocak 1855’te başlayan ve II. Dünya Savaşı’na değin Kamboçya’da Fransızlara karşı girişilen tek silahlı direniş hareketi olan ayaklanma iki yıl sürdü. Ayaklanmayı bastırmada büyük güçlük çeken Fransızlar, direnişi ancak krala bazı ödünler verip karşılığında halka silahlarını bırakma çağnsında bulunmaya ikna ederek kırabildiler. Fransızlar bu tarih-
ten sonra üst düzey Kamboçya devlet görevlileri arasındaki işbirlikçi eğilimlerden de yararlanarak, denetimi aşamalı olarak ele geçirme politikasını benimsediler. Phnom Penh’deki Fransız sömürge yönetiminin temsilcisinin 1897’de Kamboçya Bakanlar Kurulu’nun başkanlığını üstlenmesiyle, kral yönetim üzerindeki fiili denetimini yitirdi.
Norodom’un 1904’te ölmesinin ardından tahta çıkan Sisovvath 1927’ye değin süren hükümdarlığı sırasında Fransızlarla hiçbir çatışmaya girmedi. Fransızlann göstermelik de olsa monarşi yönetimini yaşatma politikaları, Kamboçya’da Vietnam’dakinin tersine milliyetçi ve bağımsızlıkçı hareketlerin gelişmesini geciktirdi. Sisowath döneminde yaşanan tek önemli olay, köylülerin ağır vergilerin ve angaryanın kaldırılması için başlattıkları kitlesel protesto gösterileri oldu (1916). Olaylar, kralın köylülere yaşam koşullannın düzeleceğine ilişkin güvence vermesiyle kısa sürede yatıştı. Sisovvath’tan sonra tahta çıkan oğlu Monivong döneminde (1927-41) ülkenin doğu kesiminde kauçuk plantasyonları kurulmaya başladı. Monivong 1941’de öldüğünde, Japonlar Çinhindi Yanmadasını işgal etmiş ve bölgenin denetimini fiilen Fransızların elinden almış bulunuyorlardı. Fransa’nın Kamboçya üzerindeki egemenliğini güvence altına almayı amaçlayan Fransız genel valisi Amiral Jean Decoux, Monivong’un yerine, o sırada henüz 18 yaşında deneyimsiz bir delikanlı olan torunu Prens Norodom Sihanouk’u tahta çıkardı. Sihanouk Mart 1945’te Çin-hindi Yarımadasında Fransız egemenliğinin son bulmasının ardından, ülkesinin bağımsızlığını ilan ettiyse de, Fransa’yla işbirliği politikasını sürdürdü. II. Dünya Savaşı’n-dan sonra Kamboçya’nın özerk devlet statüsüyle Fransız Birliği’ne katılmasıyla Fransa Kamboçya üzerinde bir kez daha kesin bir denetim sağladı. Bunu izleyen dönem halk arasında tam bağımsızlıkçı eğilimlerin güçlendiği, parlamento içindeyse meşruti monarşi yanlılanyla mutlakıyet yanlıları arasındaki mücadelenin şiddetlendiği bir dönem oldu. Siyasal kargaşaya son verme gerekçesiyle Ocak 1953’te parlamentoyu dağıtıp sıkıyönetim ilan eden Sihanouk, uluslararası düzeyde ülkesinin bağımsızlığından yana bir kamuoyu oluşturmak üzere Kamboçya’dan ayrıldı.
Bağımsızlığın kazanılması. Fransa’nın 9 Kasım 1953’te Kamboçya’nın bağımsızlığını tanımasından sonra, Mayıs 1954’te toplanan Cenevre Konferansı’nda Sihanouk hükümeti. Kamboçya’nın tek yasal hükümeti olarak kabul edildi. Böylece Vietnam’ın bağımsızlığı için mücadele eden Viet Minh kuvvetlerinin Kamboçya’daki müttefiklerinin ülke yönetiminde söz sahibi olma şansları ortadan kalktı. Kamboçya’da siyasal yaşama damgasını vuran çekişmeler bağımsızlığın ilanından ve I. Çinhindi Savaşı’nın (1946-54) sona ermesinden sonra da sürdü. Sihanouk Mart 1955’te babası Norodom Sura-marit lehine tahttan çekilerek Sosyalist Halk Topluluğu adlı siyasal bir hareket kurdu. Sihanouk’a ve vatana bağlılık ilkesine dayanan hareket, Eylül 1955 seçimlerinde Ulusal Meclis’teki bütün sandalyeleri kazandı. 1957’de başbakanlığı üstlenen Sihanouk, babasının ölümünden (1960) sonra devlet başkanı unvanını aldı.
Vietnam’ın ABD’ye karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşının başlangıcında tarafsız bir politika izleyen Sihanouk, Mayıs 1965’te Washington’la ülkesi arasındaki ilişkilere son vererek Çin’le, Kuzey Vietnam’la ve Güney Vietnam’ın bağımsızlığı için mücadele eden Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi ile yakın bir işbirliği politikası izlemeye başladı. Bu
karar başta ordu olmak üzere tutucu çe\ lerde ciddi huzursuzlukların doğmasına den oldu. Öte yandan Sihanouk’un ü içindeki radikal muhalefet güçleri üzerin ki baskıcı tutumu, çoğu yurtdışında öğreı görmüş, sol görüşlü genç Kamboçyal arasındaki hoşnutsuzluğu artırdı. 1967 patlak veren köylü ayaklanmasının arı dan ordunun ve öteki tutucu çevrelerin kisi altına giren Sihanouk, solculara k yoğun bir baskı politikası izlemeye başl; 1969’a gelindiğinde Sihanouk’un iktid daki konumu büyük ölçüde sarsılmış, ord la sol muhalefet güçleri arasındaki çatışıl lar yoğunlaşmıştı. Sihanouk’u ülkenin iç de bulunduğu istikrarsızlığın baş sorumh olarak gören General Lon Nol ve Pr( Sisowath Sirik Matak önderliğindeki şaj lar ABD’den gizlice yardım gören Özj Khmerler örgütünün de desteğiyle Sil nouk’u devirmek üzere darbe hazırlıklan giriştiler. Ardından Sihanouk’un yurtdış aa bulunmasından yararlanarak 18 M; 1970’te bir darbeyle yönetimi ele geçirdil Darbeden sonra Pekin’e sığınan Sihanoı burada bir sürgün hükümeti kurdu ve L Nol rejimini devirmeyi amaçlayan Kamb< ya Birleşik Ulusal Cephesi’nin başkanlığ üstlendi. Bundan kısa bir süre sonra Ma 1970’te ABD ve Güney Vietnam birlikle nin ülkeyi istila etmeleriyle Kamboçya Çinhindi Savaşı’nın (1965-75) taraflannd biri durumuna geldi. Lon Nol yöneti ABD’den gördüğü askeri ve mali deste karşın, Khieu Samphan, Hou You ve I Nim önderliğindeki devrimci Khmer biri: lerinin kırsal kesimde hükümet birlikleri karşı yürüttüğü silahlı mücadeleyi denet altına alamadı. Phnom Penh Nisan 1975 devrimci birliklerin eline geçti.
Sihanouk Eylül 1975’te devlet başka sıfatıyla Phnom Penh’e döndüyse de, Ocak 1976’da ülkenin adını Demokral Kampuçya olarak değiştiren yeni ana} sanın kabul edilmesinin ardından göı vinden çekildi. Mart 1976’da yapılan g nel seçimlerden sonra Khieu Samphan de let başkanı, Pol Pot başbakan oldu. 191 de ise Çin çizgisindeki Komünist Pa resmen devlet partisi olarak tanındı. 2 yüzyılın en kanlı rejimlerinden biri olar; kabul edilen Pol Pot yönetimi sırasınd kentlerde yaşayan milyonlarca kişi zor köylere yerleştirilerek, ülkenin tanms üretimini artırmak üzere kolektif çiftlikle de çalışmaya zorlandı; rejim düşmanı il« edilenler aileleriyle birlikte toplu olan katledildi. Öte yandan Kampuçya ve Vie nam arasında yoğunlaşan sınır çatışmala Aralık 1977’de iki ülke arasındaki ilişkileri tamamen kopmasıyla sorfuçlandı. Pol P< rejiminin Çin Halk Cumhuriyeti’yle ola ilişkilerini daha da sıklaştırmasının ardu dan Kampuçya’ya yönelik Vietnam saldır lan şiddetlendi. Bu dönemde Vietnam’la si ren savaşın vanı sıra ekonomik sistemin fe ce uğraması nedeniyle baş gösteren açlık v salgın hastalıklar sonucu ölenlerin sayısımı siyasal nedenlerle öldürülenlerle birlikte bi milyonu bulduğu tahmin edilmektedir. Ocak 1979’da Phnom Penh’i ele geçire Vietnam birliklerinin desteğindeki Ulus; Kurtuluş İçin Kampuçya Birleşik Cephes ne bağlı gerillalar Pol Pot rejimini devirere Heng Samrin başkanlığında yeni bir hükü met kurdular. Phnom Penh’in düşmesindeı sonra Çin Halk Cumhuriyeti’ne kaçan Pc Pot ve Khieu Samphan’m kurdukları direni örgütüne bağlı Kızıl Khmerler ülkenin adın Kampuçya Halk Cumhuriyeti olarak değiş tiren Heng Samrin yönetimine yönelik geril la saldırılarını sürdürürken, eski Kampuçy; başbakanlarından Son Sann önderliğindek aşın sağcı Khmer Ulusal Halk Kurtulu Cephesi ile Sihanouk önderliğindeki Siha
nouk’çu Ulusal Ordu da direnişe katıldı. Î988’de Heng Samrin hükümeti ile direniş örgütleri arasında uzlaşma sağlamaya yönelik görüşmeler başladı. Aynı yıl Heng Sam-nn’in yerini alan Hun Sen 1989’da bazı liberal değişiklikler yaptı. Bunlar arasında ülkenin adının Kamboçya Devleti olarak değiştirilmesi, Budacıhğın yeniden ulusal din ilan edilmesi ve özel mülkiyete izin verilmesi bulunuyordu. Vietnam’ın ülkedeki bütün birliklerini eylüle değin geri çekeceğini açıklamasına karşın Kızıl Khmerler’le Vietnam’dan destek alan Phnom Penh kuvvetleri arasındaki çarpışmalar 1989’da da sürdü. Taraflar arasında uzlaşma sağlamaya yönelik girişimlerden 1990’da da sonuç alınamadı. Sonunda Ekim 1991’de Paris’te iç savaşı sona erdiren bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşma uyarınca yönetimi dört grubun temsilcilerinden oluşan Sihanouk başkanlığındaki Yüksek Ulusal Konsey üstlendi. Aynca bazı bakanlıkların yönetimini üstlenmek, tarafların askeri güçlerini azaltma koşullarına uyup uymadıklarını denetlemek \e seçimler için gerekli hazırlık çalışmalarını \iırütmek üzere BM Geçici Kamboçya İdaresi (UNTAC) oluşturuldu. Yüksek Ulusal Konsey Ocak 1992’de basına özgürlük tanıma ve siyasal partilerin kurulmasına izin verme kararı aldı. Şubat 1992’de ise, Yüksek Ulusal Konsey UNTAC’ın 1993’te yapılması öngörülen seçim hazırlıklarını denetlemek üzere askeri bir güç oluşturma kararını onayladı. Bu arada Kızıl Khmer-lerin UNTAC’la işbirliğini reddetmesi gerginliklere ve ateşkesi bozar/ çatışmalara yol açtı.
” Mayıs 1993’te yapılan seçimlerden sonra, en çok oyu alan Bağımsız, Tarafsız, Barışçı işbirlikçi Bir Kamboçya İçin Birleşik Ulusal Cephe ile onu izleyen Kamboçya Halk Partisi bir koalisyon hükümeti kurdu. Eylülde anayasada değişiklik yapılarak Devlet Başkanı Sihanouk kral ilan edildi. Son yıllardaki gelişmelere ilişkin ayrıntılı bilgi ve istatistikler için bak. ANA YILLIK.
Kambriyen Dönem, Kambriyen Sistem kayaçlarının oluştuğu jeolojik zaman dilimi; Yer’in jeolojik tarihinin ayrıldığı 11 dönemin en eskisidir. Birkaç jeolojik bölüm bir dönemi, birkaç dönem de daha büyük bir jeolojik birim olan zamanı oluşturur. Paleo-zoyik (Birinci) Zamanın (y. 570-225 milyon yıl önce) ilk dönemi olan Kambriyen Dönem (y. 570-500 milyon yıl önce) Prekam-briyen Zamanı (y. 4 milyar – 570 milyon yıl önce) izler ve Ordovisiyen Dönemden (y. 500-430 milyon yıl önce) önce gelir. Kambriyen Dönemin yaklaşık 70-90 milyon yıl kadar sürdüğü tahmin edilmektedir; buna karşılık bu dönemin yaklaşık 500 milyon yıl önce sona erdiği bütün jeologlarca kabul edilmektedir.
Fanerozoyik Üstzamanm (Prekambriyen zamanın sonundan günümüze) en eski zaman dilimi olan Kambriyen Dönem, tüm dünyada kalkerli kabuklu deniz hayvanlarının ortaya çıkışıyla başlar; bu canlıların nasıl geliştiği henüz açıklanamamıştır. Kambriyen Sisteme adını, 1835’te Galler’deki Cambria’da araştırmalar yapan İngiliz jeolog Adam Sedgvvick vermiştir; bu sistem, genel olarak Alt, Orta ve Üst Kambri-yen’e karşılık gelen ve birbirini izleyen Comley, St. David ve Merioneth dizilerine ayrılır. Kimi zaman Caerfai Dizisi olarak da adlandırılan Comley Dizisi yeterince tanımlanamamış ve bağıl yaşı, içerdiği fosillerin yardımıyla tam olarak belirlenememiştir. Dördüncü bir dizi olan Tremadoc, kimi zaman Kambriyen Dönemin son dizisi, kimi zaman da Ordovisiyen Dönemin ilk dizisi olarak kabul edilir. Kambriyen ve Ordovisiyen dönemleri birbirinden ayıran katman ve
zaman sınırına ilişkin ortak bir belirleme henüz gerçekleştirilememiştir. Ama Tremadoc, daha çok Ordovisiyen Dönemin bir dizisi olarak kabul edilir.
Günümüzün levha tektoniği kuramından yararlanılarak Kambriyen Dönemin paleo-coğrafyası, eskiden Gondvana ile Lavrasya kıtaları arasında kalan ve bugünkü Atlas Okyanusunun öncülü olan İapetos Okyanusuna dayalı olarak açıklanır. Gondvana, bugünkü İngiltere’yi, Galler’i ve İrlanda’nın doğu kesimini, Avrupa ve Afrika kıtalarını, Ortadoğu’nun bazı bölgelerini, Hindistan’ı, Güney Amerika’yı, Antarktika’yı ve Kuzey Amerika’daki Apalaş Dağlarının doğu kesimlerini kapsıyordu ve ikincil karbonatlar (kireçtaşlan) ile büyük klastik (mekanik olarak oluşmuş) tortullardan oluşuyordu. Buna karşılık Kuzey Amerika’nın büyük bir bölümünü (Apalaşlar’ın batısını da içine alarak), Grönland’ı, Spitzbergen’i, İskoç-ya’nın kuzeybatı kesimi ile İrlanda ve Norveç’in batı bölgelerini kapsayan Lavras-ya’da, kireçtaşlan egemendi. Lavrasya kıtasını oluşturan kireçtaşlannda bulunan deniz fosilleri Gondvana’dakilerden farklıdır ve bu iki kayaç dizisi arasında bağıntı kurulmasında bazı sorunlar vardır. Kuzey Amerika’daki Alt ve Orta Kambriyen diziler, İngiltere’dekilerden biraz farklıdır ve Üst Kambriyen, birbirini izleyen Dresbahiyen, Frankoniyen ve Trempealeauyen katlara ayrılır. Bazı jeologlar, Trempealeauyen’in en azından bazı bölümlerinin Galler’deki Tremadoc Dizisine karşılık geldiğini ileri sürerler. Kambriyen Dönemdeki öteki kıta alanları, Baltica (Avrupa’nın en kuzeyi, İskandinavya ve Baltık bölgesi), Sibirya. Çin’in kuzey kesimleri ve Moğolistan’ı kapsıyordu. Bunların arasındaki paleocoğrafik ilişkiler tam olarak bilinmemekle birlikte Sibirya’daki evaporitler burada sıcak iklim koşullarının ve yüksek buharlaşmanın bulunduğunu düşündürmektedir. Baltica ka-yaçlannda genellikle kireçtaşı bulunmaz ve bu nedenle buralardaki çökelmenin soğuk suda gerçekleştiği kabul edilir.
Kambriyen kayaçlarda yalnızca deniz fosillerinin varlığı bilinmektedir; bunların çoğu omurgasız fosilleri olmakla birlikte ABD’de Wyoming’de Geç Kambriyen’e özgü çenesiz balıklann kalıntılarına rastlanmıştır. Tanımlanabilen tek bitki alglerdir. Kambriyen Dönemin egemen hayvan grubunu oluşturan trilobitler dönemin sonunda önemli ölçüde azalırken çeşitli trilobit familyaları ortadan kalktı.
Daha önceki dönemlerde trilobit fosillerine rastlanmamasına karşın bu hayvanların Kambriyen Dönem başlarında ulaştıktan gelişim düzeyine dayanılarak uzun bir evrim sürecinden geçtikleri sanılmaktadır. Trilo-bitlerin büyük bir bölümü sığ deniz diplerinde yaşadı; ama bazılan da, dipte yaşayan canlıların gereksinim duyduğu yeterli oksijenin bulunmadığı yüzey sularına da uyum sağladı. Akıntılarla sürüklenen ya da serbest yüzebilen trilobit fosil kalıntıları çoğu kez oldukça ayrı bölgelerdeki kayaçlar arasında bağlantı kurmayı kolaylaştırmaktadır

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*