Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıylaSalât ve selâm, Efendimiz Hz. Muhammed’e ve O’nunEhl-i Beyt’ine ve Ashabma olsun.T.C. Diyanet İşleri Başkanlığının daveti üzerine Kameri AybaşlannıTesbit Konferansı 26 Zilhicce 1398 (27.11.1978) ile 29Zilhicce 1398 (30.11.1978) tarihleri arasmda, islâmın tarihî başkentiİstanbul’da toplanmıştır.Konferansa aşağıda belirtilen İslâm Ülkelerinden isimleriekte sunulan delegeler katılmışlardır:1 — Orta Asya ve Kazakistan (Sovyetler Birliği)2 — Afganistan3 — Endonezya4 — Pakistan5 — Bahreyn6 — Bangaldeş7 — Türkiye8 — Tunus9 — Cezayir10 — Birleşik Arap Emirlikleri11 — Kuveyt12 — Sudan13 — Irak14 — Kıbrıs15 — Lübnan16 — Malezya17 — Haşimî Ürdün Krallığı18 — Suudî Arabistan Krallığı19 — Fas KrallığıTemsilci gönderen teşekküller:20 — Râbıtatu’l-âlemi’l-islâmî21 — Paris İslâm Merkezi22 — Brüksel İslâm MerkeziBu konferans daha önce aynı maksatla aktedilen konferanslardizisinden biri olarak toplanmış ve çalışmalarını Kualalumpur(Malezya) Konferansı ile Kuveyt Evkaf Bakanlan Konferansındaelde edilen sonuçlan tamamlayıcı ve olgunlaştırıcıbir istikamette sürdürmüştür.Katılan delegeler sunduklan tebliğlerde müslümanlannRamazan başlan ve sonları ile, dinî günlerde ve bayramlardabirbirlerinden farklı görünümlere sahip olmalarının ortaya çıkardığıesef verici durumu ele almışlardır.Konferans üyeleri dinin kabul etmeyeceği bu durumu birçözüme kavuşturmanın gereği üzerinde birleşmişlerdir. Çünkümüslümanlar, Kur’an-ı Kerim’in «Bu, sizin ümmetiniz, tek birümmettir» âyetinde ifadesini bulan yetvücut bir ümmettir. Dinîkonularda ihtilâfa düşmeleri caiz değildir. Allah Teâlâ «Allah’ındinine topluca sanlınız, aynlığa düşmeyiniz» âyetiyle birlikve beraberliği emretmişir.Konferansta katılan ilim adamlan arasında «Din Komisyonu»ve «Astronomi Komisyonu» olmak üzere iki ayrı komisyonteşkil edilmiştir. Bunlardan her biri kendi ihtisası dahilindekikonularda sunulmuş tebliğleri etüt etmiştir. Detaylara inilerekenine-boyuna yapılan tartışmalardan sonra konferans,son oturumunda oybirliğiyle aşağıdaki kararlan almıştır:1 — ister çıplak gözle, isterse modem ilmin rasat metotlanylaolsun, aslolan, Hilâl’in ru’yetidir.2 — Astronomlann hesapla tesbit ettikleri Kamerî Aybaşlannadinen itibar edilebilmesi için onlann bu tesbitlerini Hilâl’ingüneş battıktan sonra, görüşe mani engellerin bulunmamasıhalinde gözle görülebilecek şekilde, ufukta fiilen mevcutolması esasına dayandırmalan gerekir ki, bu da «Hükmî ru’yet»diye isimlendirilen ru’yettir.3 — Hilâl’in ru’yet edilebilmesi için iki temel şartın gerçekleşmesizorunludur:a) Kavuşumdan sonra Ay ile Güneşin açısal uzaklığı 8 derecedenaz olmamalıdır. Bilindiği üzere ru’yet 7 ile 8 derecelerarasında başlamaktadır. 8 derecenin esas alınmasında ihtiyatbakımından görüş birliğine varılmıştır.b) Güneş’in batışı anında Ay’ın ufuktan yüksekliğinin açısaldeğeri, 5 dereceden az olmamalıdır.Sadece bu esasa göre, normal durumlarda Hilâlin çıplakgözle görülebilmesi mümkündür.4 — Hilâlin ru’yet edilebilmesi için belli bir yer şart değildir.Yeryüzünün herhangi bir bölgesinde hilâlin ru’yeti müm
KAMERİ AYBAŞLARINI TESBİT KONFERANSI KARARI
12
Ara